8 Haziran 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 25

8 Haziran 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

yileleri bu vaziyetlerde kendilerine yardım eder. En feci şey çocukların evden eve sürüklenmesi ve bazan, umumi ye- timhanelerde olduğu gibi, devamlı su- rette değişe bakıcıların ellerin e kalmalarıdır Kimsesiz fa!l ocuk- lar bu bakımdan cemiyet için büyük bir yaradır. Onlara şefkat göstermek, onlara yardım etmek şarttır. Okul çağı ocuğun ilk defa okula gidişi o- san olduğunu anlayınca, yerine fut- bol, sinema yıldızlarını, kahraman- ları koyar. Daha sonrnları çocuğun kazandı- ğı şahsiyet yavaş yavaş meydana çı- kacaktır. Çocu k baz yi rm h et” meydana çıkar- ken geçirilecek normal biş devredir. fetikbalin garantisi ocuk istikbalin garantisidir. İyi yetişmiş çocuk, şahsiyetini yapa- bilmiş çocuk ilerde en büyük felâket- lere, en büyük güçlüklere göğüs ge- recektir. Son Macarlstan facia.sında. memleketlerinden göç etmek d unda kalan bir çok felâketzedeler sığındıkları memleketlerde norm hayatlarına dönmüşlerdir. İçlerinden bazıları ruh hastalıklarına yakalan- mışlardır. Bunlar bedbaht ve muva- zenesiz çocuklukları olan kimseler- dir ve işte bunlar, fırtınaya göğÜs ge- rememişlerdir. _ma bıkg;ı Stecağa tıîhammu ük AKİS, 8 HAZİRAN 19577 İki plâj kıyafeti “Klâsik” meraklıları için Moda Plâja hazırlık I stanbuldan gelen son haberler bu sene plâj mevsiminde lasteks ma- yonun tahtından indirileceğidir. Ri- vayete göre, İstanbulun en şık ha- mmları daha şimdiden Beyoğlundaki bir mayo sipariş atölyesine çifter çif- ter basma mayolar ısmarlamışlar... Zaten Avrupadan ve Amerikadan ge- len modeller de lasteks mayoların çok azaldığını, daha doğrusu çok değişik biçimler, değişik kumaşlar şeklinde karşımıza çıktığını göstermektedir. Fay lasteksler vardır, kadife ıasteks- ler vardır poplın hissi veren laste 1 gibi kırmalı, fırfırlıdır ve bunlar ek- seriya elbiseleri, etekleri ile takım halindedir. “Bloomer” ismi verilen bir tip basma mayolar da kalçadan aşa- gıda bebek tulumları gibi büzülerek, lâstik geçirilerek kabartılmıştır. Kü- verişlidir. Basma mayolar çoğalınca iki parçalı çıplak mayolar, bikiniler, yeniden türemiştir. Fakat bu çiçekli bikinilere ekseriya havludan bir plâj mantosu refakat etmektedir ve hav- lunun Üst veya iç kısmı mayonun basması ile astarlanmıştır. Puanlı kumaş modası plâja kadar Çizgili kumaşlardan yapılan mayolara gelince bunların hususiyeti kadını daha ince gösterebilme beridır. Bu sene plâjlarda en çok hosa B- decek bir sey de kısa şortların üze- rine giyilecek uzun kollu dumdüz er- KADIN kek gömlekleridir. Bazen şort da, gömlek de cok kadınlık ıfade eden neşeli bir ciçekli baszmadan yapıl- mıştır, bazan şort düz ketendendir ve gömlek renkli, emprime çizgili veya puanl ıidir. Gene bu sene plâjlarda, renkli dar ve yırtmaçlı balıkçı pantalonları çok gözde olacaktır. Düz ve klâsik pan- talonların yerini eğlenceli, fantaziye müsait pantalonlar almıştır. Geniş kareli kumaşlardan yapılmış, önden düğmeli kısacık plâj rob-mantoları da bir hayli alâka çekicidir. Şık bir manken, deniz kenarında çektirttiği reqımde kısacık bir şort giyinmiş ve şortu bol bırakılmış Uuzünca boylu bir beyaz erkek gömleği ile kâmilen gizlenmiş, gömleğin yakasına şortla eş kumaştan yapılmış muazzam bir erkek kravatı bağlamıştır. Daha klâsik giyinmek isteyen ha- nımlar için geçen senelerin klâsik bi- çimli lasteksleri daha elverişli ola- caktır. Bunları karada Ev Eko Klübünün bir toplantısmda hanımlar bu “'mesele” üÜzerinde bir cok buluşlarını ortaya attılar. Sara Erik ucuz bir kadifeden, eski lasteks mayosunu sökerek ha- zırladığı patronlar Üzerine nefis bir mayo yaptığını, bu mayoyu rahat ra- hat bir mevsim giyindiğini söylüyor- du. Mayo hâlâ da şıktı.. Mayoların ömrünü uzatan bir şey de her ban- yodan sonra, fermuarlarını talk pud- rası ile pudralamaktı. den de istifade edilebilirdi. Plâj man- tosu denilen şey artık elzemdi. El- zem olan bir şey de plâjda daima fan- taziye kaçmak, renkli, neşeli, göz A- hci olmaktı. Plâj “sıcaklık” kaldıran yerdi Plâjdan görünüş Favori : Şort...

Bu sayıdan diğer sayfalar: