22 Şubat 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 28

22 Şubat 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 28
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

lâzımdı. Cemiyetimizde erkek, yakın zamana kadar "poligam"dı. Birden fazla kadınla evlenmek onun en tabii ve meşru bir hakkı sayılırdı. Bugün dahi cemiyetimizde erkeğin çapkınlı- ğı bir meziyet addedilirken, kadının- la ahlâksızlık addedılmekteydı Evli- lik hayatında iki tarafın da sadakat göstermesi, iki tarafın da bu mevzu- da, birbirlerinden aynı titizliği bekle- meleri medeniyetin bir — icab Ancak, kadın olarak bunu iddialaş- ma şeklinde değil, sabırla ve telkinle elde etmek lâzımdı. Poligami iptidâi cemiyetlere has birşey, ekseri kafası az işleyen insanların — enerji sarfet- mek ihtiyacı ile — başvurdukları bir usuldü. Medeniyet, kadın erkek, in- şam tekli izdivaca götürmüştü. Kafa entellektüel erkek tek kadınla mesut olur ve tek kadın- la iktifa ederdi. İşte annelerin oğul- larına ilham edecekleri en mühim şeylerden birisi de buydu. Gene cemi- yetimizde erkek, kadına nazaran da- ha inhisarcıydı. Tabiit bu da bir ter- biye meselesiydi cemiyetimizde bu hâl Batı cemıyetlerınden daha ba- riz şekilde göze çarpmaktaydı. Yal- nız kadınlar, erkeklerin bu hislerin- den istifade etmesini bilmeliydi. İz- divaçta karşıhklı sadakat şarttı ama bu, şu hakikati da unutturmamalıy- dı: Başkaları tarafından beğenilen kadınlar kocalarının alâkalarını dai- ma uyanık tutabilirler. Bu demektir ki erkek olsun, kadın olsun izdivaç hayatında daima cazip, beğenilir du- rumda kalmaya gayret etmeli ve böy- lece sadakatlerini kıymetlendirmeli- dir. Karıma kimse bakmaz, kocamı kim ne yapsın fikri, hiçbir karıkoca- da mevcut olmamalıydı. Çünkü bu takdirde sadakat büyük birşey ifade etmezdi. Geçinmenin bir sırrı da cinsi tat- min ve şuurlu sadakatt Evlâd ü ayal hikâyesi Birçok ailede çocuk, bir huzursuz- luk zemini teşkil etmekteydi. Hal. buki çocuk aslında ana ile baba ara- sında bir. harmoni bağıydı ve çocuk miktarı fazlalaştıkça bu harmoninin artması gerekirdi. Ancak çocuk doğ- duktan sonradır ki, aile tam bünye haline gelir. Şu halde nasıl oluyor da çocuk ailede bir huzursuzluk zemini teşkil edebiliyor? Bu — sualin cevabı gayet basitti. Vakıa çocuk ailede bir harmoni bağıdır ama, çocuğun anne baya bazı vazifeler yüklediği, fedakarhk 1stedıgı de bir hakikatti. Çocuk doğduktan sonra ailenin ya- şama standardı düşecekse anne ve baba daha evvel, bu meseleyi ciddi şekilde görüşmeliydi. — Geliri arttır- mak en iyi çareydi. Ama bu mümkün değilse, hiç olmazsa icab eden. feda- kârlıkları bilip, peşinen kabul ede- rek, çocuğu istiyerek dünyaya getir- mek İâzımdı. Bu mevzuda erkek de kadının manen ve maddeten yardım- cısı olmalıydı, Fazla çocuk doğurmanın bir de psikolojik mahzuru vardı. Birçok aile çocuk sahibi olduktan sonra ga- AKİS, 22 ŞUBAT 1958 Öpüşen çift "Kalplerden dudaklara.." ileye dalardı. Kadın zanneder ki artık erkek kendisini terkedemez, er- kek zanneder ki kadın artık ebediyen bağlanmıştır. Birbirlerini hoş tutma- ya çalışmazlar, hattâ kavgadan çe- kinmezler. Bu yola da tevessül et- memek lazımd Geçinmenin ve mesut olmanın bir sırrı da, çocuk sahibi olmak değil istiyerek çocuk sahibi olmaktı. Kaynana Dili olmasa KADIN Kaynana dili irçok karıkocayı boşanmak uzere mahkemeye götüren şey, düş m dahalelerdi. arkadaşın hattâ iyi niyetli bir annenin nasihati, müdahaleleri bazen gençlerin hayatı— nı, zehirler. Kaynana-gelin, kaynana- damat problemlerini ilim ışığı altmda mek bunun psikolojik ve ruhi se- beplerını bulmak, unun için icab ediyorsa bir sosyoloji mütehassisini, bir psikologa, danışmak gayet fay— dalıdır. Bunların dışında bazı tedbir- ler almak ta şarttır. hayatlarına, belki haklı, sız müdahalelerde bulunabilecek kim- selerle aralarına mua en bir saygı i orundadır. Böyle- ce, müdahalelere akıllıca set çekmiş olurlar. Patriarkal aile sistemine ve- da etmek te şarttır. Evlenen genç- ler, mecburiyetler olmadıkça yalnız oturmalı, başbaşa kalmalı ve kendi problemlerını kendileri halletmelidir. zı haklı müdahalelerden kendilerini alıkoyamıyacaklardır. Halbuki aile müessesesinin haklı, haksız dış mü- dahalelere tahammülü yoktur. Aile kendi derdini kendi bünyesi içinde hal. letmek zorundadır. Herkarı kocanın tamamiyle kendine has bir aile tipi vardır. Müdahalelere müsaade etme- mek için dikkat edilecek bir nokta da heryerde, büyüklerin — veya arkadaş- ların yanında sık sık aile hususiyet- lerinden, entimiteden bahsetmemek- tir. Bu daha ziyade kadınların âdeti- dir. Şikâyet, çabucak alışkanlık şek- lini alır ve herkes bu tip kimselere müdahale lüzumunu duyar. Yüz-göz olmayınız irçok karıkocayı bedbaht eden birşey de laubaliliğe, hattâ saygı- sızlığa varan samimiyettir. Karı ko- ca birbirlerine hem en yakın hem de en uzak kimsedir. Birbirini kırma- mak, rencide etmemek, yerinde sus- masını bilmek çok mühimdir. Bazı kritik mevzular — vardır ki, dokunmamak lâzımdır. Her insanın bazı hassas tarafları vardır ki bun- lara hürmet etmek gerekir. Erkeğin ve kadının bazı içtimat mecburiyct— leri vardır, nlara Triayet şarttı Hurrıyetlerın haksız şekilde tahdıdı insanları daima isyanlara suiistimal- lere, kaçamaklara sevkeder. Bundan kaçınmak lâzımdır Geçinmenin bir şartı da, samimi- yete rağmen saygı hissini muhafaza edebilmeye bagld Erkeklere kulüp.. ulüp üyeleri dakikalardan beri karşılarında konuşan hanımın sı- raladığı maddeleri — nefes almadan, merakla dinlemişlerdi. Bazı itirazları vardı ama umumiyetle her üye sihir- li formülü not defterine geçirivermiş. ti. Ah şu geçinmenin sırrını bir de erkeklere öğretebilselerdi! Bu mev- zuda erkekler için gece kurları aç- mak şüphesiz ki çok faydalı olacaktı. Bazı üyeler b mevzu üzerinde uzun uzun durdula 29

Bu sayıdan diğer sayfalar: