21 Haziran 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 25

21 Haziran 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

geride bırakacağı ve yeni nisbetler doğuracağı bir vakıadır. Bu halde de il hakem kurullarına baş vurup, ay- larca beklemek sonra da -o da yuz— de bir ihtimâlle, pek cüzi bir zam taltif edilip yeni yeni pahalılıklarla karşı karşıya bırakılmak elbette ki çıkar bir yol değildir. Zamların hemen her cinsi işçi ya- şayışı üzerinde yıkıcı bir tesir icra etmektedir; Bilhassa bunlar arasın- daki taşıt vasıtaları zamları işçileri en fazla düşündüren zamlar arasın- dadır. İşçiler gıdalarından, üstlerin- den başlarından kesmeğe alışmışlar- dır ama, bilhassa İstanbul gibi. İz- mir gibi büyük şehirlerde şehrin bir ucundan öÖbür acuna yürüyerek git- meğe imkân yoktur. Vakıa — meselâ Zamlar ve layıp değerlendirecek tedbirler hak- kında bir fikre varmamış oldukla- rından ücretler son derece iptidai şekillerde tesbit edilmektedir. Bununla beraber kârlarla ücret- ler arasında ücretlerin aleyhine bir fark daima bulunmuştur. Meselâgeçenyüzyılınortalarına doğru Fransada kârlarla ücretler a- rasındaki farkların incelenmesi üc- retlerin karlara nisbetle — nekadar düşük kaldığını açıkça göstermek- tedir. 1850 yılında fiyatlar 100 ve ücretler de 100 olarak ka edi- lecek olursa 1860 yılında karların 220 ye çıktığı, ucretlerın ise sadece 113 e yükseldiği; 1870 yılında da kârların 386 olmasına karşılık üc- retlerin ancak 145'e yükselebildiği görülmektedir. Böylece, zaman geç- tikçe kârların yükseldiği ve ücret- e kâr arasındaki nisbetin ücretler aleyhine arttığı anlaşılmaktadır. İş- çi ücretlerinde yukarıda bildirilen devrede rastlanan yükselmeler ise görünüşte kalmaktadır. Çünkü para değerinin düşmesi ve fiyatların git- tikçe artması işçi ücretlerinin sa- tınalma kabiliyetini azaltmakta, ya- ni reel ücreti düşürmektedir. rlarla —ücretler — arasındaki mesafenin gittikçe açılması son ay- larda Amerika Birleşik Devletleri halkını bu konuda ciddi olarak dü- şünmeğe sevketniiştir. Bilhassa iş- sizliğin — geniş Öölçüde artması karsı- sında Amerikalıların şimdiki, gibi çok kazanıp endişeli ve ilerisi ka- ranlık bir hat sürmektense eski- si gibi az kazanıp güvenli ve rahat bir yaşama tarzını özledikleri anla- şılmaktadır. Kısacası, bir kısım halkın kendi menfaatlerini sağlam bakımın- dan alabildiğine serbest bırakılma- sı, fiyat yükselmelerinden faydala- narak gittikçe zenginleşmesi, — bu gidişten zarar gören ve ellerine ge- cen paranın eskisine nisbetle çok AKİS. 21 HAZİRAN 1958 Demirköprü barajında çalışan işçiler şantiyeye gidip gelmek için günde dört saat yol yürümektedirler ama ayni şeyi Büyük şehirlerdeki işçile- rin de yapması mümkün g değildir. Hele araya deniz girerse! Aksayan tatbikat on zamlar işçiler için gerçekten birer darbe oldu. Ama onların dertleri sadece bu değildir ki. Daha bu dertlerin yanında ne dertleri var- dı. Mesela Yenıkapıda bir — kereste fabrikasında çalışan işçi Ahmet Zen- gin tam on yıl çalıştıktan sonra haf- talık otuz liralık ücreti çıka çıka kırk liraya çıkmıştı. Kırk lira hafta- lık, a 160 lira eder. Çalışma Ba- kanı B. M. de istediği kadar Ücretler birşey sağlamadığını gören geniş halk tabakalarını refah memleketi sayılan Amerikada bile — düşündür- meğe başlamıştır. Memleketimizde ücret istatistik- leri bulunmadığı için ücretlerin na- sıl bir seyir takib ettiğini ve bunla- rın fiyatlar ve kârlar karşısındaki durumunu rakkamlarla ve sıhhat- li olarak ifade etmeğe imkân yok- tur. Bununla beraber gerçeğe ya- kın bazı kanaatlerin ileri sürülebil- mesi için elimizde yeter malzeme de vardır. Nitekim geçim endeksle- ri incelenecek olursa, bunların hergün durmadan — yükseldiği bu- na karşılık ücretlerin aynı seviye- i muhafaza ettiği ve çok — kerre düştüğü açıkça görülür Bilhassa büyük şehirlerde toplanmış olan en- düstrilerde çalışan işçilerin durumu son derece kötüdür. Bunlar yalnız gıda maddeleri, giyim eşyası fiyat- ları vasıtasile degıl fakat taşıt a- raçları, kira ücretleri gibi masraf - lar için de giderlerinin büyük bir kısmını elden çıkarmaktadırlar. Meselâ bir İngiliz gelirinin © 30'unu gıdaya, sadece B 10'unu ki- raya sarfetmektedir. Halbuki bizde, bilhassa işçiler gelirlerinin yarısını ve bazen daha fazlasını kiraya ö- demek zorunda kalmaktadırlar. Bu- günkü fiyat artışları karşısında ge- lirin — diğer yarısının — beslenmeğe sarfedilip, giyinme vesair ihtiyaçla- rın ancak borçlanma yolu ile gideri- lebildiği bir gerçektir. İngilterede gelirlerin sadece B 30'unun beslen- meye harcanmasının sebepleri, ara- sında şüphesiz devletin süt vs. gibi gıda maddeleri hususunda takip etti ği yardım politikasının da rolü oldu- ğunu kabul etmek lâzımdır. Bizde ise işçilerin ve genel olarak vatan- daşların gelirleri ile bütün ihtiyaç- larını giderebilmelerini sağlamak i- çin devletin şu veya bu yolda her- hangi bir yardımda bulunmadığı meydandadır. Aksine, son yapılan ÇALIŞMA memleketimizde 8-10 liradan aşağı ücret yoktur desin, Ahmet Zenginin ayda eline geçen ücret 160 liradır ve bu hiç bir türlü de değişmemek- tedir. Buna mukabil Ahmet Zengin dört çocuğu ve karısı ile bir gece- kondunun tek göz odasına sığınmış- tır. Altmış lira kira ödemektedir. İş- verenden bundan altı yıl önce kabul edilmiş bir kanun gereğince azar yevmiyesini istedi diye haftalıkların- dan ve işinden olm zar yevmiyesi vermemektedır yen çalışır, istemeyen çalışmaz de- mektedir. Kimseyi zorla çalıştırmıyo- rum demektedir. engin, sö- züm ona bir çalışma hürriyeti içinde bir başka iş aramaktadır. Âdil AŞÇIOĞLU zamların devlet tarafından geldiği görülmektedir. Tabiatile devletin bazı maddelerle hizmetlere zamlar yapması hususi sektördeki eşya ve hizmetlere zamlar yapılması sonu- cunu doğuracaktır. Bu zamlar da elbette Devlet sektöründeki zamlar nisbetinde değil fakat daha yük- sek ölçülerde aksettirilecektir. Geniş işçi kutlelerının ücretleri- ni arz ve talep kanun göre ser- bestçe arttırmak ımkanından mah- ram bulunduklarını herkes bilmek- tedir. Hayat pahalılığı ile Ücretlere de kendılıgınden zam yapılmasın) mkün kılan ynak — merdiven" sıstemı memleketımızde uygulanma- maktadır. Bu durum karşısında is- çiler ya işverenlerin insafına sığınıp ücretlerinin artırılmasını isteyecek- ler, ya da İs Kanununa tabi olan işyerlerinde çalışanlar il hakem ku- rullarına başvurup ücretlerine zam isteyeceklerdir. Fakat il hakem ku- rullarının bilhassa son yıllarda iyi çalışmadıgı ve ışçıler lehine yaptığı zamların da mânâsız denecek kadar az oldugu bılmmektedır Esasen il hakem kurulları hiçbir zaman asga- ri ücretin üstünde zamlar verme- mektedir. Asgari ücretler ise, asga- ri geçim endeksine nadiren yaklaş— maktadır. Asgari ücret komisyon- ları tarafından tesbit ve kabul e- dilen ücretler ortalama olarak adin- de 3 7 lira arasında oynamaktadır. Birçok işyerlerinde asgari ücretle- rin dahi uygulanmadığı ve işçilere bunların altında ücretler ödendiği hergün yapılan şikâyetlerden anla- şılmaktadır. İşçi ücretlerine herhangi bir zam yapılsa bile eşya fiatları ve hizmet ücretleri sabit kalmadıklarından iş- çilerin normal bir hayat sürmeleri bir türlü mümkün olamamaktadır. Bu durumun bir sonuca olarak ta işçilerin ekonomik ve sosyal seviye- leri hergün biraz daha kötüye doğ- ru gitmektedir 25

Bu sayıdan diğer sayfalar: