13 Ekim 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

13 Ekim 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

|i ——— Ş A B AÖ YURTTA OLUP BİTENLER retli bir takım çalışması taraftarı olan Aksal, Grup Başkan Vekilliği sıra- anda, her istidatlı kimseye konuşma ve yetiğme imkânı sağlıyarak, gruba takım çalışmasının zevkini vermeye, verimini :spata gâyret etmişti. Aksal, şimadi aym metodu, kendi de dâhil, C. H. P. nin en alt kademesinden en Üst kademesine kadar benimsetmeye Hâ.ıen Merkez ldare çoğunu Sekretersiz yapan Merkez İdare Ku- rulu üyelerini memnun etmekte, mese- lelerin ele alınışını ve intâcını lıola.y- laştırınaktadır. Kurulun Belen her nevi müracaatı cevaplandır- ma, ihtilâflarda hakem rolü oynama yolundaki faaliyeti, takım oyunu oy- nuyan bir kaptanın idaresinde hızla- nacaktır. Merkez İdare Kurulu, teşkilâttakl miy eya e tından herhangi bir hizbi desteklem yoluna sapmıyacaktır. İhtilafla.nn u- zerine cesâretle y nece Ve parti için en fa dalı hal şeklllerl bulunacaktır. Meselâ İstanbulda, kra- kravatsız isimleriyle — bilinen mücadele, ilk plânda ele alınacaktır. İstanbuldaki parti çalışmalarının mu- vaffakiyeti için elbette ki kravatlı, kravatsız her iki grubun da elbirli- ğiyle faaliyet göstermesine ihtiyaç vardır. Durum bugün, elbirliği hava- sından çok uzaktır. Gerekirse, takım oyununu bozan oyunculear takım dışı bmıkılarak başta İstanbulda olmak ekip çalışması mutlâka ger- cekleştln'eüektı Gezllere yeni bir hız verilecek, hâ- len devam eden İlçe Kongreleri ta- anılanınca, tanhlenm Merkezin tes- blt edeceği İl kongrelerine başlana- caktır. İl kongrelerine merkezden ka— tabalık ekipler katılacaktır. C. H. varının mes'ulivetlerini müdrik, llye— lerinin elele, güçlerini birbirine kata- rak çalıştığı bır parti hâline gclmek kararındadır. i D. ayıran ve onu xüvcmlır bir partl hâ— line getiren, bu metod ve zihniyet far- kı olacaxtır. Kıbrıs ÂAZ gittik, uz gittik... (Jende bıraktığımız haftanın buş- larında, Salı günü Ankara ve Ati- sileileri, Ada teamsilci'le- » Anayasa ihtilâfın: hal- Jetmek için yenıden toplandılar. Bu se- fer de bir neticeye varmak mümkln olmadı. 90 dakika süren toplantıdan sonra, “görüş farkları olan mesele- leri lnorılndix Yakında milşterek bir aracağız” tarzında bir tebltğ konıı;mıı.lınn Deticesiz kaldığını x ı? Göster Artık! | l) P. iktidarının mutemet &- E e damı Nihad çen hafta Kıbrimtaki hıauı—.ı mü- zakerelerini tbırakıp — döndüğü zaman gazetecilere : “—. İhtilâf yok, demişti, sA- dece dişlerimi yaptırmak İçin eldim”. Şimdi Üstad. Ankarada diş- lerini yaptırarak tekrar rmaüza- kerelere katılmış — bulunuyor. Ama do; rusu u aurut efkâr da meraklaudı... Acaba onları — kullanacak ”— teriyordu. “Hususi işlerini” hallet- mck makeadıyla Ankaraya gelip, ye- ni tâlimat ile dönen Prof. Nihat E- rim, bu sefer de, diplomasi icabı say- dığı iyimserliğini — bozmadı. Geçen hafta içinde konuşan Dr. Fazıl Kü- çük te cok iyimser bir konuşma yap- ti ve Türk Cumhurbaşkarnı nuavini ile Rum Cumhurbaşkanı yardımcısı- nın eşit haklara sanip olmasının hiç ir zaman düşünülmediğini söyledi. Halbuki Fazıl Küçük'ün gazetesi ay- lardır eşit haklar tezini savunmuş- tu! Bizzat Dışişleri Bakanı Zorlu rsüsünda Cumi:urbaskanı L mişti. Şimdi böyle bir seyin hiç bir zaman düşünülmediği açıkianıyordu! Makarlas İkna kabiliyeti Düşünülen şeylerin, düşünüldüğü bu kadar çabuk unutulursa, iyimser ol- mamak için elbette ki bir seben yok- tu. Bu sayede, elbette ki pek yakında bir neticeye varmak mümkündü.. Ni- tekim tâviz vermeyi aklından geçir- n Rumlar sabırsızlanıyor. gecik- meden Türkleri mes'ul tutuyorlardı. Nüifuzlu Eleftnerila gazetesine göre “Türkler, müzakere ettikleri kimse- leri rmaya ve böylelikle Ümit et- medikleri kazançlar elde etmeye ça- . Fakat Türkler, aslâ dostı- rih anlaşmasının dışında kazanç sağ- lyacaklarını sanıyorlarsa aldanıyor- lardı. Mıselelerln hallint ka.sden ge- ciktirmek t #i kendilerine fayda verımyecckt.ı Ç Ünkü, diğer şeyler &- rasında, işlemiyecek bir C tin yaratılmasını istemiven halk efkârı ile —karşılaşacaklardı”. Gazete, bu sözlerle “işliydcek”, yamı Türk el'al'ly etine, daha az garantıler tan.yan bir Cumhuriyetin şa luğunu vabıyor ve “dünya ha Yi arkamızda” diyordu. Eleftheria'ya göre “Türkler daha evvel ileri sürü- len Rum plânlarını kabul edecekleri intibanı vermişlerdi”, Gazete, buna rağmen anlaşmaya varılmamasını “geçmişte Ssayısız uzlaşmazlık alâ- metleri göstermiş olan Kıbrıslı bir Türk liderinin -yani Rauf Denktaşın- müdahalesine” atfetmekteydi! Vavgi gazetesi son anlaşmazlık- istediği gibi Belediye meclisinin se- lâhiyetlerinin kısılması, şehir plânla- ma, yol inşaatı, sağlık ve diğer âcil işler bakımından gecikmelere yol aça- caxtı Yani Türk azınlığına tanınan garantiler nasıl Cumhuriyeti “işle- mez” hale getirecekse, Belediye işle- rinin yürütülmesinde istenen garanti- ler, Belediye meselelerinin hallini ge- ciktirecekti! İşin tuhafı her iki ta- ih ve Londra anlaşmalarına harfiyyen riayet ettikleri iddiasınday- dilar! İntimal Makarios. Enosisçi ve onu Turkler ile İngilizlere yyen riayet” prensibinin yeni blr tefsmyle Adaya dönmistü. Rodos konuşmaları sker ve din adamı, uzun söz dü ellolarından sonra geçen hattaan ortasında, Çarşamba sabahı, arala- rındaki ihtilâfları halletmek mak a dıyla bir araya geldiler. Makari Callas hâdisesiyle şöhmtmln yenl bir zirvesine erişen Rsisten kl AKİS, 12 ERİM yân »—mimın aeeb

Bu sayıdan diğer sayfalar: