26 Eylül 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 11

26 Eylül 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Olur mu, Böyle Olur mu ? Evvela, bir hâtıra. Sene 1955. 18 Mayıs Çarşamba. Saatin öğleden sonra üçe yaklaştığı bir sırada D.P. nin Ağrı milletveki- li ve partisinin o tarihteki Meclis Grubu İdare Kurulu üyesi Kasım Küfrevi Metin Tokeri evinde, tele- fonla arıyor. Küfrevi, o asistanlığı devresinden ahbabı Tokeri acele görmek istemektedir. Toker, Küf- reviyi eve veya mecmuaya gelme- ge davet ediyor. D.P. nin Ağrı mil- letvekili, yarı dehşet içinde "Ol- maz !" diyor. Tokerle o gün tema- sının bilinmesi tarifsiz mahzur ta- şımaktadır. Kendisi saat üçte, U- lus meydanındaki oHachette kita- bevine gidecek ve kitapları karış- yormuş gibi yanında, kitaplara ba- Küfrevi, söyleyeceğini o arada söyleyecektir. Toker, bu es- rarlı havaya pek mâna verememek- le beraber mutabakatını bildiriyor. Sahne tamamen kararlaştırılan şekilde cereyan ediyor. Küfrevi, To- ker yanına yaklaştığında dudakla- rının arasından "Yarın seni tevkif edecekler. Dikkatli bulun!" diyor. Sonra, kısaca izah ediyor. Öğleyin Menderes D.P. Genel İdare Kurulu ve Meclis Grubu İdare Kurulu üye- lerine Çiftlikte bir yemek vermiştir. O yemekte Metin Tokere küfret- miş, "Yarın aklı başına gelir. Tev- kif ettiriyorum" demiştir. Tokere hiddet, Menderesin AKİS'i D.P. içindeki İspat Hakkı gibi hareket- lerin o teşvikçisi, hattâ çekirdeği saymasıdır. Küfrevi, Tokerin nasıl tevkif (o ettirileceğini o sormuştur. Menderesin bildirdiğine göre Anka- ra Savcısına AKİS mesulleri aleyhin de mecmuanın 14 Mayıs tarihli sa- yısında çıkan "Bir kedi ve fare hi- kâyesi" yazısından dolayı dâva a- çılması için bir "muvafakat talep- namesi" hazırlatmış ve o sabah, Ankara Savcısının gönderdiği ta- lepnameyi oOimzalamıştır. o Toker, kendisinin tevkifine kanunun mü- sait olmadığını, mecmuanın yazı işleri müdürünün mesuliyet taşıdı- ğını Küfreviye hatırlatıyor. Ağrı milletvekili gene dudaklarının ara- sından "Ben Menderesin söylediği- ni anlatıyorum. O, seni tevkif etti rebileceğini sanıyor, hazırlığını da yaptırmış. Belki faka basmış. Ora sınıbilmem. Her halde ayağın denk al" diyor. Methi Toker doğruca mecmuaya gidiyor ve 14 Mayıs tarihli AKİS'i AKİS, 26 EYLÜL 1960 dikkatle okuyor. Evet, "Bir kedi ve fare hikâyesi" yazısı o sayıda çık- mıştır. Yazıda, D.P. Meclis Grubu- nun Menderes İstanbuldayken Grup ta aslan kesilen, fakat o gelince dut yemiş bülbüle dönene üyeleri, yâni kedi yokken cirit atan fareler ba- his mevzuu edilmektedir. Tokerin yazıyı hususi alâkayla incelediğini gören yazı işleri müdürü Cüneyt Arcayürek garip bir hisle "Ne var?" diye soruyor. Toker, arkada- şını belki de boş yere endişelendir- memek için "Bir şey yok" cevabı- nı veriyor. Ertesi gün Ankara Savcısı, Me- tin Tokeri çağırttırıyor ve basın Hayri Mumcuoğlu savcısına ifadesini aldırtıyor. Fakat hesap yanlış çıkmışlar. Tokeri hap- setmek imkânsızdır. Kanun, müsait değildir. Bu sefer Cüneyt Arcayü- rek çağırılıyor. - Mecmuanın sahibi olarak Toker, yazı işleri müdürü olarak Arcayürek yazıda suç bu- lunmadığım o bildiriyorlar. o Basın savcısı Ankara oSavcısıyla görüşü- yor ve döndüğünde Arcayüreke er- tesi gün nüfus kağıdıyla tekrar gel- mesini söylüyor. Ertesi gün Anka- ra savcılığı oO(Cüneyt o Arcayüreki, tevkifi talebiyle 2. Sulh Ceza Hâ- kimliğine osevkediyor. o Arcayürek tevkif ediliyor ve doğruca Cezaevi- ne gönderilip Ankara Savcısının emriyle saçları dibinden traş edili- yor. Orada yirmi gün boyunca ken- disine, yazıyı Metin Tokerin yaz- dığını söylerse derhal Kurtulacağı, aksi halde "iflahının kesileceği" tekrarlanıyor. Arcayürek yirmi gün boyunca "Yahu, yazdığım bir yazı- yı Tokerin yazdığını nasıl söyle- rim?" cevabını veriyor. Bu arada Menderes, Ankara Savcısını Tokeri mutlaka tevkif etmesi için sıkıştır- makta, Ankara Savcısı elinden ge- leni yapmakta, fakat mevcut Ba- sın Kanunu gazete sahiplerine ha- pis cezası vermediğinden muvaffak ve gazete sahiplerine hapis cezası konulmuştur-. Arcayürek ancak yirmi gün sonra Toplu Basın Mah- kemesinin huzuruna çıkarılıyor ve kefaletle tahliye ediliyor. Arkadan, "Bir kedi ve fare hikâyesi"nde suç olmadığı Temyizin o tarihte Celil Cevherioğlu (o başkanlığında bulun- mayan dairesince tescil ediliyor. İşte, bilgilerine her zaman baş- vurulabilecek üç kişi: Toker, Küf- revi, Arcayürek. O ankara Savcısı, bugünkü İnkılâp Hükümetinde Dev- let Bakanıdır ve adı Hayri Mumcu- oğludur. Bir vakıa Hukuk kitapları satan bir dük- kâna gidiniz. Orada "Mer'i Ka- nunlar" adını taşıyan altı ciltlik bir derleme göreceksiniz. Kitabın bi- rinci baskısı tükenmiş, ikinci baskı- sı yapılmıştır. Birinci baskının "he- diyesi" 150, ikincininki 400 liradır. Derleme yedi kişinin eseridir. Bu yedi kişinin isimleri, soy adları ve mufassal adresleri kitabın içinde yazılıdır. Ortaklardan biri D.P. nin Sakarya milletvekili ve Menderesin meşhur Tahkikat Komisyonu üyesi Selami Dinçerdir. Kitap, Selami Dinçerin nüfuzunu kötüye kullan- ması suretiyle resmi daire ve mües- seselere binlerle satılmıştır. Bu, or- taklara sağlanan yüz binlerce lira- lık kar demektir. Hadisenin tahkiki gayet kolaydır. Resmi daire ve mü- esseselere bu kitapların nasıl, kim tarafından satıldığı bir günde mey- dana çıkarılabilir. D.P. nin Sakarya milletvekili ve Menderesin meşhur Tahkikat Komisyonu üyesi Selami Dinçerin ortaklarından birinin adı Hayri Mumcuoğludur ve Hayri Mumcu- oğlu İnkılap Hükümetinde Devlet Bakanıdır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: