12 Aralık 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 14

12 Aralık 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Meclis, haydi bilinemedi ilk normal Meclis behemahal düzeltecektir. Zi- ra dâva hem haklıdır, hem da umumi efkâra maledilmiştir. Bir mücadeleyi kazanmanın en kestirme ve sağlam yolu, onu halk oyuna maletmekten ibarettir. İşte, 147ler meselesi etrafında bi- tirdiğimiz hafta İstanbulda, Üniver- site çevrelerinde en fazla tutan ve yayılan görüş buydu. Nitekim geçen haftanın İkinci yarısında, İstanbul Teknik Üniversitesinin Taşkışladaki devkâri binasuun sütunları arasın- dan çıkan kahverengi elbiseli, bordo papyon kravatlı gık genç adamın 147ler meselesinin doğrulmağa ve düzelmeğe mahküm olduğuna dair esasen mevcut kanaati daha da pek- imiş gibiydi. Gerçi Anayasa doçenti in Teknik üniversitenin mavi i gözlü nazik Rektörü Prof. Fik- ret Nartere yaptığı ziyaretin doğru- dan doğruya 147'ler meselesiyle alâ- kası yoktu. Sâdece ortaya bir ek me- sele çıkmıştı: 147ler, Üniversitedeki ek görevlerine devam edebilirler miy- di, edemezler miydi ? İstanbul Teknik Üniversitesinin muhasebecisi şüphe- ye düşmüş, durumu Rektörlüğe ak- settirmişti. Ek mesele, basiretli Nar- terin ihtisasım aşıyordu. Onun için 147'lerin, sözü en fazla «dilen kahra- manlarından bir Amme hukukçusu olan Giritliden yardım rica etmişti. Cuma günü saat ll'de ikinci kattaki Rektörlük makamında yapılan gö- rüşmenin esas maksadı buydu. Giritliye göre, ek görevlere devam edilebilirdi. Çünkü 147'lerin asli gö- revleri yüzde yüz bitmiş değildi. Yüz- de elli nisbetinde de olsa, açık maaşı almaktaydılar. 114 sayılı kanun ge- reğince 147ler hakkında emeklilik hükümlerinin uygulanması ancak al- tı ay zarfında bir göreve tâyin edil- medikleri takdirde mümkün olabile- cekti. Aradan ne altı ay geçmiş, ne de 147lerden herhangi biri bir göreve tâyin edilmişti. Giritli böyle bir yazılı fetva verdi, Narter de bunu gerektiği takdirde Ankaraya karşı kullanmak üzere iti- na ile dosyasına yerleştirdi. Şaşırtıcı haberler Gicyie bıraktığımız haftanın sonun- da gene cuma sabahı, gazetelerin Üniversite muhabirlerin verdikleri haberler, şaşırtıcı oldu. Bâzılarına göre, bir gün önce yapılan İstanbul niversiteli ve İstanbul Teknik Üni- versitesi Senato toplantılarında 147'- ler meselesi görüşülmemişti. Bâzıla- rına göre ise müzakere edilmişti. İşin doğrusu, 147ler meselesinin ele alın- mış olduğuydu. Zaten 14lerin tabi- riyle "Üniversitelerde tasfiye bom- Fikret Narter Başı dertte bir adam bası"nın o patlatıldığından bu yana, İstanbulda, hayati 147ler meselesi- nin görüşülmediği Senato; toplantısı- na rastlanmamıştı. Aslına bakılırsa, yılan hikâyesi 147ler meselesinin kalın ketumiyet perdesine rağmen kesin hatlarla de- ğilse bile, yuvarlak olarak meçhul tarafı bu haftanın sonunda kalma- mıştı. 13 Kasım hareketinden sonra Ankara, İstanbul ve İzmirdeki Üni- versitelerin Rektörlerine onar gün arayla birincisi Devlet, Hükümet ve M.B.K. Başkanı babacan Orgeneral Cemal Gürselden, ikincisi Milli Eği- tim Bakanından -mahiyetleri iti- e Yk Aş riyle tıpatıp aynı- "şahsa mahsus" iki mektup gelmişti. Mektuplarda, Bedrettin Tuncelin Cumhuriyet gaze- tesine verdiği özel beyanata göre, “Evvelce affedilenlerden şimdi geri- ye dönmeleri istenenlerle, hâlen Üni- versitede olup Senatolarca görevleri- ne son verilmesi düşünülen öğretim üyelerinin tesbit edilerek en kısa za- manda bildirilmesi" istenmekteydi. Ancak mektuplar, ikinci bir tas- fiyeyi gerektirdiğinden, tedirgin Üni- versiteleri memnun etmedi. Evvelce Üniversiteden affedilenlerin çıkarıl- tiyle bahis konusu olamazdı. Çıkarıl- ma hususunda herhangi bir mütale- ada bulunabilmek için, sebeplerin bi- linmesi zaruriydi. Rektörler. Senatolaıyla başbaşa vererek uzun uzadıya düşünüp ta- şındıktan sonra, hem Gürsele, hem de Tuncele -gene "şahsa mahsus” ol- mak üzere (cevaplarını gönderdiler* Narter ile İstanbul Üniversitesi Rek- törü Hocaların Hocası Ord. Prof. Sıd- dık Sami Onarın Tuncele cevabi mek- tupları, geçtiğimiz haftanın ilk yan- sında postalandı. İnkılâp İdaresinin tezine antitez teşkil eden Ve gene ma- hiyeti itibarıyla tıpatıp aynı olan bi- rinci ve ikinci mektuplar, mealen şöyleydi: “Üniversite muhtariyetini zedeli- yen 114 sayılı kanun kaldırılmalı, bu suretle affedilen 147 öğretim üyesi vazifelerine dönmeli, bunlar hakkın- daki resmi evrak veya dosyalar ait oldukları Senatolara verilmeli hak- larındaki iddialar varit görülenler Üniversitelerin kendi organlarınca tasfiye edilmelidirler." M.B.K. ile Üniversiteler arasında- ki görüş farkının araya bir köprü in- şasına imkân bırakmıyacak kadar derin olduğu böylece tekrar anlaşıl- dı. Yalnız bir noktada benzerlik var- dı. O da çıbanbaşı 147ler meselesine parmak basmak lüzumunun taraflar- ca anlaşılmış olmasıydı, Noktai na- zarlar arasındaki mesafeyi kapatma- nın bir çâresi elbette bulunacaktı. .Ne vardı ki, Üniversiteler pazarlık kabul etmeğe niyetli olmadıkları gibi, tâvi- Kendilerini diyorlardı. İstanbul, mirdeki Üniversitelerin ittifaka var- dıkları davranışlarında herhangi bir değişiklik sezilmiyordu. Affedilenle- rin gerçekten kirli oldukları anlaşıl- madığı müddetçe sonuna kadar mü- cadele edilecekti. Aksi varit olursa da, içlerinde en yakın arkadaşları dar hi bulunsa, harekete geçmekte te- reddüt etmiyeceklerdi. AKİS 12 ARAALIK 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: