12 Aralık 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 25

12 Aralık 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Altemur Kılıç Yassıadada bir siyasi devrin hesabı görülüyor. Ama bunun yanında, bir de insanlık trajedisinin oynan- dığını görmemek kabil değil. Duruşmaları başından be- ri takip edenlerin şahit oldukları öyle küçük, basit sah- neler var ki bir iğrenme duygusunun ta burun delikleri- ne kadar vücudu kaplamaması imkansız. Bunlardan birini, küçük ihtiraslarının kurbanı talihsiz Hayreddin Erkmenin müsteşarı olan Ahmet Cemil Conk adındaki adam yarattı. Mandalincinin yolluğu meselesindeki fü- tursuzluğundan dolayı Erkmen, hak ettiği cezaya uğ- radı. Fakat Conk? Onun beraat ettiği nasıl söylenebi- lir? Sonra, o bin figüranlı oyunda iki başka tip görün- dü. Biri sanık, diğeri tanık mikrofonu başında arz-ı endam ettiler. Niçin biri sanıktı, diğeri tanık? Tama- mile kaderin cilvesi. Yoksa, ikisi de sanık veya ikisi de tanık olabilirlerdi. Zira bir devrin yarattığı eş si- malardı: "Küçük Menderes'ler! Rastladıkları her şahsa Menderesin methiyesini yapanlar, ona göklere çıkaranlar, ona hayranlıklarını ifade için kelime bu- lamayanlar, hürriyet için osavaşanlara karşı istihfaf, hattâ küfür kusanlar, efendilerine cephe aldılar diye meslekdaşlarını o toplantılardan kovalayanlar orada sorumsuzluklarım, hattâ mücadelelerini terennüm ettiler. Radyo Gazetesinin o ateşin spikeri Hikmet Münir Ebcioğlu, sanki her hafıza nisyanla malülmuş gibi kendini bir de şahsiyet ve fikir sahibiymiş gibi göstermeye kalkışmaz mı? İhtimal, o uzaklaştırıldığı Radyoya tekrar alınmasını temin için yaptığı "feda- kârlık" unutulmuş, Radyo Gazetesini okuduğu gün- ler sokaklarda, ağzında piposu, takındığı tavır hafı- zalardan silinmiş sanıyordu. Mikrofon başında o efen- disinin, ya da sahibinin sesinin kaleminden çıkmış küfürleri çatlata çat lata okumayı "bir spiker, kendi- sine verilen metni iyi oOokumaya mecburdur" mucip KÜÇÜK Menderesler H. Münir Ebcioğlu sebebine bağlamak kolaydır. Ama, mikrofondan uzak- ken bir "Küçük Menderes" olmak hangi mecburiye- tin icabıdır ? Ya, Altemur Kılıç? İnsanın gülmekten öleceği geliyor: Duruşma salonunda "Altemur Kılıçın müca- deleleri" anlatılıyor. O Umum Müdür ki, üstelik "gö- ze girme gayreti"nden, başka hiç bir zoru yokken konferanslar vererek Basma saldırmış, onu o kötüle- miş, malüm edebiyatın şampiyonluğunu yapmış, ve tabii efendisine karşı savaş açmış bulunanlardan da daha o devirde ağzının payını almıştır. Toplantı sa- lonlarmndan muhabir kovan, galiba bir başka Kılıçtır. Menderesi göklere çıkaran da, o başka Kılıç olacak. V.C. listelerini saat 18'de değil de, 14,de (okutmuş! Kahraman çocuk.. Her halde, bunu sağlamak için kel- lesini tehlikeye koymuştur. Ama doğrudur, belki kel- lesinden de kıymetli Ur. nesneyi tehlikeye koyarak o zaferi kazanmıştır. Bir gazap anma gelip, milletvekil- liği kapısının kapanıvermesi (o ihtimalini hiçe saymış- tır! Kahraman çocuk.. Kaç kişiler ve kaç kişiler kaç Kılıçı ve kaç Ebel- oğluyu o karanlık günlerde, bir zalime uşaklık etme- nin insanlık haysiyetiyle bağdaşamayacağı hususun- da ikaz etmiştir. Zalim kudret sahibiyken, bütün O ikazlar buza yazılan satırlardan daha tesirli olama- mıştır. Zira zalim nimet, ikaz edenler nasihat dağıtı- yorlardı. Ama, şimdi? Düşen hangi zalime ilk tekme uşaklarından gelmemiştir? Niçin Ebcioğlu tanık, Kılıç sanık? İnşallah Kılıç da beraat eder. Ama cemiyet bu tiplerin üzerine dam- gasını bir daha silinmemeçesine basmalıdır ki hiç ol- mazsa müstakbel zalimlerin müstakbel uşakları bu işin bir de tehlikesi bulunduğunu görsünler ve cephe- lerini ona göre seçsinler. yavaş yavaş ilgi toplamaz olmuş, fa- kat bilahare her "Fasafiso dâva"'nın yanına bir veya birkaç "Mühim Dâ- vanın konulusu, tekrar vatandaşın ilgisini toplamıştı. O günün erken sa- atlerinden itibaren, Yassıadaya git- mek istiyenlerin talepleri, İrtibat Bü- AKİS, 12 ARALIK 1960 rosu subaylarına yağıp durdu. Bu ta- leplerin bir kısmı, aynı yer numarası- nın bir kaç kişiye verilmesi suretiyle karşılandıysa da, mühim bir kısmı geri çevrildi. Bu yüzden, tıklım tıklım dolu. olarak saat tam 8.15'te Dolma- bahçeden kalkan Fenerbahçe vapuru- na binemedikleri için yüzlerce kişi- nin rıhtım üzerinde, hayıflanıp dur- duğu görülüyordu. "Radyo Dâvası" o gün üçüncü du- ruşmaydı. Menderes, bir önceki dâva- ca sanık bulunduğu için salondan çı- karılmamıştı. On sanık sandalyesin- 25

Bu sayıdan diğer sayfalar: