16 Nisan 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

16 Nisan 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Eski ağza yeni taaml.. — Göya tiyatroyu ihya ettiler de, kalkıyorlar. Hele bir kere tiyatro oyı bizi tatmin etsinler de, ondan sonra operet oynamağa kalksı Biz bu fikirde değilir. Sahneyi kurtarırs öperet teşkil et caktır. - Dartilbedayi medyunu şüran kalacaktır. Çünkü bu güne kadar cümle hataları, türkçe - yanlışları, kulakları tırmalamıyacaktır. Toptan ibaretti. Bunban sonra da: olur ve pek isabet olur... Hanım efendi pür hiddetti. Ha- bir sesle kizmetçisini çağırdı: — Katina! — Efendim! Katina yumuk yumuk bir vum dilberi. Hanımının karşısında du- rup bekledi. Hanım efendi, bir müddet kızarıp bozardiktan sonra dedi — Kız, dün seni mutfakta, bak- | kalın kucağında - ötürürken - nasil | gördüm? Katına — düşünmeden, — soğuk kanlılıkla cevap verdi — Anahtar deliğinden bakmış | olacaksınız efendim! Aynen vaki olduğunu söylüyor- dar, Bizim meşhur şair Salih Zeki, yolda ahpaplarından birine ras- iş. Merhabadan sonra, ahpabı: bizim Hanım bir kız deyince, Salih Zeki derhal: — Kimden? bastırmış. Tal hpabi 'erbiyesiz, bu da sorulacak | sey mi? | — Koca Salih Zeki: Kızma canım, demiş, biliyorsun zannediyordum! Avukatlarımızdan biri, bundan | üç ay evel, bir gece Bayoğlunda bir hatun kişi ile tanışmış ve ge- | ceyi beraber geçirmişler. Dün yazıhanedeydim. Bana bir | mektup gösterdi. Üç ay evel ge || ceyi beraber geçirdiği kadındandı. | “Sizden hamile kaldım, namuslu | bir erkek sifatiyle, çocuğu tanıya- | cağının ümid ederim.. — diyordu. | Sordum: | — Ne cevak verdin? Cevabını da gösterdi. * Sokakta annesine rasgelsem tanıyamam, Çocüğunu nasil tanı- yım, istiyorsunuz | , ben Salon kalabalıktı. Aşktan söz açıldı. Kadınlı erkekli me: aşktan söz açıldığı zaman, || kafadan bir ses çıkar. O gün de böyle oldu. Her kes | bir söz söyledi ve bilhassa saf $ sevişmenin tarifi yapıldı. Nihayet | bir hanım efendi dedi ki : — Saf sevişmek, sevişilmeyen sevişmedir. Gaz!. Darülbedayiciler, Anadoludan geldikten sonra toplanacaklar, görüşecekler, anlaşacaklar ve Fransızların İspan- yada gato kurmaları - gibi, onlar da, bir kere daha Şehremaneti kafes imâl edip, operet teşkil edeceklermiş! ber ki, başla Hüseyin Suat bey Üstadımız olmak üplere bindirecek, Diyecekler ki: cazbandın — gürültüsüne ine kadar temaşa, Darülbedayi sahnesinde: Ham... hum... şara- Güm . W — Vallahi bayılırım!.. şey dedikodudur. Bir bey, bir mecliste: Yapalım mi? iye sordu mu, si | dedikodudür. di bir de öperet oyu ni adamakıllı öğrensinler, mar — Allah çektirmesin! lar. ak öperet kurtara- sahnemiz cazbanda — Artık seninle yaşamıyacağım, annemin evine gidiyorum. — Geç kaldın, o da boğulup, kadar varc büyük | * Nerden biliyorsunuz, dedim, bi bum... cazl. dan — ibaret — Aşkla dostuk arasında ne fark vardır? — Geceyle gündüz farkı h gik. & — Ayşeyle Ahmede imreniyorum, onlar bizim gibi deği de mesut. — Tabi gi — Bir kadın için Sevmediği bir erkeği öpmekten daha feci ne olabilir? — Sevdiği bir erkeği öpememek! Dedikodu yapılmasını istedi duasını bastırırlar. Halbuki çekiştirmek mevzubahsoldu mu, itiraz nidası yükselmez; ve dile düşen, didik didik edilir. f edeyim ki, dedikoduyu ben de tatlı bulurum, beanşart üstünde oturan komşusunu aldı dile, evine gizli erkek kabul eti ve bir aralık: İşte, dedi, aşıklarından biri kapısını çalıyor. İmalı imalı gülerek cevap vardı: — İşte bir şey duymadığım zamanlar aşıkının geldiğini anlarım! Bunu söyleyen bir kadınsa, hiç, neye bayıldığını sormayınız. Bayıldığı yeyin ne olduğunu sormayın: | | — Çekmek fili kötü bir Ffiildir. Çekmekten bahsedildi mi, derhal: gün, ki, dedikodu söylediği şeyler baştan sonuna kadar yalan olsun 'Böyle fi: 'adam çekiştirenler pek çoktur. Bendeniz bir t klerimizde caz! eden şive bozuklukları, nesine geçen gün tesadüf ettim. Misafir gitmiştim. Apartmanı şey duyulmüyor ki. Adliye - koridorlarında, biri 5 diğeri 6 yaşında iki çocuk, bir | avukatın ayakları dibinde konu- şurlar: — Bu erkek mi acaba? — Tabüi erkek, kadın etekleri kısa olurdu. olsaydı. — Teessüt ederim! demek ba- na elli lira borç vermiyorsun ha? Bana, en samimi arkadaşıma.. Ben | demek, sen demeksin yahu.. — İşte ben de bunun için ver- miyorum ya, — Neden? — Çünkü ben kendimi bilirim. | — Kızımın — başına — gelenleri sormazsın değil mi? — Ne oldu? — Ne olacak, biçare masum kızımı iğfal ettiler.. Hamile kaldı yavrucak.. - İki gündür. çocuğun kimden olduğunu araştırıyorum. — Bari buldun mu? — Bu güne kadar 4kişi buldum. f — Oğlum, bu gün — buraya öksüz bir çocuk geldi, babası yokmuş; oyuncağını ona berdim. — Aman ânne sizde... keşke babamı vereydiniz! Maznun avukata sorar: — Bu dava daha ne kadar sürer dersiniz? Avukat cevap verir: Benim için daha 15 senel iki ayı Hususi kâtip: | —Defterde aradım,Muhsin beyin telefon nümerosunu bulamadım. Patron: — Kolayı var,kendisini çagırıp — Odadan çıkarken: Artık bi hayattan biktim, kendimi merdi- divenlerden aşagı atacagım, dedi. Hemen / arkasındân koştum; alt katta buldum. — Olmuş muydu? — Yaralanmamıştı bile.. Asan- söre binmiş!.. — Tuvaletin güzel amıda, çok kasa, — Sokaga çıktıyım. esvapları, evde giydiklerim kadar uzun ola- maz!

Bu sayıdan diğer sayfalar: