14 Mayıs 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 2

14 Mayıs 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

14 Mayıs 1929 Askeri ve milki tekaüt kanunları tevhit edildi Ankara 12 ( Hususi ) hatı maliye komisyonu askeri tekaüt kanunlarını tetkik ederek her iki kanunu bir kanun halinde tevhide muvaffak olmuş- tur. Komisyonca hazırlanan proje alâkadar vekâletler tarafından tetkik olunarak heyeti vekileye sevkedilecektir. Bu kanun hazır- lanırken — mütel inin —- terfihi esası nazarı dikkatte tutulmuştur. Trabzon ve Rize valileri Rize 12 (Hususi ) — Vali jandarma kumandanı Ofa gitmiş- lerdir. Trabzon - valisi de — Ofa gel Her iki vali burada aseyiş ve sair meseleler hakkında görüşeceklerdir. Rizo orman şirketi Rize, 12 | Hususi | — Orman şirketine, katiyat hududunun tes- piti için vekâlet tarafından bir fen heyyeti gönderillmiştir. Şirket henüz ifa etmediği bazı teahhüt- lerini icraya başlayacaktır. Yunanistanın harp borçları Mashington 12 (A.A) — buat harp burcları meselesi hak- kında Yunanistan ile aktolunan son itilâfın ihtiva etmekte olduğu şartları neşretmektedir. Yunanistan Amerikaya 62 sene “senevi 15 milyon dolar edecektir. —— Hayırlı evlât! Beyoğlunda oturan Ligor Papa yanko efendi bundan bir müddet evel Alinaya gitmiştir. - Papa efendi hareketinden evel' her biri 2000 ner lirahk iki çek im- zalayarak bunları kasasına kilitle- miştir. Lâkin Papa efendinin - oğlu anahtar uydurarak kasayı açmış, babasının çekleri ile beraber kasada bulunan Mehmet Rauf B. in 20004 lirasımı alarak ortadan | kaybolmuştur. Polis bu genci İsla- arıyor . 13 Mayıs 1929 Altin * 260 Bir eeellak w kagiz kran ions Közeli trtat İ ke Esham İ latar viz Meltie danelile z0 Trammay şidecir v Terkon Bslya Tünel 09 5 Temiray Elektrik | Çek Fiatları üzerine | Londra Nüyorkk Amsterdam Sofya Bükseş Roma, nlarnda makis — işareti elan yakamlar muamele görkeyen ceki fiyetleri gösterir îde!gaitler | | hiç bir Galatasaraylının ” Zekinin yağmur - başladı Anadolunun ekser , yerlerine faideli | yağmurlaryağıyor Anadoludan haberlere göre cenup vilâyetlerine bol yağmurlar yağmaktadır. Yeşilköy rasat merkezinin ver- diği malümata nazaran bu gün Iran zelzelesi Gelen tafsilât müt- hiştir bir çok köyler kâmilen yıkılmıştır Chikgo Tribün gazetesinin Teh- ran muhabiri bildiriyor: Horasan eyaletinde İran tarihinde misli görülmiyen müthiş bir hareketi “şehrimize gelen Ö eg e8 İasanca (Y Lbul Givarındaki köylere yağ- zaylat binlere baliğr. | mur yağması mühteneldir. Yağ- KEEE a O ErRle n n lamıştır. Eyaletin muhtelif yerinde 24 saat m“ğğ_ıkğ; aa l e MA BN AA aa eier | verilen malümata göre bu gün ada el e | havai açık olacaktır. - Rüzgâr gi Dün gece hararet ondu. Sabah- Şirvan, Bendergaz, Çervan ve Bongaran şehirlerinde harap ol- mamış tek bir ev ve bina kalma- mıştır. Bazı karyelerde tek bir insan bile kurtulmamıştır. Bojmord şehrinde 400, dükkân ve 400 bina yıkılınıştır. Bojmord. vilâyeti iki karye kâmilen mahvolmuş ve tek bir insan ve hayvan kurtul- mamıştır. Yalnız Çervan şehrinde 1000 kişi telef olmuştur. Haki ile Bay- han arasında 3 yarda genişliğinde ve 18 mil tulünde bir hendek açılmıştır . 4 Halk büyük #felâket içindedir. Kuyular kurumuş iska kanalları bozulmuştur. Halk aç ve susuzdur. İngilterede intihap leyin önyedi olmuştur. Çekirge Yakacık civarına çekirge yağdı Kartal civarında ve Yakacığın sağ sırtlarına tesadüf eden Dola- yeba köyünden Yakacığa kadar devam eden sahada son günlerde çekirge inmiştir. Bunların imhası için bu sahada çekirgelerin yakıl- ması muvafık görülmüşt İki günden beri çekirgelerin yakılmasına çalışılıyor. Bu saha âdeta bir orman yangını manzara- sına benziyor. Bu itibarle bir çokları bir yangın olduğunu zan- netişlerdin mücadelesi giliz ücareti ğ CGĞ - Gblap ı.o..'.ınmgıü.) — İngiltere- SA "Mî_m_ı“:; 'nin Nisan ayı zarfındaki ithalâtı 104 milyon 168 bin ingiliz lira- kısına Baliğ olmuştur. Halbuki ihracat ancak 60 milyon 245 bin liradan ibarettir. italya sefiri geldi İtalya sefiri M. Orsini Barone dün İtalyadan şehrimize gelmiştir, Aıı.k t ede Galatasaray-Fener maçı (Baş tarafı birinci sahifede ) ni iddia eden M. Lloyd Görgesun beyanatına karşı ufak bir risale neşretmişlerdir. Hazinenin böyle bir muhtırası İiberalların tanzim etmiş oldukları projelerin İngiliz ükelleflerine Iâakal 125 milyon| ingiliz firasına Omal olacağını be- kavga cıktı. Beş sene evel Fener Galatasaraya daima galip gelmiş hiç birinde en ufak bir patırdı olmamıştır ki bu hakikat neticesi anlaşılır. Mehmet Nazife tekelesi gibi tekme attığı görülmemiştir. Meh- met Nazif kaide haricine çıkma- yan cesur bir oyuncudur. Son maçta hakem — tarafından — hiç bir cezaya düçar edilmemesi dü- rüst oynadığıma bir delildir. — | Sert oyundan bahseden Zeki acaba olempiyatta Uruguay - Al- manya maçım / halırlamıyor mu?. ekinin sertlikten bahsederek Türk — futbolunun — istikbalinden endişe etmesine mahal yoktur. Atletik mezayayı nefsinde topla- yan güçlü, küvetli oyuncuların vücuda getirdikleri takımlar avru- pada olduğu gibi bizde de mu- vaffakıyet kazanıyorlar. İşte beş senedir Fenere daima galip gelen Galatasaray ve bunu takip eden Beşiktaş... | Fenerin Hasan Kâmi Kadrisi, İsmeti ve Sadisi hep Ze- kinin arzu etmediği fakat her Zaman için muvaffak olmuş yük- sek oyunculardır. Zeki uzun sene- Demena va | DA plallimm arkadaşlarının tarzlarını değiştir- | | ü ieğe çalışmak şöyle derann, bun: || AMELİ ÇARE dan hiçte müşteki değildi... | Yarıntı Cumhuriyet ve La Republigue * | tetkik müessef hadise münasebetile gaze- 'telerde cereyan eden dedi kodular arasında, alâkadarlardan birinin Galatasaray birinci takım oyun- cularının, Fenerli arkadaşlarının zevcelerinin ırzlarına küfür ettik- lerini söylediği tecssüfle görüldü. Galatasaraylıların hemen hepsi bu memleketin en büyük irfan müesseselerinden biri olan Gala- tasaray lisesinde terbiye görmüş, münevver gençlerdir. Bu gençle- rin, küfürbaz tulumbacılar menze- lesine ündirilmesini” nefretle kar. şılarız. Maçta kırılan ve yaralananların mesüliyeti kime ait olduğunu tayin hususunu ise Cumhuriyet hakim- lerinin adaletine tevdi edi, Caferi, Beş senedir Galatsaray İstanbul şampiyonu olmuş ve Feneri her L Samlası tarafalanı verikelşiie — zaman mağlüp etmiştir. Bu maç- Okuyunuz | ların yarısından fazlasında daima gazeteleri biyatı milli ve mahalli renkte, kokuda maksuller verme- miş değildir. Edebiyatı cedideden fazlası beklenemezdi.. Gayri kabili inkârdır ki edebiyatı cedide,bir mer- hale, bir devir başlangıcıdır ve her| devir başlangıcında olduğu gibi onda da eksikler, kusurlar, pot- lar, noksanlar olması çok- tal dir. ve bu” kusurlar, noksanlar, onun kiymeti ve — ehemmiyetini kten çok uzaktır. Edebiyatı ir hususiyeti vardır ki son sözünü daha söylememiş olmasıdır. Zira bu gibi devir. başlangıç- ları, ekseriya istihaleler geçirir ve son sözünü söylemeğe vakti ol- maz.. Yani söylettirilmez.. Halbu ki edebiyatı cedide lüzumundan fazla — söylemiş — diyel ve en'hazin ve garibi bugün bile ayni eda ile söze karışmak heve- sindedir. Tarih tekerrür eder ama ayni dekor ve aynı kostumla değil Devrin dekoru içinde, devrin kostür giyerek icrayı sanat edecekler için sahne açıktır. Fecri-| âtiye gelelim.. Bu, edebiyatı cedidenin kabataslak taklidinden başka bir teşekkül değildi. Ede- biyatı cedide giriştiği mücadelede muvaffak olunca gene kuvvetini lirim.. dağıtmamıştı. Çünkü siyasi kuvvet- lere karşı cepbe almak mecbu- | yorgundur ve yarına malzeme ha- riyetinde idi. Meşrutiyetin ilâmı bunu da halledince — cepheye lüzum kalmadı .. Fecriâticiler mevhum bir hasma karşı toplanmış oluyorlardı. Çok geçmedi, zaman ve hadiseler, edebiyatı cedide ankazından ya- pılma kurma köşkü yıkıverdi. İşte asıl milli ve maballi ede- biyata giden yol bundan sonra aranmağa başladı. gün için şu ve ya bu mubarriri göklere çıkarmak yahut yerin dibine ba- tırmak - eğer bir kast eseri de- gilse - çocukça bir saffettir. Edebiyatı cedide muharrirleri hakkında bile halk, milli vicdan, son hükmünü kararını vermemiş- tir. Kimin eseri kalacak? Kimler unutulacak? Bu ancak zaman meselesidir. Her muharrir, bir ve ya bir kaç eser yazar zamanında beğenilir, elden ele dolaşır, çok ve ya az okunur. Bu zamanın zevkini derecesini göstermekten başka bir şey ifade etmez. Okunma- | mak da bir deha alâmeti olamaz. Küçük bir misal söyliyeyim: Fransada tiyatronun melodram sar'ası geçirdiği zamanlarda Anise Burjua namında bir edip türemişti Bunun meladramları okadar çok oynanır ve halk tarafından öyle sevilirdi ki 6 zaman için bir anket yapılmış olsa bilâ tereddüt.. Fran- sanın en büyük tiyatro muhar- riri olarak gösterildi. Bu gün yalnız Larus bu zattan iki satırla bahseder ve “Bir çok melodram- lar yazmıştır,;der.. Zamanında - sevilmemiş" okun- mamiş müharrirler de - vardır ki hâlâ — sevilmekte ve okunmak- tadır. Bu bilinmez bir sır... Muharrirler kendi eserleri bak- kında üm, rey vermezler, ver- seler de beyhudedir. Zaman bir kalburdur. ve daima eler.. Bu insafsız — halburun — delikderinden Bundan başka cihan harbinin, mühtelif inkılapların — bu günkü nesil üzerinde derin tesirleri ol Tarabyaya — gidip — gelcoği gürbet sanır. tahassusat / yaz: Memlekete hatlâ kendi benliğine yabancı idi.. Bu günkü nesil memleketi biliyor, Çanakkaleden Kafkasa, Kafka: İ Rodopa gitmediği, gezmedi; diyar brakmadı.. Deha, zeki izan her ne olursa olsun bu ki nesil dünkünden daha olğun daha özlüdür. Yarinki mil mahalli edebiyat için de bir nesle ihtiyaç vardır. Bu günküü nesil yarınki edebiyat sahikasına çıkılacak merdiveni kendi kemik- lerinden bazırlıyor. Böyle düşünen bir muharrir yarın unutulmamağa h kazanır. Mutlaka şahıslar hakkında fikrimi sorarsanız cevap vermiye- cej Teimeien EeK NM etmeyiniz. -Haklarında — vakitsiz ve yanlış hüküm vermekten çe- kiniyorum .. — Bugünkü — neslin çoğu kırka gelmiş ve bir az da karkı geçmiştir. Acaba hangisi asıl eserini yazdı? Bir muharrir bir çok eserler yazabilir.. Fakat bunların arasında öz eser hangi- sidir? Bunuz ancak zaman gös- terir. Bu günkü nesilden çek kuvvetli ideal eserler, ideal edebiyat iste- mek haksızlktır. Harpler ve inkı- Tâplar Ja — sinirlerini h: kaptırmış olan bu İgül zırlamaktadır. Bu günkü nesli bü- yük inkılâp için eser yazmamış olmakla ittiham etmek te yerinde ve haklı değildir. İnkılâp eserleri inkilâbı geçi- — renler tarafından yazılmıyor, an- azametini lâyıki ile idrak edemi- yoruz. İ Bir. dağın eteğinde oturan onun büyüklüğü bakkında bir fikir edir memez. Bunun için ondan biraz daha uzaklaşmak lâzımdır. Sözümü bitirmeden şunu söyl yeyim: Edebiyatı cedide üstatla- rından biri bugünkü neslin oku- etmiştir. anlayımadım.. Yalnız bazı isimleri sıraya dizi- şinden anlıyorum ki üstat bugün- kü nesle / bugünkü — edebiyata bahçesindeki güller kadar alâka- dar değildir. Tutunmak için, ancak toplu bulunmak - zaruretini duyan bir nesle mensup üstadın, kendilerin- den sonra gelen nesli okumağa tenezzül etmemesi — büyüklüğür şanına verilmez, #leybimize çıkar, Bu günkü nesil üstatları okudu, sevdi ve hürmet etti. Bu günkü nesil mevküni arkadaş gayretine değil, yalnız kendi kuvvetine medyundur. Binaenaley üstatlar- dan istihfaf değil, hürmet bekler, böyle hami tavrı alarak yükseke sekten atışlara güler, geçer. Yorganlar nasil lııvılaııııış" Maçkada oturan tüfekçi Hakkı Beyin hizmetçisi evdeki yorganları hava alsın diye balkona çıkazı mıştır. Biraz sonra yorganlar hâ- kikaten havalanmış, oradan g: mekte olan sabıkalı Tmçğ tarafından aşırılınıştır. Topaç zi dün Kadıköyünde Gumüi- efcadli yaklaşarak — cebinden 1 aşırirken. yakalarmışlır |

Bu sayıdan diğer sayfalar: