3 Temmuz 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4

3 Temmuz 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ ZELPAZE IN Selâmi İzzet BEŞMEŞME T AM RLRRRLERN Numara: 20 — Kâmil, dedi, sana, Adaya gel demeyecektim. — Neden? Esrarlı bir gülüşle dudakları izleri parladı ve sevin- belli etmek önüne baktı: istemiyormuş | inden gel- meni - istiyordum... Burada öyle yalnızım ki, şimdiye kadar, hiç bir yerde, bukadar yalnız kaldı- ğımı hissetmemiştim. — İki şeriki cürüm nerdeler? — Kulüpten çıkmıyorlar. Muh- | sin çok kaybediyor. Kudurmuş bir halde. Sana — yazdığım mektubu gördü mü? — Hiç. seni sevmediği muhakkak. Surat edecektir. Ma- lüm yat Münür yanında oldu mu, bütün bütün küstahlaşır. Yavaş yavaş Nizama doğru yürüyorduk. Yollarda durgun bir yaz havası esiyor. Ağaçlarda yapraklar kı- mıldamıyor, Marmara harelenmi yordu. Fakat, havanın durgunluğu- 'a rağmen - sıcak değildi. Sahil lerin serin nefesi, Adalara geniş ve derin nefes aldırıyordu. Günlerim güzel ve geçiyordu. Geceleri " Sacideyle - beraber çamlarda dolaşıyor, klübün tera- sında oturuyorduk. Münürle Muh- sin, kumar selonundan çıkmadık- darı için, hep yalnızdık. Başbaşa verip dertleşiyorduk. Muhsin, günden güne hırçınla- şıyor, çekilmez bir adam oluyordu. Sacide, bugüne kadar, bed- bahtlığıt acısını, hiç bu kadar şiddetli hissetmemiş, hiç bu de- rece, saadete muştak olduğunu duymamıştı. Ada, hiç şüphe yok, saadet yavasıdır. Pembe yolları, yeşil çamları, nurlu sahilleri, kararma- yan ufuklarile Ada saadetin, huzur ve refahin timsalidir. Nasıl * barlar ve balolar, insana fakrini | ve sefaletini hatırlatırsa, “Adalar | da mes'ut olmayanlara, betbaht- | Jıklarının acısını bissettirir. (İşte Sacide de, artık bu acıya dayanamıyacak bir hale gelmişti. BiRk el di | karşıya oturup konuştuğumuz | zaman yüzünü görmediğim anlar olurdu. Fakat sesinin ihtizazından ağladığını anlardım... - karanlıkta akan bu göz yaşlarını silmeğe cesaret edemezdim. Bu göz yaş- ları, gönlümün işkencesiydi, ve bu yaşlarla - sarhoş - oluyordu: mesti beni harap, perişan ediyor- du. Bitkin bir , Sacideden ayrıldığım zaman, | müş bir keman teli gibi kopacak zanneder Jack London CELLÂT Tetrika numarası: 6 — © yana doğru sıcradı;. ve, kulübe- nin arkasına saklandı. Leclere, misiyoner : — Hayret ! Hayret ! - diyerek, kafasını iki tarafa salladı. - Hiç de böylesini görmemiştim. Şaşı- lacak şey, doğrusu ! Bir müddet düşünceye vardık- ftan sonra : — Peki amma... -diye sordu. Bu hayvan sizden bu kadar nef- ret ediyor da, sizi kendine bu derece düşman biliyor da, serbest kaldığı ” zamanlar, niçin fırsatı ganimet bilerek kaçmıyor? Köpek, bu manzara karşısında, , hâlâ alay ederker | gözide bir heyeti tertibiye şim Muhsin — kaybetmekte — devam ediyor, marazi hiddeti artıyor, benim Adada. oturmama kızıyor, fakat belli etmemeğe çalışıyordu. Fakat-bir gece, nihayet kendini tutamadı. O gece dine dansan vardı. Kalabalıktı. Dört kişilik masa- azda, uzun bir müddet Sacideyle yalnız oturduk. Muhsinle Münür geç geldiler. İkisinin de kayıpta oldukları belliydi. Muhsinin kaş- ları çatılmış, — gözleri - kazarmıştı. Salona girince, kamaşan gözlerini kırpıştırdı. Bir kere daha, bakış- larındaki riyayi gördüm. Feci, ahlaksız bir bakışı var bu adamın. Sacide boş bulundu: —Ne kadar geç kaldınız, dedi, bir saattır sizi bekliyoruz! Keşke bir şey söylemeseydi. Müuhsin derhal cevap verdi: — Cammiz ne zaman - isterse © zaman geliriz! Sacide sustu Adanm en güzel gecelerinden biriydi. Masamız, terasın köşesin- de hazırlanmıştı. Havada bir çiçek bahçesi kokusu — vardı. Sanki binbir katmerli güller, yasemenler, hammelleri, o gö- kün gayri meri beyez bulutları arkasına * gizlenmişler, — dünyayı nefesliyorlardı... Bir gül yaprağıle, yüzlerimiz yelpazeleniyor samıyor- dum. Mehtapla elektiriğin içinde, çirkin kadın kalmamıştı Masadan masaya kırık dökük cümlele, tek heceli nidalar aksediyor, salonda çalınan cazbandın oynak besteleri kimseyi iskemlesinde rahat oturt- miyor, vücutları kımıldatıyordu. Unutmak, mesut olmak, bir demet kadın saçının ” rayıhasını koklamak için yaradılmış bir ge- ceydi. Unutmanın, mesut olmanın kadın saçının tam gecesiydi. Bir müddettenberi, Muhsinin Sacideye, Sacidenin — elbisesine dikkatle baktığını farkediyordum. Sacidenin üstünde güzel bir tu- valet vardı ve kendisine çok ya- | kışıyordu. ( Bitmedi ) îır balosu Türkiye himayei etfal cemiyeti Kadıköy şubesi tarafından her sene tertip edilmekte olan kır balosunun bu sene dahi Ağusto- sun sekizinci Perşembe günü ak- şamı Büyük Millet Meclisi reisi | muhteremi Kâzım paşa hazretle- rinin tahtı himayelerinde ber mu- tat Fenerbahçede kâin Belvü öteli bahçesinde verilmesi tekar- rür ederek bu müstesna müsame- rehin temin — muyaffakiyeti /i |di başlamıştır Mütercir KÖPEK 3 Temmuz 1929 ( Vâ-Na ) Adam, omuzlarını, İngiliz kav- mine has olan ve “Buna dair hiç la “Bu meseleyi mükemmelen biliyorum!,, mefhumları arasında bir. manayı ifade eden bir hareketle kaldırdı. — O halde, niçin onu siz öldürmiyor ; — yahut — başınızdan defetmiyorsumuz ? Yeniden bir omuz hareketi . Leclere, uzun bir süküttan sonra : — Onun vakti henüz gelmedi, Muhterem - Peder! - dedi. - Günü çelecek; onu parça parça parça- İayacağım! Evet, günü gelecek! Aradan bir müddet geçtikten sonra, adam bülün köpeklerini Rusyaya ihracatımız Mosköva sefirimiz, Rus hül metile — tüccarımızın — şikâyetleri etrafında müzakerededir, İktisat Vekâletinde de, bu seneki iye - Rusya ithalât ve ihracatı hakkında tetkikat yapmak üzere yakında bir komisyon toplanacaktır. * Aliye H. hadisesi — Aliye H. hadisesi tahkikatına devam edilmektedir. Herant B. kızının tehdit mektubu almadığını söyle- miştir. 44 Mekteplerde imtihanlar — Dün bütün mekteplerde imtihan- lara başlanmıştır. # Ankara ile telefon — An- kara - Istanbul telefonu dünden itibaren işlemeğe başlamıştır. Fa- kat Istanbul abon&lerinin bundan istifade edebilmeleri için 20 lira vererek yeni bir mukavele yap- maları lâzımdır. * Zaro ağa — Zaro ağa bir haftaya kadar Amerikaya gide- cektir. Zaro ağa bu hususta de- miştir kâ: 'Bir haftaya kadar Amerikaya gidiyorum, bizi hatırdan çıkarma- yın, Orada iki üç ay kadar ka- lacağım. Bana Amerikaya gider- sem bir çok para verileceğini söylediler. Eh, evlât, allah etmesin, bize hükümet bakıyar famma bu zamanda deryalra olsa dayanmıyor. —Ah! günler.. Para ne kiymetli ic * Kontrat cezaları tecil edil- miyecek — Kontrat cezalarının tecile tabi olup olmadığı şehre- maneti Umurü — hukükiyesinden cezaların diger belediye cezaları gibi teçil ve affa tâbi olmadığını Hüi ğal $ Adli teftişler. — Yakında orta “Anadoluda ve Trakyada adliye işlerinin teftişine başlana- caktır. * Yeni adliye müsteşan — Yeni Adliye müsteşarı Ferit B. dün Ankaraya gitmiştir. * Kanalizasyon — Kanalizas- yon bu sene işletilemiyecektir. * Yozgatta dolu ve yağmurun tahribatı — Dün Akdağ made- ninde yağan, dolu ile karışık yağ- murlardan hasıl olan sel bir kâr- gir, iki ahşap köprüyü ve bir değirmeni yikmiş, büyük bir kâr- gir köprüyü zedelemiştir. Dört öyün mahsulâtı ile kasabanın bahçeleri de yüzde seksen nis- betinde hasara uğramıştır. »* İskân U. Müdürünün teftiş- leri — İskân müdiri umumisi Hacı Mehmet bey dün Karadeniz sahil- lerindeki vilâyetlerde İskân mua- melâtını tetkik için — hareket etmiştir. topladı. Vapura binerek Mile'a, sonra Poreupine'e indi; ve kumpanya komisyoncusu olup bir sene müddetle çalıştı. Derken tekrar metrük - ve hâli Aretijue' deki koyokuk'a döndü. Oradan Yukon boyunu / takip ederek, camptan campa konarak eski yere avdet etti. Bu uzun seyahat ayları esna- sında, Piç, yeni çeşit enva işken- celere maruz kaldı: açlık, susuzluk, ateş işkencelerine ... Ve, bütün bu işkenceler içinde, onun için en feci olan musikı işkencesine ! Piç, musikıden nefret etmekte idi. Nağmeler duyunca, sinirleri büzülür; benliğinin en mahrem yerleri hırpalanır, zedelenirdi. Ve, kurt ulumalarını andıran havla- yışlarla, uzun uzun inlerdi. Hani, kurtlar, buzlu gecelerde mahtaba karşı nasıl - haykırırlar? - onun sorulmuştur. Umuru bukukiye bu | | | * Gillet mektepleri bu. sene de açılacak — Millet mektepleri, bu sene tekrar açılacaktır. Ge- çen sene alınan neticeye göre, görülen noksanlar bu sene ikmal edilmek üzere tedbirler almacak, herkesin devamı caktır. 3* İnkilâp temin — oluna- üzesi — İnkılâp | müzesi için lâzumu olan eserlerin toplanmasi — devam etmektedir. Müze komisyonu bir kaç eşya mubayaa / etmiştir. Bunlar Müze binasına nakledilmiş isede henüz ine başlanmamıştır. Müze- nin bir seneden evvel açılamıya- cağı muhakkak addedilmektedir. Müzede kayafetler ve serpuşlar kolleksiyonu da yapılacaktır. * Dahiliye Vekili Bayczitte — Dahiliye vekili Şükrü Kaya B. Erzurumdan — Beyazıda gitmiştir. Oradan Malatya ve Şark hava- lisine gidecektir. yakında İstanbula geleceği yazıl- mıştı. Cemal Hüsnü bey bu habe- rin doğru olmadığını söylemiştir. * Bursa mahkümları — Gök- bayrakçı ile arkadaşlarının muha- kemelerine dün Bursada tekrar başlanmıştır . — Yetim — hakkında yazılan kararnamenin cevabı gelin- ceye kadar muhakeme on beş Temmuza te'hir edilmiştir. * İran sefiri geldi — Madritte in'ikad enen Cemiyeti akvam komisyonuna İran hükümeti namına olarak iştirak eden İran sefiri şehrimize avdet etmiştir. * Kadriye H. tahkikatı — Kadriye Hanımın muhakemesi es- 'nasında malümat ve ifadelerine müracaat edilmek üzere İzmir tarafından şeh- şahidin - celplerine müddei umumili; rimizden 27 karar verilmiştir. ** Hava kulüpleri açılacak — Tayyare cemiyeti İzmir, Ankara, İstanbul, Bursa şehirlerinde hava | kulüpleri açacaktır. Bu kulüpler aymı zamanda memleketin hava inzbatını temine hizmet edecektir. Mısır şanpiyonu 23 temmuzda geliyor Misir şampıyonu * Nasyonal klüp,, ile uzun süren müzakerat dün nihayetlenmiş ve Mısır takı- mının gelmesi için icap eden kon- frat imza edilmiştir. Nasyonal takımı 23 temmuzda ilk maçını yapmak üzere şehrimizde buluna- caktır. Burada üç maç yapılacak ve bunlar sırasıyla Galatasaray, Fenerbahçe ve Fenerbahçe - Gala- tasaray muhtelitiyle olacahtır. Galatasaray atletizm müsabakası Senenin en mühim atletizm mü- sabakası bu cuma Taksim stadyus munda icra edilecektir. Seneler- den beri muntazaman icra olunan Galatasaray atletizm şampiyonası hemen her sene üç dört Türkiye rökoru kırıyor. Türkiyede icra edilen 14 atletik oyunun 11 rökorunu şerefle taşı- yan Galütasarayllar bi müsaba: kalara bilhassa bu sene pek çok ehemmiyet vermektedirler. Bu müsabakalarda da hemen her zaman oldugu gibi bir. kaç türkiye rökorunun kırılması muh- temeldir. Bilhassa Semih ve Meh- met Ali- arasında 200 metroluk yarış gene bunların arasında yapı- lacak olan 100 metro artık sallan- makda olan dereceleri oldukca sarsacaktır. yüksek atlamada haydar idmanlarındaki dereceyi bulursa Türkiyeye yeni rökor daha hedi- ye edilecektir. Her halde Calata Saray — Atletizim — şampiyonası ümidin fevkinde bir gün alacak- tır. Yazıhane nakli KORNHİLL SiGORTA ŞiRKETi Yazıhaneleri İstanbulda yeni Postane arkasında Eski Zaptiye yokuşunda Baker hanma nakle- dilmiştir Bundan kendi yok menedemezdi. Yegâne zafı bu idil Leclere'e karşı mücadelesin- de. ancak bu müsiki- fasılları başladı m idi, - zelil mevkie dü- şüyordu. Buna mukabil, Leclere, musikiye bayılıyordu. Sarhoş - olunca zevlani — birden tatmin ederdi. Yani, hem armoniğini çalar; hem de, Piç'e, böylelikle eziyet ederdi! Böylelikle, rukunun keşayiş bul- duğunu duyardı. — Şimdi âlâ bir konser vere- ceğim! Buna ne buyurursun, Piç? - derdi. Gözü gibi, iyi ve ihtimamla, sarp sarmalıyarak sakladığ Bu armonikle, daha hiç kimsenin, | o zamana kadar işitmediği haile- enğiz, korkunç havalar çalardı. Bunun üzerine, köpek, ebkemle- Mektebinde Binlerce Talebe ASRİ LİSANLARI ÖĞRNİYORLAR 15 Hazirandan 15 Temmuza kadar yaz tarifesi Tecrübe Dersi Meccanendir Beyoğlu İstiklâl caddesi 356 lerni esikar, aheste aheste gerilirdi;. kulübesinin en geri yerine kadar çekilirdi. Lec- ler bütün kuvvetile çalmakta devam ederek, hayvanı, adım adım, burnunun dibine kadar ta- ip ederdi. İlk önce, Piç, müm- in olduğu kadar büzülüp tortop olmak için, yere çöküverir, fakat insafsız ve merhametsiz musikı kendisine — yaklaştıkça, — sırtını duvara - dayıyarak yavaş ” yavaş ayağa — kalkar; — susta, — dürür; ve, ön Aayaklarmnı boşluktâ sallayarak, sanki, etrafını ihata eden havayı nesimideki musikı nağmelerini kendinden uzaklaştır- mak isterdi. Dişleri hâlâ sıkılmış, çeneleri bâlâ kısılmış bulunurdu. Asabi takallüsler, bütün adalelerimi zıp- p oynatırdı. Başı da iki yana sallanmaş başlardı : üü (Maba;

Bu sayıdan diğer sayfalar: