9 Temmuz 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4

9 Temmuz 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KEREİ z NN ZELPAZE llli Selâmi İzzet RŞASEDRŞAMAEEDAERE AAAT Numara: 26 — Şimdilik evet. Kocam biraz | sonra gelecek. Locama gel de konuşalım. Tabii sen Sacidenin locasındasın değil mi? Biraz sert cevap verdim: — Evet, Sacidenin locasında- yım, Şakireyi locasının kapısma ka- dar götürdüm. Kürk - mantosıyle, pinl piril yanan baş örtüsi Tâme iskarpinleriyle uzun bo, geniş omuzlarını gererek yi şüyle, Saba melikesini andırıyordu. Mantosunu çıkardı... Bu nefis de- koltenin karşısından, itiraf ede- yim, istemeye istemeye ayrıldım, ve perde açılmcaya kadar kori- dorda dolaştım. | Sacidenin — locasına — girdiğim zaman, arkadaşım kızmıştı : — Nerede dolaşıyorsun ?.. P anlim ni Gi Locada Muhsinle Münür arkaya oturmuşlardı. Sacidenin yanında Cevdet bey vardı. Bu nefret etti- ğim adamı Sacidenin yanmda görmek asabımı bozdu. Köşeye | ve durdüm. — Fakat | ir perde tahammül ede- bildim. Perde arsasında Şaziment hanım . efendinin yan gittim. Feybanla konuştunu, İkinci perdeyi ürenin locasında — seyrettim. Üsul usul kulağıma anlattı: Yeni- den birine aşık olmak üzere i hep onu düşünüyormuş.. Şakirenin — kocası — ğçüncü perdede geldi, © gelince gitmem muvafık değildi. Oturdum. Oyundan — sonra, — Sacidenin | Jocasına — koşarken, — koridorda kızıl dudak Kerimeyle - burun burüna geldim, bir iki kelime | konuştum. Bütün güzelliği üstün- D ğ i ki, ertesi gece ea lar aa yeemir e vet ettim. Bunları hizlı sesle, Sacidenin locası önünde konuşuyorduk. Kapı acıktı. — Konuştuklarımızı - düydü galiba, Çıkarken beyler önden gittiler. Sacide yanıma yaklaştı, çok sinirli bir sesle -çeneleri titriyordu -: — Şakireye, Feyhana — uzun uzun kur yaptın, Kerimeyi yemeğe davet ettin, söyle, bu kadınların hangisini seviyorsun? dedi. Yoksa, beni aldattığın gibi, onları da mm aldatıyorsun? Siz erkekler, scn de dahil olmak üzere, bepiniz sefil mahluklarsınız. . Cevap verecektim. Münürle Muhsin durmuşlardı, bizi. bekli- yorlardı. Sacide onlara döndü: — Beni eve bırakınız, sonra mereye isterseniz gidiniz, dedi. Ve otomobile bindikten sonra bana başını — Allah rahatlık versin! Tetrika numarası: 2 Nai EHE Eğer makul bir adam olsaydım, Feyhana çok sik tesadüf etme- mek için, Samimleri seyrek ziya- ret ederdim. Fakat içimizde han- gimiz makul hareket edebiliriz? İşte ben, makul düşündüğümü zannediyordum. Feyhanla aramda ciddi hiç bir şey yoktu, binaen- aleyh onu sık sık görebilirdim. Şaziment hanıma sık sık gitme- ğe başladım. Artık, yalnız davet günlerinde değil, Samimi - bir ahpap gibi, sair günler de gidi Türümüi Kiseriye Feyhab da'ora | da bulunuyordü. Bir gün; akşama kadar oturdum, Feyhan gelmedi. Şaziment hanım efendi dedi ki: — Size bir kaç söz söylersem darılımaz. misınız? — Estafurullah efendim, buyu- — Tehlikeli bir oyun oynuyor- sunuz Kâmil bey: Bazı insanlar vardir, onlarla her türlü macera caizdir. Fakat bazı kadınlar var- dır ki, onlarla alay edip gönül eğlendirmeğe gelmez... Söz söylemek için ağzımı açtım. Gkeb — Bir şey söylemeyin dedi, izahat istemiyorum. yalnız söyle- diğim söz kulağınızda küpe olsun. İBitar. 'sonra çıklım. — Ortalık kararmıştı, hafif bir yağmur çise- liyordu. Kalabalıktan kaçmak ih- tiyacındaydım . - Maçkaya doğru uzandım. Taşlarda - oturdum. Bo- ğaz, karanlık sularını, — karanlık sahillerde sürüyordu. İçimde ka- zanlık, boğazın suları kadar. bu yağmurlu hava kadar karanlık düşünceler, acılar vardı. Hayata, tek başına,ne kendimi ne de bir başkasını mesut ede- bilmiştim. Bilhassa Sacideyi bet- baht ettiğimi düşünerek - vicda- nimda azap duyuyordum. Artık kati kararı vermem zamanı gek KOLONYA SUYU " Şişti ah Bey sokak 9 Temmuz 1828 El KoRKuN; Macerli Nükili: (Va Penceseder “bakınca, küşkün duvarla muhat bahçesini mükem- melen görebiliyordum. | İşte pencereleri, kapıları... bunlar, gündüzkü gibi Bülün sımsıkı ltkatın — aralıklarından dışarıya doğru bir ziya huzmesinin Sızmakta olduğunu keşfettim. —— | Tuhaf şey!- Bu eve, bu saatte | kim girmişti de, böyle müthiş sürette ortalığı gürültüye boğu- ada ae e| Garip gürükü, bir saat kadar sürdü. Vakit ilerleyip de şafak sökmeye başlaymca, kapı açıldı âm? “Aman — yarabbil... Nü) Hellan VR güzeli! Gece - tüaleti giymişti. pek pek şik bir şeydi. Elinde ba tatuyordu. Bu lâmba iğinde mükem- melen işitilen şu sözleri söyledi- gini duydum: — Güle güle, efendim... Gele- cek sene, inşallah gene görüşelim. Fakat hayret! Genç kadın, bu suretle kime hitap etmekteydi? Bunu anlıyamadım. Zira, etrafında kimseyi göremiyordum. Kadın, biran, kapı önünde dur- duktan sonra, merdivenlere doğru | yürüdü. Bahçeye indi ve etrafı î Staj gilreı:ek Porümdi LOT PİVER A Ş., İstarbıl Şubei ve dekoltesinin | sdeliği belli oluyordu. | ihtiyat ıalnilerinı davet Fatih askerlik dairesinden: 1076 inden — şimdiye — kadar n yapmamıs olanlar 4-8- inde sevk edileceklerdir. 15 gün zarfında mensup olduk- ları askerlik şubelerine müracaatla kayıtlarını tespit ettirmeleri ve 3-8-929 da da sevk edilmek üzere ispatı vücut etmeleri aksi takdirde haklarında cezai muamele tatpik edileceği tebliğ olunur. Bankerler âlemin alemınde Vranko-Azyatik Baş gübesi, 15 tenimmeztları Vöyvolla Bo snm İatabul ibare 104106 nümaralı b inasında ifayi münnete seaktır a Bapı Fıçı fabrıkası Acele ve ehven fiatla satılık- Pangaltıda Surpağopta Melbant sokağında mağaza: ye müi bakkaliye VEFAT Kâğıt ticarindan ve musevi müteberanından / Hayım - Fresko efendi mübtelâ olduğu hastalıktan kurtulamayarak dün vefat eyle- miştir. Cenazesi bu gün saat on dörtte Büyük hendekte Keneset İsrail sinagonunda merasimi di- niye icrasından sonra kaldırla- caktır. Ailesine beyanı taziyet olunur. Elettricch Jazz 8 temmuzda Tarbyada TOKATLIYAN Oteline geliyor ! ,EAU DE <COLOGNE N1t Te Beyoblu 9014 taflanlarla kaplı tarhların dan ilerledi. Evin kapısı bir iki kere daha, kendi kendiliğinden kapanıp açıldı Gözlerime — inanamıyordum .. . Aklımı oynattığımı sanıyordum. Bir kapı, kendikendiliğinden ka- panıp acılsın?.. Bir kadın, yanında kimse görünmediği halde konuş- sun?!.. İşte, genel — Susun ! -dedi-- Hepiniz su- sunuz! Gürültü etmeyiniz ! Karşı- mızdaki evde uyuyan komşuyu uyandırmıyalım... Haydi, yürüyü- nüz! Böyle söyledikten sonra, çeyi geçti. Sokak kapısı önünde durdü. Lâmbanın aşığı kapıyı aydınlattığı için, adamakıllı görü- yordum. Kadın, bu kapıya da asla elini sürmemekle beraber kapı açıldı. Elinde lâmba tutan bah- | arzolunmaktadır. MİKDAR: Eski hi BEDELİ : Kiymeti itibariye: Resmi Damga - Pirim Hakkı rüçhanın sureti istim: zimize irsal edilmelidir. Not: dörtte bir edilecektir. ceklerdi hukukan müsavi olacaktır. Bartinde şiddetli sicaklar Bir haftadan beri Bartında şu detli sıcaklar hüküm sürmektedi Hararet derecesi gölgede 34 güneşte 60 şa kadar yükselmişti Son yağan yağmurlar z tahfif etmiştir. kadın, bu fevkalâdeliğe karşı, hiç de mütahayyirmiş gibi görün- medi. selâm pek zarif bir verdi. Sonra, mütebessim: — Haydi, Allaha 1smarladık! k sene muhakkak bekleriz! > Şayet gelmezseniz. koca- m da, beni de son derece müte- essir edersiniz... Cümleniz geliniz. Cümleniz geliniz... Hepinizi bek- lerim. Kadının cinnetine - bükmedeci im bir sırada, 10-15 erkek sesinin — Allaha ısmarladık, Hanıme- fendi... Allaha ısmarladık !... Ge- lecek seneye kadar muhakkak ge- liriz .. Siz hiç merak etmeyin Gördüğümüz —ikramdan — dolayı pek müteşekkiriz ! - dediğini işi miyeyim mi ? Kadın, kapıyı kapatmak üzere Yeni Hisselerin temettüleri : Hamiline ait olarak ihraç olunan yeni Hisseler - 1929 - senei temettöünün yalnız “5 , aylık kısmına iştirak edebile- TÜRKİYE İŞ BANKASI Heyeti Umumiyesinin 2/6/929 tarihli kararına tevfikan ve sermayenin 4,000,000 liradan 5,000,000 liraya tezyidi için beheri 10 lira kıymeti itibariyesinde 100,000 adet HAMİiLİNE AiT YENi HiSSE SENETLE- RiNE KAYT OLUNMAĞA DAVET 2 haziran 1929 tarihinde içtima eden fevkalâde heyeti iyenin esasinin 9 uncu maddesine tevfikan, karar verildiği beheri 10 Türk lirası adet HAMİLİNE AİT YENİ HİSSE SENETLERİ şeraiti atiye dairesinde bankanım eski hisselerine edarlarımız, isselerin dörde taksiminde çıkması muhte- mel hisse küsuratı muteber değildir. Yeni ihraç olunan hisse senetlerinin (i berveçhi ati gösterildiği şekilde 11,20 liradır. Çon bir lira yirmi kuruş ) Hakkı rüçhanın müddeti istimalı : Eski hissedarlarımız dahil olmaksızın hisselerine dörtte bir nispetinde isabet eden yeni hisseler 10 Ağustos 929 akşamına kadar mübayaa ve bedelin aşada izah olunduğu şekilde Bankamıza tevdi ve ya irsâl etmelidirler. Bu müddet zarfında hakkı rüçhanını kullanmıyanların yukarıda mezkür müsait şaraitle mübayaa hakları sakıt olur. Hissedarlarımız şubelerimize 10 haziran 929 tarihinden itibaren müracaat ederek yeni hisselerin mubayıa pusulasını imza edebileceklerdir. Hissedarlür bankaca kendilerine gön- derilecek olan kayt varakasını doldurup imza ve Bankanın merkezine ve ya İstanbul şubesine teahhütlü olarak irsal etmek suretiyle dahi yeni hisselere kayt olunabilirler. beher hissenin 11, 20 lira itibariyle tamam bedeli dahi şubelerimize tevdi ve ya İstanbul şubesi ve Ankara merke- Yukarıdaki müddet zarfında bedeli tesviye olunmayan mübayaa pusulalarının hükmü yoktur. Yeni Hisselerden bir Hissedara eski Hisselerin petinden fazla verilmeyeceği içir kayit varakasında sehven fazla yazıldığı olursa Bankaca kontrolunda dörtte bire tenzil 930 senesinden itibaren yeni Hisseler dahi eski Hisselerle TÜRKiYE İŞ BANKASI | Gazi sıcaklığı | aç olunan ihracına bari kıymette 100,000 sabip olanlara haiz oldukları beher eski ihracı 10. — Lira 11 20 ay zarfında yani Ancak vaki * Gazi köprüsünün 10 paraları — köprüsünün — inşası — için vesaiti nakliye ücretlerinden alınan 10 paraların mevcudu 250 bin lirayı tecavüz etmiştir. Bu para şirketler tarafmadn doğrudan doğruya bankaya yatırılmaktadır. elini uzatmıştı. Bir erkek sesi: — Rahatsız olmayın, efendim; biz kapatırız! - dedi. Kapı, açıldığı gibi, kendi ken- diliğinden kapandı. Ev sahibesi, gayet müsterih bir müsterih bir halde, eve döndü. Bu müddet zarfında, alt kattaki işık üst kata çıkmıştı. Kadın, eve girerken: — Yatak odasına çıktın mı, kocacığım?- diye sordu. Cevap istemedim. - Sayfiyenin kapısı, kadının üstüne kapandı. Bir müddet sonra, yukarı kattaki aşık da söndü. Saat sabahın yedisi olduğu hal- de, ben bâlâ, aptal — aptal, bahçeye bakmakta idim. Güneşin ziyası altında artık herşey, gözü- me tabü görünüyordu. Bahçe başta. Köşk de eski manzarasın- daydı. ( Mabadi var )

Bu sayıdan diğer sayfalar: