26 Ekim 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

26 Ekim 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 26 Teşrinievel 1929 LİSANIMIZ HAKKINDA LİSANIMIZ. HAKKINDA İnci ile uncu Denizden $ inci çıktı. Fabrikaya Yuncu girdi. yukarıki ”- cümlelerden ne anladınız ? Yani, denizden beş jadet inci ( mücevher ) ymış. Sonra, fabrikanın kapısından 9 adet saçlarından kaşlarına ve kirpiklerine kadar bembeyaz uncu Değil mi? aldanıyorsunuz I inci, 2 inci, 5 inci, 7 inci, 8 in- &i Yuncu, İÖuncu... Bunlar, he- men bütün gazetelerce, hemen herkesçe kabul edilen, kullanılan ;u,. sıfatları, (— sıfatı adediye) Yazı arasında ne zaman tesa- düf etsem duralıyorum: Nasıl inci? Siyah inci mi? Be- yaz ? — Hangi uncu? Pi- Tinç Uncusu mu? Cavdar uncusu mu; Dil Encümeninin çıkardığı ki- taplarda sarahat vardır: Sayı sr fatları inciler ve uncularla karış- mamak için şöyle yazılmalıdır: 1 inci 2- inci 3- üncü 4- üncü 5- inci 6- nci 7 .nci 8- inci 9. ancu 10 - uncü 100 - üncü 7000 - inçi Bu bağlama işaretleri sayesinde iltibasların önüne geçilir. 2 - nci 6 -ncı, 7 -nci niçin (- siz ve 1 sız yazılıyor diye sorulursa (iki, altı, yedi) (kelimelerinin so- nunda bu saitlerden vardır da ondan. Kaideye riayet edilmesi mer- cudur. Fakat asıl nazarı itibara alına- cak bir cihet var ki, o da, bu 1 - inci lerin, 70 - uncu ların her yerde kullanılmasıdır. Diger lisan- larda, metin ortasında, bu “sayı sıfatları,, rakamla değil, harfle yazılır; doğrudan (doğruya birinci, ikinci diye) bizde de böyle ya- zılırsa en muvafığıdır. (Vâ Balık bolluğu devam el Balık ucuzluğu devam ediyor. Balamut Balık pazarında 15 ku- ruşa kadar inmiştir. Lüfer balığı Boğaziçinde 50 kuruştur. Piyasada Na) -65-70 kuruşa kadar satılmakta- dır. Küçükleri 50 ye veriliyor. ekser halk Balık ucuz olunca temin edi, çıkarıl- | Süt meselesi Ahırların ıslahı için kat'ı mühlet verildi Süt müstahsillerinin fenni ahır inşa edebilmeleri için şehrema- netince kendilerine 6 ay mühlet verilmiştir . Şehremanetinin bu kararı sütçülerin şikâyetlerini cel- Sütçüler, emanetin tespit etti esaslar dahilinde ahır inşa ettik- leri takdirde bi yakaya uğrayacaklarını iddia e yorlar. Sütçüler, bu şerait dahi- linde hiç bir ahırın inşa edilemi- yeceğini ve ellerindeki — hay- vanı ya - harice — sevketmek , yahut — mezbahaya — göndermek mecburiyetinde kalacaklarını söy- liyorlar. Emanet islah edilecek olan ahırlar için iki ayda, yen den inşa edilecek olanlara da 6 ay mühlet veriyor. Ahırların üs- tünde ev ve oda bulunmayacaktır. Emanetin kanaatına göre işlerini esasından halletmek için geçen sene takip edilen yanlış yolda yeniden israr etmek doğru değildir. Emanet temiz süt içmek için işe evvela ahırların aslahından - başlamak — zaruretini müdafaa ediyor. Emanet süt — müstahsillerinin tahmin edildiğinden fazla kâr tahmiri ettiklerine kani olduğun- dan bu şikâyetlerin bir behane- den ibaret olduğunda - şüphe et- miyor. Emanet inek ahırlarını Avru- pada olduğu tarzda ıslah ettirdik- ten sonra &üt işlerile esaslı su- rette meşgul olacaktır. kartalda çimento fabrikası Kartaldaki çimento fabrikasının inşaatı yakında bitecektir. Fabri- kanın önüne bir tahmil ve tahli- ye iskelesi yapılınıştır. Vapurlar bu iskeleye yanaşa- caktır. Fabrikaya bir. vapur do- lusu malzeme gelmiştir. Kartal çimento fabrikasını grup memle- ketimizde bir kaç fabrika daha yetindedir. | — Bunlar dünya fiatlei Ağır cezada Polis kuvvetlerine ateş edenlerin davasına başlandı Dün İstanbul ağır ceza mahke- Mehmet efendiyi cerh ve polis kuvvetlerine - silâh istimal etmekle maznun 3 sabıkalının muhakemesini rüyet etmiştir. Bahçıvan İbrahim , konduracı Ohanes, fırın amelesi Muharrem muhtelit tarihlerde muhtelif evle- rin kapılarını kırarak. hırsızlıklar yapmışlar ve bir sirkat anınde kendilerini derdest etmek istiyen bekçi Mehmet efendiye ve polis- sil istimal etmişlerdir. , ne bekçiye ne de po- lislere silâah atmadığını söylemi: tir. - Muharrem, poliste — verc ifadede İbrahimin polislere silâh 'af etmiş ve üzerinde çalınmış bir kaşık bulunmuştur. Mubakemede polisteki ifadesini inkâr etmiştir. Ohanes, günahkâr bir kadın yüzünden kendisine iftira atıldı- iğını söylemiştir. Yapılan tahkikatta maznunlar- dan konduracı Ohanesin evvelce bir miras meselesinden dolayı mahküm olduğu, Muharremin de bir sirkattan hapis yattığı anla- şılmıştır. Muhakeme bu davayla alâka- dar şahitlerin celbi için tehir edilmiştir. Ceza mahkemelerinde bir günde 65 dava rüyet edildi Dun ağır ceza mahkemı 3 katil 1 sahtekârlık 2 sirkat tahkir 1 izalci bikir Şeker ve petrol inhisar idareleri eski hesapları tasfiye ediyor Şeker ve petrol inhisar idaresi müdürü Hüsnü B. Ankaraya git- miştir. Hüsnü B. Ankarada ida- renin müstakbel vaziyeti hakkında maliye vekâletinden izahat ala- caktır. Elyevm şeker inhisar idaresi ne petroldan, ne de şekerden resim almamaktadır. Bu suretle idarenin bir vazifesi kalmamış oluyar . Buna rağmen idarenin büsbü- tün kaldırılacağı da doğru dehil- ir. Verilen malümata göre şeker inhisar idaresinin bir şeker ens- inkişaf eden şeker olacaktır. Maliye vekâleri henüz inhisar idaresinin müstakbel şekli- ne dair kat'i bir karar vermemiştir. Bu günlerde idare eski senelere ait hesaplar tasfiye ile- meşgul olmaktadır. Kahve fiatleri mütemadiyen düşüyor Şehrimiz — piyasasında — kahve fiatleri düşüyor. En birinci kahvenin fiatı 160 kuruş olmuştur. İ | Kahvenin düşmesinden bir çok tacirler ziyan etmi: düşmeden evel kahve almışlardır. Brezilya- daki kahve trüstünün dağılması fiatleri yüzde otuz. derecesinde indirmiştir. Şehrimizde kahve işi yapan bazı tacirler ziyanlarını çıkarmak içi aralarında bir fiat birliği yapmış- lardır. Bu kahve birliği fiatlerin daha ziyade düşmesine mani ol- maya çalışacaktır. Ada çamları l Emanet bu sene | çamları tedavi ettirecek Ada çamlarının senede 200 lira bedel ve 20 sene müddetle evkaftan şehremanetine kiralan- dığını — yazmıştık. — Mükavelenin esası bu günlerde emanetle evkaf arasında imza edilecektir. İmza muamelesini — müteakıp çamlar emanet tarafından tesellüm edile- cektir. Ada çamları senelerden beri tırtılların tahribine maruzdur. Emanet şimdi çamların tedavi- sine başlıyacaktır. Çamların teda- visi fenmen - teşrinisanide yapıla- cağından emanet bu- sene bu müddeti kaçırmak istemiyor. Çam ağaçlarına keseleri bu zaman da imha edilir. Senelerden beri - yapılamayan bu tathirat bu sene yapılacaktır. Çamların idaresi Şehremaneti bahceler müdiriyetine tevdi edi- cektir. Mevcut çamların tedavısile yeniden çam yetiştirmek üzere emanet bir orman mütehassısı in edecekti İhtisası çam ormanlarıma taallük 'eden bir fen adamı bulunamazsa bu mütehassıs Avrupadan getir- tilecektir. Seyyah celbi Turing klüp umumi kâtibinin bir nutku Bir müddetten beri şehrimizde buluaan Turinp klüpleri umumi kâtibi M. Düşen bün Köstence tarikile Bükreşe, oradan da Brük- sele avdet etmiştir. evelki gön M. Düşen şerefine şehremaneti tara- fından Serkl doryanda bir ziyafet yerilmiştir. Saat on yedide de Türk turing tarafından Tokatlıyanda M. Düşene bir çay ziyafeti verilmiştir. M. Düşen Tokatlıyanda bir nutuk — söylemiş — ve — ezcümle demiştir — Ben türkiyeyi çok severim , daha evelden de severdim.. Benden evel burada nutuk söyleyen bir vatan- daşım Türkiyedeki medeniyetten bahsederken “şaşılacak şey , ta- birini kullanmıştı. Asıl şaş musallat - olan tirtil | bu. tabiri istimal 'ürkiye tamamile garplileşmiş bir millettir. M. Düşen bu suretle geçende gelmiş olan sulhperverleden Lafon- sözleri hakkında gazetemizin fikrini tasvip ettikten sonra nutkuna | devam etmiş ve demiştir ki: | — Türkiyenin seyyah memleketi | olması için üç şey lâzımdır. 1-Seyyah. 2- Yol. 3 - Gümrük muamelâtının sadeleştirilmesi, Tür- kiyeye az seyyah geliyor.. Bunun sebebini yolların azlığın- da, gümrük muamelâtının çoklu- gunda aranmalıdır. İki sene evel Çekoslavakya da böyle idi.. Lâkin orada lâzım gelen tedi ler alındı. Memleketiniz çok güzel.. den zengin mede- | niyetlerin asarı var.. Abideler müs n seyyah celbi üzerinde çok büyük tesirleri var- dır. Fransa her sene - ecnebiler sayesinde 12-13 milyar kazanır. Tuürizm — sulh amilidir. milletleri birbirine yaklaştırır.,, M. Düşen den başka Turig klüp azasından Cevdet meclisi idare bey de bir mutuk söylemiştir. Başvekil İsmet paşa Hz. ine seyyah meselesi - hakkında bir lâyıha verilecektir. DARÜLBEDAYİDE 5 perdelik ayıp Dün gece, Darülbedayi, onar dakika fasıla ile, 5 perde ayıp etti Ana babadan mahrum, ihtiyar teyze, bunak büyük baba elinde şımartılmış / mahalle- - çocukları vardır. — Ellerinde —kâh bir horoz şekeri, kâh bir macun değneği ve Kâh erik pestili; ağız şapırdatarak, dil çıkararak, yedik- leri rengârenk şeyleri yüzlerine gözlerine bulaştırırlar. İşte dar | bedayi, bu 'mahalle çocuklarına benzedi. Şehremanetinin şımarık çocuğu Muhsin bey, çeşit çeşit pi- yesleri, macun, pestil ve horoz şekeri gibi, yalıyor ve yüzüne gözüne bulaştırıyor. Kumarbazın — müellifi — kimdir bilir misiniz? 200 sene evvel, Fransada komik şürler yazmış olan üçüncü sımf bir şairdir. Molyerden sonra meydanı boş bulmuş ve “Onun yeriene ben kaim oldum, iddiası ile mey- dana atılmıştır. Karakteristik eserler yazdım. iddiasında olan bu komiği Fransız edebiyat ta- rihi, Münekkitler sahifelerine — sokmamıştır . hakkında bir kaç kudretinin hiç olduğunu meydana koymuşlardır. Tam yirmi, sene, bilâfasıla beş perdelik manzum mudhikeler yazan bu adam bir tek gaye gözetmiştir: Her türlü maskaralığı yapıp halkı güldür- mek ! » Regnad'ın Le Joueur'ünü terce- me eden Seniha Rauf hanım efen- di ile, bu kepaze ve maskara eserin ağırlığını yüklenenler, ma- alesef halkı da güldürmediler. Şüpbesiz, bazı gülünç yerlerde bir kaç kahkaha duyuldu. -Fakat bu kahkahalar, hokkabaz Porta- kal oğlunu seyrederken duyulan kahkahaların ayni idi. Beş perde devam ettiği müd- detçe, Tepebaşı tiyatrosunun sa- lonunda — ağır, boğucu, / sinir- lendirici bir. hava esti. Herkes bir birinin yüzüne bakıyor, herkes seyrettiği şeyin ne olduğunu bir ine soruyor, göğüs geçiriyordu. Dördüncü ve beşinci perdelerin sonunda , islık sesleri duyuldu ; oyun esnasında, aktörlerden bi diğerine: “Seni asacağım!,, dediği zaman , seyirciler arasından bir ses yükseldi: “Sizi bu hale sokan Muhsin beyi asınız! , son perde kapandıktan - sonra, tanıyan tanı- mayan herkes, birbirine..»Geçmiş olsun!, Diyordu. Herkesin temiz havaya, rahat nefes almağa ihti- yacı vardı. Salon bir anda boşaldı. Ayıptır, günahtır, yazıktır. Ema- net bu üç kelimenin mesulüdür. Verem dispanserlerine serom ala- cak para bulamıyan, memurlarına vaklinde aylık — veremeyen , her kusuru — yüzüne vuruldukça: “Ne yapalım para yok!,, diyen Emanet Darülbedayie 35,000 lira tahsisatı, bu kepazelikler için mi veriyor ? Darülbedayi de daha ne — kadar zaman bu anarşi, bu diktatörlüki devam edecek? Bir kere daha tekrar ediyoruz: Ertuğrul Muhsin bey kıymetli bir sanatkârdır, orta bir rejisör- dür, fakat piyesten anlamıyor. Darülbedayie bir heyeti edebiye lüzimdır. Bu hal böyle devam etmemelidir azık oluyor. Selâmi İzzet

Bu sayıdan diğer sayfalar: