12 Kasım 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

12 Kasım 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Akşam 1? Teşrinisani 1929 Sahir 8 a z İDRİS EFENDİnin tetkikatı: : AHRE Ruh, bedensiz yaşar mı? Ahrete kimler inanır? Kimler inanmaz? İdris Etendinin başından bir macera geçmeseydi ıskatçı olacaktı İfadei meram Bu naçiz tecrübel kalemiyeyi okumak külfetine katlanacak ka- rüni kiramdan hassaten rica ede- rim ki, tesadüf eyliyecekleri zu- buller hakkında dailerini tahriren irşattan geri durmasınlar. Meşhur meseldir: " Beşer şaşar! , derler. Elbette, hiçbirimiz Hatadan salim olamayız. Ancak, “hataya kapılmıyacağız,, diye, içtihat kapılarını kapatarak, ecdattan kalma viran, tamirsiz bir fikri kal'ada kendikendini muha- sara altına almak; ahfadı da - ilel- ebet bu kal'ada oturtmağa kal- | kışmak ası Tâkkıyatına uygun değildir. Şair, ne iyi söylemiş: “Bir hakikat kalmasın Allahım âlemde nihanl, diyor. Biz de, nihan kalmasına razı o'madığımız bazı bakikatları aklımızın erdiği gücünüzün yettiği kadar şerhü - izaha uğraşacağız. Mevzuumuzun pek ince pek muammaalüt olduğunu —müdrik ve müterfiz: AHRET VAR MI, YOK MU? Soalinin — genişliği karşısında kırk bu kadar senelik tetebbuumuz — bile — elbette ki dardır. Ancak, — yunan feyle- soflarından , — islâm — ulemasın- dan, tasavvuf erbabından yeni garp mütefekkirlerine kadar bir Çök noktainazar sahiplerinin eser- lerini okumaklığımız, bize, eslâfın tecrübelerine de tevarus etmişiz hissini veriyor ve bu vadide kalem oynatmak cesaretini. bahşediyor. Hazreti Mühammet: — * Üzlib ül'ilme velev kâne fi £ Sin, buyurmuşlar. Yani: “İlmi, Çinde dahi olsa talep et, diyorlar. Biz, ihtilâller içinde kaynayan Çine ka- dar külfetli bir seyahat ihtiyar et- medikse de tetebbuatımız esnasında Avrupanın — kapısını çalmaktan geri dürmadik. — Fabrikalarımızı | kurarken fennine rağbet ettiğimiz Avrupanın, elbette ki, eser yazar- ken ilmine — ihtiyacımız vardır. | Hattâ, akrete mütaallik ilimlerde bilel — Çünkü AHRET diyince, | muhtelif şeyler anlıyoruz. | AHRET diyince, anladığımız mana pek geniştir: Bunun içinde, dinlerin ve tarikatlerin tarif ettiği | alel'itlak ahret var; isipritizmanın | mevcudiyetini iddia eylediği “be- | grup vardır ki, bunlar da: Cözümüzü var mı? yok mu? 'na bürünmüüş rub,, var; ruhiyun fasilesine dahil / feylesofların ah- | Tattıkları “maddeden y bir | mevcudiyet idame edebilen rah,, var, İlk nazarda birbirlerinden ayrı şeyler söyliyormuş gibi görünen dindarlar, tarikat erbabı, ispi- ritizmacılar | — ruhiyun, - — dik- kat — edilecek — olursa - — bir nokta etrafında müttehit cephe teşkil ediyorlar: Bu güntaşımakta olduğumuz cesede bürünmezden evel ruhumuz mevcuttu. Bugün taşımakta olduğumuz cesedi |terk- ettikten, yani, öldükten sonra da yuhumuzun mevcudiyetini idame edebilecegiz! Gerçi, aralarında ihtilâf var: Din, tarikat, ispiriti badüttabil felsefe müntesiplerin- den bir kısmı, ölümden sonraki hayatı, ruhun ruzu mahşerde yeni baştan kendi cesedine bürünmesi telâkki ediyor; bir kısmı , kürei arazda ve diğer ecramda yeni doğacak bedenlere “ tenasüh , eylemek sanıyor. ( “ evelce de, ruhumüz başka ceselerde idi. , diyor); bir. kısmı, bütün kâinatı yekpare bir ruh addederek, “ben ©o ruhun bir parçasıyım; bedenimden - çıkınca gene geldiğim yere döneceğim!,, diyor. Hasılı, şekiller başka olmakla, beraber, netice aynı: Ahret var; ölüm, sonumuz değildir. nasıl kendi müttefikler — bulunuyor, aralarında grup grup toplanıyor- larsa, ahrete inananlar da, böyle- likle bir grup teşkil ediyorlar. Bunların karşısında, muhtelif mad- diyetçilerden mürekkep düşman bir yamdak mu idi artık yoğuz. Cep- saatimiz kırıldıktan sonra, işle- mesi nasıl istiklâlini muhafaza ederek yaşamakta devam etmezse, bedenimizin ölümünden sonra da, ruhumuz. öylece, yok olur. Ruh, bir işleyişlen ibarettir., diyorlar. Hangi taraf haklı? Öldükten sonra ne olacağız? İşte, tecrübei kalemiyemizde bu ciheti mevzuubahs eyliyeceğiz. Bittabi, fikirlerimiz bazı kimsele- rin hoşuna gitmiyecektir. Tahriren iraz etsinler. Münakaşa — sahası Nazırın ahçısı At yanşla mı birdenbire | M. Penlöve Fransız nazırlarından M Pen-” İöve'nin meşhur bir ahçısı vardı Mari Leverdiye ismindeki bu ahçı kadın 27 seneden beri M. Pen- Tövenin hizmetinde bulunmaktadır. Bir kaç ay evvel Mari eline geçen bir gazetede © günkü at arışlarına — Leverdiye — isminde bir atın iştirak edeceğini okur. Kendi ismini taşıyan bu atın koşusuna bir kaç para koymağa niyet eder. Filhakika o gün kim- senin beklemediği bir muzaffe- riyetle bu at birinci gelir. Ahçı kadın epice bir para alır. Bundan sonraki koşularada den Mari'ni talüi yaver 'gider ve bir iki ay içinde 103,000 frank kazanır. Bu kadar parayı ömrün- de görmemiş olan Mari, artık memleketine giderek ev, tarla, sahibi olmayı düşünür ve M. Penlöveye istifasını verir. Vakayı haber alan bir gazeteci kabil olamamıştır. M. Penlöve bu işten pek me- | yustur. Bundan sonra tutacağı ahçıların koşulara gitmemelerii ve her hangi bir piyanko bileti almamalarını şart koyacağını bil- dirmiştir. mende ağartmadık. Birinci Bap Bundan otuz sekiz sene mu- kaddem başımdan bir garip ma- cera geçmeseydi. şüphesiz ki, dai- leri de, Iözlettayin kayyum, bir ıskatçı, bir müezzin, haydi haydi Bir mahalle imamı olup kalacaktım. Garip macera dediğim şudur: | talebesinden Bedia (Çocuk dün- yası) sahi mizde çoktan beri devam eden (SE- VİMLİ ve GÜRBÜZ ÇOCUK- CAR) mü- sabakamızda aşa- ğida ismi ve adresi yazılımış olan 4 ço- cuk mükâfat ka- - İstan- bul hayvan borsa- sında — Giritli Ali Galip beyin oğlu Mustafa Kemal B., 2- Moskova kon- solosumuz Süreyya beyin kızı Ayten H., 3 - Pangaltı, Kur- tuluş, tepe üstü, Baruthane - caddesi Nu 50 Gül- seren Ahmet H., 4 - Dev- let demir yolları hası- lât daire- sinde kalem — “Sevimli ve gürbi âmiri — Nail beyin oğlu Reha B. Bunlardan 1 inciye büyük ve bir at, 2 inciye büyük £ Mini mini karilerimizin kazan- dıkları hediyelri ”- matbaamızdan aldırmaları rica olunur. 24 teşrinievvel 929 tarihli bil- mecemiz: BEYOĞLU 'nın ortasındaki © harfi idi. Doğru — halledenler ” arasında kur'a çekilerek 1i Cihan- girde mukim Amerikan kolleji Şevket H kazanmıştır. Kitap kazananlı 1- Zeytinberaunda demirhane cadde- sinde Sıhiye momuru Cemal B, 2 - Kr itoprakta Ka Muzafler B., 8 - Kade köyde Hacı Şükrü sokak No, 11 İbrakim B., 4 Poyaiye lisesi talebesinden Nafi Osman B., 4 - Üsküdarda tavüken bak- kat sok. G9 Atifet I. t tıbros neketebinden — Nubar D an, T İstanbül. Sanayi/ talebesinden Xadler Rayrt H 8 - Sen Benu Gelat Mehmet, B 9- Amerikan kolleğinden. İhan. Siyami H 10 Selma Tulley Şekerleme kazananlar: T - İs Plassüut cad. No, 58 Lasi, 19 - Reşit paşı mak, talebesinden 360 İbrakim B., 18 - Emirgânda S: Musahakada kımler kazandı? Hiz,, Çocuklar müsabakamızda kazananların hediyeleri 15 - Büyükada: Nizan No (98 Ekrem bey kerimesi Safiye H., 15- Kızıltaprakta Ü. Kemal B., 16- Beyoğlu Mihitaryan mektebinden Önmik Teretman ., V7 Taksim Valide: Çeşmesi No, 31 Mile Anjel Kavafyan, 18- Ankara Hava müs- dığnda tayyarcei yüzdaşi Ziya b yür kuz Bandan HÇ 18 Külali lisasi 10 Şube 8$ No: 493 HL Basri B., 20- keelde Yur MHan No, 2 Daktile Neo miye H., 21 - Galatasaray lisasi B17 Ko mal Bi, 22- Radiköy yöğürthane No, 42 Melle Arpine Dadrtan, 98- Bandır. mada Cevdet bey mahtumu Necati R,, 2e- Üsküdarda Nühiküyüsu No, 267 Mualla Ahmet IL., 25 - İzmirde beyler sak. M Sörvet B., 28 - Kadiküy Oton 9£ Sok. No, Ti Mile Alis Beatris, 97- Büyükada güzel sokak No 1 Necmiye Şevket H, 28'- Maçka 18 nci ilk mek. No, 196 Nezalat H atilte Darüş fakada İhsan B., 30 - Beyoğla Alyon Otomobil tevakkuf Mmahalli değiştirilecek Beyoğlunda İngiliz sefaret binası önünde duran otomobiller müna- kalâtı işkâl ediyor. — Otomabil goförlerine tebligat yapıldığı hab de bir türlü bunun önüne geçiler memiştir . Son günlerde bunlara ait şikâ- yetler — çoğalmıştır. — Seyrüsefer merkezi - buradaki - otomobillerin tevakkufuna nihayet verecek ve otomobiller için başka bir yer deni terketmiş ve esiri ruhkabuğu- | açıktır. Kendilerine muvafık (CArkası yarın ) —| dan Batz mek. talebesinden M. Colal B. Tet.No48 — 11 Teşrinisani 929| -dedi. - Bilâhara yazacağın kül- | şifre ile çekmiye meraklıdırlar . | - — Onu tahliye cdeyim diye Viyatır şaheseri bu olacaktır.. | Ekseriya, faraza, İngiltere başve- | siz haber yollamadınız mi? işler, şifraları aşırmak ve bunların a]']“k H"lmgs m Fakat, ondan daha şaheseri | kilinin mebusanda söylediği nutku | — — Kiminle? aşırıldığına dair vaktinde haber- vardır | bile hariciyelerine bu yolda gön- — Hirman Geffray ilet dar olmamamız için bizi oyala- — Hangisi ? derirler. Bu şifrali nutuklardan | Yococok! makmış! anf HBH — Hiram Geffray odaya gir- | bir tanesini ele geçirdin. miydi | Üstadın — gözleri — faltaşı gibi — Eyvahi diği zaman, (hani, ben bir takım | aslı ile karşılaştırırsın . Anahtarı | açıldı! Elini alnına vurdu: — Rezil oldum! Mütercimi (Vâ-Nü) Fakat, üstat, bütün bu düzen- bazlıklara aldırış etmedi. Karakol komiserine emir verdi: — Bu iki mevkufu — Londara tevkifhanesine — gönderini — Ben, Tâzimgelen esbabı mucibeli raporu yazarım! ( Şarlok Homes, bana dündü) kasabada işimiz bitti. Lon- dra'ya dönebiliriz. akoldan ayrıldık. Salla yalnız kaldığımız vakit, meşhur polis hafiyesi bana: — Bu hallettiğimiz mesele, ne mühim meseledir, biliyor musun ? şifrelerle uğraşıyordum ya... İşte o!.. Hariciyenin bana tevdi ettiği bu şifreleri halledince müthiş bir casus şebekesi yakalıcağım ! Trenin rahat kompartimanına yerleşmiştik. — Anlatıyordunuz, üstat, - de- dim - sözünüz yarı kaldı idi; Ha- ni, bir şifrayı okuyabilmek — için usul varmış? Pek — meraktayım. Şunu anlatın! — Şifralarla / verilen ibareler, ekseriya şu yolda keşfedilir, azi- zim: Sefaretler, her ne olursa olsun, bunları, mensup bulunduk- ları — devletlerin — hariciyelerine | Jebn'u gördük. — Ellerini ir kere böyle ele geçirince kolaj — Hakikaten, pek mükemmel | bir usul! Kristof Kolomb'un yu- amurtası gibi bir şeyl — Evet, öylet | Nihayet, tirenimiz Londra istas- | yonuna muvasalat etti. Bir otos mobile atladık, Üstadın kapısı ömlüne vardığımız zaman, telmizi cebine |sokmuş,püfür püfür cigara içiyordu. Şarlok Holmes, ona : — Ne 0? - dedi. - Oğlam ne yaptın? kilitledin mi? —ALALA! — Neye şaştın? — Neeece? Necece? Merdivenleri dörder dörder at- hiyarak yukarı çıktı. ( Ben de ar- kasından! ) Odasına girdi. ( Ben de arkasından! ) Kimya âletlerile dolu olan masasına yaklaştı. (Ben de arkasından ) Yıldırımla- vuruk muşa döndü. (Ben de arkasından) Haykır — Hiram Geffray diye kendini bize tanıtan adam müthiş bir casusmuş! Ben de arkasından haykırdım: — Bak hele! Şifralar masamın üzerinde yokl — Şifralar aşırılmış! Durhal telefona koşup Madam Blanche ile zabıta tabibinin tah- liyesi için merkeze emir verdi ise de iş işten geçmiş Tevkif ve tahkir edildikleri için bu iki şahs üstadın aleyhinde öy- le bir dallı budaklı dava açtılar re kepaze oldu. Gayri Londra'da bile barmamadı. Polis hafiyeliğinden — vazgeçti. Pilısıni pırtısını topladığı gibi, kıraliyetin hudutları haricine muhaceret etti. Şarlok Holmes'in son macerası budur. ” coBİTTİ — v ” a ae

Bu sayıdan diğer sayfalar: