30 Kasım 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

30 Kasım 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

- e CCCT ı Sabife 6 KEOR Akşam 30 Teşrinisani 1929 DARÜLBEDAYI | .. . . . . . el AGİRCEZADA: M ebeğin vi Mütarekenin senei devriyesi merasimi! gF fca T RRZMARUN a SN Vakti evailde K. Hasan efendi merhum dram oynardı. On perde | sekiz tablo devam eden bu facia esnasında, can sıkıntısından afyon yutmuş tiryakilere dönen halk, bir ara Hasan efendinin teneke çaldığım — işi el çırparak kahkahalarla gülmeğe başlardı. Darülbedayi de, bize yedi hafta afyon yutturduktan sonra, seki- zinci hafta Katil piyesile teneke çaldı. Yedi hafta can sıkıntısın- dan bunalan halk, Katili beğendi, alkışladı've bize bu kadarcık bir zevki bile çok gören Darülbedayi, çarşamba — gecesi, fitil fitil - bur- numuzdan getirdi İbsenin-La maison des poupdes sini, edebiyat ve temaşa tarihi, lisan, teknik ve tez en muvaffak, en kuvvetli eseri olarak kaydediyor. Ba eserin, terceme edilip, bizim sahnemiz- de de temsil edilmesini ne ka- dar isterdik. Noruege Hi dâhini yaraflığı tplere, tamamile te Mmessül ederek, Helmer in basit dar, egoist zihniyetini kavrıyarak, Nora nin evvelâ bebek ruhunu benipseyip, sonra kutusundan is- yan edip çıkmasım bütün heye- ak artistlerimiz ol- rceme, eserin edebi ne halel vermeyecek İerevette yapılsaydı ve sahnede, — tahrif edilmeden söylenseydi, Nora nın temsili mühim hadise telekki edilir sahnemiz, kiymetli bir şaheser kazanmış olurdu. Fakat ne yazık ki, İösen bir çubuk, Nora bir üle, mümessiller de, bu lülenin içinde buram buram tüten bir tatam afyon oldular. Edebiyata hürmetim olmasaydı. “ Bebeğin evi , için: “Üç perdelik tıraş,, derdim. (Zebirli kucak)la (Katilin ka- zandığı muvaffakıyet, — gördüğü rağbetten sonra, insanın aklına, gayri ihtiyari bir sual geliyor: “Acaba halkımız sade — melo- dramla, basit facialardan mi zevk duyuyor? ,, Biz bu suale, bilâter: Ha- pırl diye 'cevap vereceğiz. Halkr mız, bilhassa Darülbedayi müda- vimleri, sabneye konan her piye- zevkine varacak seviyededir, elverir ki, sanatkârlarımız, halkta zevk — beyecanlarını — uyandıra- bilsinler. Esefle görüyoruz ki, Darülbe- dayi ancak melodram ve basit haile kahramanıdır. Sahne edebiyatını kavramıyor, kuvetli tezlerin tiplerini yarata- mayor, büyük muharrirleri kavra- yamıyor. di İbserâ anlayamamışlar. sanatkârlarımıza tânedecek ; fakat anlamadıkları, an- nüfuz layamıyacakları, edemiyecekler koyduldarı içi bu işin mesullerini ayıpbıyacağız. Eğer Ertuğrul Muhsin bey “Bebe- ğin Cevi ni — kurtarabileceğine bir an kanaat getirseydi, sevgili İbsenini yad ellere bırakmaz, Helmer rolünü bizzat kendisi ya> ruhuna pardı. H. Kemalden fazla bir şey | yapamıyacağını bildiği içindir ki, kulis arkasında kalıp, dekorci dukla meşgul oldu; karlar yaj dırdı, buzlar dondurdu. Bir mü- mekkit için, tiyatrodan çıktıktan sonra yalnız : Dekor güzeldi ! Demek çok acı bir şey oluyor. Biz, kırkından sonra saz çalına- bileceği kanaatinde değiliz. Ş. 'eserler temsilini âtinin sanatkârla- anna birakalım. Darülbedayi, yapa- bileceğini yapmalı ve çizmeden “yukarı çıkmanalıdır. Selümi İzzet tibarile | muhteşem Mütarekenin — senci — devriyesi münasebetile geçende Londrada merasim yapılmıştır. Veliaht prensler, kabine erkânı, eski baş vekiller, fırka reisleri, askeri ve ilki binlerce halk hazır olduğu halde meçhul askerin kabri ziyaret edilmiş, burada her kes Londrada yeni” şebremini intihabı resmi yapılmıştır. Geçit resmine dünyanın en çabuk nakliye vasıtaları iştirak etmiştir 540 kilometre katederek tayyare sürat rekorunu karmış olan Sagravın tayyaresile binbaşı Kampbelin otomobili, bulunuyordu.Resmimiz bu otomobili caddeden geçerkei başını açarak bir dakika süküt etmiştir. Bu merasim münasebetile bor- sada muamele de tadil edilmiş, binlerce halk açık başla borsa meydanında toplanmıştır. Mechul askerin kabri ziyaret edildikten sonra bir geçit resmi | lunmuştur. Dünyanın en süratli otomobili - Londrada yeni belediye reisinin intihabı münasebetile büyük bir geçit resmi yapıldı alay saatlerce geçti | Londrada meçhul askerin kabrini ziyaret münasebetile çok merasim yapıldı, her kes bir dakika sustu yapılmıştır. Geçen sene bu me- rasım esnasında kral hastalanmıştı. Kral tehlikeli bir. hastalıktan sonra bu sene- iyileşmiştir. Halk mütareke günü Kralın iyileşmesi münasebetile de tezahuratta bu- münasebetile geçen hafta büyük merasim ve caddelerde bir geçit . Bu meyanda saatte miyen ve saatte 300 kilemetreden fazla süratla giden bu otomobili balk bir merakla' seyretmiştir. & ve 10 yaşında 2 ço Ağırceza mahkemesi kanlı ve hazin bir vakaya şahit olmuştur . Hakimleri, samileri dakkalarla letilen | heycan içinde bırakan muhakeme iki masum yavrunun huzüru ile bir kat daha feci bir- mahiyet almıştır. Meliha ve İbrahim; sarı benizli iki kardeş, yaşları 8 ve 10. Ana- larını bir buçuk sene evel kaybet- mişler, -babaları 40 gün katledilmiştir. Bu öksüz ve yetim yavrular, Ağırceza mahkemesinde —melun bir katilden, babalarının kanını istiyorlar. Hem öyle bir talep ki en taş kalpleri heyecanla çarptı- rıyor, en hissiz adamları, hıçkırta bıçkırta ağlatıyor: Muhakemenin cereyan tarzı, zabit, ifadeler, şu, (bu ehemmi- yetten aridir. Biz bir şey öğren- dik: Vahşi tinetli bir haydut; adi bir tehevvür anında kabadayılığını göstermek için sustah — bıçağını çekince biçare bir çobam delik deşik etmiş, öldürmüştür. Bu çoban; masum> çocukların babasıdır. evvel Kat müdafaa eder- ken, şahitlere cevap verirken yüksek arada eden bir sual onu titretiyor: — Babamı niçin öldürdün? Meliha da mahkemenin isticvap adatına riayet etmeden kardeşi | gibi sual soruyor: — Babam nerde? Katil mahkemede herşeye ce- vap veriyor, yalnız b<”masum ve yetim çocukların ne süallerine mukabele edebilyior, ne de on- ların bulunduğu tarafa baş çe- virebiliyor. Mücrimin son sözleri : lemede. Adalet saatı geldi. Kararı 12 sene hapis. Meliha ve İbrahim ( minmelerinin yanında babasız ve annesiz geçecek karanlık hayat- larme dönüyorlar. Katil jandarma önünde mah- kemeden çıkarken İbrahim soru- yör: — Haminnel babamı öldüren bu adam 'ne olacak? — Mahbushanede ölecek? — Peki ama bize kim ekmek getirecek ? — Allah. Hakim sustu, Bu sefer Meliha- cık içini çekerek söyliyor: — Haminme! Ben babamı iste- rim.. Babam nerde? İhtiyar haminne ağlıyor. Zavallı yavrucaklar artık bir şey sormi- yorlar, haminnelerinin ellerinden tutmuşlar, başları önlerine eğilmiş, yüzleri açlıktan sapsarı, birer cena- yorlar. Kibrit bulranı doğru değilmiş Geve- Kibrit inhisarından: Gazetenizin 24 teşrinisani 929 tarih ve 3993 numaralı pazar günkü nushasının üçüncü s: de “Kibrit buh- ranı serlâvhasile ve Muğlada çı- kan Halk gazetesinden naklen intişar eden haberde Fethiye ve Köyceğiz kazalarında kibrit bayi bulunmadığından kibrit bulrar çıktıgı ve kibritlerin beşer kuruşa satıldığı yazılmaktadır. Fethiye kazasında lunan Köylü yurdu aylık ve Köyceğiz kazasında ba- yümiz Rifat efendinin mağazasın- da altı aylık ihtiyaca kâfi kibrit mevcut olduğu kayden anlaşılmış olmakla beraber keyfiyet berayi ihtiyat mahalli mal sandığından telgrafla sorulmuş ve alınan tel- şraflar kaydımızı teyit ettiçi gibi paraya sati! ğ ir. Binaenaley Leyfi- rica ederiz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: