25 Şubat 1930 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

25 Şubat 1930 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

25 Şubat 1930 Tarihi roman tefrikamız İKİNCİ KISIM Istanbulu nasıl fethettik? Yazan: iskender Fahreddin Marmaradan gelen yani ve muavin donanma, eski boşluğu duldurmuştu. Sultan Mehmet üç gün içinde donanmayı ıslah etti. Bizanslılar şair (Priamos)un başını bir kazığın tepe: le toplandılar. İmperator Kostantinden rek, sarayın geçire- hesap soruyorlardı! Marmaradan gelen muavin donanmamız bile eşi olmayan gemiler vardı okka sikletinde granitten güll Sultan Mehmet, Kızkulesindeki gemileri teftişe gitmişti. Marmaradan gelen muavin do- nanma, yanan gemilerin boşlu- ğunu fazlasile “doldurduğu içir Bizanslıların son bir halâs çaresi olarak kurdukları tuzaktan da bir fayda hasıl olmamıştı. Bizans- hlar, iki gün içinde, derhal, yeniden büyük bir ümitsizliğe düşmüşlerdi. Türk denizcilerinin: — Bizans bizim olacakl.. Bizansı alacağız! Diye hep bir ağızdan arslanlar gibi, deniz üstünde haykırıp ba- Şarışmaları, (Akropolis) deki rum betcilerinin - maneviyatını büs- bütün sarsıyor, gök gürültüsüne benziyen bu sesler Bizanslıları tethiş ediyordu. Surlardan: — Kirle eleyson! Sadası işi Sokaklardan: — Kirie eleyson! Sesleri yükseliyordu.. Hasılı her tarafta, Halk, büyük bir. korku ve Ümitsizlik - içinde Allah'tan istimdat ediyor, ağlaşıp duruyordu: Muhasaranın — devamı, — bütün Bizans kadınlarının neşesini kırı yor, nişanlı genç kızlar nişanlıla- rından ayrılıyordu. Haliç sahilindeki zenginler ve asilzadeler, köşklerinden ve sahil- den kaçarak, şehrin da- etmişlerdi. Sur dahilinde gittikçe artan bu huzursuzlük — halkı — usandırıyor.. Hekes sokaklarda — toplanarak, sonu gelmiyen bu felâketin fecaati karşısında ağlaşıyorlardı. Büyücüler susmuş.. Sihirbazlar iflâs etmi Keşişlerin - kerametine kıymet 've ehemmiyet veren kalmamıştı. oru. Şair - (Priamos) un Kızkulesi açıklarında — bulunan kafası Türk - ordugâhinda — kirk. sekiz saat teşhir edildikten sonra, bir akşam karanlığında, Yeniçeriler- sında, Avrupada leki toplar yetmiş atıyordu! den biri tarafından Romanos kar pısina birakıldı. Bizanslılar (Priamos) un kesik başını derhal tamıdılar ve uzün boylu bir askerin omuzlarma asarak — sokaklarda — dolaşmağa başladılar : Şair Priamosun başını gören halk, bir saat içinde sokakları doldurdu.. Herkes birbirine soruyordu : — Bu kahramanın kafasını göv- desinden ayıran canavar kimdir ? — Bu cinayeti işleyen canava- 'Tın kanının içmek isteriz! Bazıları da bu hadiseden i: bal hakkında tefe'ül ederek: — Priamosun ölümü Bizansın sukutuna işarettir. — O, vatandaşlarının - düşman eline esir düştüğünü görmemek için dünyaya gözlerini kapadı. Gibi hükümler vererek, zaten maneviyatı bazulmuş olan ehali- nin büsbütün iztirap ve âlâmımı 0s) un kafasını taşıyan halk Vlâhernaya doğru gidiyor ve: — İşte bir felâketl — Felâketlerin en büyügül — Felâketlerin sonuncusu! Diye haykırıyorlardı. İmperator Kostantin, şair (P | amos) un ölümünü halktan sak- lamı Şi da bulunduğu — dakikaya herkes — onu evinde zannediyordu. Teofilosla Priamosu semadan inmiş iki halâskâr gibi tanımış olan Bizanlılar bütün şinaat ve rezaletlerin merkezi olan saraydan hesap soruyorlardı. (Mabadi var) in kafası Romanos kapısın- kadar, rabatsız Bayramlaşma Türkistan gencleri birliğinden: Sultanahmtte — ( Türkistan Türk gençleri birliği ) yurdunda bay- ramın üçüncü günü saat 13 den 17 ye kadar bütün azaların bay- ramlâşmak üzere gelmeleri. | İstanbulresimleri musabakası Çucuklarımıza İstanbul'u ta- mıtmak için tertip ettiğimiz müsabaka resimlerinin Otuzun- cusu Salı günü neşredilmiş ve resimler bitmiştir. Bu resim- lerin nerelere ait oldukları altlı bir üzerine - göndereniz adresi yazılacaktır. Zarflar aşağıda — yazdığımız günler zarfında — matbaamıza getirilerek bir numara alına- caktır. Sonra bu resimleri tasnif edeceğiz. Evvelce - ilân ettiğimiz — veçhile — piyango çekerek kazananları ilân ede- ceğiz: J — Resimler zarfa kon. muş, kapatılmış ve üzerlerine adresler yazılmış olduğu halde 27 Şubat perşembe gününe ka- dar matbaamıza getirilecektir. 2 — Zarflar her gün saat ondan on üçe kadar getirile- cektir. Bu saatlerin haricinde müracaat edilmemesi rica olunur. 3 — Yalnız 27 Şubat Per- şembe günü saat on yediye kadar müracaat edilebilir. 4 — Taşradan iştirak eden- ler resimleri Martın beşinci günü akşamına kadar mat- baamıza göndermiş — olmalı- dırlar. 5 — Posla ile gönderenler numaralarını alabilmek için posta pulunu / Birlikte yolla- malıdırlar. Müddei — Garabet — Efendini: müddeialeyhler İzmirde Lâle si- neması ittisalinde tuhafiyeci Hasan Halil ve Cemal Muharrem şirketi zimmetinde bir kıt'a senetle ala- cağı olan yüz otuz. bir İiranın tahsili hakkında ikame eylediği davada — müddeialeyhler yazılan davetiyede ikamet; meçhul / bulunduğu — mübaşir ve heyet ihtiyariyesi - tarafından ve- rilen meşruhattan — anlaşılmasına mebm bir ay müddetle ilânen tebliğat icrasına karar verilmiş ve yevmi muhakeme 24 mart 930 pazartesi günü Ssaat 13,30 tayin kılınmış olduğundan yevmi mez- kür ve saatte bizzat ve ya tara- fından musaddak vekil gönder- mesi ve aksi takdirde hakkında gıyabi müamele icra olunacağı malümu olmak üzere keyfiyet ilân olunur. Beyoğlu icrasından; Mükerrem gül Cemal Mühibe ve hasene — hanımların — şayian Motasarrıf bulundukları Tophane- de buğaz kesen caddesin Ekmekci başı mahallesinde 116 numarada murakkam methali adi ve kırıl pilaka taşlarile mefruş dar bir met- | hal sol tarafta kismen açık bir | matbak ve kezalik açık bir asma sofa tahta ve muhtacı tamir bir merdivenle çıkıldıkta birinci katta cephede iki oda ve bir sofa ve helâ arkasında küçük. bahçeyi havi sağ tarafı Koço ve Elifi beyin hane ve dükkânı ve sol tarafı Beşiktaşlımehmet efendi hane ve dükkânı ve cephesi buğaz kesen çaddesile mahdut bir bap hanenim izalei şuyü zınanında furuhtu mah- kemece mukarrer olup 930 senesi Martin 27 inci Perşenbe günü saat 15 de ihalei katı'yesi icra edeceğinden talip olanların ve fazla mâlumat isteyenlerin kıymeti muhammenesi olan 1600 Liranın yüzde on nisbetinde pey akçesile maan Beyoğlu beşinci sulh bukuk mahkemesine müracaatları — ilân olunur. Âyşe çıkacağı sırada, salona ve, hizmetçinin kahve tepsisini alıp almadığına baktı. Sonra, sağ taraftaki kapıyı açarak kocasının yazıodasına geçti. — Allahaısmarladık, Ferit! diyoruml! - dedi. Ferit, elinde bir cigara, açık pencereden — dışarı — bakıyordu. Geri döndü. — Gülegüle, Hidayet'çiğim... Eğlen bakalım iyice... - diye gü- — Ne eğlenmesi, kuzum?.. An- nemle beraber öteberi alacağız.. Hem, benim sensiz eğlence yer- lerine gitmediğimi — pek 4l yorsun... Kocasının kollarına, veda için atıldı. Opüştüler. Evli bulundukları bir seneden: beri, bu güzel, zeki, esprili ve harikulâde Ferit Bey tarafından zevce sifatile intihap edilmiş bu- lunmak saadetine henüz alışama- mişti. Aşk ve gürürü, gün geç tikçe artıyordu. Ferit de, gençkadının öpücük- lerine mukabele etti. — Akşama kadar mecburiyetindeyim! - dek — Seni rahatsız -etmemeleri için bizmetçiye tenbihat verdim. Fakat, sakın çok yorulma... imi Erkek, masa çalışmak Hidayet, git başına oturdu; bir dosya açtı. Aradan - epice zaman geçti. Ferit, mütemadiyen çalışmakta. Bir aralık kapı vuruldu. Hizmetçi — Affedersiniz, efendim, ra- hatsız ettim; - dedi . » fakat, bir Bey, sizi görmek Rıza Bey, Ferid'in uzun zaman İstanbul'dan gaybubet etmiş bu- dunan bu arkadaşı idi. Hizmetçiye: — Alın kendi: İ içeri... emrini verdi. Çok geçmeden, kapı eşiğinde, zaif bir delikanlı belirdi. İki arkadaş, biribirlerinin el- lerini — hararet — ve sıktılar. —A düğüm i Hayır, hayır! Ber Silik bir etmiyorsun! Otur! Bir cigara içer misin? Demek hemen geliyorsun? Kılığından — kıyafetinden - belli.., Ecee.. Oraları nasıl? Anlat ba: kalım, Azizim... Vallahi anlatılacak birşey yol “Anlatılacak birşey, olmamasına Tağmen, misafir, tam yarım saat, anlattı, anlattı... Gezdiği yerlerin tabi, şairane yahut müstekreh manzaralarını anlattı; içtimai, si- yasi, iktisadi halinden bahset bul'u, İstanbul'daki dostlarını tekrar gördüğü için pek memnun olduğunu söyledi. Bu sırada, sokaktaki otomobil framvay ve araba gürültüleri, muhavereye mani olduğu — için, delikanlı, pencereyi kapamıştı. isafir dedi ki — Ecee.. - Biraz da senden bahsedelim... — İşittim ki, evler- Fakat, karım şimdi Sokağa çıktı. Yemeğe gel... Sizi tanıştırayım.. Bu akşam maalesef biz bir yere davetliyiz. Yarın gelirsin, değil mi? — Maalmemnuniye, Zevcene taktim edilmeği pek isterdim. “Onun, çok meziyetli bir kadın olduğunu biliyorum. — Demek ki, kendisinden sana bahsettiler? — Evet.. Bu sabahı Sadri'ye rastladım da.. Arkadaşlara dair haberler sordum. Senin evlendi; ni söyledi. Hoş, bunu ben de bili- yordum ya... İzmir'li bir kız al- mışsın... — Evet , İstanbul'un — malüm dömimonden — sosyetesinden - bir kız — almamağı Anlıyorsun ya... ta- rafından aldatılmış olmam kâfi geldi... “Bari karım bana sadık kalsın!,, diye düşündüm... Bunun için de benim sosyeteme tama- men yabancı bir. muhitten kız aldım... — Demek, metreslerin seni aldattı idi ha?... Sen ki, o derce muvaflakıyeti olan bir erkekti — Azizim... Muvaffakıyeti olan erkekler (ki, ben de bunlardan biri ) diğer erkekler gibi aldatılabilirler. Ben, hem aldattım. Hem de aldatıldım... Anlatayım da bak... — (Sonu yarın) Nükali: (Hatice Süreyya) izim, Deylet Demiryolları ve Limanları Ummi idaresinden: Muhtelif eb'atta ceman 200 m 3 çam, meşe, gürgen ve dişbudak kereste - kapalı zarfla münakasaya konulmuştur. Münakasa 12/Mart/930 çarşanba günü saat 16 da Ankarada Devlet Demiryolları İdaresinde yapılacaktır. Münakasaya iştirak edeceklerin teklif mektuplarını ve muvakkat teminatlarını ayni günde saat 15,30 a kadar Umumi Müdürlük kale- mine vermeleri lâzımdır. Talipler münakasa şartnamelerini Malzeme — dairet edebilirler. üç den, İstanbulda Haydarpaşa mağazasından tedarik Devlet Demiryollarıve Limanları Umumi idaresinden: 1300 M3 Çam tomruk kapalı zarfla münakasaya konmuştur. Mü- nakasa 10/Mart/930 Pazar günü saat 16 da Ankrada Devlet Demir- yolları idaresinde yapılacaktır. Münakasaya iştirak edeceklerin teklif mektuplarını ve muvakkat teminatlarını ayni günde saat 15,30 a kadar Umumi amdır. mine vermeleri Talipler münakar malzeme dairesinden, İstanbulda Haydarpaşa mağazasından, Müdürlük kale- şartnamelerini Beş lira mukabilinde Ankarada, Konyada Konya mağazasından tedarik edebilirler.

Bu sayıdan diğer sayfalar: