10 Eylül 1930 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

10 Eyitl 1930 Akşam Yemek pişirmek dershanesinde bir saat.. Bolulu ahçı ayağa kalktı, ileriye atıldı: “Biz ecdattan ahçıyız, ecdattan..,, dedi “ Ayol ahçı başı.. Hindi dolması ne de güzel koktu.. Bizim geline bir parça tattırsana.. Taze dört buçuk aylık hamiledir,, en sizin (yerinizde olsam cumartesi günleri öğle yemeğine çatlasa para vermei ara k şirketi binasına girerim.. Merdivenlerden yukarı çıktım mı karşımda "bü; üyük | bir ali görü- rüm.. İçlerinden nefis et kokuları, e tereyağı kokular gelir.. İşte rtesileri öğle yemeğinin en kerem hem de e Mğ olarak burada yenilebilir. B nda utancı illeri elektrik şirketinin muallimi Kel- cian ile madamı tarafın- le pişi mekleri alin ikram eder. Geçen gün Se matbu bir da- - 'geldi.. Kelleciyan > v halkını derslerine davet em madığı cumartesi günü Kelleciyan efen- nin yarı mutfak, ap dershane olan salonuna gitti; İstanbul'un ünsi Binbir- direk, Çenberlitaş, Dikilitaş, srdağ ve Saire gibi bi görülec: .. Kelleciyan Efendi bir masa başında ri zamanını Sue kadar patlıcan, bir kayık tabağı ar. Nihayet saat üçe geldi, ders zamanı başladı. Bir hademe hepi: mize o gün okuyacağımız değin dağıttı.. Programda ciğer piyazı, karmik erik pas- tası, hindi dolması vardı.. Ben bu yemek listesini gözden geçirirken Kelleciyan efendi yanıma yaklaştı, mebaretinden emin bir saray rile: programını endi, dedi, geçen hafta Biriniz âlâ revanimiz vardı... Yemek hocası ile madam ellerini gıcır gıcır yıkadıktan sonra derse ser vela ciğer kebabı,. Ciğeri gili bir tülbent içinde ku- rularsınız. elm üstündeki inc z içindeki damarları çil Küçük küzük murabba- lara ayırırsınız.. Bu murabbaları una batırdıktan sona kızmış zeytin yagının içinde azami bir dakika mi er Olur size enfes ciğer kebabı Ben bir ek dersi-dinliyor, bir taraftan da tabeleyi tetkik ediyordum.. Kadın kalabalığının içinde bir ço vardı. nların (çoğu yaşını başnı Bu: almış kelli felli an, Yanımda oturan katmer enseli, çember sakallı iri bir adam kelle- ciyan efendinin mi e hiç beğenmeyor, ara — Olmadı, eker; Di kendi kendine söyleniyordu.. Arasınada — efendiye hiç münase- beti olmayan sualler soruyordu: Söyle bakalım ahçı başı. Fıstıklı baklavayı nasıl mi Yahut: adi... mega sliağ Pişirii Katm: enseli adam arasıra yi ders al rirlerine karışıyor, kocanın yanlış- larını Hocafei nasıl çalışıyormuş... Hani eskiden kah- eler. et ait suallerile kelleciyan efendiyi mat etmek isteyordu.. Nihayet Kelleciyan efendinin canına tak etti: — A kuzum biz anadan doğma ahçı değiliz ya.. Dedi, Bolulu muzaffer: erane ie EA hçıyı Bir ei Bolulu kalk. Yapılan karnıyarığnın pişme tar- zını beğenmemişti. Kollarını sı- vadı.. Kelleciyan “esli — Sen ayrı pişir pişireyim.. Bakalım ll © vi daha lezzetli olacak... Kelleciyan peg) El garip müsabakayı kabul etti, rakibine de dörtabeş patlıcan, 'bir tutam yağ, domates, verdi. Bolulu bunları ME iki ahı Ellerindeki tencerelerle talebelerin önlerinde (duruyorlar, ikisi d kendi yemeğinden tattırdıktan lezzetli x Kelleciyan eteğinin. karnıyarığını nefis buldum, insan bunu yerk parmaklarını da beraber yiyeceği geliyor... ayak bittikten sonra hindi dolmasına sıra geldi.. de oturan ir oibtiyar kemali . dikkatle dersi anlama: > 7 ri uz hocaya ordu. Hattâ bir LA ia kl Tam örün- adam YENE tekra; mazariye kısmı ile iktifa etmedi ln nmek için boca öğrenecek, görecekti. Lâkin ihti- yar adam ilk ag bir yanlış yaptı gömleğine sal döktü. Kelleciyan efendi aşiyan bir önlük bezi Biraz sonra adamın eli işe e yattı şayanı ikada 20 patlı- ruyor, am gıbte ile bakıyor- B a haldaşyonardı pastanın pe gklyardu. — Ne ev erkeği ama Bu “ev rise he tabii “ev —— nın yeni şekli olsa gerek.. sonra ii eğimi ea tavurlu Mer irdi, stajyer liz gli lan pe yıkadı Kadın: tı, Çantalı hanım — Sen eni e. İlükeğini bi liyim Ka İçtimadan m Belediye £ intihabatı mamzetliğini a Öl eve idelim de çizi hazırla. . Erkek notlarını | topl: karı k dershaneden lr Hindi d ması pişerken sag köşedeki ei hanım seslendi: E B l ahçı ha hindi er ması el koktu... yo! ne güze Bizi geline bir parça tattırsana, Gk dört buçuk aylık hamiledir... Kelleciyan “fendi güldü: — Daha pişmedi ama mad. ki hamile imiş... Diye hindiden bir yek Up ttı.. Bu sefer tam bey tiz perdeden fer- yada ke Büyük hanım tek- rar rica — mi şuna da bir parça » Çocuktur bir yeri şişer de azallah.. a Torun beyin de hatırı hoş edil Pek az sonra hindi pişmişti birkan birer tabak uzatıldı. Bak- tım k birer fırancala — dılar. Beni yukarda size tarif ettiğim kr. a talip kuruldu. elle olsun diye birer de dondurma . Soğuk pastasına ragbet kat ele sovanlı ciger kebabı Ez kür ederim.. Midemi De özür ii yeli. Hikmet Feridun e Sahife 5 A! Sen buradamısın? Ankara iki sene zarfında pek çok değişti Yolda, otomobilde İstanbulda tanıdı- ğınız bütün tiplere tesadüf edersiniz ağust Me eN x sonra SUNUZ. eee bir hayret Meali pe A! sen Mü mms? — — Öyle ya, ziraat bankasında çahışiyo: Gardas. valis otübüsten “ii dığa rastyarak soruyorsunuz. . ahu senin burada ne işin Henüz elinizde diniz. — İki senedir Ankaradayım. Deniylannda çalışıyorum. pastahaneye (girersiniz. Oturmağa ki kalmaz. Genç bir ai haykırarak koşar: fa geldin. Kaç gündür burdasın? imdi geldim. Sen? ydanberidir İstanbuldan eldim. — Sel Yenişehire gitmek üzere ipi binerken, “ Maşallah,, diye sınız: — Hnımfendi sizde Ankarada mısınız? — Öyle yal Haberiniz yok mu? Aşk olsun, kocam bur: mu- ayenehane açmadımı ya?.. Bunlar konuştuklarınız, tanıdık- larınızdır. Birde göz aşinası ah- baplar vardır. Hani . fırsat ge- lip taktim etmemişlerdir ama va- purlarda Mic sir uzaktan tanı ızdır. İsimli bile bilmezsinizde kendilerini iz sen tanırsınız. İşte bütün bu İs- tanbul beylerini, hanımfendilerini de gâh otomol kâh büyük mağazalarda alış veriş ederken ve bazende sinema loça- larından içeri girerken görürsü- Düz. e ihtiyari yanınızdakini dürter: hanımefendi de İşte uzun zamandanberi > rayı ziyaret etmiy lunun istasyona çıkar çıkmaz gör- düğü şey bunlardır. Ank. is İs- tanbulun kibar bir semti hal si almış. Bir 5 bile yim kalm imkâm nlar ii ei taraf tam o kad nede Bağlar, bahçeler, lila e lar, bankalar, daha bir çok şeyler. İnsan iki sene icinde vuku bulan bu büyük tahavvüle hayran oluyor. Bir tarafta muazzam binalar yükseliyor. Ziraat bankası, Türkocağı, kız enstitüsü, mektebi Gazi Öbür tarafta; bahçeler, varlar, parklar, havuzlar, envaı çiçekler.. Bütün bunlar ayrı, ayrı ya yi mevzulardır. Bil- araya renk il li? müessir olmuş. Yalnız sep Ve iye başıma bir şaheset rinde bir kar ot ve sarı li yaj 3 tm bir dağ parçası bugün Boğaziçi sahillerini aratmıyacak bir mamure haline getirilmiştir. Çiçekler, ağaç- lık, ormanlar, havuzlar, köşkler, gazinolar... Ankaranın kibar halkını akşam- ları burada bulabilirsiniz. Halk fevç fevç akşamları buraya taşr- nıyor. Yeni va ke da mi e şayandır. Meselâ Türkocağı bin: baştan başa vap al Bihasa ocağın merkezi sikletini ti un elektrikle hareket eden bir sahnesi v Perdesini bile bir düğmeye basıp elektirik cereya- nile . Zemin müteharrik- tir, ük bir asansör halinde. Aktörler ve bütün bir dekor bir döğ ca gu gibi var. Bin bir veren bin bir türlü Lambalar. döğ orlar, mehtap oluyor. Gökte yıldızları bile rüyol Miz şka düğme, başka bir elektirik tesisatı Okarşınıza bu e bir şafak getiriyor. ırtına aletleri yağmur aletleri, e ek a milin yıldırım alet- leri, hepsi için peer” le salonları yapılmış ki bunları d. ğıne İstanbul konaklarında bular mazsınız..| Elhasilnmükemmel bir şeyl... Sonra bu musiki muallim mek- tebi binası var. Bir Alman yeni 0 İstanbuldaki Amerikan e lerinin i da dahil olmal üzere (o daha ri Erime bukadar ma bukadar güzel bir mektep binası yoktur. Ta le is asır insanlarının zevkine uygun enstitösül.. bir alemi, Mimar Kemalettin merhum (yapmış - milyon be yakın para gitmiş. Müstak- un... nız bir kazan dairesi dört amli e daire- sinden daha bi Mi Spam bile makineler Ham Yemekler talebeye asansörlerle çıkarılıyor. amaş makineler (yıkıyor. Koridorlarında otomobillerle ge- zebilirsiniz. Tepesinde bir rasat merkezi ei Bunun elektrikle müteharrik kubbesi Yenicaminin HüNbesinile daha e Yeni yapılan 'nstitüsü ise Ankaranın bir tenin mu hte- şem bir saray halinde yükseliyor.. İş bankası ie rr bir abidel.. t ba şehre giden bu ümmi bir saray!.. Daha bunlara benziyen bir çok saraylar ve bir çok abideler!.. İşte çer sene içinde Ankara bu kadar > ye Mahmut