10 Kasım 1931 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

10 Kasım 1931 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Akşan 10 Teşrinisani 1931 MEMLEKET HABERLERİ Marmara havzası ve bağcılık « Bağları ıslah için en ameli çare nedir? Kumburgaz 5 (Hususi) — Ge- çen makalemi bağlara hasretmiş ve Marmara sahilindeki halkın Amerika çubuğu sayesinde refah ve saadete irişebileceklerini ileriye sürmüştüm. Bu makalem tesirini yaptığı içindir ki gene bağlara ait fikrimi kısaca olarak beyan ede- ceğim. Bağlar Çekmeceden Silivriye kadar değil, belki Geliboluya kadardır. (Fakat oOÇekmeceden Çantaya kadar Marmara havza- sının çok kıymetli ve bağa elve- rişli olan toprağında halk eski- denberi bağlar sayesinde üzüm ve saire istihsali ile maişetini temin ederdi. Bugün bu istihsâl azalınca tabiidir ki halk maişetinde zorluk çekiyor. Geçen sene üzüm- den (300) lira safi para alan bir bağ sahibi busene ancak (30) lira alabildi ve geçen sene (100) lira alân bağ sahibi bu sene hiç para alamadı. Burada meskün mübadil muha- cirler ancak aşağıda zikredeceğim şerait sayesinde bağcı olur ve günkü körü körüne işlediklerini bilerek, fenne iman ederek işler- ler ve istihsaldanda fazla menfaat görürler.Bur halkını bu hususta ten- vir için teşkilâta ibtiyaç vardır. Bu teşkilât birinci derece Amerika çobuğu yetiştirip dağıtmak; ikinci derecede bağ yetiştirme ve ku- ruma usullerini öğretmek için çalışmalıdır. Selim paşa köyünde evvelce rumların odarülmuallimatı olan ve sonra hükümet tarafından darülitam ittihaz edilen, sonra darülitamin lağvı üzerine boş kalan binayı ameli bağcı mektebi ve bağcı kursu haline koymalıdır. Binanın tamire mühtaç pek az yeri vardır. Binanın civarında emvali metrukeden taş duvarla kapalı 50 dönümlük kadar erazi vardır. Orası bağ yetiştirmeğe mahsus fidanlık ittihaz edilmeli ve mektepte okuyan çocuklar bilfiil fidanları yetiştirip bu civar köylerine her sene çubuk veril- melidir. Bu mektep beş ilâ on sene devam edince halk kâmilen bağ- larını Amerika çubuğu yapabilir. Mektebe gene bu halkın çocuk- larını devam ettirmelidir. Çanta, Ortaköy, Celaliye, Selimpaşa köy mektepleri tam teşkilâtlıdırlar. Bu mekteplerden mezun köylü çocuk- ları mubite elverişli vasati hayat azami tasarruf ile Selimpaşada boş olan mektepte leyli olarak ve lüks hayat görmiyerek ve sezmi- yerek mektepte bir sene ve iki sene okumalı ve ameli ve fenni bir bağcı olarak yetiştirilmelidir. Kendi muhitlerine uyğun yaşayış tarzında mektepte ameli ve fenni bir bağcı olan çocuklar bittabi memuriyet peşinden koşmayacak ancak kendi muhitinde bilgilerini tatbik edecek ve halka nafi olacak- lardır. Muallim Rahmi Çabuk ve zahmetsizce: iş bulmak işçi tedarik etmek Ev, apartman kiralamak Emlâk satıp almak için bir tek çare vardır: AKŞAM gazetesine bir Küçük ilân koydurmak! Bir ilân 4Ö kuruş —— Hem gıda hem eğlence vasıtası! Avusturalyada yerliler kaplumbagadan istifade ediyorlar y MR i ve Avusturalya adası civarinda büyük deniz kaplumbağaları vardır. Bunlar dalma su içinde yaşarlar, yalnız yumurtlamak zamanı gelince karaya çıkarlalar. Deniz kaplumbağaları pek büyktür. Avusturalya- nın yerli ehalisi bunları büyük bir lezzetle yerler. Bu sebeple kaplumbağaların karaya çıkmasını dört gözle beklerler. Yarı vahşi bir halde yaşıyan Avusturalya kabaili Kaplumbağaların bilhassa yumurta larına yavrularına bayilırlar. Bunları bulmak için çok uğraşırlar. Kaplumbağalar yerli ahali için gıda olmaktan başka bir de eğlence vasıtasıdır. Kaplumbağalar karaya çıkınca yerliler bunların sırtlarına binerek gezerler. Resmimiz yumurtlamak için karaya çıkan iri kaplumbağaları. bunlardan biri Üzerine binen vahşi bir Avusturalyalıyı ve Kaplumbağa yumurtaları ile yavrularını gösteriyor. Mançuride harp devam ediyor Mançuride cereyan etmekte olan Japon - Çin harbine alt bir kaç manzara Mançuride harp devam ediyor. Japonya ile Çin arasında resmen muharebe ilân edilmemesine rağmen iki tarafın askerleri sıksık oçarpişmakta, şehirler bombardıman edilmekte, iki taraf birbirinden esir almaktadır. Bir taraftan da Japonya, Mançuriye asker ve levazım gönderiyor. Resimlerimizden biri bir Japon zırhlı trenini, diğeri Mukden istasyonunu, alttakiler Mukdende Japon nöbetçilerini, bir karakolun yakılmasını ve çinli esirleri gösteriyor. Isöyleyeyim, ken: şoförlerinin piri | sayan Mustafa | soğudu. BURSA MEKTUPLARI Türkiye şoförlerinin piri Mustafa efendi “ Şoförlük eskiden gerekti!,, diyor Bursa 6 (Hu- susi) — Bu i mektubumia * — size Türkiye- ( d.! deki şoförlerin Dİ sak O | piri olan yahut , daha yanlışsız | ai si ef.yi tamtaca- gım. Mustafa efendi Mustafa ef. nin babası Sıvasto- polludur. Kendisi Bursada doğup büyümüş. Şimdi elli yaşında kadar var amma, hâlâ dinç. Buna rağmen kendisi: — Beni yunan ihtiyarlattı, sür- güne gönderdi, Aksuda Dr. Mehmet Ali beyle beraber gün- lerce taş kırdık. Mehmet Ali bev hâlâ genç amma ben viranladım gayrı.. diyor. Mustafa ef. ilk askerliğini Mes- udiye zırhlısında yapmış, daha sonra Tekirdağ istimpot çarkçısı olmuştur. O vakitler henüz bizde otomo- bil yokmuş.. Askerliğini bitirdik- ten sonra burada bulunan “Ame- rican Committee For kelifin the near East,, cemiyetinin hizmetine girmiştir. Bu intisabı kendini şöyle anlatıyor: — Yanlarına girdiğim Ameri- kalıların bir otomobilleri, bir de çift sürmek için traktörleri vardı. Otomobil Rio marka idi ve şım- dikilere göre çok basitti. O vakit Istanbulda gene Amerikalılara ait üç dört otomobil vardı amma bunların oOhepsinin de şoförleri ecnebi idi. Bursaya ise otomobil ilk defa olarap geliyordu. Yanına girdiğim amerikalıların şoförü bana şoförlüğü öğretti. Otomobile hizmetim buradan baş- ladığı için bana hâlâ ( Amerikan şoförü Mustafa) derler. Bizim askeri * otomobiller daha sonra geldi. Yavaş yavaş tüccar şoför- leri de gelmeğe başladı. Amerikalıların yanında üç sene durdum. İşte çıkarken onlardan aldığım sene 919 tarihli vesika. Kendi hesabıma şoförlük et- meğe başladım, çıraklar yetiştir- dim. Arabalar Mudanyaya kadar şoförsüz gelirdi. Ben oradan alır, Bursaya getirirdim. O vaktiler en ziyade Perler, Enega, Daymler gibi markalar vardı. Sonra sonra askerden dönenlerle | şoförlerin dini Türkiye e. / miktarı arttı. Hasılı ben Türkiyede ilk Türk şoförüm . Mademki o gazeteye yazacaksınız, benden evel şoförlük yapan varsa elbet meydana çıkar. Mustafa efendiye, Amerikalı- lardan ne maaş aldığını sordum. Derin bir göğüs geçirdi: Ayda seksen dolar, dedi, yiyip içmek te onlardan.. Ilk gün evde kaç kişi olduğumuzu sordular: “Ben bura- dayım ya, evdekileri ne yapacak- lar? dedim. Meğer bu, verecekleri tayini hesaplamak için sormuş- larmışl, Artık şoförlük yapmıyorum. On senedenberi ipek fabrikasında makinistlik ediyorum; Ayda 60 kâğıt alıyorum. Şoförlük eskider | gerekti. Çünkü o vakit şoförlük beylikti. Şimdi ise... Hadi söyle- meyeyim, meslekdaşlarımın şevk- leri kırılmasın... RR Bursada soğuk Bursa 9 (Hususi) son günler zarfında ılık giden havalar tekrar Uludağ kâmilen kar altındadır. Ni

Bu sayıdan diğer sayfalar: