15 Ocak 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

15 Ocak 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

15 Kânunusani 1932 Yüzde 1222 Harpten sonra hayat pahalılığı Izmir ticaret odasının bir tetkiki İzmir, 14 — Ticaret odası Izmir de ana baba ile biri bir buçuk, diğeri yedi ve üçüncüsü onbeş yaşlarında üç çocuktan ibaret orta halli bir aileyi nazarı dikkate alarak bayat pahalılığını şu suretle hesap edilmiştir. 1914 senesinin temmuz ayında orta halli bir aile 956 kuruşla geçinebilirken kânunusani 1931 ayında 116 lira 86 kuruşla ge çinmek mecburiyetinde kalmıştır. Şu hesapla erzak fiatlerinin terfi nisbeti yüzde 1322, malhırukatın m A GÜNÜN HABERLERİ Balık konservesi Balıkçılar cemiyeti bunu kârlı bir işbulmuyor Ticaret odası denizcilik rapor- törü Ali Rızabey balıkçıları kon- serve fabrikası açmağa teşvik etmektedir. Ali Rıza bey bu me- sele hakkında balıkçılar çemiyeti reisi Ahmet beyle temas etmek- tedir. Ahmet bey bu hususta bir muharririmize şu malümatı veriyor: — Arasıra ecnebilerden kon- serve fabrikası hakkında mektup- lar alıyoruz. Bu mektuplarda ba- lık konservesi hakkında malümat isteniyor. Ben hiç bir ecnebi grubunun bir fabrika acacağına kani deği- lim. Şimdiye kadar aldığımız mektuplar (oOmüsbet bir netice yüzde 1797, giyecek eşyaların yüzde | vermemiştir. 970, ev kiralarının yüzde 1333 tür, Netice itibarile umum ihtiyaçların fiat nisbeti harbi umumiden evek kine nazaran yüzde 1222 art- mıştır. Afrikada yeni bir altın madeni Keşfedildi Daresselaam, “Tanganyika,, 14 (A.A) — Afrikada şimdiye kadar bulunan altın madeni damarların- dan en büyüğünün keşfedilmiş olduğunu buradaki maden komi- serine bildirildiği ve mevsimin kuru olması dolayısile madenin işletilmesinin tehir edildiği iş'ar ediliyor. , Paristeki tevkifat Paris 14 (A.A.) — Salı günü komünistler (o tarafından yapılan nümayiş esnasında tevkif edilmiş olan 328 kişiden 127 si hâlâ mevkuf bulunmaktadır. Bu mev- kufların 113 ü ecnebidir. Bunlar Fransaya yolsuz olarak girmiş- lerdir, Ve bir çoklarının hakkında memleket haricine çıkarılmak ka- rarı vardır. İhtikâr - Izmirde kahve ve çay fiatleri Izmir 14 — Ithalâtın tahdidi bahanesile Izmirde vesair yerlerde kahve fiatlerinm tezyit edildiği görülmektedir. Okka başına kah- vede 70-80 kuruş tezayüt vardır. İzmirden Istanbula külliyetli mik- tarda kahvö sevkedilmesi, fiat yükselmesinde âmil olmuştur. Şebrimiz ticaret odası piyasada tetkikat yapmış ve yalnız İzmirde stok olarak 60 bin okka kahve bulunduğunu tespit etmiştir. Ihtikârla mücadele hakkındaki kanun, ihtikâr yapanlar hakkında tatbik edilecektir. Kont Beihlen Romada Roma 14 (A. A.) — Sabık macar başvekili Kont Bethlen bu sabah Romaya vasıl olmuştur. Toz yemişler! Berlinde büyük bir fabrika açılıyor Berlin 13 — Karl Hessel ismin- de bir Alman taze yemişleri, lezzetlerine ve gidai oevsafına halel getirmeden, toz haline ifrağ için bir usul keşfeylemişti. Bu usul sayesinde, çürümeğe, mahküm da bir çok meyveler- den istifade temin edilmekte ve tatbikatına geçildiği takdirde meyva omüstabsilleri için bir çok kârlar tahassül edeceği ümit olunmaktadır. Alınan malümata nazaran, Karl Hessel elyevm yemişlerin bilfiil toz haline ifrağile meşgul olmak üzre merkezi Berlinde bir şirket teşkil eylemiştir. Imalâta yakında başlanacaktır. Ticaret odasının bizi fabrika açmağa teşvik etmesi de lüzum- suz bir iştir. Biz bu işte kâr ola- cağına kani olsaydık, bir fabrika açardık. Memleketimizde iki balık konserve fabrikası vardır. Büyük bir kâr temin ettiklerini işitmedik. Akhisar tütünleri Izmir 15 — Burada tütün müs- tahsilinin vaziyeti son günlerde çok fena bir safhaya girdi. Alt- mış kiloluk bir balya iki liraya kadar satılıyor. Bu şekil tütünün kilosunu üç kuruşa kadar düşür- mektedir. Elinde parası olmıyan bir çok zürra yeni sene için hiç zeriyat yapmamıştır. Mangal zannetmişli Hint mibracelerinden biri seya- hat için Parise gelmiştir. Mihrace uşağını da birlikte getirmiştir. Parisi çok soğuk bulan uşak, efendisinin bir elmasçı dükkânına girdiği sırada otmobilin motörüne ellerini uzatarak ısınmağa çalı- şıyor. Zeytinyağı Elde fazla mıktarda stok mal var Bu seneki zeytinyağ mahsulünün 23 milyon kilo olduğu anlaşılmak- tadır. Bu mıktar geçen senelere nisbetle pek azdır. Fiatler dur- gundur. En iyi malların fiati 60 kuruştur. Bundan başka 41-43 kuruşa kadar mal vardır. Elde çok stok mal vardır. Ihracat ofisi eldeki malların mem- leket dahilinde sarfını tavsiye ediyor. Mektep ve kışlalarla lokan- talarda fazla mıktarda zeytinyağlı yemekler yenilmesi için propa- ganda yapılacaktır. ————— Sahife $ Ankara kongresi Tütün zeriyatını tahdit Yunanistan ve Bulgaristan murahhas gönderiyorlar Atina 14 ( Husussi muhabirimiz- den) — Istanbulda toplanan Bal- kan konferansında, Türkiye - Yu- nanistan ve Bulgaristan arasında tülün zeriyatınm tabdidi için bir kongre toplanması tekarrür etmişti. Buraya gelen malümate göre, Türkiya hükümeti, bu tütün kon- gresi için Yunanistan ile Bulga- ristanı murahhasları tayin ve izam etmeğe davet etmiştir. Nim resmi (Patris) gazetesi, Türkiyamn bu davetinden bahsederken diyorki: Türkiyenin bu dâvetile, tütün zeriyatının tahdidi tasvibinin kuv- veden file çıkarılmasını Memnu niyetle selâmlarız. Tütün mahsulü için ittihaz edilecek böyle müş- terek bir karardan elde edilecek faideli ve memnuniyetbalış neti- celeri uzun uzadıya kayda lüzum görmiyoruz, bu faideler, Balkan konferansında uzun uzadıya izah edilmiştir. Biz yalnız şü noktayı kayt ile iktifa edeceğiz ki, münferiden ecnebi piyasalarının intirikalarına ve onların hileli rekabetlerine göğüs germeğe mecbur kalan Balkan devletleri, bu alakasızlığın zararlarını kendileri ödemişlerdir. Binaenaleyh bu üç balkan devle- tinin aralarında anlaşarak müşte- rek tedbir almaları zamanı gel miştir. Musul petrolleri itilâfı Camnes 14 (A.A.) — Son gün- lerde iteza edilmiş olan Musul Perolleri itilâfı Diçe nehrinin sağ sahilinin imtiyazı şeraitine ait bulunmaktadır. İşsizler Amerikada bunların miktarı gittikçe artıyor Vaşington 14 — Amerikada | işsiz meselesi gittikçe ehemmiyet | kesbediyor. Büyük şehirlerde so- kaklar işsiz ve aç adamlarla dolu- dur. 12 bin işsiz Vaşingtona girerek beyaz sarayın karşısında çadır kurmuşlardır. Bu işsiz komünist olmayıp hükümete vazi- yetlerini anlatmak (istiyenlerdi. Polis bunların şehire girmesine mani olmamıştır. Işsizlerden bir heyet M. Hooveri ziyaretle vaziyetlerini anlatmıştır. Reisicumkur bunlara icap eden tedbirlerin alınacağını vadetmiştir. Yapılan bir hesaba göre mem- lekette işsizlere yardım için senede 450 milyon dolara ibtiyaç vardır. Köle ticareti ingiltereden bu bu ticaretin men'i isteniyor Londra 13 (A.A) — Köle ticareti aleyhtarları cemiyeti na- mına murahbas bir hey'et hari- ciye nazırı M. John Simonu ziya- ret etmiştir. Lord Lytton'un riya- setinde bulunan bu heyet Libe- riada köleler hakkında reva görülen merhametsizce muame- ii ve cezalara dair fasılasız surette aldığı elem uyandırıcı haberlerden "mütevellit teessür ve endişelerini hariciye nazırına bil- dirmişlerdir. M. Jobn Simon bu endişelere kendisinin de iştirak ettiğini söylemiş ve bu mesele hakkında Cemiyeti Akvam komitesine yar- dım içi elinden «gelen her şeyi li ptemin etmiştir. l bir bohça haline gelmişti. AKŞAM"ın tefrikası: No 96 — Billâhi doğru söylüyorum veli nimet! — Aylarca çektiğim buhran boşuna mı idi? — Fırsat düşüp te veli nimete arz eylememiştim . — Şimdi karı akıntıya kürek mi çekecek? — Tabii efendicağızım. — Yani, malin, mülkün sekizde biri onun, okkalı tarafı bizim desene... — Şüphesiz. — Ağzını daha söyle. — Müşarünileyhayi bir atlat- tam ki Velinimeti — Öyle ise gel, seni kucakla- mayım da kimi kucaklayım! Tam sarılacakları saniyede san- ki bir dağ yarılmışda volkan patlamış gibi bir tarraka oldu. Topuzu bir tarafa kilidi öbür tarafa fırlayarak, rezeleri oynaya- rak kapı ardına kadar dayandı. Bir lâv dalğası gibi Hanım efendi odaya savlet etti. Gök görültüsü gibi gürlüyor gözleri şimşekler gibi çakıyor, ağzından ateşler ve köpükler fışkırıyordu. Yolundan (o çıkıpta Oo uçuruma yüvarlanan bir lokomotif gibi geldi; yıldınm gibi kaydı; doğru Şehriye çarpar çarpmaz altına aldı. Şehri, bu dahhaş silindir altında hurduhaş olmuştu. Hanım efendinin pençeleri, tut- tuğu yeri bir çelik kerpeten gibi yakalayor, kuvvetli tekmeleri bir balyoz gibi iniyor, ellerine, ayak- larına kanaat etmediği için, ağ“ zula da iki çenesini (mengene gibi kullaniyardu. Şehri artık, içi kemik dolu bir çuval haline gelmiş, yerden yere fırlatıldıkça takır tukur ediyordu. Hangi köşeye, hangi duvara top gibi atılmadı? Rüztemi Zâl, onu düştüğü yer- den yakalıyarak gene havalayor, oradan oraya savuruyor, yorgun- luk alirken de kolunu, budunu ısırıyordu . Şebri de ne can kalmıştı, ne derman; ne hareket kalmıştı, ne bereket. Seyrederken kendinden geçmiş olan paşa, aklını toplayıp ta, aman! zamani diyeceği esnalarda, birden fakına vardı ki musariler üçüz- lenmiş. Behlül beyle damat beyde meydanı yegada yumruk salla- Maiyorlar miz Artık Şehri, Şehrilikten çıkış, öpeyim, şunu bir 15 Kânunusani 1982 a a KIVIRCIK PAŞA Büyük Milli Roman Müellifi: Sermet Muhtar MİR elemli ike Si ika leiği y zet Veysel tam üzerine yükleneceği esnada Şehri masanın altına girdi... Hanımefendi, damat, Beblöl, keene fahişe bohçası oynamağa kalkmışlar, bohçayı ekenin eline kaptırmamak için olanca kuvveti bazuya vermişlerdi. # Bu toz duman arasında, Yağa. akseden sözler: Kuyruksuz şebek hilekâr ctidel Hayasız mümeyyizl.. sale cochonl. gibi sözlerdi. Ba Bu oyun devam ede dursun, ebe olmuş da ebelikten kurtulmak isteyen yaman haşarı bir genç gibi, bir dördüncü oyuncuda peyda oldu. Oda Veyseldi. Veysel, bohçayı ele ahr — Biraz gerileyin! dedik” sonra kucaklayınca doğru sc i buldu. ix Ölüsü kınalı Yangaboz! hırrey3 burnuna takıldımı? diyerek üstühüi — çıktı. Tepinmeğe başladı. Selâmlık halkı, başta Abdülğani efendi olmak üzere etra, hareme takımıda kapılara üşüşmüşlerdi. Paşa efendi, helâya kaçmış, hırkasının cebine sakladı konyak oo şişesini ağzına dikmekle meşguldü... Sürpik, musarıların arasında, idare eden bir hakem gibi dört dönüyor, Hürmüz ve Hüsnücemal hanımlar, eteklerini (o başlarına almış, oradan oraya seğirtiyorlardı. Ara kapıda, Tiryal kalfa, Me- nekşe bacı, Dilber ve onların gerisinde misafirlikte duramıyıp henüz gelen kerime hanım ile torun vardı; hepisi cürcunaya eğırlarile iştirak ediyorlardı. — Hay babanın canına irah- met! Yumruğu yumuşak etine, tekmeyi belinin ortasına yapıştır - da kapılık bacalık olmıyasin | — Vuracağınız kadar vurun amma sezmez yerini gözetin! — Kardeş, o herife, bunların birisi bana mısın demez. — Ellerin, ayaklarin dert gör“ mesin sultanım | — Insanın hanımının vurduğu yerde gül biter! Selâmlık kısmı temaşageranının keyfine de payan yoktu. Ismail ağa, avucunda sakladığı sigarasını burun ( deliklerinden savura savura: Çiğne teresi | diyor, Bilâl: Bir tekme de benden vur! Diye gayrete geliyor, Ayvaz: bizim melmekette peşin ıslatır“ lar da bu işi öyle görürler! diye söyleniyordu. Bahçıvan Zeynel ağa: kulağına kuru sıkı bir Karada tabancası patlat, aklı başına gelsinl diye tutturmuş, . arabacı mer ağa: hergele bir daha iki sene tımar istemez! diyerek elindeki gebreyi göstermeğe-koyulmuştu. anama api var ) il )- Ge

Bu sayıdan diğer sayfalar: