20 Nisan 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

20 Nisan 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

b, 20 Nisan 1932 Sahife 7 K— ve lekeli Ez Filim: ; “Milyonlar çalan Peter Voss,, gösteriliyor “Milyonlar çalan Peter Voss,, filminden bir sahne (Willi Forst ve Alice Trefi) Berlin 12 ( Hususi) — Meşhur” filim rejisörü OE. A. Dupontun yeni bir filim yaptığını haber vermiştim. “ milyonlar çalan Pe- ter Voss,, ismindeki bu filim bit- miş ve gösterilmeğe başlanmıştır. Milyonlar çalan Peter * Voss eğlenceli bir macera filimidir. Filimin mevzuu kısaca şudur: © Schilling ve şeriki ,, bankası, ertesi günü Amerikalı milyoner “ Pitt ,: cenaplarına 2 milyon mark ödemeye mecbur. Banka ü bu parayı, elindeki elek- trik şirketi hisse senetlerini sata- rak temin etmek istiyor. Lâkin korsada bir panik, bu senetlerin kıymetini sıfıra (düşürmüştür. Sıkıntıda kalan ae müdürine mubaseb: Wi mü Lily Damita ta geziyor Forst) yardıma koşuyor, diyor ki: “Bir gece kasayı kırarım, ertesi günü kaybolurum. Herkes iki milyon markı ben çaldım sanır. Tahvilât eski kıymetlerini bulun- cıya kadar saklanırım. O vakit, siz de tahvilâtı satar borçları ödersiniz, ben de ortaya çıkarım. Hakikaten de öyle yapıyorlar.. Ertesi günü bütün polisler, 2 mil- yon mark çalan ve kaçan Peter Vossu arıyorlar. Amerikalı milyo- ner de “Bobby Doda,, adında (Paul Hörliger) bir Polis hafiye- si bu işe memur ediliyor. Milyonerin gazetecilik yapan genç ve güzel kızı “Polly,,de Doda Havay adasında yüzn yüzme yarışı Meşhur sinema artistlerindan Lily Damita Havay adalarına git- miştir. Burada bütün gün sahilde deniz ve güneş banyosile vakıt geçirmektedir Resmimizde kendisine Havay adası yüzme şampiyonu izahat verirken görülüyor. Çok iyi yüzücü olan artist şampiyonla - Yarış» gireceğini söyliyor. yorlar. Vapurda bir köşe kapmaca başlıyor, ve bu köşe kapmacanın iki neticesi görülüyor: 1 — “Polly,, (Alice Troff), Peter Vossa aşık oluyor. 2— Peter Voss, denize atlaya- rak yakından geçen bir yük ge- misine yüzüyor, ve onunla Marsil- yaya dönüyor. Polly ile Doda'da, daha hızlı bir vapurla daha evvel Marsilyaya gidiyorlar. Orada Fransız polisi tarafından (oyakalanacağını hiss eden Voss, Fasa kaçıyor.. Peşin- dekiler de arkası sıra.. Lâkin Fas her üçüne de uğur- suz geliyor. Polly'yi bir arap zen- gini kaçırıyor. Peter Voss, yerlilerin eline dü- şüyor.. kovalamacalardan sonra, herkes yakayı kürtariyor, lâkin Bally Doda da Peter Vossu tev- kife kalkışıyor. Burada, elektirik şirketinin es- hamının tekrar yükseldiğini öğre- nen Peter Vass, hırsız olmadığını anlatarak (yakasını kurtarıyor. Pally da, onu parayı geri almak için değil, aşık olduğu için takip ettiğini isbat ediyor. Ve nihayet, eski muhasebeci, banka müdürü artık şerik olarak, Berline dönü- yor. Bütün bu anlattığım maceraya sayısız ufak tefek vakalar karı- şıyor, öyle ki baştan sonuna kadar, bilâfasıla insan gülüyor ve eğleniyor. E.A. Dupont'un yüksek idare- sine, Willi Forst ile Paul Hörbi- ger gibi iki sevimli sanatkârın inzimamı ve Alice Treffin bir parça garip, lâkin çok cazibeli güzelliği, filime bambaşka bir kıymet veriyor. * Kate von Nagy “ Muzaffer ,, filiminin ilk temsilinde bulunmak üzere İsveçe gitmiştir. — —— Ayin mi, eğlence mi? Manisada gizli bektaşi ayi- ni yapmak muhakemesi Beyaz koyun postunun hususiyeti var mıdır? Ayinde ut çalınır mı? Manisa, 13 (Hususi) — Narlıca mahallesinde ticaret odası başkâ- tibi Tevfik beyin evinde bektaşi âyini yaptıkları iddia edilen zeva- tın ağır cezada mahkemelerine başlandı. Samiin salonu dolduruyordu. Riyaset makamında vekâleten âzadan Celâl bey, iddia maka- mında da müddeiumumi Sadık bey bulunuyordu. Hâki bey ile Hasan Naili efendi jandarmaların | muhafazası altında salona getiril- diler. Müteakiben Tevfik, Muhid- din, Agâh, Sacit ve Sait Ali beylerle maznun 4 hanım yerlerine geçtiler. Müstantik kararı okunup hüviyetleri tesbit edildi. Reis — (Hâki efendiye) işittiniz ya? Tevfik beyin evinde içtima ederek bektaşi âyini yaptığınız iddia olunuyor. Haki efen — Efendim, görü- yorsunuz ki ben ne mülâhham bir adamım, işret kullanırım. O akşam Tevfik beyin evinde top- lanarak rakı içtik, şarkı söyledik ve eğlendik. Ben şiire meraklıyım. Bu meyanda şiir de okuduk. Okuduğum şiirler ; elyevm mek- teplerde ve edebiyat sahasında talebeye okutulan ve Fuzuliye ait eserlerdir. Halbuki âyinde ne ut, ne şarkı, ne de rakı bulunur? Gecelik entarisile bulunmaklığım adabı muaşerete muğayirse de bu da ev sahibinin bir cemilesinden ve müsaadesinden ileri gelmiştir. — Elektirik varken niçin mum yaktınız? — Ogün fırtına vardı. Rüzgârın şiddetinden ziya kayboluyor ve salona kâfi gelmiyordu. Ev sahibi iki mum yaktı. Hilmi bey — muydu? — Vardı. Kâfi gelmiyordu. — Bir takım mektuplar zuhur etmiş. Bu meyandada Tevfik beyin bir mektubu var. .— Ahbaplarımdan gelmiş mek- tuplardır. Tevfik beyin mektubu Menemende vefat eden oğluna bir kabir yapılmasına aitttir. Zaten hem bu işi görüşmek, hem de Necmiye hanımı görmek için buraya gelmiştim. Necmiye ha- nımda üç gece misafir kaldım. Tevfik bey de davet etti. Üstat Agâh beyin utunu dinlemek için gittim. — Mektuplarda Halifelik, baba- lık gibi lâfızlar mündemiç? — Bendeniz tarikatın ilgasın- dan evel bektaşi babası idim. Ali Ulvi babanın tekkesi vardı. Beni vekâleten baba bıraktı. Bu unvan, oradan kaldı. Lamba yek Hâki efendiden sonra Hasan Naili efendi de hemen hemen ayni ifadeyi verdi. (Muhiddin efendi; — Tedavi için Izmire gelmiştim. Hava almak üzere Manisaya gel- dim, Tevfik beyi ziyaret ettim. Evde masalar kurulmuş, işret ediliyordu. Ben de iştirâk ettim. Tarikatla alâkam yoktur. Dedi. Sacit efendi de ifadeyi verdi. — Âyin yapmadık. Dedi. Sait Âli bey: — Tevfik bey eski bir arkada- şımdır. Kanunun müsaadesi dahi- linde rakı içip eğlendik. Âyin ve saire olmadı. Agâh ve Tevfik beylerle dört banım da bu ifadeleri teyit eden cevaplar verdiler. ayni Şahit sıfatile (o polis komser muavini Ahmet Nurettin, polis memure Mehmet, Tabir, Ahmet, Vehbi efendilerle mahalle muhtarı Halil ve bakkal muharrem efen- diler dinlendiler. Polis memur- larından üçü: — Haki efendi gecelik entari- sile beyaz post üzerinde oturuyor- du.. dediler. Maznunlar vekili Kâmil bey kalktı: — Her evde kuzu postu ola- bilir. | Binaenaleyh (o gördükleri postun şekli ve hususiyeti neymiş! Şahitler - Beyaz post... Polis memurları aynı zamanda; — O gece karakola gelirken, yırtılmış bir mektup parçalarının rüzgârda uçuştuklarını görerek topladık. Hâki efendi — Mektup bana aitti. Eski harflerle yazılmıştı. Bu sebeple korkarak yırttım, attım. Reis bey — Fakat bu hareke- tin o zamanda yapılması şüpheli görülüyor? Hâki baba — sarhoştum, düşü- nemedim. Zabıt varakasında çıplak bir kadın fotoğrafından baksediliyor- du.. Reisin sualine ev sahibi Tevfik bey cevap verdi: — Salon eşyasıdır. Tarihi kıy- meti vardır. Bektaşilikle alakası mevzuubahsolamaz. Bu iddia, düşüncesiz bir tetkik neticesidir. Bu tablo hakkında ehli vukuf sıfatiyle üç muallimin verdiği rapor okundu. Raporda (bu fo- toğraf - alelâde ve şehvet âmiz bir tablodur) deniliyordu. Tevfik bey — Yağlı boya ol mak itibarile kıymetlidir. Matbu- atta bile emsaline sık sık tesadüf edilir. Komser muavini, Ahmet Nuri efendi şöyle ifade verdi: — Taharri emrini aldık. Saat 24te evin avlusuna girdik. Bir sofrada oturuyorlardı. Haki baba- nin başında takke, sırtında gecelik entarisi vardı. Önünde iki şamdan ve yanı başlarında Havva ve Rem- ziye hanımlar; etrafında da erkek- ler oturuyorlardı. Farkına vara- madığımız bir hanım! “ Ya Ali, ya Ali!,, diye 2 defa bağırdı. — Nur oil! diye bağıranlaz vardı. Hâki baba, Muhiddin efendiye benim mecmuamı ver, deyince Muhiddin efendi defteri öperek Haki babaya verdi. O'da defteri alıp sedire oturdu. Muhiddin efendi — Bu sözleri hayretle karşılıyorum. Âyini kim haber vermiş, öğrenmek isteriz. Peis — Bu suale cevap vermek İ mecburiyetinde değiliz. Reis — Komiser muavinine vaziyetten anladığınız nedir ? Muavin — Sözlerden, vaziyet- lerden âyin olduğunu kabul ettik. Sadık bey; bu baptaki malüma- tın ve vakayı haber verenin sorul- ması için polis merkez memuru | Mehmet Ali beyin hukuku umu: miye namına celbini istedi. Mahkeme kabul etti. Maznunlar vekili Kâmil bey Haki ve Hasan Naili efendilerin ikametgâh sabip- leri olmamaları dolayısiyle muha- kemelerinin gayri mevkuf olarak devamını istedi. o Müddeiumumi Hilmi bey; bunda bir mahzur olmadığı kanaatını izhar etti, Heyeti hakime, Haki ve Hasan Naili efendilerin yüzer lira kefa- letle tahliyelerine ve muhakeme- nin bir Mayısa talikine kar verdi. hdi İn lak Ğİ id li ek VE

Bu sayıdan diğer sayfalar: