7 Eylül 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

7 Eylül 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“AKŞAMDAN AKŞAMA e ——— Dil Kurultayı münasebetile: 1 Bugünkü yazı türkçesi noksan bir lisandır Bu ayın sonlarına doğru, Dolma- bahçe sarayında, ilimizi düzeltmek gayesini güden bir kurultay top- lanacak. Bu hadise, içinde yaşadı- ğımız inkılâbın pek büyük, pek #hemmiyetli vakalarından biridir. Bir milletin dili, o milletin en esaslı direği olduğu öyle bir mü- tearife haline gelmiştir, ki burada tekrarına hacet görmüyorum. Uzun asırlar ecnebi istilâsında kalan bir millet şayet ana dilini unutmadiyse, müstakbel istiklâlinin bayrağını yabancıya kaptırmamış, onu, mil- lettaş odimağlarını en nüfuz edilmez yerinde saklamış demek- tir, Milliyetçi fransız muharrir- lerinden Alphonse Daudet, bunu şairane bir remizle ifade için, Alzas - Loren'i zaptedip çoçukları Fransızca öğrenmekten menetmek ve kendi İisanlarile yetiştirmek istiyen müstevlilere, (o korulukta ötüşen bülbülleri gösterip: — Bunları da almanca şakıta- mazsınız ya... - der. Fakat biz, Osmanlı devletinin, arapçayı lisanı umumi yapmak istiyen Yavuz Sultan Seliminden başlıyarak, en kenar medresede tecvit okuyan Oflu softamıza, Türk ozanlarını bir köşede unutarak acem divan- larını lâfzile taklide yeltenen enderun şairlerimize, arabi “teta- buu izafat,, la farisi “vasfı terkibi, lere frengâne bir zarafetle bel kırdıran edebiyatı cedide ve fecri ati gibi edebi cereyanlarımıza kadar bütün devlet ve münevver kuvvetlerimizle, kendi hükümran- lığımız devrinde, kendi milletimize, dilimizi O unutturmak, Türkçeyi âdeta dumura uğratmak için, Sizleri geleni ardımıza koyma- ık... Bindiğimiz dalı testereledik. Şimdi, bu yanlış hars siyaseti- nin şuurlu bir aksülâmeli devre- sindeyiz. Dolmabahçe Kurulta'yı bu aksülamelin had bir safhaya geldiğini gösteriyor. Ne yazık ki, ben, son neslin sözde “temiz Türkçe,, yazan mu- harrirleri arasına tasnif edilmeme rağmen |*), böyle bir teşebbüsten bahseden bu yazımda, ne yabancı kelimeler kullanmak meçburiye- tinde kalıyorum: dumur, hüküm- ranlık, müstevli, mütearife, ilâh, ilâh... Hülâsa, hiç de menus olmayan ve başları fesli bile değil de kefiyeli kelimeler... Alın size bir tane daha: menus... Buda, bir çok nesildaş ve meslekdaşlarımın batıl iddialarını cerheder. Filhakika yaşıdım olan bir çok kalem arkadaşlarım dil işleri hakkında hasbıhal ederken ekseriya derler ki:! — İşte, şimdi yazı yazan nesil, Türkçeyi, halk tarafından anlaşılır bir hale sokmuştur. Artık, konuş- ma dilile yazı dili bir oldu. Selâ- nik'de genç kalemler mecmuasile (Devamı dördüncü sahfiede) iye Avrupaya sipariş edilen maskeler geldi Itfaiye efradı için belediyenin Avrupadan getirttiği maskeler gümrüğe gelmiştir, yakında çıka- rılacaktır. suretle kullanacakları hakkında yakında bir kurs açılacaktır. Ef- rat maske kullanmasını öğrendik- ten sonra fazla duman yapan Üyangınların içine girebilecekler ve yangın arasında kalanları daha kolaylıkla kurtarmağa muvaffak olacaklardır. Itfaiyeyi ıslâh için getirilecek mütehassıs hakkında muhabere devam ediyor. Henüz bu hususta bir karar verilmemiştir. Ticaret borsası umumi kâtibi kim olacak? Ticaret borsası umumi kâtipli- ğine kimin tayin edileceği belli değildir. Bu hususta isimleri en ziyade geçen zevat şunlardır: Ticaret müdürü Muhsin, ticaret odası ticaret raportörü (Galip Bahtiyar, iktisat vekâleti müşa- virlerinden Şefik, harici ticaret müdürü Saim Nuri beyler. İcra daireleri Bütün daireler adliyede toplanıyor Yeni icra kanununun tatbiki do- layisile icra dairelerinde yapılan son tadilât ikmal edilmiştir. Beyoğlundaki icra dairelerinin Ayasofyada adliye binasına na- killerine başlanmıştır. (Önümüz- deki cumartesi gününe kadar bilumum icra dairelerinin nakille- ri bitecektir. Bu suretle icra muamelâtı adliyede hep bir ara- da daha muntazam bir şekilde idare edilecektir. Rus umumi ticaret bankası muamelâtını tatil ediyor Bundan bir müddet evvel Rus umumi ticaret bankasının tatili faaliyet edeceği yazılmıştı. Dün bu banka, türkiyedeki muamelâ- tını tasfiye ettiğine dair ticaret müdüriyetine resmen (o malümat vermiştir. Bu banka, vaktile çarlık Rus- yası zamanında teşekkül etmiş bir Rus bankasıydı, mütarekeden beri beyaz Ruslar tarafından idare ediliyordu. Bir iki seneden beri mahdut derecede muamele yapıyordu. Piyasada ekseri kimseler, bu (Vâ - Na) Rus bankasile, Sovyet ticareti 0) Edebi anketlerde bir çok meslek- hariciye bankaşını birbirine karış: daşlarımın bana bu payeyi vermesinden | tırıyor. Bu hal bir çok iltibaslara cesaret alarak bu cümleyi kullanıyorum. İ mahal veriyordu. —— A. B. — Sana Amca bey nasi- hatı iki gözüm: — Efradın maskeleri ne 8 yaşında.. Ötekine berikine kumar oynatırken yakalandı Kumkapı polis merkezi garip bir kumarcı yakalamıştır. o Ya- kalanan kumarcı Markar isminde 8 yaşlarında bir çocuktur. Markar evvelki gün Langa ci- varında bir fırıldakla ötekine berikine kumar oynatırken cürmü meşhut halinde yakalanmıştır. Yapılan tahkikatta Markarın babasının böyle fındıkçılık suretile kumar oynatmakta olduğu ve bir kaç gündenberi kendisi hastalan- dığı için kumar fırıldağını baba- sının yerine küçük Markarın gez- dirdiği anlaşılmıştır. Bundan başka gene Kumkapıda Takfur isminde biriside bu şekilde fırıldakla kumar oynatırken cürmü meşhut halinde yakalanmıştır. Bedava rakı! Meyhaneciyi yaralamak isterken yakalandı Evvelki gece Edirnekapıda azılı bir zorba yakalanmıştır. Hüseyin isminde olan bu adam evvelki gece kör kütük sarhoş bir halde Edirnekapıda meyha- nesini kapatmakta olan Asım efendiye giderek tekrar dükkânı açıp kendisine parasız rakı ver- mesini söylemiştir. Asım efendi bunu reddedince Hüseyin ısrar etmiş ve bıçakla Asım efendinin üzerine atılmıştır. Gürültü üzerine polisler yeti- şerek Hüseyini yakalamışlardır. Hüseyin adliyeye verilecektir. Hususi mektepler Maarif vekâleti, hususi mek- teplerin vaziyetini tetkike baş- lamıştır. Vekâlet bu münasebetle bu mekteplere bir tamim gön- dermiştir. Bu tamimde, hususi mekteplerin imtihanla talebe al- malarına itina etmeleri tavsiye edilmektedir. AKŞAM ABONE ücretleri — Türkiye Ecnebi SENELİK 1400 kuruş 2700 kuruş 6 AYLIK 750 » 1450 » 3AYLIK 400 » 800 » 1 AYLIK 150 » — a wep” Abone ücretleri odoğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş kır ruşluk pul göndermek lâzımdır. Comazilevvel 6 — Ruzuhızır: 125 S. İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E 9,(1S 1057 5,36 9,16 17 1,34 Va, 3,48 5,32 12,12 15,49 18,34 20,9 ———— a... Idarehane: Babıâli civarı Acımusluk sokağı 13 No. ŞEHİR HABERLERİ İ Verem hastanesi Cerrah paşada yakında inşaata başlanacak Cerrah paşa hastanesinin tevsi için buradaki bostan ve arsaların çoğu istimlâk edilmiştir. Bir kısım arsalar da pazarlık suretile satın alınmaktadır. Bu muamelât iki aya kadar bitecektir. İleride burada bir ka- dın, bir çocuk hastanesi inşası da düşünülüyor. Şimdilik ilk iş olarak burada bir verem hastanesi inşa edile- cektir. Hastanenin gelecek sene inşasına başlanacaktır. 933 bütçe- sine yeni hastane için tahsisat konmuştur. 7 ay 10 gün hapis, 314 lira ceza Geçenlerde Refik isminde biri kaçak sigara ve iskambil kâğıdı satmakla maznunen yakalanarak adliyeye verilmişti. Dokuzuncu ihtisas mahkeme- sinde yapılan muhakeme neti- cesinde Refikin cürmü (sabit olmuştur. Refik 7ay 10 gün müddetle hapse mahküm olmuş- tur. Bundan başka 314 lira da para cczası verecektir. Eski kavga! Kavgacılar karşılaşınca kavga tazelendi Beşiktaşta eski bir kavga yü- zünden bir cinayet olmuştur. Aloş ve Hikmet isimlerinde iki kişi bundan bir müddet evvel bir alışveriş (o meselesinden (kavga etmişlerdir. Aradan bir müddet geçtikten sonra bu iki kavgacı Beşiktaşta Dere içinde karşılaşmışlardır. Eski kavga bu defa tekrar tazelenmiş ve kavgacılar birbir- lerine girmişlerdir. Neticede bun- lardan Aloş bir kama ile Hikmeti üç yerinden tehlikeli surette yara- layıp kaçmıştır. Hikmetin obağırmasını duyan polisler yetişerek kendisini has- taneye kaldırmışlardır. Vakayı müteakip kaçan Aloş bir müddet sonra yakalanmıştır. Denizde bir ceset bulundu Kasımpaşada denizde bir erkek cesedi bulunmuştur. Ceset 35 yaşlarında tahmin edilen birine aittir. Üzerinde hiç bir vesika bulunmadığı çihetle kim olduğunu anlamak kabil olamamıştır. Cesedin muhtelif yerlerinde bazı lekeler görülmüştür. Bunun bir cinayet eseri olması ihtimali mev- cut olduğundan ceset morga nakledilmiştir. Morgta teşhir edi- lecek ve otopsi yapılacaktır. ARADA SIRADA Lâtince, yunanca Arapça, acemce! Nurullah Ata bey, Halkevinde, bir çok (dinleyenler (o önünde “ Lâtince, yunanca okutmalıyiz » iddiasını güden bir konferans verdi. Muhterem konferansçıya göre, memlekette Yunan ve Lâtin medeniyetini köklerinden tanıyan, “ Humanisme ,, cereyanlarını ana lisandan takip eden “süzme, münevverlerin yetişmesi lâzımdır. Eger, lâtince ve Yunanca tedri- satını mecburi kılarsak, talebe kütlesinin içinden bu münevverler süzülür ve bu “süzmeler,, memle- ketimize lâtin ve yunan medeni- yetinin esaslarını yayıp dağıtır. Nurullah Ata beyin bu iddia- larını dinlerken, aklımıza eski zamanın arapçası ile acemcesi geldi. Şark kültürü ile haşrolan osmanlılar, bu iki dilin okutul- masını omaarif (o programlarına sokmuşlar ve mecburi kılmiş- lardı. Şimdi nasıl Avrupada, tıp ve tarih üniversiteleri (kabul edecekleri talebeyi lâtince ve Yunancadan imtihan ediyorlarsa, o zaman da Tıbbiyeye ve yüksek medreseye alınacak talebe acemce ve arapçadan, sıkı fıkı sorguya çekiliyordu. Filvaki, bir kültürün yayılıp dağıtılması için, kültürün dili mekteplerde kasbaannak okutul- malıdır. Acemce ve arapça oku- yanların içinden, acem ve arap harsını benimseyen süzme mü- nevverler yetişmiş ve bu ulema, şark kültürünü seneler ve sene- lerce yayıp dağıtmıştır. Fakat gelgelelim, Yunanca ile lâtinceyi mecburi kılsak bize, lâtinlerle Yunanlıların kültürünü aşılıyacak süzmeler artık yetişir mi? Herhalde, lâtince ile Yunancayı öğrenen bir kaç kişi bulunur, fakat o kültür artık yayılıp dağılmaz. Bağdat medeniyeti Osmanlı ülkelerini avcunun içinde tuttuğu zaman, okumuş adam demek, arapça bilen adam demekti. Bu medeniyetin kökü kurumıya baş- ladıkça - mekteplerimizdeki mec- buriyete rağmen- arapça ve acemce iflâsa yüz tuttu. Filvaki Meşrutiyet mekteplerinden gene arapça ve acemce bilen“süzme,ler yetişiyordu, fakat arap ve acem harsını yayıp dağıtamıyorlardı. Farabi'yi denizde balık sananlar, Eflâtun'dan demvurmıya başlamış- lardı. Bağdat medeniyetinin “ Basü badelmevt , e uğrıyamıyacağına hükmedenler, gafil avlanıp Roma ve Atina medeniyetlerinden bir müddet medet umdular. Zerdeş- nunun yerine Perikles kaim oldu. Fakat bu da uzun sürmedi. Umu- mi harp içtimai, iktisadi, felsefi, mantıki, siyasi nizamı değiştirdi. Bugünkü nizamın bânileri ne Bağ- dadın ulemasıdır, ne de Atinanın fuzelâsı. (Devamı dördüncü sahifede ) Selâmi İzzet .. Sakın bir kulağından girip ötekinden çıkmasın... — Amca Beye göre... Kulağında bulunsun... .. Bir telefon alacağın zaman maki- neyi bir deli doktoruna götür, muaye- ne ettir! — Niçin Amca bey? A. B. — Duymadın mı, bir abone den hiç kullanılmadığı halde sarfiyat parası istemişler! Demek ki bazı maki- konuşma np kendikendine müptelâ!... illetine m

Bu sayıdan diğer sayfalar: