14 Ekim 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

14 Ekim 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ME — m e 14 Tesrinievvel 1932 Sahife 5 Yeni fabrikalar Bir saat fabrikası açılacak Boya ve lâstik fabrikaları işe başlıyor Son bir iki ay içinde şehrimizde İyeni yeni fabrikalar açılmıştır. Bunlardan biri bir Italyan gru- bunun Şişlide açtığı demir boya Bu fabril daha ziyade artıracak, Balkanlara yakında istihsalâtımı eni faprikalar arasında lâstik kaloş, şoson fabrikası da vardı Bunun da mülcasisleri ve sermi yedarları isveçlilerdir.. rika (o Eyipteki | tesisatını Tkmal etmiştir, son günlerde, fabrikada çalışmak üzere, Isveçten kadın mütehassıs amele getiri miştir. i Bunlardan başka, bir Türk sermayedar de kakao yağı fabri- kası açmağa teşebbüs etmiş Bir sermayedar grup ta İmalâthanesi açmak için tetkikat yapmaktadır. Imalâthanede hariç- ten getirilen saat parçaları talı- larak öaat haline getirilecektir. Esasen bunu yapan müesseseler mevcuttur. Bu imalâthanede saat- lerin bazı parçaları da yapıla caktır. Daha bir hafta Ticaret odasında konten- jan hakkında müzakereler Iktisat vekâleti, kontenjan hak- kında, ticaret odalarının fikirlerini sormuştu. Ticaret odasında her gün tacirler toplanarak bu hu- susta müzakerede bulunuyorlar. Tik toplanışta verilen kararda, konuşulan şeylerin — gazel verilmemesi düşünülmüştür. Ba karara riaye edilmektedir. “Aldığımız malümata göre, içtima pek hararetli ve münakaşalı geç mektedir, Bu münakaşaları ikiye ayırmak mümkündür. Khalât tacirleri, hükümetin ge- hiş mikyasta kontenjan yapmasını ileri sürmektedirler. Sanayi erbabı da bunun aksini istiyorlar. Kon tenjana dahil 800 U mütecaviz madde etrafında münakeşalar olmaktadır. Içtimalar, bir hafta daba de vam edecektir. Kız kaçırma Kadın olarak kaçırıldı, mizde yine bir kaçırma hadisesi olmuş, Ismail, Nuri, Yasuf ve Mehmet, Osman ve Mustafa iş- minde altı arkadaş Havva isminde bir hanımı çebren kaçırmışlardır. Meseleden haberdar olan kızın valdesi derhal zabıtaya müracaat etmiş, kızının bulunup kendine teslimini istemiştir, Zabıta yaptığı araştırma neticesinde Havva ha- nımın izini bulmuş, erkek kıye- fetine sokularak kendine oyun oynatıldığını söylemiştir. Kaçıran- lar yakalanarak müddetumumiliğe teslim edilmişlerdir. 6 aylık kontenjan Tisteti yapılacak Iktisat vekâleti bundan sonra altı aylık kontenjan listesi yapa- caktır. Bu listeler, sene başından itibaren tatbik edilecektir. ÜNÜN HABERL ERİ Ünifiye Son günler zarfında fiatler yükseliyor Bir iki gündenberi borsada Ünifiye üzerine hararetli muame- leler devam etmektedir. Saraç oğlu Şükrü, Nurullah Esat beyle- rin Parise hareket ettikleri zaman Ünifiye fati 58 kuruşa kadar yükselmişti. acentaları, zaman borsa kupon hmillerile aramızdaki itilâf imzalansa bile, ünifiyenin daha ziyade yükseleceğine iktimal ver- miyorlardı. Fakat bir kaç gü beri Paris borsasından, bı gçlen telgraflar. üzerine ü 9. olmuştur. Hükümetin Istanbul gümrük ridatını karşılık göstereceği hak- kındaki şayialar, ünifiye fiatların! artırmaktadır. Hükümetin borçlara karşılık olarak gümrük çeklerini göstere- ceği hakkındaki haberler hakkında resmi mahafilde malümat yoktur. Bu havadis, umumiyet itibarile ciddi telâkki edilmemiştir. Fakat bu baberden borsa acenteleri iş adamları ünifiye satışlarından İsti fade etmişlerdir. İhtiyar mareşal iye Alman” Relsicumhuru ihti mareşal Hindenburg son manev- ralarda bulunduktan sonra Berline dönmüştür. Mareşal Berline gider- ken bir kız çocuk önüne çıkarak eline sarılmış ve mareşalın elini Üzüm satışı Mahsul 1;200,000 kantar tahmin ediliyor Izmir, 11 — Bu senenin üzüm rekoltesi; geçen seneler rekolte sinden bir misli fazladır. Bidayo- ten 1,200,000 kantar üzlim olacağı tahmin edilmişti, fakat bilâhare bu miktar bir iilyoza indirildi. Son günlerde tahminler gene yüksel- meğe başlamıştır. lik tahminlerin doğru olduğu anlaşılmaktadır. Üzüm piyasası iştahlı devam etmektedir. Fintlerde ile günlere nazaran fark yok gibidir Ye mahsul piyasaya ilk i sırada yani 15 ağus- 32 kuruş arasında idi, O vakit piyasaya âdi cins üzüm- ler henüz arzedilmemişti. Bilâhare âdi nevilerin arzına başlanınca bu! gibilerin fiati 10-12 kuruşa kadar düşmüştür. Azami fiat 34 kuruştur. Fevkalâde iyl cins bir çuval üzüm 40 kuruştan satılmıştır. Mevsim başlangıcından 8 teş- rinievvel ( 1932 tarihine Izmir borsasında 28,545,588 kilo özüm satılmıştır. Geçen sene ise 4 Teşrinievvele kadar 9,601,473 kilo üzüm satıl işti. Mevsim iptidasmdan 8 teşri evvel 1932 tarihine kadar İzi limanından ecnebi memleketlere olan ihracat 20,580,655 kilodur. Geçen sene 4 Teşrinicvvele kadar B,842,431 kilo idi. kadar | Sıkı tedbirler Irlandada karışıklık Yeni müsademeler Olmasından korkuluyor Londra, 23 — Belfast şehrinde karışık "devam ediyor. Hükü- met buraya üç bin polis ve bir çok zarlı otomobiller | gönder- miştir. Bu sayede dün gece bir vaka olmamıştır. Mamafih galeyan devam ediyor. Bir çok sokak başlarında siperler yapılmıştır. Polis pek çok kimse- leri tevkif etmiştir. Bunların ara- sında kadınlar da vardır. Bu gün yeni hadiseler olmasın- dan korkulduğu için şiddetli tet- birler alınmıştır. Mağazalar elân kapalıdır. Ekseri sokaklar tenha- dır. Yaralılar hastaneye kaldırl- mışlardr, Viyana - Paris ekspresine karşı suikast teşebbüsü Viyana 12 (A.A) — Viyann - Paris hattı üzerinde bir suikast teşebbüsü meydana çıkarılmıştır. Suikastçiler tarafından 10 - 12 metre boyunca raylar yerlerinden çıkarılmıştır. Viyana - Paris ekspresinin tam zamanında durdurulmasına ve bu Sretle feci bir kazanın önüne geçilmesine muvaffakiyet © basıl olmuştur. Amerikalı banker Insull kabahatı olmadığını! söylüyor Atinn 13 — Amerikada bir çok dolandırdıktan sonra Yuna kaçan banker asullun edilmesi isten- olmadığından banker iade edik memişt “Amerika sefareti, pasaportunu alarak bankerin başka bir yere gidebilmesine mani olmak Insul kendisinin bir kal olmadığını, vaziyetin yakında an- aşılacağını o iddin etmekte imdiye kadar yapılan tabiki tta bankerin 75 bin dolar para dolandırdığı anlaşılmıştır. Açlık gr. Bareelone 13 (A.A) — Hapi. hanede mevkuf bulunan ve muh kemeleri yapılmayan sendikalisi lerin birçoğu tevkiflerini protesto etmek üzere açlık grevi ilân et- mişlerdir. Çin haydutları Harbinde yeni bir vaka oldu Harbin, 12 (A.A) — Woodruss atlı bir Ingiliz kadını, 3 çocuğunu kaldırıp kaçırmak istiyen, Ahaydut tarafından öldürülmüştür. Mutaarızları takip eden iki rus, katiller. tarafından ağır surette yaralanmışlardır. — Çin polisleri; haydutlardan ikisini öldürmeğe muvaffak olmuşlardır. Diğer iki şaki, kaçabilmişlerdir. Kaçınılmak istenen çocuklar, sağ ve salim olarak evlerine ge- irilmişlerdir. Ayağı kayarak bostan kuyusuna düştü Üsküdarda Seyit Ahmet dere- sinde rençber Mehmet dün bostan kuyusundaki dolap beygirinl çö- zerken ayağı kayarak kuyuya düşmüştür. Mehmet mubtelif yer: lerinden tehlikeli surette yaralan- mıştar. Tetrika No. 58 14 Teşrinlevvel Harp zengininin Gelini Büyük milli roman Lebip, nerede ise paldır küldür gelecekti. Ecmel fazla istemi yordu. Beş dakika daha yalnız kalsa Suadı. elde etmiş demekti. Bir adres, bir randevö isteye- cek, her halde Suatta muvafakat edecek. Samiyeyi bir vesile?. Sabırsızlıklan içi içine sığmaya- rak, Samiyenin kulağına eğildi. Bazı şeyler söyledikten sonra, (haydi yavrum, bu zahmeti de yapi) etti. Kuzini yerinden kımıldamıyordu. Üçü de derin hülyalara dalmış gibi susmuşlardı. Samiye ne düşündiyse düşündü. Dudaklarında, kurnaz bir tebes- #ümle birden koltuğundan sıçradı. — Ben ne unutkan şey oldum. Nedânm raketini — götürecektim. Beşte? oyunları var. Sıramızdaki dördüncü köşk; müsaade eder misiniz, hemen bırakıp geleyim! Portmantodaki raketlerin birini kaptı ve bahçe kapısına doğru hızla yörüdü. Ecmel, derin bir oh çekmişti. Bundan ötesi sağlık. (Koca köşkün içinde yalnız kendisiyle Suat; başka kimse yok. Birden yerinden fırlayarak Su- adın yanına koştu, ellerini gene avuçlarının içine aldı. — Yapmayınız Ecmel bey; şimdi biri gelecek, — Evin içinde ikimizden başka kimse yok. — Vallahi bir pıtırtı var. — Ne ( autorit6 ), ne mevki, ne sanat, ne başka kadın, biç birini istemiyorum. Zaferin ilk müjdesi, Suadin beyaz dişlerinin arasından kaydı: — Yavaş söyle Ecmel! Suadı kolundan yakalamış, çekiyordu: — Suat, saadetten bunalaca- ğim, beni yalnız bırakma; bir dakika içeriki pencerenin önüne gel; nefes alayım. — Yalvanyorum, yanımdan git, — Eter şişesini alıncaya kadar, bir kaç damla içinçeye kadar yanından ayrılma. Birden, kolunu arkasına dolayıp, kuvvetle yakaladı. Mütebakkim, — Muhakkak geleceksin! diya emretti, Suat, kendini bırakmıştı. Yandaki odaya girdiler. Hemen o saniye, Samiye, ayak- larının ucuna basa basa, camlı kapıdan girdi. Son derecede asabiydi; hırsından her tarafı titriyordu. Ne yapacağına mütereddit, ka» pının önünde buhran geçirirken merdivende bir hışırtı. Neelâyı görür görmez parma- öm dudaklarına götürüp süküt işaret etti ve fısladı: — Susl Gayet yavaş konuşuyorlardı: — Kimse yok mu? — “ Gözlerile macerayı anlat- mağa çalışarak, buradalar, — Kimler? — Onlar, Bir ayak sesi duydukları için sağdaki odaya kaçtılar. Ecmel, kapıyı aralayıp dışarı baktı; usulcacık kapadı. Kısa bir müddet geçti geçmedi, Lebip göründü, Ortada kimsecikler yok. Gürültüyü işiden Ecmel, gene kapıyı aralar aralamaz, Lebiple göz göze gelmesin mi? savacak bir sebep, Muharriri: Sermet Muhtar — “Beyninden vurulmuş gibi, ha sen misin, geldin mi? — Suat nerede? — “ Kekeliyerek , şimdi bura- dalardı.. Buradalar... Şimdi... Samiye ile Neclâ yetiştiler, Lebip, durmadan gözlerini açıp kapayordu: — Hanımlar, bizimki nerede? Cevap yok. Başlarmı çevirerek gizli gizli gülüşme, — Yer yarılıp yere girmediyal Ecmel, Ee oyalamak için 1âf karıştırarak: — Nazırla görüştün mü? işim oldu ya.. — Nerede ise şu kadını bulun canım. Ecmel, Samiyeye istirhamkâr. — Samiye, bahçede beraberdiniz. Hayır, beraber değildik. Nedâ, ohanım bizim yanımızda mı idi? — Lâhavle velâ kuvvetel...Nere» de bu yahu? Gaiplere mi kas aştı? Lebip, kapı aralığından Suadi görünce büsbütün alıklaştı. — Burada işte. Neredesin be Allâhım kulu? Bukadar bağır yorum? İşitmiyor musun? Lebip , okadar sersemleşmiş- & ki. Ecmelin o odadan çıktığını bile farkedemez bir hale gelmis, şaşkın şaşkın söyleniyordu — Iki saattir burada dört dö nuyoruz, hanımın ervahı duymı- yor. — Suat ıçin, rahatsızlık baha: Desinden gayrı söylenecek söz var mi? Muztarip bir hal takınıp başinı kapıya dayadı. Gözlerini kapayı- rak, dura dura ve inler gibi, dedi ki: — Migrenim gene müthiş tuttu, pencereden biraz hava almasay. 'dım, gözlerim kararacak, düşe- cektim. Samiye müstebzl bir gülüşle mukabele etti; — Başınız mi ağrıyor? Eçmelin odası biç hava almar. Belki orada sıkıldınız. Ecmel, Lebipten ziyade pusu- layı şaşırmıştı. Boyuna lâkırdı ka rıştırmağa çabalıyordu:. — Müracaatın ne netice verdi, onu söylemiyorsun. — Bırak allahını sezersen şimdi, Haydi, Suat hanımefendi paydos Arabayı çekelim! — Lebip, kardeşim; nazıre kar- tını verince. — “ Sunda , yürü bakalım, önü- me düş, yallah Suadın, Lebible birlikte sefer ettiği cuma gününün akşamı Cevdet efendi takımı, gece yare larına kadar gelinlerini pencere" lerde beklemişlerdi. Akşam ezanları olmuştu; gelen giden yok. Yatsular okunmuşdu; gelin hanım meydanlarda değil. Suat hanımdan ses, seda yok; vesselâm. Sant, durmadan ilerleyordu. Karşıki komşuların lâmbalari çoktan sönmüşdü. köşedeki aş boyalı evin (damadı, büyük hani mın tabirile ( abukat) mektebine devam eden ve odasında geç vakitlere kadar derslerine çalışan genç bile, çoktan uykuya varmıştı. Derinden derine bekçi sopaları idiliyor, ileriki caddeden ar gürültüleri, ara sırada otomobil korneleri duyuluyordu. (Arkası var) Mm kkk mn a | j i

Bu sayıdan diğer sayfalar: