14 Ekim 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

14 Ekim 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

14 Teşrinievwel 1932 Akşam Matmazel Diplarakosun nişanlısı casusluk yapıyormuş Genç tayyareci fransız tayyare plânlarını almanyaya satıyormuş Atina, (Hususü Muhabirimizden— 1930 senesi Av- rupa güzeli Mile. Diplarakosun ismi, Aynaroz manastırına vuku bulan esrarengiz ziyaretinden son- ra, şimdi de bişanlısı — milyo- ner fabrikatör tayyareci Velle- sin Fransada ca- sus sıfatile taki- bata uğramasın- 'dan dolayı tekrar gazetelere geç- meğe başladı. Paristen | bu- yaya matmazel Diplarakosun ai- lesine gelen ha- berlere göre yu- pan güzeli Bişanlısı, | Fran sada casus töb- metile tevkif edil- mek üzeredir. Matmaz: Buraya gelen malümata göre Veller aleyhinde, Fransız hava nezareti, casusluktan dolayı tah- kikata başlamıştır. Fransada mu- kabil casusluk teşkilâtı, Doyçe bankın Paris şubesinden Vellerin bissedarlarından biri bulunduğu tayyare molör fabrikası hesabına olarak bir çok paralar alın öğrenmiş ve derbal tahkikata başlanmıştır. Mk zamanlarda bir fabrikanın hissedarlarından biri bulunan tay- yareci Vellerden hiç şüphe edil miyordu. Çünkü kendisi, umumi harp zamanında Fransız saflarında harbetmiş, bir çok yararlıklar göstermiş, ordu emri yevmilerinde İsmi zikiredilmiş, kendisine de lejyondonör nişanı verilmişti. Ma- Diplarakos ve nişanlısı bu kadar parlak olan bir adamdan şüphe edilemezdi. Fransız mütekabil casusluk teş kilâtı, tahkikatın derinleştirince Doyçe bank şubesinden alınan paralar mukal de fabrikanın Almanyaya tayyare motoru ve saire göndermediğini öğrenmiş ve iş daha esrarengiz bir çekil almıştır. Paraları, Doyçe bank vasıtasile, Parise gönderenlerin iki alman tayyare fabrikası olduğu tahkikat neticesinde anlaşılınca | Fransız mukabil casusluk | teşkilâtının şüpheleri daha ziyade artmış, pa- raları gönderen alman fabrikalarının| Alman hükümetinden alan ve bükümet | siparişlerini yapan Sedya fabrikasile, en mü- kemmel harp tayyarelerini imal eden meşhur diğer bir tayyare fabrikaları olduğu. anlaşılmıştır. Önceleri o Welerin | hissedar bulunduğu tayyare fabrikasının Almanlardan aldığı paralar mu- kabilinde yeni keşfettiği tayyare pilânları satmağı taabhüt ettiği zanneğilmiş ise de Berlinde bu- lunan Fransız. casuslarının, son Fransız mandalarına iştirak eden ve nasil yapıldıkları gizli. tutulan Fransız askeri tayyarelerinin Al- manlar tarafından elde edilmiş olan plânları, göndermeleri, esrar perdesini — ortadan | kaldırarak meseleyi aydınlatmış, Alman ca- sosluk teşkilâtının. bu iki Alman fabrikasını vasıta diye kullanarak Fransız harp tayyarelerinin plân- larını, bu yeni harp tayyareleri hakkında Fransız askeri mütehas- gıslarının tenkit ve müşahede raporlarını elde ettiği anlaşılmıştır. Mesele bu safhaya girdikten sonra Doyçebanktan paraları alan adamın, fransız tayyare motör fabrikası meclisi idare reisi ve matmazel Diplarakosun nişanlısı Veller olduğu uzun tahkikattan sonra tesbit edilmiş ve fransız hava nezareti de bu hususta hiç bir şüpheye mahal bırakmamak için muhayyel yeni bir harp tayya- resi plânı yaparak Vellerin hissedar bulunduğu fabrikaya, bundan bir ye yapak m Vi tir, Aradan bir müddet geçtikten sonra Almanların eline geçen bu hayali harp tayyarelerinin plân- ları Almanyadaki fransız casusları tarafından fransız hava nezaretine gönderilmiştir. Vellerin bu meselede müeri- miyeti tahakkuk etmiştir. Bu hu- sunta Fransada cereyan eden tahkikat gayet gizli tutuluştur. Berlini alt üst eden kuş! Caddelerde saatlerce sefer durdu! Geçen hafta Berlin sokaklarında saatlerce seyrüseferi durduran bir vaka olmuştur. Bu vakaya Berlinden geçen Sarre nebrindeki kugu kuşlarından biri sebep olmuştur. Nehrin suları üzerinde yüzen bu büyük kuş her nasılsa cadde derhal itfaiyeye haber v “ış bir türlü ele geçemem “srlerimi" gösteriyor. rden birine düşmüş, şaşkın şaşkın gezinmeğe başlamıştır. Hadise ilmiş, itfaiye memurları kuşu yakalamak için uğraşmağa başlamışlardır. Fakat Yandan yana kaçmıştır. Nihayet iki saat uğraştıktan sonra yakalanarak ar nehre bırakılmıştır. Resmimiz caddelerden birinde Kugu kuşunu ve arkasından giden Nakili Ahmet Hilali Güneş batmağa başladığı zaman avcılarımız. büyük bir geyik varabilmek için yola çıktılar. Verdiğimiz karar mucibince kan kokusunun etrafa daha kuvvetli bir surette yayılması için geyiği yarar varmaz, derhal yerinde boğazlıyacak, ve karnını da aça” caktık, Bundan başka aslanların © yerde uzun müddet durmaları, vurulmuş geyiği kuvvetli dişle- rile kaldırıp götürmemeleri için kocaman ve dikenli ağaç dallarile örtmeği de | kararlaştırdık. Bu suretle aslanlar, bu taze vurulmuş hayvanın etlerini alıp götürmek için tan yeri ağarırken, oradan ayrılmıyacaklardı. Aslanlar kükreyoı Avcı Barnesin tahminleri dos doğru çıktı. Ortalık © kararırken, ormanın. bir çok yerlerinden aslan kükre- meleri duyulmağa başladı. Bu kükremeler, yavaş yavaş bize yaklaşıyordu. Tan yeri ağarırken kükremeler — devam ediyordu. Aslanlar etrafta dolaşıyorlardı. Barnes bu kükremeleri duyunca: — Her şey tahminim dairesin- de oluyor. — Arkadaşım Bowring ile Dickinsonun burada bulunma- bu kıyasıya boğuşmayı seyrediyor- duk. Iki erkek aslan boğuşurken, işi aslan ile yavru aslan sanki Şey olmuyormuş gibi rahat daha henüz soğumamış geyiğin Jop etlerini kuvvet dişleri ile kopararak mideye indi- riyorlardı. Derken Beşinci bir aslan daha geldi. Bu, yeni gelen, dev cüsseli bir erkekti çok heybetli bir. yelesi vardı. Kâh. iki erkek aslan ara- sında cereyan eden mücadeleyi seyrediyor, kâh gözlerini bize dikerek sert sert bakıyordu. Kuyruk hareketleirnin manası Avcı Barnes yanında duran ar- kadaşı Stamtona hafif sesle sıkı sıkıya tenbih ediyordu: * — Aman aslanın kuyruğuna dikkat! Sakın, kati zaruret görül meden aslana: ateş etme, boğuşma bitmek üzeredir. Bereket versin ki bu beşinci aslan, geldiği gibi, sessiz sadasız, uzaklaşıyordu. Boğuşan iki aslandan en ihtiyarı nihayet pes demeğe o mecbur kaldı Sahnede kalan üç aslan üzerine ateş etmeğe hazırlanan üç arka- daşa bağırdım. maları yazık oldu. Zira işittiğim kükremelere | bakılırsa, cirarda | , 7 ADAM . a etmez la yiniz, zira Horn ile arkadaşın Üz oan ailesi dolaşsa gerci | giküri © anlamların elinden ge - mak sahnesini filme çekmek için Sonra bana dönerek ilâve et — Azizim Wan Dyke sen de tüfegine en büyük çaplı kurşun- ları sürmelisin bu sahneyi filme gekecek olan operatörler de bir dakika bile silâhlarını yanlarından ayırmamalıdırlar. Barnesin dedikleri doğru çıktı. Operatörlerimiz, vurduğumuz ve le üzerini örttüğümüz. civarında, objektif bunlara ibtiyacımız olacak. Barnes de benim dediklerimi teyit ede rek ilâve ettir — Bu da pek mümkün. Zira, canavarlar, bu civardan uzaklaş mayacak. Bizim orada bulunmamız aslanları rahatsız etmeğe başlar mış olacak ki canavarların en ri, geyiği kuvvetli dişlerile kap- tığı gibi, daha uzaklara götürdü. Akşam üzeri kampımızda kur- makinelerini yerleştirdiler. Bir | duğumuz masanın etrafında otu. hasım arkadaşlar da aslanların | rurken, avcı Barmese merakla hücumu karşısında iyi nişan ala- | “EM... ederim, biraz evvel bilmek için en münasip mevkir | aslanlarla karşılaştığımız zaman lerde yer tuttular. Kendimizi Allaha ve tüfekleri- mize emanet ederek korku heyecan içinde bekliyorduk. Aslan geyiğe saldırıyor... Derken ü kaybetmiş görünen genç bir geyik eklerinin önünde göründü. Çalılıklar arasında, pusuda yattığı geyiği gördü. Ge- ikamette kaçaca- Şanı şaşırmıştı. Çünkü dört tar tan aslan kokusu alıyordu. Aslan, seri birkaç hareketle geyiğin yolunu kapadıktan sonra âni bir hamle ile ensesine saldırdı. Artık temsil başlıyordu. Operatörleri: bu dramın en küçük teferrüatım bile kaçırmadılar. Erkek arslan, ge- yikle boğuşurken, dişi arslan sah- neye çıktı. Dişi arslan da, erke- ğinin yanında yerleşerek zavallı hayvanın boğazından akan sicak kanları emmeğe koyuldu. Aslan- lar, üzerine saldırdıkları hayvanın etlerini oyemezden evel sıcak kanlarını içerler. Bu ziyafet esna- sında biri büyük erkek öteki de daba genç iki aslan daha geldi. Aslanlar arasında boğuşma ! korkunç | Avci Barnes, iki aslan daha geldiğini — görünce | kulaj fısıldadı — işte aslanlar arasında öldüre- siye bir mücadele başlıyor. Filhakika, iki erkek aslan birbiri üzerine saldırdılar. Helecan ve heyacandan yürek- lerimiz, çatlıyacakmış gibi şiddetle çarparak 'iki “canavar arasındaki Stantona aslanın kuyruğuna dik- kat et demiştin. Bu sözünün manasını izah eder misiniz? Barnes gülerek cevap verdi: — Aslan kuyrük hareketleri kölremelerinden daha cok mana- lar ifade etler. Bu canavarlarla, bir çok defalar karşılaşmış olan avcılar, aslan kuyruğundaki hare- ketlerin ne ifade etliğini pek iyi batırlarlar. Aslan insanla karşı karşıya geldiği zaman, kışkırtılmadıkça insana bücüm etmesi çok madir- dir. Umumiyetle aslan başını çevir- mek suretile, ya cepheden veyahut sana bakar, Aslan, kuyru- yandan gibi yana tuttuğu zaman bu, hayra alâmettir. Aslanm bu kuyruk hareketi şu manayı ifade eder: “ Senden korkmıyorum defol bur radan mendebur mahlük 1, Aslanın hücum borusu | Aslan, kuyruğunu yana alarak bu manayı ifade ettikten sonra, oradan en evvel giden kendisidir. Fakat şayet, insan kaçarsa, aslam nın ansızın kendisine saldırması ihtimali kuvvetlidir. Aslan yavaş adılmalarla gider ve kendisine bakıldığını hissetlikçe asla bozmaz. Fakat bir çalılığın arkasına gelerek kendi- sinin görülmediğine kani olunca, süratli sıçarıyışlarla kaçar. — Demek oluyorki, aslan dırmak istemediği zaman kuyru- unu ters istikamete çeviriyor. — Evet. Fakat aslan kuyruğu Bu aşağıdan yukarıya kaldırdığı ve kuyruğile, sırtına iki üç kar. çı daes indirdiği aman iş fenadır. Arkası var) cr

Bu sayıdan diğer sayfalar: