17 Ekim 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

17 Ekim 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Milletler cemiyetinde Umumi kâtipliğin vazifeleri nedir? M. Avenol umumi kâtipliğe intihap edildi Cenewe 16 ( AA.) — Bir hafta devam eden hararetli mü- zi misyo, cemiyeti. yüksek kâtipli edecek olam kaideleri ittifak ile tesbit etmişti Bundan böyle yüksek kâtiplikte iki de umumi kâtip. bulunacak, bunlardan birisi komisyonda daimi mümessil bulunmıyan. bir devlet tebasından. olacaktır. Bundan başka (3 kâtibi umumi muavini bulunacaktır. Yüksek kâtibin hizmet müddeti 10 sene, umumi kâtibin 8 sene, umumi. kâtip. muavinlerinin 7 sene olacaktır. Bundan başka büyük meclis tarafından evvelce izhar olunan arzuyu. isaf etmiş olmak için, yüksek kâtipliğin erkânı arasında ayni tabiiyette ikiden fazla kimse bulunmaması ve bu prensibin mevcut mukavelelere halel getir #ilmeksizin mümkün olduğu kadar kasa bir müddet zarfında tatbik olunması karar altına alınmıştır. Cenvre, 16 (A. A) — Milletler cemiyeti, konseyil gizli bir celse- sinde Joseph Avenol (Fransa) Sir Eric Drummond'un. yerin: Işi savsaklıyorlar Japonlar bizden mal almak için tetkikat #- yapıyorlarmış İ Japon sergisi müdürü, Türkiye ihracat mallarını satın almak için tetkikat yapmaktadır. Sergi mü- dürü, ihracat ofisi müdürü Cemal beye bu tetkikatı hakkında ma lümat vermiştir. Japon mensucat fabrikaları, Türk tiftikleri hakkında teeribel yapmaktadır. Japon sergi müdü- anin göre, bu tecri- belerden iyi neticeler elde edik Yakında Japon mensucat fabrikalarının Türkiyeden tiftik alacağı temin edilmektedir. Dün Japonya ile aramızdaki ticari münasebetlerden bahseder. ken, Japonyanın bizden az mal ya Ihracat ofisinden verilen: istatis- #iklere göre Japonya 8 ay içinde türkiyeden 162 bin 437 liralık mal almıştır. Buna karşılık Japon- ya, Türkiyeye 2 milyon. 40 bin liralık mal satmıştır. Türkiye, Japonyadan milyon- larca liralik imal aldığı halde pek az mal satmaktadır. Aldığımız malümata göre, şehrimizde bulunan! Japonlar, Türkiyeden palamut, Üzüm, incir almak için de tetkikat yapmaktadırlar. Netice itibarile, Japonya ile aramızda şu tarzda bir ticaret devam etmektedir. Japonya bize milyonlarca mal satmaktadır, mal almak için de, tekikat yapmak tadır, Gönüllü işçiler Berlin 16 (A.A) — Wolff ajanı Alman gençlerine kendi ihtiyarlarile ve müştereken bedeni, fikri ve ahlâki terbiyele- rini tekemmül ettirmek fırsatını bahşetmeğe matuf ihtiyari çalışma servisi komiseri, 30 eylül tari- hinde 207,375 gönüllü işçinin galışmakta olduğunu bildirmiştir. W8'de bunların miktarı 97,090 Cenevrede | Almanyanın imtina, teslihat yarışına mı müncer olacak? Paris, 16 (A.A.) — Siyasi ma» hafil, daimi surette milletler cemiyetinin faaliyet ve müzaheret eden Herriot ettiği siyasetin ana hattına tevfi- kan Fransızlarla İngilizler arasında cereyan eden müzakerelerin neti- a memnuniyetle karşılamak tadır. Cenevrede yapılmakta, olan mükâlemeler, Almanya tarafından hukuk müsavatı meselesinin ve Fransa tarafından emnü selâmet meselesinin mevzuu bahsedileceği teslihatın tahdidi konferansı için mukaddeme teşkil edecek mahi- yettedir . Almanyanın — imtina, şiddetle | tenkit edilmektedir, sira bu bal, | Almanya'nın hları azaltmak hususunun ta- bakkuk sahasına isal etmeği de- belki yeniden silâhlanmağı arzu etmekte olduğunu göstermektedir. Ingiltere, Fransa, İtalya, ve Amerika yeniden teslihat yarışına müncer olacak olan böyle bir halay tirrek la muhalefet etmektedirler. Jozefin Be Beker Zencl artist Jozefin. Beker ya- kında Avrupa memleketlerini do- laşmağa çıkacaktır. Artistin seya- hati iki ay kadar sürecektir. Jozefin son zamanlı zenci artisti yeni şeklile gösteriyor. Mersin limanı ' Maaş ve ücretlerden 2300 liralık tasarruf Mersis 14 — Liman İnhisar ve varidatın. azaldığını nazarı dikkate alarak umumi masrafları temamen kısmıştır. Bundan başka maaşat ve ücü- rattan on iki memur vazifesi ilga edilerek ayda 2300 lira tasarruf etmiştir. Bu tasarruf miktarının daha fazla arttırılacağı söylen- mektedir. Liman atelyesinde yapılan tesi- sat ta hitam bulmuştur. Ingiltere - Irlanda. müzakeresi Londra, 16 (A.A.) — Ingiltere - Irlanda müzakerelerine ait resmi bir: tebliğ maatteessüf bir itilâf aktine imkân hasıl olmamış ve müzakerelerin nihayete ermiş ol duğunu bildirmektedi Fransa'da feyezanlar Saint Raphael 16 (A.A)— Sahil muntakadaki feyezanlarda vukua gelen hasar miktarı 40,000,000 İfranga baliğ olmuştur. azlığını Almanyayı ittiham Temps gazetesinin bir makalesi Almanyayı sulhü bozmakla ittiham ediyor Paris, 16 (A.A) — Temps ge- zetesi yazıy Almanyanın bütün devletler mümessilleri tarafından silâhların. azaltılması meselesinin müzakere edildiği ve bu meselenin umumi itilaf ile balledileceği Cenevrede 4 devlet tarafından aktedilecek mütekaddim içtima iştirakten imtina etmesi üzerine almı duğu mesuliyetler. serisini etmektedi Gerginliği zevalini iüilağ ulm eaetaf bikini teşebbüslere engel olan Alman yadır. Sulhü tensik ve her millet için emnü selâmeti temin etmek va itimadı uyandırmak için sarfo- lunan bütün mesaiyi felce uğra tan, odur. Almanlar, içinde. bulundukları siyasi infirattan kendilerini çıkar» mağa büyük hüsnü'niyetle yardım etmek istiyenlerin cesaretini kar- mak: hususunda inat ediyorlar. , Dokuz Alman gazetesinin tatili sayısı 9 dur. gazetelerin Tatil edilmelerine sebep, hükümet hakkında tahkir yollu makaleler neşretmişlerdir. Taşdelen suyu Emaye borular içinde Üsküdara indiri Belediye fen heyetinin Taşdelen suyu hakkında yaptığı tetkikat it tetkikat indirilmesi. hakkındaki fenni tef birlerin neden ibaret olduğu aplaşılmıştır.. Suyun emaye boru" lar işinde akıtılması esas itibarile kararlaştırılmıştır. Ancak emaye boruların zaman geçtikçe sırlarının bozularak au inde sıhhate muzur zerreler dikkat edile in bu. borular hu hususi bir takım tertibatı haiz olacaklardır. Ancak, Taşdelen suyunun gün- lük istihsali taşdelen suyunu ucuzça içmek istiyenlerin bütün iyaçlarına kifayet edemiyeceği in Taşdelen suyunun civarındaki menba sularının da Taşdelen suyu ile, birleştirilerek. su mıktarının çoğaltılması döşünülmektedir. Ancak civardaki bu suların evsafı Taşdelen suyu. ile aynı ayarda bulunduğu takdirde bütün bu sular o birleştirilecektir.. Bu sular, kimyevi vasıflar. itibarile Taşdelen. suyundan daha iyi olsa- lar bile sular birleştirilmiyeceletir. Iaşaata yakında başlanacaktır. Mühtaç ameleye yardım Belfasi 16 (A.A) — Mübtaçlara yardım plânına ait tadilâı, amele Sendikaları kabul etmiştir. Yardım. nisbeti arttırılmıştır. Almanyanın harici ticareti Berlin, 16 ai — Almanya, nın eylül ayım ağustos ayın marka karşı 84 milyon birfazlalık göstermektedir. Büyük mill roman — Bana bak! dedi. Benim deli ile işim yok. Deliysen Toptaşı var. Hem benim einlerimi başıma üşüştürme. Vallahi gece demem; şimdi çarşafı başıma geçiririm, Doğru © Hüsameddin. beylerin evini boylarım, Hüsameddin beyin de kim olduğunu bilirsin, Şimdiki cihan, seraskerinin hala- sınır. gelininin ağabeysi. “Anlattık ya. Lütfi bey olacağı kadar olmuş. Böyle martavallara kulak asar mı? Bu sözleri duyunca daha ziyado ateş püskürmeğe başladı: — Hüsameddin beye, Müsa- meddin beye burada metelik veren) ayi yok. Hergelenin gözbebe- Ortanca hanım, renkten renge giriyor, alt çenesi uyuşuyor, yarı belinden. aşağısına iğneler batar gibi oluyordu. Artık dürtmek faide etmiyece- ğini sezdiği için anasına kuvvetli bir çimdik. aktı. Hatun, vecala gözlerini lokma gibi, ağzını faraş kadar açarken susturdu. — Ayol sarhoştan "deli bile korkmuş. Yangına körükle gitme- nin âlemi var mı? Derhal vaziyeti değiştirdiler. İlk ağzı gene büyük hanım açtr — Yedi deliye bir akıllı koy muşlar. Sen boşuboşuna çırak- manlara çıkiyorsun; | ikimizi de sersemleştiriyorsun. Kızcağız hepi- mizden izin istedi; kaynatasının da müsaadesini aldı; Boğaziçindeki ahbabına gitti. Evdeki pazar garşıya uyar mi? Belki vapuru kaçırmıştır. Oranın vapurları malüm.' Saati saatini tutmaz. Bıldır, Kanlıcadaki Necip mollalara giderken iki saat köprüde vapur bekledim. Üstelik, dilenci vapuruna binip heyheyler geçirdim. Boğaziçi diyoruz amma dünyanın öbür ucu. Seher hanım da iştirak ediyordu: — Yatsı ezanı daha demin okundu. Bir az daba bekliyelim. bakalim. Lutfi beyin asabiyeti epice ya- tşmışa: benziyordu. Bundan cüret alan büyük hanım, bu defa başka bir siyaset tuttu- yarak şu) mukaddeme ile söze göriştiz — Karım, karım diyip göklere çıkarıyorsun amma birde başkasınn gözile gör. Kuzum allahını sever- bulunmaz. Hint kumaşı ımı sanıyorsun? Kaç kere beraber çarşıya çıktım. Yüzüne bakan bile yok. Kurada mezar kaçgını âlem ne etsin. Yerlere yatıp yalvarsa başını çeviren çıkar mı acaba? Biz ona paye verdikçe, ötesine lebbey, berisine şebboy dedikçe karı ne oldum delisine döndü; zümbülbebek tohumu olup ortaya çıktı. Kendini dev ayna- görüyor. Elbettel... Görme- diğini gördü, takmadığını. taktı, ummadığına erdi. Bari hir matah olsa yüreğim yanmyacak.. Yü züne şöyle dikkatli bak. Şebele maymunundan — farkı var mı? Alu karış Beberuhi gibi *bir boy; değişik (o çocuklar. gibi koca bir kafa; dımdızlak bir alın; Sulncan gibi kaşlar; kömürlük pen- ceresi gibi gözler. Et desen arama; but desen bak getire. Kuru kemik kalçalar, değmek gibi bacaklar; salapurya, kadar ayaklar... Ne of... Tasviri — cibanmış, Hay öyle tasvirin. 17 Teşrinlevvel 1934 arp zengininin Gelini Mubarriri: Sermet Muhtar Ortanca hanımda ayar maval okuyordu: — Kagırgası çıkmış, bir dirhem et tutmamış, Vallahi delikanlı olaydım, dünyada bir o, bir ben kalaydım, o yanpiri- yanpiri yürü yiyin görünce, hemencecik bar , yanından kaçardım. ii hanım. coştukça coşu- yordur — Seninkisi (mide. dediğin ne dir, ondanda veri) hesabı, Vallahi bu oğlanın bu kadar mi- desiz olacağını katır ve hayalime getirmezdim. — Öleceğim aklima gelirdi de bu halleri göreceğim gelmezdi. Katıyı görünce kene. gibi yapıştı; dünyayı unutup zıva- nadan çıktı. Dediğim gibi kan da bâri âhım, şâhim birşey olsa, yaşı da aşkın; evlerde kalmış, az kurusu olmuş. Bem onun ka derken on yaşında. çocuğum var dı. RecebiŞerif ayında, on basmışım, aralık ayında. köşeye olurmuşum. 9 ay on gün sonra da evlât sahibi oldum. Lütfi arada bir merdiveni inip çıkıyor, sofada gezinip duruyordu. Gene içeri girdi. — Gece yarısı olmuş; saat on ikiyi” geçiyorl / Dedikden sonra ooofi.. Diyo derin bir içini çeke- rek odanın içini gürlelt. Ortanca hanım, bağrı delinmiş, Yüreği yaralanmış gl çrpmarak anasına bir çi altı — Bu hali en icime ığıl ağıl iniyor. Baksana, ofl derken Kerem gibi ateş püskürüyor; yav- rumun içi yanıyor. Lütfi bey, ikinci bir ofu çeke meğe. hazırlanırken, anneannesi. yangını, şu şekilde itaya: sekirtiz kal kadar umursama, Alim, ulema” lar bile bak ne demişler: EL içim yanma nara, Yak çubuğunu. safanı ara; Yelluz, bu gece gelmezse inşak lah ta gelmez. Dayısının Bakır köyündeki, hakkuran kafesi evini unuttu idi, Bakalım bir gecedik misafir kalsın; cevriş yağlı kabak kalyesi ile domatesi tuza: bakırsın; pide gibi döşekte, bağırsak gibi yastıkta, tahta kurularile sabahı sabaklasın. O kırılası burunu pasıl © sürtecek, nasıl muma dönecek, Söleye söyleye dilimde tüy-bittiyor imi bilmem. Vallal naneyi yiyeceğini bu sabah kes tirmiştim. Halinde, bir şeye alın mış gibi bir tavur vardı. Aklınca bize gözdağı verliyor. Güya usba- hası olsun. diyecek... Düdükl. Sen giderken ben: geliyordum, Karşındakine iyi bak ta kim oldu” Şunu anla! Birden, Cevdet efendinin oda sından, boru gibi fakat çatlakça bir sayha aksetti: — Hatun b... Seher hanım, Ortanca hanım: — Geliyorum paşacığım! Diye- rek yerinden fırlarken oğlu kolum dan tuttu — Ben, Şehzadeye, Letafete kadar bir dolanacağım. Gelirse pek kafa tutmayın. Anneannem gıra boğup domuz damarını ka- 'bartmasın, Beni sorarsa daha eve gelmedi deyin! diye talimatı vere- rek anasından evvel sofaya atladı. Merdivenleri, tutuna tutuna inip kapıyı açar açmaz sokağı buldu. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: