23 Ekim 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

23 Ekim 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sabife 8 Akşam Ölümünden sonral.. - Manzum hikâye - —1— Nail bey Göztepede ne mesut yaşıyordu, Hayatın yollarını zahmetsiz aşıyordul Bahtiyarlık: çizmişti ömrüne bir çerçevet Karısile yerleşip dört odlalık bir eve, Bu sessiz hayatına her dakika, her saat, Bir derin tevekkülle, ediyordu kanaat!) Pek pahtıyardı, çünkü; Pek güzeldi kar Batan güneş gibiydi saçlarının sarısı, Gözleri boyanmıştı denizlerin rengine, Kolay rast gelinmezdi bü güzellik denginel Onun indinde Ayşo pek fazla namusluydu, Sadıktı, gözü toktu, vefalıydı, usluydul Ayşenin yüreğinde vardı yalar bir tasar Meraklıydı inciye, pırlantaya, elmasal Fakat buna müsait değildi bütçeleri, Kocasının yanına oturup. geceleri Anlatırdı gönlünün hevesini muttasıl: İri taşlı bir küpe kulakta durur nasıl, Nasil güzel yüzükler kadın elini süsler, Nasıl bir gerdanlıkla şirin durur göğüsleri; Nail bey, ses vermeden, karısını dinlerdi, Yüreğinde coşardı o zaman bütün derdi, Ona istediğini alamadığı için, Gizli bir yara gibi, sızlardı için içinl.. iş Fakat Ayşe bunun da çaresini bulmuştu, Sahici mücevherler, derdinden kurtulmuştu! Giyinip kuşanarak, bazı çıkardı yola, Annesinde kalmağa giderdi Istanbula! Onu kocası evde beklerken küskün küskün, Genç kadın neşelerle dönerdi ertesi gün, Her seferde elinde sabte inci, elmaslal Bunlar hakikisinden farkolunmazdı asla, Nail bey bu masrafa çıkarmazdı sesini Derdi ki: “Böyle alsın zavallı hevesini —ı— Bir gündü. Bu yovaya kanat germişti ecel, 'Nail beyin sönmüştü kalbindeki her emel Karısı çıkamadı bir türlü yatağından, Bir türlü kurtulmadı mikropların ağındani Günden güne sarardı, eridi günden güne, Meleği kıskandıran © güzel vücudüne ' Ilâç. tanımıyan dert, bir kurt gibi girmişti, Verem nazik teninl üç ayda kemirmiştil Kocasına söyledi bir gün son sözlerini, Ebediyen kapadı dünyaya gözlerini!.. Yaşıyordu kederli, yapa yalnız Nail bey; Mesut edemiyordu onu artık hiç bir şeyt Ayşenin her tarafta görüp hatırasını, Derinden çekiyordu genç kadının yasınıl Felâketin zehrile geçti aylar, seneler, Nail bey bu yıllarda neler çekmişti, neler) Yaşadı ıztiraplı, mahzun, elemli, küskün, Hele, son zamanlarda, oldu büsbütün düşkün Mal namına ne varsa, hepsini eritmişti, Cebinde, cüzdanında paraları bitmiştil ie Bir gündü.. Odasında düşündü bir saniye, Başı avuçlarında: “ Param kalmadı.. , diyel Sonra çekmecedeki salite elmasa baktı, Bu yalancı küpeyi götürüp satacaktıl Bu son hatıraya da çünkü gelmişti sıra, Belki de bir kuyumcu verirdi beş on paralı, yi Bu, tek taşlı küpeyi, alp o gün yanına, Girdi bir rast geldiği kuyumcu dükkâna, Âdeta utanarak adamlara uzattıl,, Bu aldığı cevapla bir anda kalbi attır Küpeye vermiştiler altı yüz lira tamaml Onları şaşırarak aldı zavallı adam, Para desrtlerini hemen cebine döktü! Bu feci hakikatle omuzlarına çöktü Mazide işlenilen günabların yığın 4 Anladı karısınm onu aldattığını! Gerçi ıztirap çekti solmuş benzi betile, Fakat cüzdanındaki paranın kuvvetile, Içine serpilmişti birdenbire tesellil Okşadı tesellinin kalbini munis eli: Karısım, maziyi, kıskançlığı unuttu, Öbür elmasları da birer birer okuttul.. Necdet Rüştü Afrikada nehir üzerinde ipten köprüler Afrikada Nijen nehri üzerinde bi ehrin bir tarafından diğer tarafı yalnız insanlara değil, maymunla ekseriya nehrin en dar, fakat akını lürse kurtulmak ibtimali yoktur. Yerliler ipin sağlam olup olmadığını anlı munlar ipten geçerlerse sağlam olduğunu & noktalarda garip köprüler vardır. Bu köprüler iki ipten ibarettir. geçmek istiyenler bu iplere tutunarak nehri geçerler. İp köprüler ia yarar. Bunlar da ip köprü vasıtasile nehri geçerler. Ip köprüler n şiddetli yerler de yapılır, bunun için ip kopup aşağıya düşü edebilirler. Avrupalılardan hiç kimse, hattâ en mahir cambazlar bile ipler üzerinden birti tarafa geçmeğe cesaret edemiyorlar. Resmimizde bir zencinin ip üzerinden geçişi görülüyor. emer erişte ayaemm — — ğiş — — Büyük Muharriri: 5. Rükhamovski — Kazanıyorlar... Yaşıyorlar... Fakat, para kazanmak, yaşamak demek, asıl manasile, bu mudur bakalım 7... Fakat sen, zayıf, nabif bir çocuksun! Vücudunla çalışarak para /kazanacağa benze miyorsun. Ya zenğin bir yahu: senin için muavenetinl rica etmeli yahutta kolay bir iş bularak seni galıştırtmalı, Hem kazan, hem tahı. sil eti David: — Bu ikinci şıklı tercih eder dimi dedi, — Pek âlâ. Senin meselenle meşgul olurum, düşünürüm, yavrum. O zamana kadar, burada, bizim dükkânda yatıp uyuyabilirsin. Bi- rinci katta bir odamız var. Yere bir döşek sereriz. Yemeği de bizimle beraber yersin. Yahudiler arasnda bu nevi yardınılar mutattır. Bir yahudi, bu sayede, hiç bir şehirde asla aç kalmaz. David, Pau ren ibtidai bir Hint putu arasında geçirdi. Daha uzakda, mermer bir kadın heykeli alaca karanlık içinde bafif hafif işidiliyordu. De- Jikanlı, bu kadımn mevzun kalça- larmı nazarile okşayarak uykuya daldı, Yüksek tahsil görmekte olan gençlik, beşeriyet ağacının bahar çiçeklerine benzetilse sezadır. Bu istidatlı, mevhibeli | gençlikten ziyade, zekâ va hayatiyet menbar olan ne vardır? Yüksek sanat mektebinin muhiti, David'i son derece cezbediyor! Hatta, eski talebenin yeni gelen talebeye || muziplikler yapması ananesi onu yıldırmıyor. Kendisine yapılan oyunları, büs- nükabul ediyor. Güzel | sanatlar o mektebinde âdettir. Her yeni gelen talebeyi sınıf arkadaşları kahveye götürü, , yabut başka içkiler içerler. Masrafını ona çekdirirler. Bu mu- zipliği, arkadaşları, David. hal kındada tatbik ediyorlar. Deli- kanlılar, memleketten getirdiği paraları da bu birahanede bırakıyor. Fakat, her şeye rağmen, fevka- lâda memnun ve babtiyar... Talebenin Le petit pere Bonnier diye isim taktığı hoca, onun gü- zel sanatlar mektebine girmesi için tavassut etmişti. David, her sabah, onun esinde çalışıyor. Öğle üzerleri ise, bir fotograf- hane rötuşlar yapıyor; yahut pas- caların şeker kutuları üzerine, seriyle yağlı boya resimler yapı: Bir Yahudi Çocuğunun Hayatı 23 Toşrinievvel 1932 Şem pa MR vr Mİ hikâye — Mütereimi : (Va- Na ) leri çiziyor. Tabelâcılık işlerinde de çalışıyor: “Villa Mon Repo, “les Lilas,, yahut “Cam'suffit, diye villalar için tabelalar yapı" yor. Bazen de, “yeraltı treninin medhali,, diya tabelâ yazdığıda vakidir. Yazık ki, her zaman bu neviden işler bulunamıyor! Bulunamıyınca da, delikanlı, kuru bir ekmek parçası yiyerek geceyi geçiştiri Art antikacı dük nında yatakbanesini (12) terketti. “Mon- sicur - le - Prince, sokağında #ipsivri | bir o aparlımamn tas van arasnda bir ucuz oda tuttu. Bu odanın “giyotin,, biçimli yani, üst kismı ufki değil de mail bir tek penceresi varr. Bu kış, yüz yıkama koğası içindeki suyu, bir sabah, bir buz kitlesi haline gelmiş buldu. Fakat çok şükür ki, şimdi yaza erişildi Yazın da, odasında, hararet son dereceyi buluyor. Sokağa inerek azıcık dolaşmak istiyor. Hararetten gırtlağı gerba Şerhu çatlayarak iehel bulvarında dolaşıyor. Paris'in suyu içilir gibi değil, Bir bira içmeği canı istiyor. Fakat blçesi sarsıl- masın diye buna cesaret edemiyor, Durmadan çalışmaktadır. Hoct onu sevimli buldu ve be Lâkin, sanatın gayesi, güç gir uzaklıktadır. Sefalet ise, bu gaye ile Devit arasında, büyük bir mamal Her gün delikanlı ile burun burunal Utangaç ve onurlu tabiatından dolayı, eski komşuları Jokop Zuckermann'a sık sık giderek, yemek yemiyor. Pek naçar kaldığı Yakıt baş varuyor. Hele maazallak caketi yahut ayakkabısı eskiyince, bunu yenisile ikame için bayli müşkilât çekiyordu. Sıbhatı bo- zuluyordu. Dar odasında pek rahatsız olu- yor. Kalp çarpıntı var. Gün geçtikçe zayıflıyor. Bir kerre, ihtiyar Jakob'un evinde bir bay gınlık geçirdi. Delikanlı kendine sonra, ihtiyar, kalem sıkıştırdı: — Artık bu hayata dayanamı- yacaksın! Yaz...-dedi.» Grimperelle isminde yahudi bir zengin var. Mil- letimizin artistlerile alâkadar oluyor. Tanıdığım bir çok yahudi genç lerine tahsil etsinler diye nakdi muavenette bulunuyor. de Paris isimli büyük mağazanın en büyük hissedarı ve müdürü- dür. Yayrucak! Sen hayatta çok Fi esreş çektin. etim yardım al yor musun.. Olurmu ya?. Maneh'i | düşün... Haydi bakam yım, yavr (Arkası var) geldikten onun eline bir Tİ Sete lal takım görülüyor. 12) Anne, gelen ve cuma günü Fenerbahçe takımile bir maç yapan Trabzon muntakası birincisi Trabzon idman ocağı bir kaç güne kadar Trabzona hareket ede- cektir, Sporcular İstanbulu gezmektedirler. Resmimizde şampiyon

Bu sayıdan diğer sayfalar: