2 Haziran 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

2 Haziran 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazan : 7 “Kemal reis donanmasile Avrupada Ingiliz ve Fransız sularında dolaşıyormuş.. Herifcikler kuşku içinde.. Elçiler 2 saraya taşınıyorlar!,, Büyülü direkler iğ Töz dar baygın mesi ide, kab 5 İeaiş kâh liyerek, sille artan bu lün sancının verdiği ıztıraplar içinde kıvranmıştı. Rum bakıcının dediğini yapmak ei saraya gitmek ve İbrahim be- odasındaki mangalı bulup de- ig lâzımdı. Murat bunu ya- Parsa, karısının bu ıztıraplardan kurtulacağını umuyordu. Bizans (sihirbazları meşhur- du (11. Bir takım adamlar da Bi- zansın fethinden sonra bunlardan bir çok şeyler öğrenmişlerdi. ib- rahim beyin bu işi bir başka sihir- bazdan öğrenerek, Jüzettayı elde etmeğe çalıştığı anlaşılıyordu. Za- re de ehemmiyet verdikleri, eski Bizans sihirbazlarını ek olmuştu. Mur: gitmeğe yanlarına karar lar Sabahleyin erkenden evden çıktı. Sarayda babasının çok iyi dostu olan Cafer ağayı görecek ve ona her şeyi anlatacaktı. O gün sarayda göze çarpan bir lay ardı. ai İngiliz, Ulah Padişahı ziyarete gelmi İkinci in kapi herliz sü Fera kabul salonuna inmemişti. Murat, re ağanın odennd Viz ; nee rdu: e ne var acaba..? birler gilin — Kemal reis donanması için olacak. Bir aydanberi gelip gidi. yorlar. Efendimiz söz verdi: Pan; Üçü «İs- çinde.. Mütemadiyen sarayın ka- Pısını amin r ni çekti: — Ah, keşki ben de Kemal re- -İsin yanında olsaydım. aman Rİ şu ani) (00) kiya: ile imparatoriçe Puleh&rie - Pulheria) sihirbazlardan korkar de- virde (450) sihirbazlık Bizansta çok ilerilemisti. (Vilâherna) nın Ayos İsai- Yas ve Lavrendios kiliselerine nüfuz ve Ayinlere müdahale eden (Zamora) gi- bi meşhur sihirbazlar halkın ve hüküm- darların cehâletinden istifade © ederek devlet siyâsetine; istedikleri meti Verecek kadar fırsat ve meydan bul Muşlardı, (Ayos Petros) kilisesi Send Ay- “Vansarayda Atik Mustafap, mii) <ivarında (St. Lauren) höcresi yanına #ömülen büyücü (Zamora) nın küçük çalana yıllarca bir aziz gibi kandil ya- karak tapmışlardı ğa ikinci Ölenin) un; y a lı akn ii I reis.. Avrupayı nasıl titret 4 Murat bey lâfın gelimini deği tirerek: Cafer ağacığım, dedi, sana yanacak bir derdim var! Hele şu kapıyı sürmele de seninle biraz konuşalım j Cafer ağa kapi sürmeledi: ” — Gen. e Lys bir kadına gönül verdin galiba. Jüzetta bana ye at, za- in nc ri amal ağa- & zi Ni var? Mutlaka gebe ol- malı.. Canı turfanda bir şey iste- diyse çaresini buluruz. Murat yaşlı gözlerini silerek: — Zannettiğin gibi değil, rımı büyülemişler... Baygın halde yatıyor. Çektiği ıztıraba sl lar bile tahammül edemez. Cafer ağa, Muradın yanına oturdu: — Sana ağlamak yakışmaz, Murat! Hele dur bakalım.. Anlat ta belki bir çaresi bulunur, — Bu nasıl hastalık, canım? Be- nim bir şeyden haberim yı ei eri n beyinin odasında- mz angalı devirip iinde ve çivileri söndüreceksi: hemen iyi olacak. Cafer ağa iri dudaklarını sar- vi hayretle Muradın yüzüne nasıl iş yahu! Ben Kara- man ün odasına girebilir miyim? — Bu herif büyücünün biri imiş, ağacığım; Eğer bu MN ateşler söndürülürse, ölümden yal nız karım değil, onunla birak padişah ta kurtulacak? Arabın gözleri birdenbire bü- yümüştü: — Yok canım!., mek..? Bu da ne de- Diyerek yerinden fırladı. Murat, padişahın kendisine çok itimat ettiği bu eski ve tecrübeli arem ağasından yardım görebi- leceğini reyi ay yalvarmağa başlamıştı — EE Fatih şimdi hayatta ol- saydı, ben kimseye sormadan onun odasına girer ve iki kişinin canına kıymağa çalışan bu melü- u elimle boğarak öldürürdüm. Fakat, li Beyazıt | bu herifleri koyarak e hizmetçi vermiş. O da bu iyilik- lere kar: olarak, padişahın me- zarını kazmakla meşgul. Bunu sen Murat soğuk kanlılığını muha- faza ediyordu: — canım, dedi, onu öl- Eş değilim! Sadece mangalı devi iğ im, r.. Hayır. Olamaz. Seni onun a ke Elinden bir kaza çıkar da hesabını benden Bile (364,5 — 19 orkestra, 22 şarkı ve orka 22,20 de. 23 radyo jümal, 23,20 orkestra, 23,4 — 18,30 gra- ,10 kon- — e a (1414 m) — Ta ser, 0,5 radyo jürnal, 23,10 dans musikisi. RAEEREE ANE up AGOP Aran mütehassısların muayene günl Pana Cumbhuriy ğin lesinde , Türk ermeni katolikleri Surp A ie hastanesi Peliklimiklerinde gör terilen günlerde ecek has talarm muayene ve li iken r or beyler tarafından meccanen yapılmaktadır. 'umaârtesi : Saat 11-12. Hariciye has- ii mütehassısı Dr. Manara Bey an, ei 9-12. De hadi lıkları ker başhekim, Dr. Se pyan Bey tara fından, tesi : Saat 10-12, Nisaiye ve ve- hi ir DE ” Mukadder Be teren; Gi 1-12. li ia a Rİ Nak Ahmet Bey ta; dan göz muayenesi. azar : Saat 11-12. Röntgen mütehas- sısı Dr. Kenan ia tarafından RE muayenesi azartesi : Saat 10 12. mili a ve ak- m mütehassısı Dr, Ethem Vessaf Bey tarafından Sah : Saat 10-12 Hariciye hastalıkları mütehassısı Dr. Manara Bey tarafından. Salı : Saat 10-12. Kl hastalıkları aa se » Vensan Ka- ar Saat 10. 12. Asabi; Çağri Saat vi sabiye ve akliye ir ltehaşan Dr. Ethem Vessaf Bey tarafından. Saat 10-12. Hariciye mü- tehassısı Dr. Manara Bey tarafından. ar sorarlar. Mesele mangalı devi mekle bitiyordu ben biraz sonra bunu'yaparım. Fakat, arza de- virmekle ne çıkacal Zacığım, bu ll iki i çivi var. Bu çivilerden biri Vi öteki de padişah. İbrahim bey karımı seviyor.. Ya elde ede- cek, yahut öldürecek. — Peki amm n herif padişahımızdan ne m Patlı- yası gursağını her akşam efendi- mizin ikram ve ihsan ettiği nefis yemeklerle şişiriyor... Bir de ona fanila pmak iniyor ? Vay melün vay.. ini aym . Efeni sın. Vallahi, bu ei ateş püskürüyor.. Alimal EL lağından koyun gibi çengele astı- rır da leşini köpeklere sürdürür. Murat, Cafer ağanın boynuna sarıldı: eski baba dostu, merha- metli bir a ağacığım! Bu işi n, hem yuvamız yıkı- e ile ekmeğini yediğin hünkârın canına kıyılmasına mey- hemen maz! Sen Ra bu gibi işleri ko- lay becerirsin! Koskocaman bi ocak dik değilsin ya... Ufacık bir mangal söndüreceksin! Senin için bundan kolay ne var? Cafer ağa, kapının sürmesini açtı: — Pek dedi, haydi sen git. Dediğini yapacağım! Yarın beni ö iğleden önce gel, gör! - (Arkasi var) n üstüne ağır e r bir şey- b yazıyor. Gözlüğü burnunun » yazı yazarken fazla dik- cak ısırmış ve . O kad sülülelik elde değil... 4 kâğıdın bir kısmına keo- * koca Bezi yazmıştı. Küğrk sosa n bir kenarına sar- kıttı, ein ll büyük büyük yazılar gözüme çarptı: ” Bu Cihan komikler krallarından Şa- afından bey tar. N 2. 8 va S Eg < 5 g m m «Şaban» daki «Ş» nin altındaki koma işaretini unutmuş « yazmıştı. Belki de götürüp dalgın- lıkla asacaktı: federsiniz dedim, «Ş» nin unutmuşsunuz. Mübalâ- ir tarzda teşekkür etti: — Beni mahçup olmaktan kur- Minnettarınızım efen- Bendeniz komik Şaban kö- te efendim... ım gayet kindir. Halbuki bir ilân yazmak » gibi işaretini galı bi iz de resi yaptım. Maskeli katil 3 kişiyi öl dürüyor. Fevkalâde memnun ol du: efendim. Siz büyük bir ressam olabilirsiniz, Tablolar yap- sanıza... diyordu. İlân bitince beni temsile davet etti, O gece dikkat ettim, Hakika- ten iyi bir komikti. Bilhassa ka- dınları gülmeklen kırıp geçiri- ordu, işte böyle m Şaban bey bir gün bana hayatını anlattı: — Nasıl Yağ oldum? Bu hi- kâyeyi bilmezsiniz... Anlatayım. iken son derece ciddi idim, Ciddiyetimden daha küçük ea şair, i olmak isti- ordu. Ben dime göre ciddi bir meslek bulamıyordum. Nil ğım. Çalıştım, ik felsefe ki- taplarını yalayıp , Saçları- mı enseme kadar uzattım, Hoca- larım Metis Mektepleri bitirdim, Felsefe imi oldum. Sırtımda dersi Ciddiyetimden sağa sola bakmam. «Gayri ciddi» diye iskarpin ve mem de fotin giyerim. Fakat i insan ne kadar ciddi ol- sa hayatta bir kerecik âşık ol maktan kendini alamıyor. 'dar güzel gülen kadın görmemi tim, Gülmeği o bir sanat haline KAY X KŞAM | , 7 EE m mer Radyo AKDENİZDE Her akşam Komik n cümartesi bir hikâye om İstanbul 19 fransızca d Rİ 19-19,30 konferans, 19,30-21 Türk mı 1 e an .emehçe Fahire ka üstü idi, Şehzade--| sokmı nun bir gülüşü içini tanbur Refik bey, ut Ne bey, Fil 2 ii İSKENDER FAHREDDİN Tefrika No. ret basal AB); 21:2130 Esref bam bir. Se oturmuş- | Bergsonları, aa Kontü ari Şefik bey tarafından konferans, 21,30- | tum. da bir zat mermer | unutmağa razı 204 30'e rkestra konseri: Karsık Pro- | masanın MR amin bir ix idim. Fakat aksi gibi Sel az gülü dürme yordu. Onu gül ek için «çâs rele; o derec$i ciddi bir bsr ki tuhaf, gü lünçlü hikâye! ulmakta son d& rece sıkıntı inmiş Fakat az zamanda buna alıştım. Artık gü-, lünçlü hikâyelerimle onu bol bol güldürüyor, güzel dişlerini doya" doya seyredi; . Bazan göz“ lerinden yaş gelinciye kadar gü lüyordu. : Fatmanın evine gidip İyi dum, Felâkete bakın le eski tesirini termez. ği eş da e nç bila yelere artık al mesi için çok ei eler mak lâzımdı. Fatmayı sözle gül: f atmalar, perendeler, m milletlerin taklitleri, neler de ler Masasi Artık onu istedi- ğim gibi güldürüyordum. Yavaş yan vaş eve arkadaşlarımı da davet bee eri Tiyatro şeklinde dizi dis beni seyrediyorlar« di Deki hikâyeler anlatıyor, tus haflıklar yapıyordum. Güzel gülüşlü sekiz dokuz eng > kızın karşınıdı 1 â omuzlarını titre- terek: 6 — Ay kasıklarım çatlıyacak!. diye fıkırdaşarak, yanaklarını çu kurlatarak gülmeleri fevkalâde hoşuma gidiyordu. Bir aralık baktım, Fatmanın arkadaşları arasında biri, Naciye — tuhaflıklar düşünüyor, tuhaf hareketler, tuhaf vaziyetler buk mak için kafamı yoruyordum. Ye- yememi, su seri. hep kos" mik bir şekle sokm Artık onun pera komiklikleş yapıyordum. Bir gün ti; e ri e etmi im tuhaflıklarımı n yı rulup bir köşeye ölünün tiyata rocu: — Fevkalâde!. diyerek içeri gir« di. Hemen turneye çıkalım... Si- zinle dehşetli para rm Me felsefe benim karnımi. EF Ez ii gidi ciddi felsefe Kocasi hey... Bir yıld. m GLANDOKRATIN emi iktidara, haiz umumi karşı kuruşa satılır. Deposu: desni). Zaman ecza deposü.

Bu sayıdan diğer sayfalar: