22 Mart 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

22 Mart 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKŞAM —— Tefrika No. 157 BAR Yazan: ROS İskender Fahreddin Akdoğan ayağındaki zincirleri sürükliyerek geminin güvertesine çıktı. Amiral Alvaro (Salina) yı izinin dibine oturtmuştu Akdoğan ayılamıyor: Amiral Alvaro gemilerin ar- Düşmi skerind ilerideki zincirlerle içeriye gir- diler, Ak e an bağla- mak sırası gelmi Salina, Ersal başı ucun- da duruyordu. Gemiciler kalın demirli zincir- leri Akdoğanın ken, amiral Alvaro kamara kapısı önünde ii altından gülüyor- acağına VUrur- uvaffakıyet, . İspanyollar i Doğan, Dk liarni eli- ne düşmüştü acakları emiş bir hal- de horul horul Amiral Alvaro nöbetcilere: yanıncaya kadar burada ... Uyandığı zaman be- nim yanıma getirin!. Diyerek kamaranın önünden u- zaklaştı, İspanyol amiralı sevincinden şıldırıyordu. ürkler Venediklileri > ağır sulh şartlarile bağladıktan ve yüz- meşi man eline esir düşmesi, bütün Av- rupayı heyecana düşürecek kadar is) a dö- nerken, bütün çecnebi iiLeleleine uğrıyarak: «— Tü larin meşhur bir akın- cısmı esir aldım!» diye öğünü- yör ve Avru; peki ümidsizliğe düşmekten kurtarmak istiyordu. Fransızlar bu hâdiseyi haber aldığı zaman: «— Amiral Alvaro (Preveze) .muharebesindeki hezimetini böy- le bir kuyruklu yalanla örtmeğe çalışıyor!» Demişler ve Akdoğan reisin İspanyolların eline esir düşmesine İnanmamışlardı. » Güneş yeni batıyordu. Kamaranın içinde korkunç bir sessizlik vardı. > an gözlerini açtığı za- , gene karşısında İspanya kra- ü resmini gördü... Ve başını Akdoğanın şaşkınlığı artıyordu, O, ER eline nasıl düsmüştü?. Bu muammayı halledemiyor- gittikce u, (Taşadası)nda bir meyhanede Salina adlı bir İspanyol rakkase. sile saatlerce başbasa kaldıkları- nı, şarap içerek eğlendiğini hatır- ryordu ÇE di 1) Türk 'donanmasile b ol bir halde iken, Akdo- San TAAA eline nasıl dü- “ #ebilirdi?, Nöbetcilere sordu: oğan yerden iyice doğrulmı Nöbetcilerden birit — al Bien gemisin- de esirsin!, Diye cevap verdi. Akdoğan rl sözleri işitince tüy. leri rinin ürperdiğini e Boğazı tıkanıyı or... Kalbi kopuyor gibiy- di.. Peşinde koştuğu bir adamın e- line 72 düştüğüne inanmak İste- miy: m hep birden girdiler” — e yek bakalım! içeriye emi yanına götürece- Reisin kollarından yakaladı. lar... Ve iterek kamaradan çıkar- ılar... Akdoğan, gittikce esmerleşen denize şöyle bir göz atarak ken- di kendine söylendi: — Enginlerdeyiz... ma uyumuşum ha! le >. Vi Mi deni güverteye İspanyol asker- Ben de am» leri gömetizi emerek sai sin bacaklarındaki zincirler güçlükle adım İm red Aİ Ii rı ayrı bakarak geminin kıç kasa- e doğru yürüdü. eşhur Türk akıncısı burada, en > kanlı insanları bile çile- den çıkaracak bir manzara ile karşılaştı. Amiral Alvaro bir içki masasi- nın başında oturuyordu. Ve amiralın dizinin (dibinde saçları Mi güzel bir ka- dın Va Akdoğün bacağındaki simi ri sürükliyerek bir kaç a ha ilerledi. i rin donanma rei- Başını we ve ün yüzl. 7 baktı... Ateş püsküren gözleri eni hâlâ tanıyamı- "demler Akdoğ ral bezeleri yere & ölerek selâmla! Dedikleri zaman Türk akıncısı- nın başı yukarda duruyordu. Bu sırada Akdoğanın omuzla- rında şaklıyan bir kamçı sesi Sa- linayı harekete getirmişti. İspan- ikaya kadar rkında pi & ni s a 3 2. o. değildi. Bir ı darbesi, vi kadının kalbinde' beliren aşk kı vılcımlarını bir anda tutuştur. muştu. Salina; — Yazıktır... Ona vurmayın!. Diye haykırdı. İşte Akdoğan, sesi şimdi tanımış ve a ların tuzağına nasıl anlamakta güçlük m Amiral Alvaro elindeki şarap GE İspanyol rakkasesine u- tarak: — Haydi, şunu iç bakalım! de- di. Merhametin: sırası değil. Bü- yük donanmamızı perişan eden Barbarosu ele geçiremedik... O- Izmirin çöp çatanı Cahil halk, şubat, mart, nisanda az evlenir, diyor bein: evlenme me usi) — pili ae muhitinde herkesin sevdiği ve say- dığı bu zatı akitlerini tamamladı- ğı çiftlerin ağa e na- yön ederken görünce daha çok emek ve sı imkân- a Yeni liler mn oturt- tuktan s0 «— Evlilikte türlü haller olur, diye başlar, kavga, gürül İmaz derlerse inanmayın o evlâdlarım, Asıl iş barışmaktadır. Bunda mu- vaffak olabiliyor musunuz bah- tiyarsınız demektir. Saadete gi- den yol kadınla erkeğin elele ve- rip e yoldur. Mesud yuvada şen yavrular bu- lunur. vve vermiyen ağaç bir işe yaramaz. Memlekete hayırlı ya yetiştirin.» diye sözünü mlar. rta halli bir çiftin akitleri münasebetile üstadın nasihatı he- nüz bitmişti ki kendisinden İzmir- de evlenme işlerinin nasıl gittiğini sordum. 3 . Üstat, yeni evlileri salondan çı- karıp, uğurladıktan sonra evlen- e işleri hakkında izahat verme- ğe başladı ve dedi ki: — Şubat, mart ve nisan ayları Halbuki maktadır! da bul le İbale dilemiştir. Saçma bir dü- şünce mahsulüdür amma buna inananlar maalesef çoktur. ram arasındaki (aralık)ı alık) şeklinde telâkki etmişler ve bun- dan bir takım tefeüllerde bulun- diye evlenme dairesinde 1120 ev. Tenme muamelesi yapılmıştı, 1934 de evlenenlerin miktarı ise 11! an Aradaki fark ehemmiyetsiz- ai için uğurlu ve uğursuz aylar olamaz. İnkılâp ve cümhu- riyet Türkiyesinde lg saçma- lara şüphesiz yer yoktur. nu mağlüp edemedik. Bu heriften öç almak hakkımızdır.. Ve sert bir sesle Se gemicilere e duruyorsunuz? Haydi, sk şu herifin alnını yere geti- rin . (Arkası var). Bir' teilbir i Her akşam bir hikâye İki klüb arasındaki rekabet, o aralık gene pek kızışmışti. Iki taraf, bir müddettenberi kâh galib, kâh mağlüb, mücadeleye ediyorlardı. Fakat kati bir galebe ile birinciliği almak arzusu her iki tarafta İn pek ateşli bir emel haline 7 etmiş "İstanbul gazete- leri bu spor agg kaazeti) iştirak ediyorlard Dere için, klüblerden birinin elen âzalarından biri kar düşündü. Galebeyi kendi takımlarına temin kele kuvvetini ulduğu çareyi Layliya uzun uzun anlattıktan son zi, dedi, sen kurtaracak- sın, vE gin mühlet var. Düşün, bu işi Fakat cevab vermedi. Ke “önerin hayret e hiddetle dinlemişti. &ylâ söylenen sözlerden duy- duğu hiddeti m Feri- dun onu ikna için büt belâ- Zatini sarfetmeğe kire. Nihayet iz di, dinledi; : ken- disini tutama — Sen çeldi, dedi. S deli demekle hakaret inilen, Çünkü deliler ne yaptıklarını bil- mezler. Onun için, ie den de mesul değildirler. Rica ederim, ısrar etme. Bi böyle bir hilekârlığa hiçbir zaman âlet V Git başka birini bul. i it, orası hiç rumda değil. elbette vadedebileceğim yegâne şey bana açtığın bu tasavvuru ifşa etme- mekten ibaret olacaktır. Çünkü Senin BA tuzak t kümsüz k re — Ha, bir bu eksikti. Göre- yim seni, — de aralar et, — Neden etmeyi, senle me- rak ediyorum, Mein u da beni böyle bir işte bir suç iri ola- rak seçmek cesaretini kendinde buldun? — Dee anlamadın ei o kork- tuğum oyuncu sai utgun. Hem fen na halde. Pril hiç ayrılmıyor. Seni deli gibi seviyor. — O halde kendisini aldatmak mı icabeder? — Sen onu âldatacak değilsin, bizi kurtaracaksın “canım! Sen bizim kulübten değil misin? Bizim kulübün mağlüp olmasını ister misin? Bunda ne fenalık var? Onu yalnız oyuna Me etmek- eksin. Bunun ahlâk- o saba ken- disini otomobil ile gezmeğe ça- ie çıldırasıya sevinir, kabul der. oy obil m masını bik me: Volanda olacaksın. Kilyosa kadar bir al yapar- sınız. e Dönüşte kine durur. Aman ne oldu? Hemen yı at- arsın. Makineyi açarsın, öteyi pınırsın. Vakit geçer. Burada maç başlar. Sen nihayet makineyi tamir. etmiş gibi a lanca ( süratile yetiştirmeğe zada Halbuki aran <4 iz zaman oyun bizim izle (neticelenmiş olur. pe ne fenalık var, bir türlü anlamıyorum. Mei o arasında rekabet, mü yok mu ? Harbds tiner silâbin cin- sine bakılır mı? Maksad galebe il mi . O akşam iki. klüb . şerefine parlak bir balo tertib edilmişti. Ertesi günü çetin, sert bir oyun | pe eee rakibleri sanki inden yumuşatmak ister a de bir miiemdede hep araya toplamak istemişlerdi. bir çık ize tutulmuş Fi a deli- ie iğ içsek dedi. en — Karanlilta a cıgarayı... — Neden olm Onlar bahi a tıkları sırada em seslendi: — Leyi lâ, ardon, bir şey söyliyeceğim. Leylâyı bir. kenara çekti. can sıkıntısile ; — ne istiyorsun ? Rica ederim, traş etme! dedi. sana bunu söylemek istiyordum. Hani sana bir şeyden hsetmiştim. Onunla meşgul olmamant rica edecektim. Âlâ, memnun oldum. — Senin sözünü dinlerim. Başka o birini buldum, O senin mabir ince düşünmeden bu işi kabul etti. İmei kler katiyen emin. — Kim bu kadın? — Onu söyliyemem. Birdenbire, Leylânın bir şey geldi. — Fena yaptın, dedi. en? aklına Çünkü ben e yap- mağa Şöny vermişti — & Şimdi de yarınki ge- zintiyi dei etmek Üzere idim. Fakat madem ki istemiyorsun... — İstemiyorsun ne demek —o e aşka kadınları aya sokmi aydi şimdi çekil gamdan, şöbhe yenen un keyifle u: ştu Çünkü hiç kimse oynıyamıy. > Oyun balina üzere id. onun oyununu disini . aldatımıştı.. Teklifi kabul etmiş gibi İ otağ Feridunun an kaldır- mıştıl 5 f a âöyeci İlân tarifesi e 1 Saatim 400 2 > 250 3 » 200 45 > 100 k ane 60 ili elerinde . 30 eği a nlar ilâncılık Kolekti gire Ani zade bam” Yel 10054 20095

Bu sayıdan diğer sayfalar: