4 Mayıs 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

4 Mayıs 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İki > iie KE © AKŞAM | : 4 ey sn SARAY ve BABHİLİNİN İCYüZÜ) İBAHAR ÇİÇEĞİİ Yazan: SULEYMAN KÂNI IRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur — Tefrika No. 478 Kâmil paşa beş hafta süren sadâretinden nasıl infisal etti bdülhamidin hariciye işlerin- de sefaretlerle mahremane temas hizmetlerine istihdam eylediği ha- riciye mektubcusu Ce iâleddin paşa oğlu e il paşamn muhaliflerinden Münir b © Kâmil paşa ilk sadaretinde ha- İeye kalben sail paşa ünir beyin maaşından dört bin kuruşu İznetirimii hariciye na- zırı Kürd Said paşa da irade hü! böyle bir miş, bunun üzerine ülha: prim beri za pi nir beyin bey de şayı huzuruna kabul etti; yüzün- de hiç bir teessür alâmeti göster- bilâkis ın muhtevi- n serpintisi bittabi İstan- bul piyasasında da hissolunu- ordu. ver bankası maliye neza- rmeni sermayedarlar ellerindeki banknotları Osmanlı bankasınca altına değiştirmekte, değiştirdikçe piyasadan banknot toplamakta idiler. Bu suretle Os- manlı bankası da altın değiştire- mez Oi . Bankanın ilflâsına meydan ve- rilmiyerek itibarını muhafazayı olduğunu Kâmil paşaya bildirerek maaşın kesil. il mişti. İşte bu didişmeler yüzünden hasıl olan iğbirar yavaş yavaş hu- sumete — Kâmil paşanın diş geçiremediği Münir bey de muhalif partiye iltihak ey- İemişti, Abdülhamid tahkimat mesele- si hakkında şifahi izahat almak sne Münir beyi Nelidofa gön- derdi. Nelidof em esnasında şu a vw Avni, Mithat, mü- sağ il paşalar Abdülâzi- zin iskat ve hal'ını düşündükleri zaman evvelâ atrafını Rusya si- yasetine mülâ; ik dikleri Mahmud Nedim paşayı iş cihetine başından uzaklaştırmak gittiler. Abdülâzizin etrafı İngi- liz siyasetinin adamlarile dolunca hal? vakası da husule geldi. * Şimdi Kâmil paşa ayni siyaseti takib ediyor. , Rusya ihtiyatlı bulunmağa mec- İngiliz donanmasının Karadeniz boğazına gelmesi Rusya için bir tehdiddir. Rusyaca yapılacak tah- kimat bu ihtimale karşıdır. Yok- şa Abdülhamidin saltanatına do- i Bee pe e mukarin de- 2 me ed elidof tahkimatın devleti ali- yeye ve biaşiremn zararı dokuna- cak ciheti olmadığını mübeyyin bir teminat mektubu da yazdı; Münir beye verdi, Münir bey pe sözleri Ersag mide dişahta erer şüphele sönük. de paşanın kaydettiğimiz grizas idde Li ku şüph. hizmet giz a İyi Abdül mid iptida renk vermedi, Ariz. nın takdiminden sonra e Kİİ pa- ren vükel, bankanın da mora- toryoma ithalini münasib görü- yorlardı. Fakat Galata borsasında kıya- met kopuyor, halkın telâş ve gü- tüsü arttıkça artıy « Dahiliye nazırı vaziyeti zatı şa- arzetti, Vükelânın o b şam mabeyinde içtimaıma irade Mesele mabeyinde müzakere edilirken mabeyinci Arif bey ge- lerek o günlerde mabeyine alı- nan İzzet beyin bu işe vukufu ol duğundan müzakerede beraber tirak ederek karar mazbatasıni vükelâ ile birlikte mühürlemesi irade iktizasından olduğunu teb- liğ etti. Kâmil paşa len beyin mielise iştirak etmesi hürlemesi laç olamıya- cağı, heyeti vük. eti- ni muhafaz diyatının imhaline taraftar di müyordu; Arif bey ikide bir ge- lerek Rıza paşanın kulağına bir şeyler fısıldıyordu. Hünkâ me- mur etmesi vükelâ arasında fikir ihtilâfı uyandırmak müpteni olduğu pek Serasker paşa nihayet banka- di nördin doll eid latada tecemmü (edecek halk Ör üzerine yürüyecek olursa ie mesuliyet ka- bul 1 edemiyeceğini bildirdi. Kâmil paşa: — Bu ne demektir? Galata bor- sainda toplanan tüccar makule- si (1) ve alış veriş eshabı adam- olan bu adamlar asker tarafından kolaylıkla reddoluramaz mı? de- ikçe serasker paşa ısrar ediyor- du. Osmanlı bankasının direktö- rü diğer odada karara intizar edi- yordu. Ahmed İzzet bey onunla işi mü- zakere ediyordu. Vükelâi meclisinde müzakere gece yarısına kadar sürdü. Abdülhamid ekseriyetle verilen kararları kabul etmezdi. Heyette ittifak husulü ise seras- kerin itirazına mebni kabil ola- yordu. Nihayet ikinci mabeyinci pe paşa meclise geldi Kâmil paşaya — Geç kalındı. Efendimiz Tiz man buyurdular. Konağımıza teş- rif Eğ Sonra meclis orada içtima e Daimi Kâmil paşa arkadaş- larına veda ederek hanesine av- det etti, Ahmed İzzet bey ile banka mü- dürünün ereleri bitti; mo- ratoryom Osmanlı ba d teşmil edildi. Yıldıza giden olmadı Kâmil paşanın hanesine avde- tinden biraz sonra Nuri sl # lerek mi aldı. (19 cemaziyellevvel e a) sada- ken teessür izharından kendini, sada- vi ni) Cevad paşa- sadar. dört sene kadar sürmüştü, si paşa infisalinin az müddette vukuuna iptida ih- timal ş olsa bile arizası- nın takdiminden sonra buna inti- zar etmiş olmalıdır! (Devam var) (1) Kâmil paşanın hatıratı. Tayyare cemiyetine bir teberrü İzmirde bayan Naciye isminde bir kadının 30 - 40 bin liralık ser- vetini bir vasiyetname ile Türk mıştık. Bugün bu hamiyetli ka- dinin ini basıyoruz. Bayan Naciyenin geçen yıl ko- ölmüştü. Hayatında kocasına tayyare piyangosundan 30 bin lira çıkmıştı. Bu para bayan Naciye. ye kalmıştır, : Sovyet artistleri Izmirde i Sovyet i bu- raya geldiler, merasimle karşı- landılar. Şereflerine ziyafetler ve- rilecektir. Yarın akşam Halke. vinde ilk konserlerini verecekler- dir. Sabah keyifli uyandım. İçimdi aylardan beri ilk defa olarak bir kuş hafifliği vardı. Hava da ne güzeldi bilsen! Hani büyüklerin kış ortasındaki güzel günler için dedikleri gibi, e yazdan çalıp sakladığı bir gün Yatağımdan Vi. kalkmaz neşe ile ıslık oçalmağa başladım. Zavallı Nonom beni böyle keyifli görünce geldi, o yanaklarımdan öptü: — Oh yemişi Allaha şükür ol sun... uzak diyarlardan se- ninle ml solan üzüntün gitti, gülmeğe başladım. tiyar Mimi bu sözleri göz- lerime yaş getirdi; fakat ağlama- ım nedense bugün ağla- mak istemiyorum, Evvelâ, çalışkan ev hanımları ee çoktandır ihmal ettiğim salo- u süsledi: er tar; bol bel çiçekler La Kendi ken- dim. pa) sanatkârı kabul ek > böyle bir dekor ister, diyor- pi sonra içime bir hele- düştü; sanırsın ki sevgilimi bekliyordum ve gelecek adam lan Suad Ne- istedim, ellerim çalmadı.. mak istedim, gözlerim okumadı.. düşünmek istedim, kafam düşün- medi... Benliğimin bütün kabili- yetleri ve hisl en ayrıl mıştı sanırsın. Ben de ne yaptım biliyor musun Dm Yatağıma girdim ve.. uyu- Di ve helecanım dur- sun diye uyumuştum değil mi? Sen misin uyuyan, başımın ie nereden girdiği | belli olmıyan b ir sinema şeridi dönmeğe başladı: Kapı — ve ve mesa bir beni içeriye rms İrez kendim de bulamıya: Kafamın re yerine g& tirmek, kalbi: üzumsuz ça” pıntısını, o başka ylere de ak durdurmak için saçlarıma; zül! bi göst ri Ler” dim, elbisemi seçmek için bir çey* rek saat gardrobun önünde dur dum ve düşündüm. Saat iki buçukta aynanın kaf” memnuniyetle ülümsemektef kendimi alamadım: Kırmız ipek ten kadife elbisem yüzümün v8 saçlarımın rengine pek uymuştu. Ben giyinirken dadım saloni şeyi hazırlamıştı.. de bu güzel kış güneşinin sıcakl” ğını go her tarafına yayma$ için belkonun kapılarını açtım, Deniz ve gök ne güzel! Hiç bir günü onlara bu EN — güzelliği veremez! Sgate ım, üçe on var, Bu on çi di EM .. Niçin bu yabanci adamın ziyaretine bu kadar ehenr" mün ini boğuk bo; yı Niçin bu boğuk atışı daye si hiç bir e yapamıyorum? Gözlerim bakarken buğulanıyor, etrafı Kapının zili kısa fakat sert bir vızıltı ile çaldı. Dışarıda dadımın terliklerini sürüyerek koşan ayak sesleri... Kapı açıldı: — Buyurunuz oğlum... teklifsizce bir çığlık: —A sen misin aslanım? ilâhi... Kızım da bana Fikret bey gele“ cek demedi de güya sen bir yr bancı i imişsin gibi, ve biz deli adam nıma oturdu. Ellerimi tutarak ku- lağıma eğilir «Feyhanl» iğ Birdenbire ellerim ğa i, bu elm im bei sinirime dokunu- mutlaka bir ga olmalı, kendisini saklamak is- iyen du ve birdenbire yavrum.. korkma artık, ben geldim ve ar- tık hiç, hiç gitmiyeceğim.. senin le beraber yacağız artık, e kollarımı mak Satedime: bire roi taraf karardı ve o kay- gibi bana: «Dadı yabancı bir mi safir gelecek!» dedi. Kaşlarım çatık, dadımın bu g& vezeliğini dinliyordum. Suad Ne dimle Fikret arasında ne müns“ sebet var? Dadım nasıl oluyor da onu Fikret zannediyor? Yoksa gelen Suad Nedi mi? Bu sualler eee içinde a darken balkondan ye yordum. Fakat birdenbire gil şef karışıyor, gözlerim bir şey görmü- yor, beynim akı; oxmuş gibi ka fam boşalıyor. Balkonun kapısına dayanarak gözlerimi ellerimle ör- tüyorum. Mutlaka bir saat evfelki rüys gözlerim örtülü ğ ra sakin sesimle; — Hoş endim... di- yerek Suad Nedim beye doğru yü rüyeceğim. Fakat ne kadar zayıfım! Dir m beni taşımıyor.. sil rüyanın getirdiği sk dü ğim... uyandığım vakit saat iki olmuştu. Hemen yatağımdan fırladım ve sıtmalı bir helecanlı koştum. Bu vakitsiz gördi saçma rüya beni altüst oemişti | le bir rüyanın ii altında Mina... Suad Nedim beyi böyle | yorum? lak hâlâ uykuda” sini 1 amk le ie -. sında nasıl kabul edebilirdim? . | sa kulağımın içinden girerek in ki din. | ni bir ağ gibi saran bu sesi işik İl versin lenmiş ve sakindi. İçimin karışık- lığını gösterseydi mutlaka misafiri mezdim artık; (Arkası var) ©

Bu sayıdan diğer sayfalar: