16 Eylül 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

16 Eylül 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

R 16 16 Eyi 1935 Sahife 7 e vw! .. — Han ocamı tahkir edip Üstelik te Sikini herif diyen?... giniz koc; algın Operatör kafasını kaşıyordu: — Gözlüklerimi nereye koy- dum, n erede çağ bir türlü haryamıyau Karısı so; ugü gi ER açma ame- yatı Ml iii am i giyinmiş ei bay polis mer- ağ girdi. Merkez memurunun Odasında koltuğa oturdu. erkez memuru, bir gün ev- Vel, sabaha karşı evine giren hır- #izın yakalandığını haber verdi, erif burada mı? — Evet. — De görebilir miyim? — Ne m m Evime, ie dan sabaha karşı girdi, <a ben o saatlerde eve geldiğim za- Man muhakkak karım uyanır. Na- til girdiğini sorup öğreneceğim! — Girsenize, — De ısırır mı? — Bilmem, yeni aldım, ben de bünu ilemi istiyorum! arar Ressamın yaptığı resme baktı baktı da: — Peki amma, bu tablo neye Yarar? dedi. ü Eğer yirmi lira verip alırsa- İz benim bir aylık ev kirama Yarar!... O — Otomobil kullanmak için iz- mu? niz yok | — Hayır, daha yeni öğreniyo- İ unutamıyorum. KARŞILI Bm ta- nınmış, o sevilm, 1 e per son eseri hakkında fik- rini söylüyordu. — Doğrusu bazı cüm- lelerinizi hiç beyenme- im uharrir o anlamamış gibi dudaklarını büzdü: — Hangilerini? Münekkit düşündü; hatırımda değil. Fakat bir tanesini Meselâ bir yerde diyorsunuz ki: “Ağrıyan bir boşluk bu iztiraba sebeb olurdu., Boş şey ağrır mı? Muharrir güldü: — Demek sizin başınız hiç ağrımaz!.. — Mayom gelmedi m — Hayır, bir mektu; geldi. — İyiya işte, zarfın inde mayom vardır. MATEM Kocasının o öldüğünü duymuştum. O zaman. Şişlide de- gildim. Anadoluda, işle- rimin peşinde koşuyor- dum. Malümya, bizde hiç birşey gizli kalmaz. Ağız- dan ağıza yayılır, duyu- lar. mi kadar geldi. Ko- casının ölümüne çok mü PERİ ALN çok Mi astalan Geçenlerde geldim de pardesümü verdiği gün öldü. sEME MANİLER Nafile sevda mı bu? Aşkın diken mi yolu? Pes... demem içim dolu!. ER mi — Bu kadar şaka yeter, haydi yürüyünüz karakola! e ee Kerem Kolu ” BU DA ONA OLDU Mir. Cumartesi on iki Bugün ayın Sakın gönül kaptırma, Kaçtı elden şen tilki Kaçtı evin kedisi, Ele sevgi yaptırma, 'akalıyamaz fakat, amma, ın peşine Şu öteki beriki Barışsam en iyisi Düşüp de yol saptırma! —Tez: Ima SOMNANBÜL BENZETİŞ Yüz kiloluk bir bayan bir baya halinden acı aci şikâyet ediyordu. Dedi ki: — Benim sıhhati iyi değil, çok Fi mıyacağım p bir lokma şey yiyorum. iştiham yok. Bay güldü. — Bu birşey ifadı etmez. Balina balı 3 ları da hep bir lokm cık küçük balıklarla beslenirler amma çok yaşarlar!.. Ka a me yar — Durl. — Yüz yedi — Geç, üç kişiye iye, kabili | taksim değil, ece uykudayken ge- zip dolaşana derler. Bay Ahmed kaylı korkaktı. Bir gece evde yatağında uyurken bir aldırma, ben somnan- bülüm : EE X eni sevmediğin belli, eski- den yalnız: spor sahifesini okur- dun, şimdi « siyasi haberleri de © okuyorsun!... i Çölde b niza müharriri çölde, kız- neş altında yollarını kay- Vin, susadılar, — Burası tıpki İstanbul, dedi. Öteki: Biri: — Bana iki katlı ekmek kadayr- ından, buz gibi limonatadan, be- ğendiğin yemeklerden bahset, di- ye yalvardı. eye — Belki ağzım sulanır!... Zo Ada vapürundaydılar. — Nereye neyi — Yat klübe, — Orada oyun oynar mısınız? | — Her gece. — Kazanır mısınız? ii er gece, Nasıl hianik bana da öğretir misiniz? — Hay hay, rumba oynarım!.. fokstrot, tango, zi Köyde hastalık te, — Hiç bir hastalığın sa yak nız a şiltenin arasına sak- liyorsun... . enç. Artist bayanlarımızdan birinin evinde oturuyorduk. Duvardaki saatin iğneleri on ikinin üstün- deydi. Artist kalktı — Dostlarım; dedi, ben dünya- ya geleli tâm yirmi dokuz sene oldu. Bir arkadaşı şakalaştı: — Evet amma, on beş seneden i unutmuş” beri de saati kurmağı ! re hayatta daima — Garip şey, neşelisiniz a0 benim eserimi neye o kadar mahzundunuz. — Çünkü hayatta, müellif be 210; — Bir falcı bana yatağında öle- ceksin dedi. — Ya; yorsun? ğ — Hep misafirlikte yatıyorum. anna, di erimde Buna karşi ne yapı Bayanlar arasında Sorma kardeş, son zaman- larda öyle | sinirlerime dokunuyor ki, bu üç sene si altı yedi ay ihtiyarladım ğ ledi — Ne gösteriş, ne caka. & sabı görüp pâtasını vermiş ği yürüyüp gidiyor!

Bu sayıdan diğer sayfalar: