19 Eylül 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

19 Eylül 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Şehife 8 AKŞAM SARAY ve BÂBIÂLİNİN İÇ YÜZÜ Yazan: SULEYMAN KÂNI RTEM Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur # Teifrika No. 557 Mesudiye köprüden çıkarken üç kazanı birden patladı Almanyada Baltık ve Şimal de- nizleri arasında Kiel kanalının Hacı Mi tebliğ edince il d paşa: — Ben topal eşekle üm ka- rışamam , Cevabi memuriyeti red- detti. Hacı Mahmud efendi Meh- dem paşayı aksadile: — Ne yapıyorsun? Böyle söz söylenir mi? Diye iradeyi kabul etmesi KR hayli ısrarda bulundu; Mehmed paşa i EN Emer etti; Hacı efendi de topal eşek ve kervan lâfını karıştırmıyarak pa- şanın reddini a lisan ile pa- oğlu liva Arif Hikmet paşa me- mur edildi, (1895) “Komodor Mehmed paşanın ze- hirlenerek vefat ettiği hakkında naat vardı gönderdiği taziyet iradesinde: — Her kadının kocası, her ço- cuğun babası ölür. Mehmed pa- ın ölümü hepimiz için büyük Fakat bi bununla kim Diye tebliğatta yin ua ğu ailesince beyan imektedi ehmed paşa em w ak satın alınış, vefa- elini ödeyeme- Ailesine bir ihsan olarak bu konağın parası hazinei hassa- ca tesviye olunmuştur, ürk - Yunan harbinde Hai va donanma m Hasan miz biribirini ihanet ve nee ittiham edecek derecede açıktı 'adişahın Hasan Hüsnü paşa- ya eraniyeti daha ziyade idi! Fa- kat Tersaneyi mai ginden r ha fiyenin mi altında bulendu rurdu! Donanmi rsane ahvalini en iyi bildiğine şüphe edilmemek nazır Hasan Hüsnü paşanın bir (hatırat) bırakıp bı- rakmadığı 1 malüm değildir. Böyle bir eser hri; e men ile sarayın iğ de bir derece rehber ola- bilirdi Bu ir memba mefku- diyeti, kelam Abdülhamidin cülüsundan Yunan muhareb ğu hakkında cüzi bir fikir olsun verebilmek için donanma ku- mandanı Hasan Rami paşanın meşrutiyetten ve bahriye nezare- tinden infisalinden sonra neşrettiği t) tan aldığ fsilâ | ile iktifa mecburiyetinde kalmak- tayiz. Hatıratında kendisinin mesuli- yetinden bihaber görünmeğe ça- lışan Hasan Rami paşa Yunan harbinden bir ay evvel ve 1897 martı içinde telâkki ettiği irade a İstanbuldan donanma ile ikte Çanakkaleye hareket et- iran Donanma Mesudiye, Hamidiye - yirmi senede Tersanede inşa edil- mişti - Osmani Aziziye Firka- tundan, diğer bazı ehemmiyetsiz Ane mürekkepti. Mesudiye kumandan gemisiydi. en beri donanmanın ei ve hareketini görmeğe teşne mütehassir bulunan halk sa- biler, gerçe önlerine vardı. ma a donanma ereb birkaç gün evvel mem- leketlerinden gelmiş redif efra- um dikilmiş antika işaret fenerleri va- sıtasile kumandan! ileri, laşması hayli zor oluyordu . rin an- üzerine end oturduğu iki gün sonra habet eml de bazı ârızalar oldu. alındı! N > nü Hisa, Mola Lâpseki limanma düştü. Çıkarmak için iki gün uğ- raşıldı Mesudiye ile Hamidiyenin ta- mirine başlandı. Torpido istim- botlarının da kazan boruları akı- ordu. Fakat bahriye nazırı 1 donanma- yordu. Ee ii sene- lerce lının “iş tie kva bu — sa seferde tamamen meydan. çıktı. Birkaç sene evvel Tersanede bir elektrik edevatı fabrikası ya- pılmıştı. Fakat bu fabrika gemi- re elektrik fenerleri gibi en lü- zumlu âletleri bile imal edemi- rdu! bu zırh- Almanyanın (Cermanya) tez- gâhlarında inşa edilmiş olan ve | hazineye e ie a) torpido geçerinin elektrik fenerleri, seri ateşli top- ları yoktu. İngilizler © zaman en kuvvetli torpido eki 36, ,000 altına mal ediyor! 1 Saza en yeni bir uzvu olan ve 50,000 liraya çıkan (Berki Efşan) torpido geçerinin kazanından istimi makineye nak- leden bakır boru imebeldmn ha- reketinde çatlakti, Bu hal torpido komisyonuna bil- dirilmişken tamir (o edilmiyerel gemi donanmaya ilhak edilmişti. Yolda aa nü boru d nihayet pal Berki Ef; tamir için İstan- bula dm lâzım geldi, Do- mnanmadaki torpido filosunun hali bu iki misalden anlaşılır. Dört posta vapuruna bir, iki ka- val topu konularak bunlar kruva- zör namile donanmaya ilhak edil- işti. (Ark var) Radyo 19 Eylül Perşebme İstanbul: 18,30 bayanlar için jimnas- , bayan Azade Tarcan, 18,50 dans musikisi ve hafif mu: 20 konferan: doktor Rifat et, İstanbul çocuk 21,50 a 23 ,10 mi ve ay radyo, oklar 19,15 reği, 20,20 plâk, 21,15 plâk İle Verdi. nin ela Ti Traviata» operası, 24 Popüler ui teş kon nam ziği - ii iyana: ee orkestrası, 21,4: eğlenceli yayım, ainz er 23.10 şarkılar, 23, 50 tamimler, 24,05 dans. Berlin: 20 ez mü tüa dans müzi Kacir Dal lie. kayan lella: sandı 20 Heylerve orkestrası, 22 lâk Si yatı, Budapeşte, 18, iyi in hn flüt, 18,45 Spor, 20,0 iye 30 Bellini'nin Pesitm MET» Viya- nadan söle), 23,20 Caz, İZA, 420 Şen müziği. Bül 5 Plâk ve yi Radyo e 19,15 Konserin süre- gi, 20,20 Plâk, 21,15 Koro konseri, 22, 45 Radyo salon orkestrası, 23,15 Ya- bancılara an lar ,24 (Saat 2 ye ka- dar) plâk konseri. Berlin, 21 Ulusal yayım, 21,55 il marşlar, 22. a ia Ke 23,30 Olim piya servisi, Umum Emlâk Acentesi Bahçekapı TAŞHAN No. 29 EHVEN ŞERAITLE EMLÂK iDARESİ KİRALIK APARTIMAN ALIM ve SATIMI TELEFON: 20307 Üçüncü Bölüm Birinci kısım Üçü Bacakları titriyerek bekliyordu: «Karım!» Öyle dikkatle evin kapısına ba- kiyordu, ki gözleri kamaştı, «Çıktığı zaman iie ğim... Onu göremiyeceğim... Orada bekliyebilecek miydiz Aşkın karşısında günahın, cina- yetin ne hükmü kalır? Hr şeye rağmen karısını seviyordu. Fatma göründü Mehmed Alinin gözleri biraz daha kamaştı. ia biraz daha uzattı, biraz daha iyi görebilmek için gayret sarfet di a itma etrafına bir göz attı, yü- çe Ali hıçkırıyordu. Sendeledi, ağacın gövdesine dayandı. Aşağı doğru kaydı, ye- re seri m öttü, motör homur- emilir kalktı. laşan otomobilin sesini işi- arak Klak: dandı. Uzakli diyor ve zihnen hesaplıy: mesafeyi tayin ediyordu, Nihayet bir şey duyulmaz oldu. o hâlâ duyar gibi olu- yordu... Bir şey duyulmuyordu. Haykırdı: — Fatmi Kalktı, asından koşmak is- tedi. Deli ibi parmaklığa kadar geldi. Otomobil ta uzaklarda bir nok- ta kalmıştı. Yanaklarından göz yaşları sü- zülen Mehmed Ali, duvarın dibi- ne çöktü. eş Salih de gözlemişti. Mehmed Alinin yere düştüğ nü görünce ei gelmiş, biraz ötesinde durm! Akşam ER ai geriyordu. Mehm: di Ali yanı ei biri durduğunu farketti, dönüp Kırk yıllık yüzü gördü. Bir hamlede kalktı ve ümidsiz bir gözle yola baktı. Kimseler yoktu yolda. Dünyada <yöğgülieiy kimsesiz kalmıştı. Titriyen kollarını havaya kal- dırdı; Salih düşmesin diye arka- daşını tuttu. Mehmed kırarak başını e ME NR hek yıllık dos- omuzuna koydu: Se zası için sen de beni bırakıp gitme! diye yalvardı, Ikinci kısım Ikisi ağ Salih: — Em v3 koluma gir, bura- da ık. Mika ai Salihin koluna gi- rip yürüdü. Bahçe, ev büyümüş, genişlemiş ve boşalmıştı. Sanki beklenmi- yen bir şey alıp götürülmüştür Her taraf çıplaktı. Ses sada yoktu. Salih arkadaşını nereye götüre- ceğini kestiremedi. işim Ali, Salihin kolunda onu bırakıp kaçmasın- ar, an > yapyalnız kalmasın di- ye arkadaşının kolnu sıkı sıki tu- tuyordu... Bir deli gibi, yalnız ka- ırsa dha fazla çıldıracağından e Er 19 Eylül 1935 ve Tefrika No. 34 Arkadaş Karısı Yazan: Selâmi Kayacan ürkerek ona sarılıyordu. ei Zi kendini toplami ğa başladı. Müfekkiresi yatıştı, da gu yüzüne EA Salih bir şey rildi: Meh med Ali avucile ağzını kapadı: — Bir şey söyleme, hatırlat ma kai seni ne kadar sev€ rim bilmezsin Mehmed Ali.. — Haydi gidip yemek yiyelim, dedi. — Neye, m yi — Çocukluk Mehmed Ali vi erdi, of oturdular. Fakat daha ilk tabak yemek gelir gelmez, ae ye rinden fırladı, Sali nın omuzlarına koydu. yalnız bırakmıyacaksın değil mi? Salih Mehmed Aliye sokuldu: — Bırakmıyacağım. * Geceyi seyrederek gene sessiZ durdular. Nihayet Salih konuştu: — Bu evde oturmıyacağız değil ? Mi ed Ali > demek ister rem me kaldırdı — Uzak bir yere dalikiz. olmaz mı? — Evet, çok uzağa. — Yarın gidelim mi? — Gidelim, Bu kadar koriuştular, gene sus r. Neden sonra: — Üşüyor musun? — Hayır... Evet üşüyorum, — Haydi girelim, Salih kalktı, Mehmed Ali de kalktı: ben... Yukarıya..- oi SY — Benim yatiğimii yat, — Ya sen! — Sen benimle meşgul olma. — Kalbim ağrıyor Salih... BU kadar azap çekmemiz için güne hımız nedir, ne yaptık? Salihin odasına — Het mısın? — Haş. — Canın sıkılmıyor ya? — Neden sıkılsın?, ni bu halde görmek beni İl ediyor. — Sur. Bırak ta unutalım.- lelim Salih Mehmed Alinin karşısın oturdu. Geçirdiği o uyksuz geceyi hatır” ladı, İşte mİ başına gelmi#” ti. İki ay gelmişti. Bir wi Pa pi iste, yor! k işte kendisi kai gitmişti... Hayır, asıl > hızlı hızlı nefes alan, dah# doğrusu rahat nefes alamıyan $“ çiyan Ya istikbali ne olacaktı? Drar* ieiir başlıyordu. Bundan so” ra her gün, her saat, her dakik$ artacaktı. i iztırap diz girdi: emen yanımdan ayrılacak

Bu sayıdan diğer sayfalar: