15 Ekim 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

15 Ekim 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

, Km ik 15 Teşrinievvel 1935 AKŞAM Tefrika No. 153 CENGİZİ İSKENDER “Ben hastayım, Çagatay! İçimde, beni boğan ve ezen bir el :var. Bu el bazen boğazımı sıkıyor. Beni en iyi bir arkadaşımdan ayırmak istiyorlar!, Çagatay Karakuruma gelince... vurganlığın sonu elbette bir felâketle bitecekti. İhtiyar Çutsayın her yıl Çinden temi temin et- tiği vergiler Karakurumda bir gün içinde MY Çutsay: Bir gün etrafımız: ızdaki ordu şöyle d gırlığını çekecek ei yem bile tedarik edecek .para bulamı- acağız!, Diyerek, Oktayı bu sonu gelme- m savurganlığından vaz geçir- mek istiyordu. z Bir gün gene böyle hazinesinde biriken paraları yoksullara dağıt- mayı düşünürken, yi y, Uy- gur ilinden çıka geli Oktay, kardeşini görünce çok sevindi ve ağlamağa başladı. Çagatay, hana niçin ağladı nı sordu. Oktay di: iğ şu cevabı ver- — Tanrıdan, ölmeden önce ba- na in Çazatayın yüzüni mn ilemiştim. Tanrı i bana gösterdi, Artık ölümüm sekle demektir. Çagatay bu sözlerden e mü- teessir olmuştu. 4 — Daha çok biçimi insan > Tay kolay ölmez. Ben de hasta idim; öleceğimi saniyordum. Tan- a görmek iste Dedi. Çagatay birkaç gün sarayda kaldıktan sonra, Çutsaydan ve di- ğer Komutaylardan kardeşinin yaptığı savurganlıkları dinledi. — Oktayın kusuru bu ise, siz bana geldiğim gündenberi onun meziyetlerinden dumda artık aç ve çıplak bir kim- se kalmamıştır!) diyerek bu sa- yagan kolayca vaz e a Çutsay, Çagatayın bu fik- önderdi. Hastaları yiyecek açtırdı. yoksullardan ve kimsesiz kalmış hastalardan eser Kalmadı. © Karakur tıklım rum erzak ge TAOLARI ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR N OĞLU FAHREDDİN de bir aile ocağından farksız bir hale gelmişti. Öyle ki, bir gün ih- tiyar vezir, hana: Hazinede çok para birikti. İsterseniz bunlardan bir kısmını i gibi- gene hastalara ve yoksullara dağıtınız!. Diyerek, Oktayı kendi elile ha- zineye bile götürmekten çeki: di. O gün tellâllar gene eskisi gibi vi res ilân ettiler.. fakirleri ve a ihtiyacı olanları hazi- neye lm ettiler, atay, han- la birlikte hazinenin kapısı önün- de dolaşıyordu. Saatlerce beklediler.. Hazineye hiç kimse baş vurma- dı. Oktay heat vezirine sordu: — Çutsay, bugün niçin kimse paz Hazinenin kapıları a- çıldığını duyan yoksullarla kötü- rüm hastalar bile sürünerek ko- şarlar, gelirlerdi... Çu e 7 altmdar gülerek: ye kadar dağıttığınız paralarla mi doydu, giyindi.. Oktay o ak: me sara- yına döndü ve ikiyi — İşte şimdi ölsem de ik açık kalmıyacak. Hayatımda bu kadar sevinç duyduğum bir günü hatırlamıyorum. Dedi, Çagatayın kolundan çe- kerek odasına götürdü, O gece iki- si birlikte saatlerce içki içtiler.. eğlendiler, Çagatay kardeşini bu suretle yola getirdiği gibi, memleketteki sfaletin de kısa zamanda önüne iyii emine olmuştu, Ar- tık devlet adamları, uzak manlara e yeni harp yiaiları hazırlamaktan başka bir şey dü- Ne Okta; ece kardeşile içki i- rken, Çüyetii > defa kendi saksi bahse — İçimde, e il boğan ve ezen bir sıkıntı var, Çagatay! Yüreğime gizli bir el uzanmış gi- bi.. bu el bazan 1 boğazımı sıkıyor... cı yoktur sanıyorum, Çinli tabip- şi- ni her za- man avutan ve ln e riyasız arkadaştan — nasıl vaz geçebili- rim?. Sen içiyorsun.. sen de sabi kadar yem baş başa kalıyorsun söyle bana.. sen bu arkadaştan Kolay ayrıla- bilir misin?. end da içkiye düşkündü. Küçük kardeşi (Tuli)nin içkiden öldüğünü bildiği halde, bunu Ok- ki a cesaret edemi- “Nasıl desindi ki, içkiden vaz geçersen, bütün bu iç sıkıntıların- dan, bütün bu Yü boğulmalar- Radyo 15 Teşrinievvel Salı Rus: sporcularının. şehri- ile Ti 0,5 st ek pazçalar 23, gan Or- kestra; plâk, “ii in Plâk, 18,50 Plâk, 19,20 Konser, 19,55 bil — ye vo 21, PO İstasyon pim o ve keman, 23,15 Plak. ak 21,20 Düştüler, — 50 Kabare; 23 Konser, 24 Duyum: 19,45 Şarki - plâk, 20 İlân- ia 2035 35 Spor duyumları, — 10 Kon- 21,30 Klâsik müzik, Operet, Dan: 16 Teşrinievvel Şa, İstanbul, 18 Dans musikisi, > va deri hir bandosu tarafından könse: Cemil, 19 Bayan Halide 19.30 Şehir bandosu konserinin di mi, 20, 20 ilkteşrin genel nüfus haklanda konfera: ans, Tanal Mn iktisad direktörü Asım Süreyya, Son e 20, e Ki vi ango orkestraları ve deği 21 skaler | Güder 8 meleri münasebetile Maksim de ya- e güreşlerin nakli. ludapeşte; 19,30 Konser, 20,30 Şar . 31 Komedi, 23,10 Opera eker rim konser, 74, pi Plâk. 20.25 Şarkı, 20,45 “Glee .- Ti > ek il tras, apoli-Bari, 21,20 Durumlar 21, > ük — Piya es, 23,30 Dans or e , 24 Du YE E b Alpar, ber an 20,35 Spor Yy ZI Konser, 22 ei vi 23 Dan: orkestrası, 24 Duyu Posta ittihadına dahil Mine eneliği ecnebi memleketler: 5. 3600, altı aylığı 1900, üç aylığı 1000 kuruştur. Adres tebdili kuruşluk pul g için yirmi beş öndermek lâzımdır. Receb 16 — Hızır günü 163 8 İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E 11021341 629935 12 o ii a. 433 611 12,00 15,05 1731 1901 Vi ee İyi civan uk Sok. Ne, Ev, apartıman iitsalamk mevsiminde KŞAM” KUÇUK ILÂNLARI kiracılar ve bina sahipleri için En emin, en süratlı ve en ucuz vasıtadır a i dan çok içiyordu. Onu Oktaydan daha başka türlü ipti- lâları da vardı: O, içki içerken, gözdelerinden birinin dizinde ya- tip sızmasını severdi. Oktay ise, kadınlarla birlikte içse bile, gece- yi odasında yalnız geçirirdi.. ken- dinden başka kimseye zararı do- kunmazdı. Çagatay, kardeşinin sözlerine susturucu ve İnandırıcı cevaplar verememişti. O gece iki kardeş sabaha ka- dar.. ae şi kadar bir- likte içtiler. İ Her 21 bir hikâye Teşrinievvelin yirmisi pazara sayım gününü sa" bırsızlıkla b ml iple çek- ize halde bugi ir türlü gel- imei kabil deği ray bulamadıkları saadeti, ünün hususi- abii ilde dink temin edebileceklerini o düşünmüşlerdi. Tertipleri hazırdı, yaptıkl: plân gayet basitti, O gece Fahi- renin ibtiyar ve kıskanc dostu mutlaka ailesinin yanında bulun- mak icab ederdi. Onun için cu- martesi gecesi Fahire apartıman- da yalnız kalacaktı. Pazar gü- nü de âşıkının top atılıncıya ka- ıkmasına imkân “ bir nefes almış ol Bu rahat pa i > Nazımı o gece a- vet etmek si amanda Önlerinde koca bir gece, sonra m bir gün vardı. Baş başa, kimse tarafından taciz edilemi- yecek bir aşk büyük bir s Yalnız, bir aksilik işin keyfini kaçırdı. Nzımı nahiye ü çağırtmış, kendisine sayım günü bir vazife tevdi etmişti. Nazım bu haberi alınca dünya başına yıkılıyormuş gibi oldu. Bir senedir sevgilisi Fahire ile yarım saat bile kalmak imkânı- nı bulamamış, içini çekmiş dur. muştu. Tam bir fırsatını im Tarı zamanda, sayım günü eri den Fahirenin yanından çıkmi e hiç te hoşa gidecek bir iş değil- di. Bütün gece zevk ve neşe için- ri uykusuz geçecek bir saadet vesinden sonra erkenden s0- kağı fırlamak imkânı var mıy- dı? müdürü itizar e etti. Fakat nahiye özür geren r yi kabule mec- anlattı, e Li ler de böyle vatan işlerin- İ de hizmetten çekinirlerse ayıb olmaz mıydı? Gerçekten ayıb olacaktı, Na- zım böyle bir hizmeti ifa etme- mezlik edemezdi. Naçar kabul etti, Fakat doğrusunu itiraf et- mek lâzım gelirse ONazımın k Tayca muvafakat cevabi vermesi- ne sebeb olan başka bir mülâha- ardı. Birdenbire hissesine ek oluyor. du. Şu halde Fahireyi gene rahat rahat görecek demek oluyordu; gene kendilerini kimse rahatsız edemiyecekti gibi çabuk iş görür bir genciçin beşon 2 partı tahrir muamelesini yapmak uzun sürmezdi. Birkaç apartımanı yazar, irenin & partımanına sıra yili yan ge- lip genc kadının yanında oturur, sonra çıkar, kalan evlerin de işi- ni bitirirdi. Her halde bu bir fe- Tiket olsa bile, tamiri kabil de mekti. dan eo sın!, kendisi (Arkası var) | selli İşte Nazım bu mütalâa ile. te- buldu. — Nül sayımı işini Sayım günü ciddi bir vazife olarak kabul & i. Asri sinem içtimaa tu. Orada kendilerine nasıl iş £ lerini anlattılar. Fakat zum iş göreceğini âlâ kiti biliyord. , gene saatlerce labileceklerini düşünerek üzü! sü hafiflendi. Bütün komşulara tuhaf bir o mak afacan rm nın bile gidiyordu. ra hasret çek den uzak kalacaktı! Bütü; bul pe miz kalbi sr hepsinin canı için tatlı © lı a rdi! rçekten de böyle oldu. * zım cumartesi akşamı Fahir? baş başa kaldı. Mesud bir geçti. Sabahleyin erkenden partımandan çıktı. Fahire “ , gun ykulu gözlerini yarı © mış: 4 — Çabuk gel! Diyordu. Nazım çabuk geldi. Fahir& lerini çırparak âşıkını karşıl#” boynuna atıldı, Nazımı şapır * r öperk : — Şu dakika nan tün zavallı âşıkların kula” çınlasın! Diyordu. Herkesin mal yeti karşısında kendi saade onlara hodgâm bir zevk ve du. Öpüşmelerin tadı sanki çok artmıştı, a : Fahirenin hazırladığı, çişi lerle süslediği sofranın irem Bi tatlı yediler, üldüler. Sayım murunu ii yen komşularil lendiler. Gramofon çaldılar, © settiler, seviştiler. Nazım di saate bakarak yutkunuyor, çekiyordu. ire, kolla nın boynunda, yalvarıyordu: — Ada lursun? ira di daha. ki EL iştel “ leleri m Evlerinde rahat r#” oturuyorlar. Saatler e mahalleli ledi, İstanbul! bekledi, ekledi... İşin sonu ne oldu? Bur?” | ek bilemiyorum, Galiba tahkikat yapılıyormuş... N Hikâye Doki yacınız olüreü yi kr ve bekçilere b İ İ ber w eğik besi temin © İ Tecektir. Hükümet bunun İ İÜ tertibat leri Başvekölet İstatistik Umum Müdürlüğü,

Bu sayıdan diğer sayfalar: