27 Mart 1936 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

27 Mart 1936 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

27 Mart 1936 Haftalık borsa ve piyasa Borsada durgunluk var, hububat fiatleri düşüyor Bu hafta içinde borsada umumi bir durgunluk hüküm süri in Me endişe verecel kir madığı için fiatlerde verildi. Bu yüz di. lüğü hadiseleri baş Ken Geçen sene Ziraat kası ihti- kâr hadiselerine biraz geç olarak mi be etmişti, Bu ii Ziraat bankasının bu sene mah- sul miğmiler İma hadi- selere tam zamanında alâkadar km hatırlatmi ii na Bu- için, Ziraat bankası teşkilâ- buğday ie Eş mi mun- tazam bir sur: lebile- cek bir hale ri ARİ Tiftik yapağı fiatleri Sovyet ticaret mümessilliğine de olar. lering ticaret hede- lerini gösterebiliriz. Bilhassa Tür- kiye - anya asındaki ti ret anlaşmasının tatbiki, yapağı üzerine büyük bir tesir yapmıştır. . al . Türkiye mesi lerini daha e fiatle Avru; ya satmak çarelerini anl za- manı ERKE Geçen sene tiftik di sının iyi arttığı için, bu ticar. yade iakiyaf yollarını aramağa mecburuz. Tiftik tacirleri, tiftiklerin yr kandıktan ve iyice temizlendik- ten sonra Avrupaya gitmesini is- tiyorlar, Mev: ma mahal- leri ihtiyacı temine kâfi değildir. Daha büyük tesisata tiftikleri da- ha ucuz sie yıkamak lâzım- dır, Bunun için, Ankara, Eskişehir gibi la tiftik yıkama yer- leri yapmak icab eder. em fek birliği bu meseleler de hükümete muhtelif amnlir da temenniyatta bulunmuştu. Bu teme: a tekrar hatıra getir- mek tiftik ticaretini da- ha li ma hale ri ik imkân- larını aramalıyız. Yaş meyva ticareti meyva ticareti son günler- de durgun vE devre geçirmekte dir, Bilhass. a, armu: kal ibi, Si vwrupaya gönderilen mallar üzerine mevsim itibarile satışlar azalmıştır. Yaş meyva ta- cirleri yi rine azılğara başlamışlardır. Şimdiye kadar elma ve portakal üzerne yapılan veee iyi neticeler alındığına diğer meyvalardan bunun ie isler alınacağına şüphe yı oktur, Bunu ilen, meyva ta sirri ilk iş olarak Almanyaya ED Etine için hazırlıklara ba mr. e adi mi sela ilmi e ar. zu edilmektedir. Bu hazırlıklara ml yakın z a ilkbahar ve yazlık mey- valar üzerine yeni bir ti: t sa hası daha açılacaktır. H.A AKŞAM ( Her akşam bir hikâye | İŞADAMI Yaldızcızade Ali Nuri koltuğa yaslanmış, yeni ği yaprak sigarasını keyifli keyifli tüttürüyordu. Kitada kızı Ja- le güzel bir akşam esvabı giymiş, bacak bacak üstüne atmış, yaka sigârasını içiyordu. Yi ızcızadenin keyfi son gün- ir işten kazandı- — Jale, — kaç? Yalovaya kaçta gideceğiz — Her eğ on buçuktan, on birden De gitmek isi — Pek âlâ... Sana bir şey söy- liyeceğim, pi isi Bugün Mehmed ii” geldi bana. seni oğluna isti- pr sene başındanberi beşin- ci iye vi rai aile, Hem de zengin. ciddi, İstik- bali parlak ilim yiyo Ben sana söyliyeyim de... Kararı gene sen vereceksin, Ne dersin? — Baba, ben, sana bir baik peşi istiyordum. Baka eee klifi daha var. Gi len beni ipler Benim timle. Jale zarmıştı, Babası hayret Kalın rk ii ti. Senin muvafakatinle dl Nasıl şey bu? Kimdir bahsetti bunu era ği kıs baktı. yalgız ne yaparım? Sen daha pek gençsin... .— Neden yal kalacaksın baba? Ben kocamla burada ya- şıyamaz mıyım? — Maşallah! Küçük bey içgü- veyi girmeyi lütfen kabul ediyor ha! Fakat tuhafı neresi, e ie sin, Jale? Mehmed paşa da bi söyledi. Doğrusu hakları var. yi zel bir kız, koca bir konak, zen- gin bir kayın baba... Kim gelip te burada keyif iie istemez? iliyorsun ya. seni istiyenlerden şu doktor Hikmet te aynı fikirde idi.. z — Demek babacığım... — Acele etme, Jale. İyi düşü- nelim, Bi med paşa da beni eyer Üç ay sonra cevap veririm dedim. Sen de öyle yaparsın, Ben seni zorla istemedi- ğin bir adama verecek değilim. Fa- kat öyle re Sn tahkikat madan, ben kızımı kimseye ve: m. Jale, inatçı olmakla bi yi babasına karşı eğ Üç a; Sa ir kaç ha e geçi zaman Neşidi ve koni isti- zadenin canını sıkmağa başlamı yor, sinirli bir hal alıyordu. Jale- nin bu hali Yaldızcı aştı. Bi , Mehmed paşa kendisini ziyarete geldi. Lâkırdıyi şura- dan buradan biraz odolaştırdık- tan sonra: — Azizim, dedi. Sizden keri- menizi oğlum için sre Üç m düşüneyim demiştiniz, Pek ınız var; biz Rİ b başka. geçen kış ile tanış- biliyor musu- ir gü Şimdi söyliyeceğim şey Kızınız Jale hanım Naşid isminde bir genç tı. Bu delikanlıyı nuz? — le tahmin ediyo- rum. Bu kli kızınıza karşı pek düşkün görünüyor. Hali gö- ze eker derecede. Jale de tema! şvik eder gi- . Sizi riley ederim bu gayet masumane bir flörtten ibaret ka- lıyor. Gülen çocukluktan aşka bir şey değil. Fakat İstan- bulun halini "yili irsiniz. o Yoktan yere ME iza çıkarırlar diye kor- kuyorum. Bu delikanlı kimdir diye merak lı Biraz tahkikat yaptim. Aldığım malümatı size de arzedeyi: stanbullu im. Naşid İ: değil. Kim bilir nerede doğmuş. Annesi ahçılık ediyormuş, baba- sı meçhul, Tahsili de hiç. Hukuk mezunuyum diyor ama mekte- sağır cağ Yirmi ında ve la gelmiş. biye, le yi IŞ, başını almiş, İngiltereye gitmiş. Orad. rseri ir hayattan 'a mü holler& yazılmış. Bazı kadınlarla düşmüş alkmış. Tekrar İstanbula gek R rsa oyu li rına girişmiş. Beyoğlundaki adi . barlardan birini gizlice yormuş. Sonra tekrar karanlık ef rini işi yapmış. İyi para ka-. anmış olacak ki zengin bir deli. kanlı mine ortaya çıkmış. Biz bu gibi şeylere mii erilmediği ii ari Sr. aileye girip çıkmağa Şimdi de sizin kızınıza muş.. e bunları size haber vermeyi m namına a bir. vazife bildim. azizi Mehmed pa verdiği ma-, lümatı bal e Dİ ile dinle- aldızcızade sordu: — Bunları nereden ri niz? — Ufacık bir rem yap- tım, isterseniz söylediklerimin sahih ee ispat Hiç tereddüt bey hepsinin edebilirim. mayınız. — Hakikat, hiç tereddüt etmi- teşekkür ede- nları... Siz o a sokakta ane seline vermezdiniz, paşa hazretleri. O- nun annesi ahçı miymiş? Benim ki çamaşır yıkardı, Ben artık ihtiyarladım. Bana tam sizin tas- vir ettiğiniz delikanlı gibi bir da- at lâzımdır, ys dık, paşa hazretleri Ta allışızd ehmed pi yı sepetledikten sonra, kızını ça- gırdı. vrum, dedi, me de. eN hakkın da ekine . Kendine ii seçmiş olduğu m. Haber yolla ona, gelsin ni görsün, Hikâye: İN İskender Fahreddin Öteki ihtiyar gülümsedi: — İşte tam bir Asyalı kahra- man... Mikerinosun beyni durmuştu. Bahis uzadığı halde merakından cariyelerin sesleri işitiliyordu. Elefan: — Misafirlerinizi bekletmeyi- mi niz ve Titanayı yanınızdan ayır- mayınız! Diye mırıldanıyordu. Mikerinos şimdi Titanayı o€s- kisinden daha derin bir aşkla se- viyordu. — Eğer bu yüzük ona benim atamadan kalmışsa, demek ki oda benim soyumdanı ii Fakat, bu sirri sp Mn çıkarmalı? Sen e yıldızlarla konuş, - saree . Titana kanıma ya- ğe bir soydan. değilse, eğer mun damı arlarında da benim ata- iL ÇOCUKLA RI) Tefrika No. — zün çabı in ii ce hakikatı dana çıkarabilir. sen, yeni bir inin açıl. i ğına inanacağım ve yarın bü tün Mısırlıları kutlulayacağım! pa Ben bir dağ kızıyım. Sri gözüm yok misafirlerine bol bol hep bir ağızdan rek davetlileri ildir. Mikerinos eğlence salonu! tiği zaman Titana ya Davetliler merak ve hayret çil birbirlerine Titananın neden rünmediğini soruyorlardı. Herkes Titanayı Fravunun yanında gör- mek istiyordu. Halbuki Mikerinos, a ay kadar odan: otur, lerle: konuşayım. E p | Yarm sana a filerimi söylerim!» de- mişti, Titana odasına kapanmıştı. Mikerinos, ka erin Titanayı soruşturdukların! :e, yanın- daki ilmen birine; «Hay- di git, Titanayı beklediğimi ken- söyle.. En süslü elbisesini disine taze yemiş yiyordu, Herkesin gö- zü kapıya dikilmişti, siz Aim cariyesi Me koştu ve Fravunun arzusunu bil- dirdi. a çok meyus! Mi rinosu candan sevmemiş olsa, sa- rayı an eği gidecekti. Onun ne tah tını mazdı, Titana bunu biliyor. du. anan cariyesi: Pi — Hükümdarımızın yanındaki | sini yere vurup çiğnemişti. tle taht sizi Ağ r, Neden sevinmi- Titana odasında — elbisesi | Konuşmalar başlamıştı: 'yorsRm ile tren. göğsünü ve ba- Bu nasıl kıyafet...? Tü tsi sorunca, Titana şu cevabı | bacaklarını deri ilki rile ört. | bizimle alay mı ediyor?» vermekten kendini alamamıştı: üştü. Bu kıyafet Titanayı (Arkas: ver) ii vi < RR ye 3 iz Gİ bir iel kızıyım.. Salta- lak e m ay ai telâşla sorduz. — Hüküm er ve ma mesi sizi ii - Haydı soyununuz.. Sa : zi işdimcil Dedi, genç kadın bu sözleri sö; kli Biel line sokti . iz birliği yaparak kasden Tita- | ince bir deri ile toplayıp bağladı. n ale; Phindle e e — — Haydı, yürü bakalım.. tiği A ivesi ş gi şecekti! darımızın yanına böy« Bereket versin, müneccimler Ti- m | tanan! de cevab vermi di. Fakat, Titananın bundan ha- 'beri yoktu. O ertesi kimse- ye görünmeden saraydan uzaklaş- yı düşünüyordu.. ve odasına geldiği nel süslü el- bisesi — Hüküm le mi gideceksiniz? — Evet ves Firavunun mali bir eğlen a

Bu sayıdan diğer sayfalar: