4 Nisan 1936 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11

4 Nisan 1936 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

isan 1936 MASALLARDAKİ GİBİ.. Kitabın kabındaki resme aşık olmuş, kızı arayıp bulmuş! ngin genç bu söze inanmamış tahkikata de- vam etmiştir, Nihayet tahkikata memur et- vermiştir, Mis Seddon çıldırasıya âşık olduğu mankeni görünce sevdası bir kat daha za devlet kuşunu kovmamış ve geçen hafta milyoner gençle evlenmiştir. | Mis Seddon henüz 24 yer - dır. İngilterede büyük m. larda çalışan eee en gü- zelidir, Bu sebeple, kendisi man- enler kraliçesi unvanını haiz- di. Genç evliler, muhteşem bir yatla bal ayı veyalniide çıkmış- lardır. VE ruhen yorgunsanız ve bundan yorsanız;. işleri iyi. gitm izin bikaç celik amimdlu il dolayı tam verimle çalışamı- mesini” nasıl İsteyebilirsiniz) Unutmayınızki Du hale sokabilir, Bromural -Knoli. sinirleri yatıştırır, uykuyu getiri, Zararsız, tesiri ho: sinirlerinizin sükünunü çok yeniden dinçleştirecek olan uykunuzu temin eder, olup ş ve einniyetli bir ili kısa bir zamanda iade ve bu sayede sizi ii 10 ve 20 Korprimeyi kavi tüpe lerde eczanelerde ecele ie satır, Knoll A-G., kimyevi maddeler fabrikaları, Ludwigshafen #/Rhin, AKŞAM Her akşam bir hikâye j pl İstanbulun en meşhur seyyar #atıcısı o idi. ima postahane- nin önünde dururdu. En ehemiyet- lananlara konferanslar vererek cani kabak oymağa rr, leke çıkarma- ğa ölüliğe sabun, larla tabak- ları eklemeğe mahsus macun, de- tenekeleri, lm tamir beş muharebesinden başlarlardı. -anlar.. baylar... Bugün cayır yanıyor. nklar, 2 zehirli gaz- da faklarında yemek yaparken hiç şaşırmazlar mı?... Hayır... Hayır. m bayan- lar, Habeş kadınları ami şe derseniz iş- bak oyma- ğa mahsus şu telleri kullanıyor. lar... Bu markalı kabak oymağa mahsus teller dünyanın her tara- dir. Anlaşılıyor ki bu sene yaz çabuk gelecek ve kabak bol ola- caktır. Bayanlar, baylar bu ka- ak oymağa mahsus telden her halde birer tane alla Tanesi beş kuru Onu dinlemek “bile e zevkti. dinlerlerdi. hiç satılmıyacak şeyleri bile o bol bol satardı. 'Tanıdıkları onun için: — Eğer Kerim esnaf olmayıp ta abukat olmuş olsaydı amma nun boyramlır vermekten büyük ALIŞKANLIK bir zevk duyardı. Günün birinde hiç ümit edil medik bie Kerimin hayatı- nı büsbütün değiştirdi. Yılbaşi gecesi Kerime piyagodan yarım milyon lira çıktı. Artık satıcılığı size lâzımdı. Tabii bıraktı. Z ten satıcının kızları ne zaman- danberi: EN asri olalım, yn lim.. iy diretmişlerdi ktaiical şık bir köşe tut- tular. Lâkin bundan sonra eski seyyar satıcı için iztıraplı bir ha- yat başladı. Nerede o eski günler... Etra fında bir sürü dinleyici, bağıra bağıra konferans vermeler... Pe- ki şimdi ne olacaktı?. Şimdi ki- me konferans verecekti. Şimdiki kibar, rahat hayatında dehşetli canı sm ui. Kö ünden geçen a bella in ısırık bulur — Hay ap safi mal böyle mi satılır? diye onları ayıplardı. Hattâ bir defasında köşkün önün- den bir kurabiyeci geçiyordu. Adam o kadar sessizdi ki Kerim dayanamadı. Entari ile sokağa ladı: — Ulan budala... Böyle kura- m reis mı?, Ver bana şunu, lanın başına eği Ve hiç farkında olmadan bağır- mağa başladı: — Can beslemek istiyen bana İsin... Canını seven, midesini seven buraya gelsin... Kuvvet ha- pı macunları bunlar... Kuvvet hapı... Bir dakika içinde eskiden ol- duğu gibi gene etrafı kalabalık- ek Kurabiyeci bile bu hale şaştı. Epi wp satıldı. Köşk- te Kerimin kızla! — Aman baki” ne yapıyors- Konu komşuya karşı rezil .. diye eski satıcıyı zorla sün... olduk içeriye aldılar. N Kerim şimdi yeni işlere baş- lamıştı. Büyük alım satımla meş- gul oluyordu. artık o büyük tüc- cardı. in zaman zaman ortadan kayboluyordu. İzmire, Samsuna gidip geliy: 5 ir gün cezalandırmıştı. O günü : gazetelerinde şöyle bir Pi çıktı: «Dün İzmirde Kemeraltındaki © seyyar satıcılar belediye memur- ları tarafından yakalanıp cezalan- dırılmıştır. Bu meyanda garip bir hadise de olmuştur. n seyyar satıcılardan bir g 6 8 p “ g2 m g vge Sg “ & 5 z z Zz K meşhur tüccar izmire gele: kaan z isimle seyyar lk e mektedi Kerim son ii li insan olduğu için Kemeri Kordon boyunda önüne bir işpor- ta koymakta, halka konferans- lar vererek öte beri satmaktaydı. erim Mim anlaşılınca po- lis komiserine — Ne >? bayım. m beter Hergün bir e tarafı 8 inci sahif. Ki Kemalin ve e. Nafizin sıfır ii iddia et- miştiniz değil mi? — Ben İzmir anil hiç birinin muhabirine böyle bir şey söylemedim ve zaten bana izafe edilen mülâkatın çıktığı iz kan «Türk dili gazetesinden genç bir muhabirle yaptığım bir ke- nuşmanın çok yanlış bir şekilde çıkmasından doğmuştur. Yoksi ben ne Yahya Kemal gibi büvük 4 id şairimiz için, nede Faruk Na-. fiz gibi kıymetli bri sair için böy- le mânasız ve münasel şey söylemiş değilim. Bilâkis, bu m yazılı olduğu gazetenizi yanlıs haber eç üzerinde tevakku için tavzih ve tekzip edemediğim- den de hâlâ müteessirim. Nil İskender Fahreddin Diye mirıldandı, Fakat kraliçe- nin peşinden gitmeğe cesaret ede- medi. 'i Titana saray yolunu tutan e balıkla karşılaşınca, ilk önce peklerin sürüklediği bir cl gör- dü. em biri bağır. — Keüpsi e vi at- mayanı sopa vi gebertece Yerliler le at ünl gö- rünce şaşalad mms kasr hiç kimse el ve dil uzatam; a2 Mikeri- n par- mumyalarını gösterece- Taya peri nosa lila ve âmcasın! Diye bağrıştılar, Titana bu sırada asilerden bi- rinin hücumuna uğramıştı, İri iL ÇOCUKLARI Tefrika No. 107 RI) boylu bir adam elindeki sobasını Titanaya savurarak bağırdı: Biz toprak üstünde yürür- ken, sen nede üzerinde gezi- yorsun? İn aşağıya!. Titana belindeki kil kının- dan çekti.. Bir hamlede iri boy- lu adamın göğsüne sapladı. Asiler hep bir den hayretle ye- re iğildiler: — Senin gibi bir aslan kadına yenilir mi hiç.. udala? Haydi çabuk kalk.. Asyalı kaplan senin- le döğüşmeğe gelmiş!.. İri boylu adam yerde kıvranı- yordu.. Göğsünden akan kanlar sarı kumların üstünde kırmızı da- ireler çizmiş Asiler. en pr güvendikleri bir onla kanlar içinde yere di nü görünce geriye çekil meğe başladılar, Bu sırada yetişen bir kaç sa- oray muhafızı, firavunların mum- yalarını alimin ağzından al mağa muvaffak o tu, Titana, kendisine sopa ile sal dıran bir kaç fellâhın üzerine yü- rüyerek atile hepsini çiğnedi v kılıcını e i i daha yaraladı. Asiler saraya gi- den elle nerel yavaş dağılmağa başlamışlardı. Titananın atı, gökten yıldırım düşmüş gibi, kalabalığı çiğniye- rek ii ordu. a Ee dağıttıktan son- dü. â Parusla birlik- te sarayın elik dolaşıyor- du. Firavun, Titananın çabuk dön- düğünü görünce sevinmişti. arus, firavuna Titananın sağ olarak dön ik ummadığını ird — Asileri geri çevirdim.. Me- rak etme! Mikerinosun yüzü güldi — Babamın cesedini ne yaptı- lar? ol üstünde bıraktılar.. Dö- nerken rasladığım askerlere ce- sedi alıp getirmelerini söyledim — Asiler nereye gittiler? — Evlerine ve işlerinin başma döndüler. — Maksatları ne imiş.. Anlıya- bildin mi? — Anla dım.. Hürriyete kavu- zulüm ve esaret günlerini Kitlelürilak Uzun yıllandan- beri ailelerinden ve şehirden u- zak kalarak kendilerini ehram- Parus firavunun arkasında du- du. tananın bu zaferi, yeni bir düşman kalesi fethetmiş kadar bü- yük ve değerliydi. dıkları iki cesedi sarayın kapı na getirmişlerdi. Ş Firavun (Keüps) ve (Kefren)' Li kesmişlerdi. Parus bunları görünce: bından korkmalıyız.. Düny: rulduğu, gündenberi hiç bir hü“. a cesedi köpek na atılmamıştır. Diye söylendi. basının cesedini Yere iğildi: Sahife 11 2 — 1 | i a 4 — Mabud (Amon) un geze lerin ağzı 4 i $ ir ed him mil iki akk va 4 | ! ir 2 , z

Bu sayıdan diğer sayfalar: