25 Haziran 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

25 Haziran 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Aşağı Hereke ilkokul MEMLEKET 25 Haziran 1937 —e unda muvaffakiyetl bir müsamere verildi Aşağı Hereke ilk okul talebesinden müsamerede rol alanlar Aşağıda Hereke ilk okulunda çok parlak bir müsamere verilmiştir. Bu | toplantıda talebe velileri, diğer bir çok davetliler bulunmuştur. Müsamereye istiklâl o marşile baş- Janmiştır. Bunu 23 nisan şarkısı ta- kib etmiştir. Müsamere programında bundan sonra Şehirler piyesi, mono- | loğ, şarkı, zeybek dansı, bahar tablo- (| Su, Çiçekler, Dolap usulü tedris piyesi, © monoloğ, Çin dansi veda şarkısı var- : dır. Program büyük bir muvaffakıyetle tatbik edilmiştir. Hele «Dolap usulü tedris piyesi» ni oynıyanlar pek çok alkışlanmışlardır. Bu piyeste Lâmla Işıldak, Kemal Güzey ve Ayten Ilgın büyük muvaffakıyet göstermişlerdir. Müsamerede hazır bulunanlar öğ- retmen Tevfik Tlgın, Nimet Tigin ile di Çok muvaffak olan üç talebe: Lâmia İşildak, Kemal Güzey ve Ayten Ilgın Rezzak Beleni hararetle tebrik etmişlerdir. HABERLERİ AKŞAM İzmir İşi ve esnaf dispanseri İkincikordonda bir bina tutuldu İzmir (Akşam) — İzmir işçi ve €s- naf kurumları birliğinin işçi ve es- naftan hastalananlara bakılan dis- panseri için muhtelif müesseseler, iş- çi ücretlerinden bir hisse ayırmakta ve kurumlar birliğine vermekte idi- ler, Vilâyetin teşebbüsile işçi ve esnaf için şehir gazinosu arkasında ikinel Kordonda eski Türk yükseltme cemi- yet! binasının dispanser ittihazı ka- rarlaştırılmıştır. Vilâyetçe açtınılacak olan bu dispanserde işçi ve esnaf pa- rasız muayene ve tedavi edilecekler- dir. İşçi ve esnafın haftalık ücretle- rinden kesilen dispanser hissesi de bundan sonra kesilmiyecek ve dispan- ser masrafını, İzmirde işçi çalıştıran müesseseler vereceklerdir. İşçi ve esnaf kurumları birliğinin altmış bin liralık varidatından 35 bin lirası, işçi ücretlerinden kesilen dis- panser hissesinden temin edilmekte idi. Bu varidat artık temin edilemiye- ceği için kurumlar birliği kadrosunda tenkihat yapılacaktır. Sıvas Halkevinin köy gezileri İzmitte bir sandal battı İ boğulmaktan kurtarıldı İzmit 23 (Akşam) — Bugün saat 12 de rıhtıma 3 mil mesafede bir san- dal batmıştır. Sandalın battığını s8- hilden gören birinci komiser Fehmi ve iki polis memuru polis sandalı ile hemen kşza mahal'ine yetişmişler ve denize düşen dört kişiyi boğulmaktan kurtarmışlardır. Bu dört kişi Tepe köyünden Mehmed oğlu Ethem, Dön- gel köyünden Lütfullah oğlu Kasım, Yuvacık köyünden Osman oğlu Yu- suf, Tepecik köyünden Süleyman oğlu Alidir. Yolcular köylerine giderler- ken denizin çok sert olmasından san- dal batmıştır. Çok su yutan dört yol- cunun hayatları müşkülâtla kurtanı- mıştır, İzmirde üç yankesici yakalandı İzmir (Akşam) — İzmirde faaliyet- te bulunan bir yankesici şebekesi za- bıtaca meydana çıkarılmış ve şebeke- nin üç âzası yakalanmıştır. Son za- manda İzmirde mühimce yankeslellik vakaları oluyordu. Zabıta faaliyete geçmiş ve yankesicileri Halkapmarda şebrin en kenar semti olan Kuruçay mahallesindeki okulübelerinde yaka- Jamıştır. Bunlar Hüseyin adında biri ile karısı Ayşe , Bekir adlarını taşı- maktadırlar. Evlerinde yapılan araş- turmada, 198 lira bulunmuştur. Bu paranın 82 lirasını İzmir nüfus daf- Anadolu takımını 5 - 2 yenen Adaspor takımı Adapazarı (Akşam) — Tenezzüh için buraya gelen Anadolu takımı, Adaspor | resinde tecrübesi yapılıp iyi neticeler takımile heyecanlı ve samimi bir maç yapmıştır. Neticede çok muvaffakıyetli | elde edilen soya fasulyesinin yetişti- bir oyun gösteren Adasporlular 5 - 2 galib gelmişlerdir. Esad Mahmud Karakurd SON GECEL., Koca salonda, tek bir ses yok... Bütün zabitler, sallanmağan taş gibi, gözlerini kumandanlarına dikmişler, dinliyorlar... O gene söylüyor... — Arkadaşlar; maamafih itiraf etmemiz lâzım ki; bugün düşman önünde çok zayıf bulunuyoruz... Ka- fa tutunacak vaziyette değiliz!... Şehri terketmek mecburiyetindeyiz. Zaten biliyorsunuz, İbralli tahliye PN mek için ordu kumandanımızın da emri vardır. Ve bu emrin de derhal yerine getirilmesi için, icab eden te- dabir daha şimdiden alınmış ve hattâ ikmal edilmiş bulunuyor... İstersek bu anda şehri terkedebiliriz... Fakat ne şimdi, ne de gece yarısı siri onla- rın talebini yerine getirmemek için şehri tahliye etmiyeceğiz!.. Ancak bu sabah, şafak attığı zaman son müf- rezelerimiz, İbrall kapılarından çık- mış olacakler... Bu suretle onların | verdiği ultimatomu hiçe saydığımızı | bir defa daha ve bilfl ispat etmiş ola- cağız!, Rumen ordusunun gece ya- nsından sonra bir baskın yapmasına Tefrika No. 77 şimdilik ihtimal vermiyoruz... Çün- kü, ilk siperlerle İbrall arasında niha- yet 30 kilometre var... Şehre, bir sü- vari akını ile bile olsa gene ancak sa- baha karşı vasıl olabilirler!.. Maama- fih biz, gene her ihtimale karşı, siper- lerde oyalayıcı müfrezeler bıraktık... Bu müfrezelerimizi derhal geri almak için icab eden motörlü vesait te temin edilmiştir!.. İşte arkadaşlar, vaziyet bundan iberet!.. Kumandan, başini erkânıharp Tel- sine çeviriyor... — Bütün yol hazırlıkları bitti değil mi binbaşı?.. — Bitti kumandanım!.. — İstersek şu saatte hareket ede- bilir miyiz? — Evet hareket edebiliriz!.. —Alât. Miralay gene sarı başını kendisini dinliyen zabitlere çeviriyor... — Arkadaşlar; bu akşam, gideceği- mize dair kimseye bir şey sezdirme- den saat sekize kadar bütün işlerini» zi bitirecek ve İam sekizde gene be rada bulunacaksınız!,. Son talimatı i Karaçayıra giden köycüler kolu âzasmdan iki grop Sivas (Akşam) — Halkevi köycüler kolu haftalık köy, gezilerine bir prog- ram dahilinde başlamışlardır. İlk ge- zi Karaçayır nahiyesine yapılmış, köy- cüler köylüyü başlarına toplıyarak, muhtelif mevzular üzerinde tedkik- ler yapmışlar ve kendilerine öğütler vermişlerdir. Köylü bunlardan çok istifade et miştir. Bilhassa bu yıl, Sıvas ve çev- rilmesi köylüye anlatılmıştır. vereceğim!.. Yarın sabah şafak atar. ken şehir tamamile terkedilmiş, ve geride tek bir adamımız kalmamış olacaktır!.. Miralay bir dakika susuyor... Elin- de bir kalem var. Kalemin ucunu ma- sanın üzerinde gezdirerek murıldanı- yor... Dudaklarında acı, vahşi bir gülüş!.. — Bu gece, İbrailde son gecemiz- dir!.. Bu saatte; içinde bulunduğu- muz elem verici vaziyeti tamamile unulmanızı istiyorum!, Kendinizi her türlü derd ve endişelerden uzak- laştıracaksınız!., Tekrar ediyorum bu gece İbrailde son gecemizdir!.. İbrail size, bütün hayatınızın devamı müd- detince acı ve tâtlı bir çok hatıralar yaşatacaktır!.. ; Kumandan, başını kâğıtların önü- ne eğiyor... Yüzü ıztırab çizgilerile dolu... Sesi titriyor... — Arkadaşlar; son gecenizi bura- da, tesadüfün mağlüb ettiği bir ordu- nun subayları gibi büyük bir yeis ve ıztirab dalgası içinde değil; bilâkis dört sene bütün cephelerde daima ga- Mb gelmiş muzaffer bir ordunun, her biri ayrı bir kahraman, ayrı bir tarihi olan zabitleri gibi neşe, sevinç, kieye- can içinde geçireceksiniz!.. Anlıyor musunuz; heyecan ve neçe içinde! Biz mağldb değiliz, Mağlöb olan talihimizdir!,. İşte bu kadari, Haydi. Tesinde bir işle meşgul olan askeri mütekaid B, Hasan Fehmiden ve 116 Mirasını da İzmir vapurunda bir ar- kadaşını teşyi eden lokantacı B. Ha- sandan çaldıkları meydana çıkar- mış, paralar sahiplerine verilmiştir. KADIN KÖŞESİ Emprime elbise ve bolera Beyaz Siyah emprime üzerine kısa beyaz pikeden bolero. Şehircilik mütehassısı B. Prostenin yaptığı bir projeye göre Floryanın a- gaçlanma işi neticelenmiştir. Florya ve civarına akasya gibi çabuk yetişen ağaçlar dikilmiştir. Bu ağaçlar gelecek seneye kadar gölge verecek bir dereceye gelecektir. Reşad Nuri için Çanakkalede bir toplantı Halkevinde yapılan toplantıda bulunanlardan bir grup Çanakkale (Akşam) — Teftiş için vilâyetimize gelen Kültür bakanlığı ge- nel müfettişi B. Reşad Nuri Güntekin çocukluğunu geçirdiği ilimizde eski okulunu ve oturdukları ve koşup oynadığı yerleri derin bir ilgi ile aramış bul- muş, romanlarında ilham aldığı mevzuloria başbaşa bulunmuştur. Halkevinde şerefine bir toplantı yapılmış bu toplantıda çok kalabalık halk kütlesine Çanakkalelilere çocukluk hatıralarmı anlatmış. Halk değerli muharrir ve büyük romancımızı alkışlamıştır. “Toplantıda vali vekili öğretmenler ve münevver zümre bulunmuş. B. Reşat Nurinin eserlerini okuyup ta kendisini tanımıyanlar büyük bir merakla sâ- lonu doldurmuşlardır. Geç vakte kadar konuşulmuş, hoşça bir vakit geçiril miştir. gidebilirsiniz şimdi!... Zabitler, tek bir ses çıkarmadan başları ile selâm vererek hep birden dönüyorlar ve sonra sert adımlarla odadan çıkıp gidiyorlar!., ... Ayni gün... Akşam oluyor... altı... Gene Mihaileskuların evinde- yiz... Bir saattenberidir yüzbaşı oda- andan çıkmadı. Daha ilk defadır ki bugün kapısını kilitlemiş bulunu- yor... Mariyanın bir aralık içeri gir- mesine bile müsaade etmedi, «Beş on dakika bekle, şimdi çıkıyorum» diye seslendi. Yüzbaşı içeride gizlice ba- vullarını hasırlamakla meşguldür. Son dakikaya kadar gideceklerine da- ir bir şey sezdirmemek mecburiyetin- de olduğundan bu suretle hareket et- meğe muztar kaldı. Saat yediyi geçi- yor... Hava, yavaş yavaş kararmak- tadır. Faruk, bavullarını artık tama- mile hazırladı. Nazarı dikkati celbet- memesi için onları yandaki dolabın içine koydu. Çamaşırlarının ve elbi- selerinin bulunduğu çekmeceleri, Ma- riyanın açıp ta içinin boş olduğunu görmesi ihtimaline karşı, kilitledi. Da- ma meydanda bulunan pijamasını, Kaputunu, (ayakkabılarını (gene ortada bıraktı. Son bir defa daha şöy- İe bir odaya göz gezdirdikten sonra, Kapıya doğru yürüdü. Ayakta dura» cak Hali yoktu zayallının!,. Uykusuz Saat | geçen son dört beş gecenin ıztırabile harab olmuştu. Sararan yüzünde be- nek benek siyah lekeler vardı. Gözle- rinin altı kapkara!.. Saçları perişan alnının üzerine dökülmüştü... Öyle acımacak bir hali, öyle muztarib bir bakışı vardı kil. Duvarların kenarına yaslanarak yürüyordu. Odanm Kapısı önüne geli- yor... Sendeliyordu. Kapmnın tokma- ğını tutmasa, sanki hemen ayakları burkularak oraya yıkılıp kalacaktı... Sesleniyor... — Matmazel Maryora!.. Matmazel Maryora!., Bir dakika... Kız, yandaki odalar- dan - birinden çıkıverdi. Gözlerinde endişe ve heyecan dolu bir bakış... Sİ- nirli bir hali var... — Ne o Faruk bey; artık içeri gir- diğiniz zaman odalarınızın kapıları- nı kilitlemeğe başladınız!.. Çok mu rahatsız ediyorum sizi?.. Zabit ona doğru yürüyor... Buğu- lanan kara gözlerini kızın gözlerine dikiyor... Onun ince, sicak bileklerini avuçlarının içine alıyor... — Benim güzel Mariyam, benim eşsiz sevgilim diyor, bu çok derdli, çok ıztıraplı anlarımda yalvarırım sana, böyle sert konuşma benimle!.. Avucunun içinde yanan onun kü“ çük esmer parmaklarını, dudaklarınş götürerek öpüyor... , (Arkası var) —.d MN

Bu sayıdan diğer sayfalar: