20 Temmuz 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

20 Temmuz 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dondurmalar Buz dolabında meyvalı dondurma nasıl yapılır? © Geçen hafta buz de dolabında sütlü kahve kaşığı nişastayı ezmeli ve ateş- te nişasta şeffaflaşıncıya kadar pişir- meli. Evvelce sıkılan meyva suyu içe- risine pişirilen sıcak sulu pelte gibi nişastayı karıştırma. Soğumağa bı- Takmalı. Soğuduktan sonra dondur- .ma yapılan kaba koymalı. Buz dolabı- DA yerleştirmeli. Dolabın işaretini 7 numara üzerine ayar etmeli. Kırk, Kırk beş dakikada bir dodurmayı ka- Tıştırıp altüst etmeli. İki saat içinde dondurma hazırdır, Vişneli, şeftalili, çilekli, ahududu- Yu, portakallı, limonlu dondurmala- rın hepsi bu tertip Üzere yapılır. Suyu kolayca sıkılıp alınabilen meyvaları kaynatmak icap etmez. Doğruca suyu #ıkılır içerisine pişirilmiş nişasta ve şeker karıştırılarak yapılır. Şekerin miktarı dalma bir bardak değildir. Meyva ekşice ise şekerin miktarı ar- tar, fazla tatlı ise eksilir. Hazırlanan dondurma soğumağa konmazdan €v- vel çok tatlı olmalıdır. Bu da bir iki tecrübe ile öğrenilir. Sütlü, limonlu dondurma — Süt içerisine limon suyu katılarak yapılan bu dondurma çok nefistir; 750 gram sütü ateşe koymalı. Az su içinde ezilmiş yarım tatlı kaşığı salep ilâve ile karıştıra- rak pişirmeli. Bir limonun rendelen- miş kabuğunu ve 200 gram (bir bar- dak) şekeri ilâve ederek biraz koyu- Jaşınca ateşten indirerek soğumağa bırakmalı. Soğuyunca dondurma ka- bina koymalı, yerine yerleştirmeli. Ahizeyi en soğuk yerine çevirmeli. Üç çeyrek saat sonra: kabı çekerek her tarafını kaşıkla karıştırmalı ve azar azar olmak üzere üç limonun suyunu Mâve etmeli, iyice karıştırmalı, tekrar yerine koymalı. Üç çeyrek saat sonra Bu dondurmanın lezzeti mayhoşça- dır. Mis gibi limon kokar ve rengi kar gibi beyaz olur. SON GECEL.. O sırada Polivasın, haykırdığını işitiyoruz: — Kollarını daha kuvvetle sık, ka- dasını göğsüne dâha hızla bastır!... O kocaman ağzını bir kapak geniş- diği ile açarak dudaklarını, onun şu kenarları kırmızı bir orospu etekliği gibi sallanıp duran dudaklarının üs- tüne koy ve öp!... Ama, ısırarak, parçalıyarak, salyalarını içine akıta- rak öp!... Öyle öp ki; şu karşında bağlı duran adam iztırabın mânası- nı, bütün ömrünün devamı müdde- tince her saat, her dakika, her sani- ye ölmenin ye demek olduğunu tâ kemiklerinin içi sızlıyarak anlasın!... Çingene; kollarını iki odun sürüşile uzatarak, kızı büsbütün göğsüne bas- tırmak istiyor... Bir çirkef kuyusunun. açık kalmış kapakları gibi, ağzının iki tarafından sarkan müstekreh kalın dudaklarını, kızın ağzına koymağa alışıyor... Mariya; yanı çılgın bir halde kuş gibi Çaba me — İmdad!.. İmdad! Diye can evinden gen bir ve boğuk boğuk / Son senelerde kadınlar pijamayı benimsemişlerdir. Yatakta giyilen, ev- de giyilen bilhassa plâjlarda giyilen pijamaların envaı vardı. Bu. sene her yerde ve günün her saatinde pijama giyilebiliyor. Evde iş görürken, bahçede çiçekler- le uğraşırken, denizde sandal gezinti- sine giderken, ayrı ayrı model pijama- Jar giyiliyor. Bunların kumaşları ba- sit, biçimleri sade olduğu'için herkes bu pijamaları kolayca yapabilir. Bil- hassa sayfiyede bulunanlar için bun- Jar çok işe yarıyabilir. Bir kaç model dercediyoruz: 1 — Sandala binenler ve kürek çe- kenler için ince yünlü jerseden pan- talon ve kolsuz bluz. Bunun rengi yeşil, sarı yahut kırmızi olmalıdır. 2 — Ev temizlerken giyilecek mavi ketenden pijama. Paçaları, kemeri ve bretelleri lâcivert ketendendir. İçine giyilen bluz mavi lâcivert çizgilidir. 3 — Ev işlerinde giyilecek çiçekli basmadan pijama. 4 — Bahçede çiçeklerle uğraşmağı Sevenler için yeşil ketenden pijama. Önündeki büyük cep içine makas ya- hut başka aletler konabilir. Hıyar losyonu Cild için çok faydalı bir ilâç Yüzü temizlemek cildin mesamatını açmak için hıyar losyonu fevkalâde faydalıdır. Ciltlerinin güzelliği ile şöhret bulan Rus kadınlarının ekserisi bu losyonu kullanırlar, Fevkalâde olgun, sararmış hıyarlar- dan almalı. Uzunluğuna ortadan iki- ye ayırmalı. Bir küçük kaşıkla hıyarın içini oyarak çıkarmalı, Kabuklarını atmalı, Çıkan çekirdekli içi bir su bardağı içine doldurmalı, sonra bir kavanoza boşaltmalı. Bir bardak hıyar için iki bardak 90 derecelik ispirto hesap et- meli. Kavanozun ağzı ile ispirto ara- sında dört parmak bir boşluk bulun- malıdır. Kavanozun, ağzını güzelce kapıyarak üç hafta güneşte bırakma” Jı. Bu müddet zarfında içindeki boş- Tukta bir tabaka yağ hasıl olur. Hıyar çekirdeklerinden çıkan bu yağ çok faydalıdır. Kavanozun içindeki hıyar içini, ispirtoyu ve yağı küçük şişelere, taksim ederek ağızlarını sıkı kapama- h. Sabah kalkınca bir pamuk parçasi- Tefrika No. 102 habire acı acı bağırmaktadır... Faruk, olduğu yerde donmuş kak mış... Facianın hâlâ nasıl bir cereyan takib edeceğini bilmiyor... Yalnız göz- lerinin yandığını, dudaklarının bir alev halinde tutuştuğunu hissediyor... Yapılmak istenilen alçaklığın azame- tini daha anlıyamamıştır... Her şeyi düşünebilir, her şey hatırına gelebilir- di!.. Fakat bu kadar müthiş bir hun- harlık, bu kadar hududsuz bir alçak- lık asla!.. Konuşamıyor... Sesi çıkmı- yor... Tıkanıyor ve gözleri büyüyerek kesik kesik soluyor yalnız! Asker, hiç o taraflı değil!.. Bilâkis hayatımdan memnun bir adam vazi- yetinde ağzını bir faraş genişliği ile gçmış gülerek, Mariyayı kollarının arasında oynata oynata getirip Faru- gun önüne bırakıyor... Kız, ayakları yere basar basmaz tahtaların üzerine seriliyor... Ağlıyor.. bağırıyor. çırpi- mayor.. Toz vanilya Mis gibi kokulu toz vanilyayı evde yapmak güç bir iş değildir. Havan içerisine on gram parça ş&- 'keri koymalı. Bir kalem vanilyayı ga- yet ince kıl gibi pârçalara makasla taksim etmeli ve şekere ilâve etmeli, Şekerle vanilyayı on dakika dövme- den havan elini çevirerek karıştırma- hı ve ezmeli. Elde edilen tozu ince elekten temiz beyaz bir kâğıt üzerine elemeli. Kalan tortuyu gene on gram şekerle tekrar havana koyarak ayni Sürette ezmeli ve, elemeli, Sıkı kapanan teneke kutu içinde muhafaza edilen bu vanilyadan az bir miktarı konulan şeye mis gibi koku verir. nı bu İosyonla ıslatarak yüzü silmeli. Yatarken güzelce yıkanmış olduğu- nuz halde pamuk simsiyah çıkar yüz- de mesamattaki bütün kirleri alır. Pamuk beyaz kalıncıya kadar bir iki defa silinmeli, Bu ilâç uzun müddet dayandığı için bir sene ihtiyaç olan miktarı ha- gırlamak mümkündür, ufak bir teessür-hissi bile yok... Bilâ- kis, kız kardeşinin bu çırpınarak hay- kırışı sinirlerine dokunuyor... Hemen onbaşıya dönerek boğuk bir sesle ba- giriyor... — Ne duruyorsun be herif!.. Haydi soysana artık şunu!.. Nefer; her biri bir kömür çubuğu gibi uzun ve siyah parmaklarını, kı- zın birdenbire eteklerinin ucuna ta- karak kaldırmak istiyor... O zaman kız, bütün kuvvetini dudaklarına ve- rip son bir gayretle haykırıyor... — İmdad!.. İmdad!.. Birdenbire kendini neferin elinden kurtarıp peton sütunun üzerinde bağ- 4 duran Faruğun boynuna atıyor... — Kurtar beni Faruk bey! Mahi- Yoluyorum.. ölüyorum.. kardeşim be- | ni bu vahşi adamların eline teslim edi. | yor!.. Bitiyorum. sönüyorum!.. Kur tar beni!.. Kurtar! Kur... Birdenbire sesi kesiliyor... Başının döndüğünü, gözlerinin karardığını ve yavaş yavaş kendini kaybetmekte ol- duğunu duyuyor... Dizleri tutmuyor artık!.. Bir iki defa sendeliyor ve son- Ta ruhsuz bir cesed halinde kolları Fa- ruğun boynundan çözülerek, kendini arkasından kavramağa çalişan nefe» — Ağabey! Ağabey!.. Merhamet et, acı bana!.. Polivas, taştan bir heykel gibi oldu- ğu yerde durmaktadır. Yüzünde en rin bir kadavra halinde kucağına dü- şüyar... Oda şimdi biran, derin bir sessizlik içine gömülmüştür... Herkes olduğu Hasir şapkalar Uzun müddet dayanması için ne yapmalı? Yazın giyilen hasır şapkaların a3 itina ile yeni gibi kalması kabildir. Siyah hasır şapkaları sokaktan gel- dikçe fırçalayıp tozunu almalı. Ayda bir şapkayı fırçaladıktan sonra bir siyah kadife parçası üzerine bir iki damla zeytinyağı akıtılmalı ve bu yağlı kadife ile şapkayı, hasırın yo- Junca silmeli. Şapka pırıl pırıl yepye- Bİ olur. Beyaz hasırlara gelince, onları da her zaman fırçalamalı. Renginde ha- | #if bir sararmak alâmeti görülünce te- miz bir bezi limon suyuna batırarak hasırın yolunca silmeli. Hasır bembo- yaz olur. Çorba nasıl içilir? Ankara Nuriye: 1 - Çorba, kaşığın yan tarafı ile de uç tarafı ile'de içilebilir. Uç tarafı ile içmek Fransız usulü, yan tarafı ile ise Amerikan usulüdür. Çorba içilirken katiyyen höpürdetilmez. 2 —Et yerken sağ elle bıçak tutulur. Et kesilir sol eldeki çatalla et ağıza götürülür. 3 — Sebze, salata, tatlı, pilây çatalla yenir. 4 — Bıçakla hiç bir şey ağıza götürül- mez ve ağız dolu iken su içilmez, yerde donmuş kalmış!.. Güzlerimizi çevirip Faruğun yüzü- ne bakıyoruz... 00000!.. Ne korkunç bir manzara bu yarabbi!.. Yumak yu- mak bükülerek ıslak bir alnın üzerine yapışmış bir tutam kumral saçın al- tında, bir ölü kafasının parlıyan, cam- Jaşan gözlerini görüyoruz... Kirpikle- rini kırpmadan bir noktaya bakıyor... Dudaklarının bir tarafı, çenesile be- raber aşağı doğru sarkmış!.. Esmer yüzü üzerinde benek benek siyah, çü- rük kan lekeleri kımıldıyor... Göğsüne kurşun yemiş bir insan ıztırabile deri- deri çekilerek, tımakları morararak ke. | sik kesik nefes almaktadır... Polivas ise öbür tarafta, hâlâ oldü- | ğu yerde öyle kımıldamadan duru- j yor... Ortada, uzun bıyıklarını, mülevves bir kedi kuyruğu iğrençliği ile Mariya- nın esmer yüzünde dolaştıran asker, göğsünde bir bohça gibi sıktığı kızı, ikide birde yüzünden, ensesinden, du- daklarından öperek yarı memnun, ya- rı şaşkın bir halde etrafına bakını- Polivasın o sırada ağır adımlarla Faruğa doğru yürüdüğünü görüyo- ruz... Geliyor geliyor tam onun önün- de duruyor... Kin ve intikam hırsile 2 Temmuz. 1937 Moda haberleri KDeniz mayolarında yenilikler vardır.Düz renk yünlü mayo üze- rine renkli küçük çiçekler işlen- mesi modadır. Su geçmez parlak salenden mayolar çok rağbet bul- maktadır. X Yünlü elde örme blüzlarn üzerini küçük porselen boncuklar- la işlemek modadır. Açık pembe, mavi, gri, ve şampanya rengi podösüzt uzun el- divenler çok giyiliyor. Kürkten kaplar tül, yahut muslin üzerine dikilerek yapılıyor. Üzerinde çiçek, yahut manza- ra resmi olan porselenden düğme- ler çok kullanılıyor. * Çiçekli basmadan veya ke- tenden kısa tayör modadır. X Moda olan sarı renk elbiseler üzerine mor bolero giymek sayfiye yerlerinde çok rağbet bulmuştur. * Siyah beyaz karışık elbiseler yeniden moda olmaktadır. İpeklileri sertleştirmek Kadıköy, Necli: 1 - İpekli, sateni vediğeğ” ipeklileri sertlestirmek için kullandığınız kola ve jelâtinden iyi netice alamadınızsa fa da (gömme arabigue) 4 tecrübe in gibi eritip kullanınız. eki küçük sivilcelerin uç- larına kibrit çöpüne sarılmış ve İimon s0- yuna batırılmış pamuk dakundurumuz. Bir müddet sonra geçmezse cild doktoruna sorunuz. Terazi yerine. Erenköy, Sabiha: Evinizde terazi yoksa ölçüleri fincan veşa kaşık ile anlıyabilir- kristalize şeker 25 , süt 250 gram, tereyağı 200 gram, dövülmüş ceviz 115 gram, çe kirdeksiz üzüm 15 gram gelir. Saçların rengini açmak Çarşikapı, L, b. : 1 — Saçlarınızın ren- gini açmak için başınızı yıkadıktan sonra bir tas ılık su içerisine bir çorba kaşığı oksijeni! su, bir çorba kaşığı amonyuk ka- rıştırınız. Bu su ile saçlarınız çalkalayı- nız ve güneşte kurutunuz. Yüzün yuvarlak görünmesi için Moda 530 Fahire: Yüzünüzün yuvarlalş görünmesi için açık renk pudra kullanınız. Yanaklarınıza sürdüğünüz kırmızı güz al- tından başlıyarak kulaklara doğru yayı- hız. Yukarıdan çeneye doğru sürülen kır- mızı yüzü daha uzun gösterir, 2 — Suni yiye takılır, Birin- göz boyunca hep bir- İkincisi her kirpik tek tek ayri ayrı yapıştırılır. Bu tarz çok müş- küldür, fakat daha tabii görünür. Bunlat bep kış içimdir. Yazın açık havada, plâjda böyle suni şeyler kullanmak doğru değil- dir. — Nasıl yüzbaşı; buluşumü beğen- din mi diyor?.. Çok orijinal değil mi?.. Sana İbrailde öyle bir son gece yaşat- mak istedim ki!.. Ömrünün nihayeti- ne kadar bu son gecenin hatırasını unutmıyacaksın!.. Ne soğuk kanlı, ne vahşi ruhlu bir adammış bu yarabbi!.. Tabiat, insan kalıbı içinde böyle bir varlık halket- mekle acaba yaradılış kanunları ile alay mi etmek İstemiştir?.. Yoksa in- san ismi altında yaşıyan mevcudün, bazan ne korkunç, ne iğrenç bir hil- kat ucubesi olacağını ispat etmeğe mi çalışmıştır?.. Bu nasıl insandır, bu nasıl mahlüktur?.. Bu adamın taşıdı- ğa derinin altında, vicdan ve merha- met denilen hislerden eser yok mu- dur hiç? Yüzüne baktıkça, birdenbire enses mize yaş bir bez yapıştırılmış gibi tit- Triyor ve ürperiyoruz... y O hiçistifini bozmamıştır hâlâ!,,' Soğuk kanlılığını zerre kadar kaybet- miş değildir... Ayni sesle konuşuyor... — Biribirinizi seviyorsunuz!.. Yal nız biribiriniz için yaşıyorsunuz değil mi? Birdenbire deli ve boğuk bir kahkas ha fırlatarak parmaklarını, Faruğun saçlarına doluyor... Kafasını kaldır- yor... (Arkası var) |

Bu sayıdan diğer sayfalar: