9 Eylül 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

9 Eylül 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Istanbulda sabah pazarları kurulacak Bu pazarların yerleri on gün içinde kararlaştırılacaktır Dün İstanbul Vali ve Belediye reisi Muhiddin Üstündağ bir muharririmi- ze aşağıdaki beyanatta bulunmuştur: — 1 teşrinden itibaren Beyoğlu, Be- şiktaş, Eminönü, Fatih belediyeleri içinde 1 ikinci teşrinden itibaren de — belediye şubeleri mıntakalarında insan sırtında, omuzda ve başta gıda maddeleri taşınması yasak edilmiştir. İstanbul müstehliklerinin pek mü- him bir kısmı yıllardanberi her nevi yaş sebze ve meyva ihtiyaçlarını kapı- larının önünden geçen seyyar satıcı- lardan almağa alışmiışlardır. Yeni itti- haz edilen kararla her ne kadar seyyar satıcılık menedilmemekte ve ancak sıhhi ve insani düşüncelerle bu nevi ticaretin daha medeni bir şekle ko- nulması İstihdaf olunmakta ise de ilk zamanlarda seyyar satıcılarla eski gö- reneklerine uymıyan yeni bir taşıma sistemini tamamen alışmak. isleme- meleri ve bu yüzden evlerimizin önün- den eskisi kadar çok satıcı geçmeme- sini muhtemel görüyorum. Böyle bir hal ayni zamanda istihlâkâlı azalta- rak müstahsili de zarara sokar. Bu- nun için şehir içinde sabah pazarları kurulmasını lüzumlu görüyorum. Bu pazar yerlerinin intihabında dikkat o- Junacak nokta buraların doğrudan doğruya müessis çarşılara nisbeten uzak ve muhtelif semt ve mahallerin biribirine bağlandığı yerlerde olması ve pazar saatinden sonra kolaylıkla temizlenmeğe elverişli bulunmasıdır. Bu yerlerin kaymakamların başkanlı- ğında, başhekim, başmühendis ve te- mizlik âmirinden mürekkep bir heyet incelemeler yapacak, bu heyete ma- halli parti kaza başkanları da yardım edecek ve parti teşkilâtmdan da isti- fade olunarak on gün zarfında sabah pazarlarının yerleri tesbit edilecektir. Belediyenin motosikletli memurları her sabah hâl! dahilinde tekarrür ede- cek toptan flatleri süratle pazar yer- lerine bildirecekler, toptan fiat cedve- M pazar yerlerinin münasip mahalle- rine asılacak ve halkın gözönünde bu- Tundurulacaktır, Bu tedbirler müstahsil mıntaka olan İzmit vilâyetine bildirildiği gibi ayrıca İstanbula gönderilen sebz& ve meyvaların küçük ambalajlar dahilin- de yapılması ve kolayca kabili sevk bir halde gönderilmesinin müstahsillerin lehine olacağı noktası da nazarı dik- katlerine konmuştur. İstanbul halkmdan bu tedbirleri ko- Jaylaştıracak yardımları rica ediyo- rum. Polis enstitüsü Alınacak taleben talebenin listesi | hazırlandı "Ankara 8 (Telefon) — Cumhuriyet bayramında açılacak Ankara Polis enstitüsünün yalnız orta kısmı ihtiya edeceği haberi doğru değildir. Hazır- Jıklara göre orta, yüksek sınıflar gyni zamanda işe başlıycaktır. Polis enstitüsüne alınacak talebe- nin listesi hazırlanmıştır. Emniyet umum müdürü B. Şükrünün tasdi- kinden geçtikten sonra teşkilâta bü- dirilecektir. Trakya manevralarında bulunan İran heyeti Trabzonda “Trabzon 8 (Akşam) — Trakya mâ- nevralarında bulunan İran askeri he- yeti buraya geldi. Vali. belediye reisi, Komutan tarafından vapurda karşı- | landı, iskelede asker târafından selâm- landı. Kendileri Yeşilşurda misafir edildiler. Yarın İrana hareket edecek- lerdir, Şehrimizde bulunan İranın Ankara sefiri bugün Aksu vapurile İstanbula hareket etti, İDil teorisi Bir Yunan vapuru karaya oturdu Alemdar gemisi isi tarafından kurtarılarak Bozcaadaya tirildi İstanbul 8 (A-A.) — Yunan bandı- ralı Salamis gemisi dün sabah Pireye giderken Bozcaada şimalinde Mavro adası ile Prafo adası arasında ve Türk kara suları dahilinde kayalıklara ©- turmuştur. Çanakkaledeki Alemdar kurtarma gemisi vaki olan istimdat üzerine der- hal yetişerek kazazede gemiyi kurtar- mış ve Bozcaadaya getirmiştir. Dil araştırmaları ve Güneş i hakkındaki kitaplar İstanbul 3 (A.A.) — Türk dil kuru- mu genel sekreterliğinden: Türk dil kurumu ve Ankara Üniversitesi tarih - dil - coğrafya fakültesi adlarına basıl- muş ve basılacak olan dil araştırmaları kitaplarından başka olarak dil s0- rumlarına ve Güneş - Dil teorisine dair çıkarılan kitapların kurumla bir İlişi- gi olmadığı görülen lüzum üzerine ilân olunur, AKŞAM Sporu ilerletmek için Beden terbiyesi muallimle- rine spor teşkilâtında da vazife verilecek Ankara 8 (Telefonla) — Bu ders yılı başında lise ve orta mekteplerin beden terbiyesi muâllim kadroları bei- li olunca spor teşkilâtında müfid ola- bilecek bazı beden terbiyesi muallim- lerine mekteplerdeki işlerinin dışında #por teşkilâtında vazife verilecektir, Bu muallimler Çapa kurslarından ve Kilyos kampından geçmiş ve spor İş- lerine emek vermiş, bilgi ve görgüle- rinden istifade edilebilecek zevat ile Gazi Terbiye Enstitüsünün yüksek be- den terbiyesi kısmından mezun olan değerli spor muallimleri arasından $€- çileceklerdir. Bu muallimlerden, bilhassa sporda henüz çok ileri gidemiyen merkezler- de atletizm, futbol, hendbol, basket- bol, voleybol ve dağcılık gibi sporları teknik icablarile, şartlarına uygun bir Suretle yapmak işi istenecektir. Bun- lara umumi merkezce ayrıca ücret ve- rilecektir, Dört vilâyette spor sahaları yapılacak Ankara 8 (Telefon) — Haber aldı- Eımıza göre, birinci umumi müfettiş- lik şimdilik” ilk olarak Diyarbekir, Mardin, Muş, Bitlis vilâyetleri mer- kezlerinde birer spor sahası yapılma- sına karar vermişiir. Bu teşebbüs Cumhuriyet Halk Partisi başkanları- nın Spor işlerile yakından alâkadar olmalarının verimli bir tezahürü sa- yılmaktadır. Siyasal bilgiler okulun- dan mezun olanlar Gençlerden bir kısmı memuriyetlere tayin edildiler Ankara 8 (Telefon) — Bu yıl Sİ- yasal Bilgiler okulundan mezun olan 59 gençten B. Rıfkı Erzurum vilâyet maliyet memurluğuna, Talât, Musta- fa Hariciye Vekâletine, Fahri, Bedri, Halid, Hasan, Nihad, Aziz, Salâhad- din, Sabahaddin, Enver, Akif, Muh- sin, Fehmi, Şerif, Kemal, İsmali, Ek- Tem, Sadri, Şevket, Nafiz, Şahab, Tlü- seyin, Kemal Maliye Vekâletine, Na- yuk, Raşid, Mustafa, Hilmi Başvekâ- lete, Namık, Cemil, İbrahim Dahiliye Vekâletine, Muammer, Ziya, Fahri Emniyet umum müdürlüğüne, Salih Devlet demiryolunda memuriyetlere tayin edilmişlerdir. Diğer mezunlar askerlik hizmetle- rini ifaya gitmişlerdir. İzmir Fuarında Kızılay gardenpartisi İzmir 8 (A.A) — Şehrimiz Kızılay kurumu tarafından Fuar gazinosun- da gece bir gardenparti verilmiştir. Gartenperti sabaha kadar neşe içinde devam-etimiştir. İrmir (Akşam) — Havacılık haf- tasının sonu münasebetile İzmirde yapılan haya şenlikleri çok parlak ol- bulunan altı tyyare ile İzmire gelen on üç Türkkuşu öğretmen ve üyeleri, hava şenliklerine iştirâk ederek tay- yarelerle uçuşlar yapmışlar, çehir üzerine ve hava şenlikleri münasebe- tile on binlerce halkın toplandığı Hak kapınar meydanına beyannameler atmışlardır. İzmirde havacılığa karşı büyük bir alâka vardır. Gençlerimiz arasında fevkalâde inkişafa mazhar olan bu alâka; havacılığın korkacak bir tara- fı olmadığını ihtiyarlara bile göster- miştir, Bayram günü, paraşütle layyareden atılarak halkın bulunduğu meydana inen tayyareci kadın ve erkekleri gö- rTebilmek, onları yakından tarıyabil- mek arzusile meydandaki halk, bir- birini çiğnercesine koşuyor, ileri atı- yordu. Torbalı, Çeşme ve Ee sında göçmenler için evle! yapılıyor İzmir (Akşam) — Torbalı, Çeşme ve Kuşadası kazalarında kendilerine ara- zi tevzi edilen Bulgaristan ve Roman- ya göçmenlerinin evlerinin inşasins bu hafta içinde başlanacktır. İnşat sür- atle yapılacağı için geçen sene vilâye- timize gelen göçmenler, kurulacak bu göçmen köylerinde iskân olunatak- lardır. Bu sene gelen Bulgaristan göçmenleri için de önümüzdeki yu ev inşa edilecektir. muştur. Yüzbaşı B. Zekinin kumandasında (AKŞAM! ) ssedebi romani 'Tefrika No. 40 Mektep arkadaşları — Bir haftadanberi doktor Naci bey | buraya gelip gidiyormuş ta haberimiz Bürhan Cahid sim evde neler oluyormuş. Sen zaten beni kuşkulandırdın. Annem daha lâ- olmamış. Apartımandaki akrabaların- | kırdıya başlarken hissettim. Halası Cevvale başını salladı: — Kim bu hanımefendi? — Apartımanın sahibi. Cevvale arkadaşının kimden bahset- tiğini anlamamış değildi. Fakat baş- “ka zamanlar Süheylânm sonradan görmeler, uçkurlu çarşaflılar diye bah- settiği insanlar için bugün «hanıme- fendi. diye uzaktan bile hürmet gös- termesi sinirine dokunduğu için an- Yenmek istediğini halasına açmış. Be- nin: haberim yok, iki gündenberi bi- beni göklere çıkarmış,” annem bana bunları anlatırken nereye varacağını hissettim. Doktor şimdiye kadar ev- lenmek fikrinde değilmiş. Birdenbire karar vermiş. Fakat önce seninle an- laşmak istediğini halasına da söyle- miş. Hattâ halası anneme: — Doktor çok kıskançlır. Onunla evlenecek kız bir çok malırumiyetlere katlanmalıdır, demiş, Annem bu cihe- ti bana da sordu. Ben «kıskanç erkek evini ve karısını seven erkektir» dedim. Velhasıl mesele halloldu. Süheylâ o kadar çok söylemek ihti- yacında olduğu halde aklından geçen- leri bir türlü siralıyamıyor. Rasgele söylüyor. hikâye ettiği temasları, te- #adüfleri, konuşmaları biribirine ka- rıştırıyordu. Cevvale onun bu telâşını, heyecanı- m hayretle seyrediyordu. Süheylâ pek samimi idi. Bütün hislerini saklama- dan ona açıyordu. Hele doktor Naci- nin Cevvale hakkında fikirlerini oldü- ğu gibi hikâye edişi samimiyetinden şüpbe bırakmıyordu. Onun böyle açık yürekli oluşu Cev- valenin o kadar hoşuna gitmişti ki bir anda arkadaşının boynuna sarıldı ve | tü: — İnşallah mesud olursun Süheylâ dedi. Senin gibi hisleri bekir kalmış bir genç kiz mesud olmağa lâyıktır. Süheylâ ona nasıl teşekkür edece- ğini bilemiyordu. Bu vaziyeti hazırlı- yan Cevvale idi ve Süheylâ bunu ka- tiyyen unutmıyacağını ona temin edi- yordu. İki arkadaş gecenin ileri saatlerine kadar konuştular, Fakat Süheylânın çenesi duracak gibi değildi. Evine ha- ber yolladılar ve iki arkadaş Cevva- lenin geniş karyolasına uzanarak konuşmağa devam ettiler, Süheylâ çok söylemenin verdiği yorgunluk ve bütün varlığını kaplı- yan sevincin yarattığı sarhoşluk için- de kendinden geçip uyuduğu zaman akşamdanberi biribirine nd, kırıcı, uğuşturucu hisler ve fikirler içinde kendinden başkasına ait sevinçlere ortak olmağa çalışan Cevvale bir za- man gözleri açık bir taş bebek sessizli- gi ile kaldı. Arkadaşını uyandırmamak için hareket etmemeğe çalışarak sa- dece vücudünü dinlendiren genç kızın kafası bin bir düşünce ile dolup taşı- İ bütün şefkati ile yüzünü, gözünü öp- | ğa mmm lm yordu. Yerini bulamadığı gizli bir ağrı'onu | uyutmuyordu. | İçin için sızlıyan bu yara nerede idi. Hayatında biç değişiklik yoktu. Çizdiği yolda sendelemeden, yorulma- dan gidiyordu. Nibayet bir buçuk, iki | yıl sonra doktor olacaktı ve profesör- | lere kadar bütün tanıdığı şefler, dok- torlar ona İyi bir meslektaş olacağını söylüyorlardı. Aile hayatında kendini sıkan bir şey de yoktu. Artık annesile ayda, iki ayda bir mektupla konuşuyorlardı. Paraca sıkıntısı yoktu. Teyzesi ona o kadar ısınmıştı ki geç geldiği akşam- lar kapıda bekliyordu. Maddi acısı yoktu. Kalbi serbesiti ve bu hürriyet onun tapındığı gururunu mütemadiyen bes- yordu. . O halde bu içten içe sızlıyan yara neredeydi. Bazı ruhi ağrılar vardır ki insanı narkoz almış gibi uyuşturur, Hayati arzularını felce uğratır. En keyif veri- ci muvaffakıyetler bile bu bedbinliği yenemez. İşte bu gece Cevvâlenin ben- liğini kaplıyan ve sızlatan ağrı bu ne- Yi içten gelen o uyuşturucu ve boğu- cu ağrılardandı. Yerini ve sebebini anlıyamadığı bu tatsızhk genç kızı saatlerce gözleri açık düşündürdü. kıvrandırdı. Halsizlikten, | İzmirde havacılık haftası şenlikleri parlak oldu Tayyarecilerle paraşütçülerin gösterdikleri muvaffakıyet çok takdir edildi İzmirde Halkapınar meydanmda Türkkuşu hangarı 9 Eylül 1937 Tayyarelerimiz, İzmir halkını sa- mimi bir şekilde selâmlamış, teva- zula yürüyerek meydanda Türkkuşu için inşa edilen hangara girmişlerdir. Paraşütle atlıyan kadın ve erkek üç tayyarecimiz, bu sene Ankara mo- torlü tayyare kampında tayyare kul- lanmasını öğrenen gençlerimizdir. İz- mirin mütehavvil hava cereyanları yüzünden meydanın tam ortasına ine- miyen, ilerideki ağaçlık sahaya sü- rüklenen paraşütçülerimiz, gayet 50- Hukkanlı hareket ederek ârızasızca yere inmişlerdir. Havacılık şenliklerinde vali B. Fazlı Güleç, müstahkem mevki ko- mutanı general Rasim Aktuğ, Türk hava kurumu müdürü B. Şevki De- mir ve idare heyeti üyeleri de bulun- muşlar, tayyarecilerimizi takdir ot- Türkkuşu filosu, salı günü İnönü kampına gitmiş ve bu tayyarelerden birile İzmir Türk hava kurumu $w- besi müdürü B. Şevki Demir de evve- 1A İnönüne, oradan Ankaraya geç mişlir. Trenlerde verilen telgraflar nasıl muamele görecek? Ankara 7 (Akşam) — Devlet De- miryolları umum müdürlüğü, yolcu- lar tarafından trenlerde verilen tel- grafların nasıl muamele göreceğini teşkilâtına bildirmiştir. Buna güre yolcuların vereceği telgraflar tren baş- memurluğu tarafından flk istasyona teslim edilerek makbuzu alınacak yol- cuya verilecektir. İstasyonda telgraf merkezi bulunmadığı takdirde telgraf- Jar Devlet Demiryolları hatlarından istifade edilmek suretile mahallerine çekilecektir. uykusuzluktan düşünceleri kâbus ha- line gelmeğe başladı. Nihayet sırf bu ıztırap veren ruhi ihtilâçlardan kur- tulmak ister gibi gözlefini kapadı, ... Ayni haberi ona bir kaç gün sonra hastanede bizzat doktor Naci verdi. Otomobil münakaşasından sonra genç kıza karşı biraz kızgın görünen dahi- Biye başasistanı ona koridorda tesadüf etmişti. Cevvale selâm verip geçmek isterken doktor Naci durdu. Neşeli görünüyordu: — Haberiniz Yar mı Cevvale hanım, dedi. Arkadaşınızla Genç kız iğreti bir tebessümle: — Tebrik ederim efendim, dedi. Sü- keylâ sizi mesud edecek bir kızdır. — Teşekkür ederim. Sizin arkadaşi- niz olması zaten bunu vaadetmeğe kâfidir. Ve sesini yavaşlatarak ilâve etti: — Şunu da itiraf edeyim ki bana evlenmek arzusunu veren sizdiniz. SİZ Cevvale bahsi kısa kesmek ister gi“ bi: — Ne münasebet efendim, dedi, Bu kadar ciddi bildiğimiz bir doktorumuğ hayatını tesadüflere bırakır mı, buns imkân var mı? Bununla beraber Sü” heylâ mesud olmağa Jâyık olduğu ka“ dar mesud etmeğe de muktedirdir. (Arkası var).

Bu sayıdan diğer sayfalar: