September 10, 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

September 10, 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 Eyidi 1937 Amerika şehirlerinde kedilere AKŞAM karşı mücadele açıldı Geçenlerde belediye serseri kedile- Tİ toplatmağa karar vermiş ve sokak- larda, yakalanıp getirilecek her bir kediye mukabil beş kuruş vereceğini #lân etmişti, Bü karar kedileri seven- lerin çok canını sıkmıştı. Birçokları «Kedi ziyansız bir hayvandır. Hattâ, fareleri yakaladığı için, birçok fay- dası bile vardır. Varsınlar sokaklar- da gezsinler, ne zararı var?» diyor- Amerikada yapılan tedkikler ke- dilerin büyük zararları olduğunu meydana çıkarmıştır. Bu sebeble bü- tün Amerika şehirlerinde belediyeler kedilere karşı mücadele açmışlardır. Yalnız bu mücadelenin şekli başka- dır. Amerika belediyeleri sokağa kedi salıverenden 25 dolar ceza alıyorlar. Amerikada serseri köpek gibi serseri kedi de olmadığından sahipsiz kedi- ler için ayrıca ahkâm konmasına lü- #um görülmemiştir. Kedilerin taşıdıkları mikrop Amerikadaki tedkikler kedilerin birçok . hastalıkları nakilettiklerini göstermiştir. Bunlar yemek kapları- Da, şuraya buraya burunlarını soka» Tak birçok mikroplar bırakıyorlar, Kediler vereme müstaiddirler, Bu hastalığın yayılmasında kedilerin bü- yük rolleri olduğu anlaşılmıştır, Bundan başka difterinin sirayetin- | de de kediler mühim bir rol oynarlar. Kediler difteriye tutulmazlar, fakat difteri mikrobunu taşırlar ve uzun müddet muhafaza ederler. Amerikanın meşhur doktorların- dan Mitehelle yaptığı tedkikler netice- sinde birçok kimselerin «Kedi kor- kusu; adını verdiği bir hastalıktan Mmuztarip olduklarını meydana çıkar- mıştır. Bu hastalardan bazılarının kedi görür görmez bütün tüyleri di- ken diken olur. Diğerlerinin mideleri bulanır, üzerlerine bir titreme gelir. Başkaları ise görmez olurlar, Kedi Serseri kedilerin bir çok hastalıkların yayılmasına sebeb oldukları anlaşıldı “ Kedi “dokuz canlıdır N sözü nerden gelmiştir? Mısırdaki kıtlıklarda kedilerin rolleri yanlarından uzaklaşır uzaklaşmaz derbal iyileşirler. Kedi kokusu Doktor Mitehelle bu ıztırabın s€- belerini araştırmıştır, Iztırab halin- de olan hastalara hiç kedi kokusu alıp almadıklarını sormuş, fakat hep- si kedi kokusu almadıklarını söyle- mişlerdir. Buna rağmen Mitchelle bu ıztırabın kedinin neşrettiği bir ko- kuğdan ileri geldiğine karar vermiş- tir. Kedinin kendine mahsus bir ko- kusu vardır. Fakat her burun bunu hissedemez. Halbuki bu gibi hastala- rin burnu bu kokuya karşi gayetle hassastır. Kjedi yanlarına yaklaşınca burunları bu kokuyu âlır ve derhal hastalanırlar, Kedilerin birçok diyar. larda nefretle karşılanmasına sebeb budur. Kediler şimdiye kadar bilin- miyen bu «Kedi kokusu» hastalığı yüzünden cadılarla büyü ile alâka. dar görünüyorlardı. Kediye niçin dokuz canlı derler? «Kedi dokuz canlıdır» sözü her milletin lisanında vardır. Bu söz dün- yaya Mısırlılardan hediye kalmıştır. Eski Mısırlıların en müthiş ilâbisirın- dan biri Basttı, Bu bir kedi kafası ile temsil edilirdi, Etrafında kedi yav- ruları bulunurdu. Diğer sekiz Mısır ilâhının da kedilerden pek hoşlandı- $ı söylenirdi. Bu dokuz ilâh kedilerin muhafızı olduğu için kedi hayatının insan hayatından dokuz defa daha emin olduğu tasavvur edilirdi. İran İmparatoru Keyhüsrevin oğ- Iu Kambiz bir sefer Mısırlıların bu kedi aşkından istifade etmiştir. Kral bir Mısır ilâhının merkezi olan Pelu- slumu almağal çalışıyor, fakat bir tür- li muvaffak olamıyordu. Nihayet kurnaz bir çare düşündü. Yüzlerce kedi toplıyarak Oomüdafaa halinde olan Mısır ordusunun ortasına Salı- verdi. Kediye karşı büyük hürmet ve aşkları olan Mısırlılar (o şaşırdılar ve paniğe uğradılar. Düşmanları bundan istilade ederek kolayca ga- yelerine vardılar. Mumyalanmış kediler Eski Mısırlıların kedilere karşı hür- metleri o kadar büyüktü ki onları in- san ölülerini mumyaladıkları gibi itina İle mumyalarlardı. 1890 senesi- ne Ben Kasan hafriyatından binlerce mumyalanmış kedi bulunmuştu. Hiç bir kedinin öldürülmesine ce- saret edilemiyen Mısırda nasıl oldu da memleket kedi ile dolmadı? Meş- hur Yunan tarihcisi Herodot bu me- seleyi tedkik ederek şu neticeye var- mış: «Eski Mısırda anne kediler yav- Tularını doğurduktan sonra bu yav- Tulara o kadar çok bağlanıyorlarmış ki erkek kedileri ihmal ediyorlarmış. Erkek kediler de kıskanarak vahşile- şiyoılar ve kedi yavruları öldürü- yorlarmış. Bu suretle Mısırdaki ke- diler fazla artmıyormuş. Kıtlıklarda kedilerin rolü Eski Mısırda kıtlıkların bir çoğu” nun haşerat ve çekirge tehacümü ne- İlcesi olduğu ispat edilmiştir. Zanne- dildiğine göre binlerce kişinin ölümü ile neticelenen bu kıtlıklara sebe biyet veren gene kedilerdir. Çünkü kediler haşeratı yiyen kuşları avi yorlar, Kuşlar azalınca haşarat ço- aliyor ve mahsulü yiyerek kıtığa sebebiyet veriyorlar. Hesaba meraklı Amerikalılar kuş avlıyan bir kedinin kendi memleket- leri için senelik ziyanı hesaplamış- lardır. Bir ağaç kakan ağaç böcek- lerini yemekle senede Amerikaya 20 dolar kazandırmaktadır. Bir kedi en aşağı senede beş lane ağaç kakan öl- dürse senelik 100 dolar ziyan yapıyor demektir. Altı sene yaşasa tek bir kedi milli serveti 600 lira ziyana 80- kuyor demektir ki çok mühimdir, MEŞHURLAR SERİSİ: Sahife 7 Ressam Şevket Dağ Gazetelerde, bilhassa mizah gazete- lerinde meşhur ressam bay Şevketin bir oturuşta bit tepsi börek yediğine zılar okumuşsunuzdur. Resim ın sofra başında yapılmış ka- rikatürlerine sık sık rastlamış: dır. Hakikuten meşhur ressam 100 ki- loyu çoktan geçmiş iri vücudu, kır. ANIZ mızı yanakları ile midesine bir baylı düşkün bir insan tesirini verir, Fakat sanat - — Midenize pek düşkünmüşsünüz, Doğru mu? z Suali karşısında hakkında çıkan şayialerı şöyle tekzip eder ve der ki; — Evet... Bazı mizah gazeteleri bir oturuşta 15-20 patlıcan dolmasını &i- lip süpürdüğümü yazarlar. Ne mü- nasebet?.. yle son de- rece çok yemek yiyen bir adam deği- lim. Ben yemekte bir dilim ekmek ye- rim. Fakat bakınız meyvaya son de- Tece düşkünüm. Mümkün olduğu Ka- dar fazla meyva yerim, Meselâ akşam üstü otururum, karpuz, kavun yerim. Üzerine de bir sade kahve içerim, ohhh Ressam Şevket Dağ pehlivan Ressam Çallı İbrahimin Yenicami avlusunda ârzuhalcılık ettiğini oku- duğunuz zaman her halde şaşmışsi- nızdır. Şimdi de gayet ince resimler yapan ressam Şevket Dağın hiç ak- ınıza gelmiyen bir tarafını Size an- Jatacağım Ressam bay Şevket Dı Yvanlarile diye onların sırtlarını yere getirmeğ; vatfak olmuştur, Bugün üstadın: — Şu pazulamı diye bir teklifi Şu bay Şevket Dağın olma d nuz mu şaşarsınız. Bu kolun zuları taş kundu- iri pa- üstadlarındanmiş... 40 senedenberi profesörlük eden Yı gün çelik gibi sağlam bi. 100 kilodan epey fazla olan vücudu bir çekirgeden çok daha çeviktir. Me selâ ressam Şevket Değ vücudunun daha fazla şişmanlamaması için her gün bir müddet yürür. Dehşelli de- nizeidir. Kendisinde sandal ve kürek merakı mütbiştir. İyi kürek çeker. Şık mayosunu giyip denize girer Ye iyi yüzer. Hayatında içki içmiyen adam Eğer içki düşmanlarının içki iç- meyenlerin heykellerini diktirmesi zımgelseydi muhakkak ilk basla ressam Şevk; eykelinin yapıldı- ğını görürdük. Çünkü sanatkâr bü- | tün hayatında ağzına alkolun dam- lasını koymuş değildir. Şimdiye ka- dar kendisi bir tek sigara içmemiş- tir. Kıymetli ressamın hayatında en çok sevdiği sey sıhhatidir. Sıhhati küğük bir anzaya uğr cak diye titrer. Bütün hayatını sıhha- tinin mükemmel gitmesi için kurdu- ğu gâyet muntazam bir proğramla geçirmektedir. Her şeyde, ha; her safhasında sıhhatini . Meslâ köndini çok yormaz, kendir yoracak derecede yüözmez, kendini yorack derecede spor yapmaz, hâttâ resmi son derece sevdiği halde ancak keyfi istediği, canı çektiği zaman ya- par ve resimde de katiyyen kendisini yormaz. Mazmafih o mükemmel bir sporcu- dur. İsterse hâlâ bile en ağır gülleleri kaldırır, evinde hâlâ kocaman demir gülleleri vardır. Gençliğinde 80 kilo ağırlığındaki gülleleri yüzünü bile buruşturmadan kaldıran sanatkâr hâlâ oğlunu gülle ie spor yaparken görünce dayana- maz, derhal gülleleri yakalayıp kal- dırır, 40 senelik hayat programı Sanatkâr o kadar muntazam gar ki 40 senedenberi kendisine diği hayat proğramı hiç aksam; - tir, Meselâ kırk senedenberi saat 10 da uyur, saat beşte uyanır. Resimden, derslerinden yoruld zaman en büyük zevki havası ve suy iyi olan yerlere gilmek, orada yeme- ğini yemek, nefis bir su içmek, nefis bir hava içinde biraz şekerleme yap- Ehhhh... Şimdi insaf edin! şeralt altında n nasıl yıpranır? Ve nasıl ihtiyarlar? Ressam Şevket çok neşeli bir adam dır, mesuddur. Hayatından küçük şikâyeti bile yoktur. O bütün rine kevuşmuştur. Sanatır çük, fakat güzel bir evi vard e dolu bahçesi gönül aç Millet kendisine 1 ti göstermiş, kıym mebusu yapı rine dır. Bunun için bo 1 ve neşeli neşli r... İyi yeme gini yer, temiz m asın alır yalısında me Meşhur ressi geceleri sokağa çıkmamasıdır gitmez, t itmez. ever, fakat buraya da gece git mez, o yukarıda söylediğimiz gibi sa- at onda mutlaka uyumuş bulü ak tır En büyük merakı da bahçesidir. inin plânını kendi yaj ulaşmış, kücük n bir hususiyeti de Balo, artroya 5 Ressam Şevket tevkif adilive Senatkârın, sanat hayatı çok eskidir. sergide ressam Şevketin hir olunmuş ve çök beğeniimiştir. 35 sene evvelki Atina gazeteleri ressam İ Şevketten sitayişkârane Uzun uzün bahsetmişlerdir. Ressam Şevket gençilğinde epey mücadeleler yapmıştır. Mese'â bi" gün genç ressam Ayasofya camisinin avlusunda resim yapmak istiyor. Pa- letin! çıkarıyor, çalışmağa başlıyor fakat tam bu esnada iki zaptıye ye nına yaklaşıyo: Ne yapıyorsun sen burada. . di- ye genç sanatkâr: yakapaça götürü- yorlar. Şefik paşanın zâmanındı Ressam tevkif olunuyor. Bu 8 a- natkâr sadrazama bir istida veriyor, Uğraşıyor ve didişiyor 'ket için iradı iye çıkıyor, her verde ves sam Ş Bu ivada ileigene resim yapmak sal X İran şahına hediye edilen t»blc Ressam Şevket çok muvaffak olmus tablolar yapmıştır. Yenicamiir a1 gösteren bir tal nu bundan bir müddet evvel İstanbula gelen İran Şehinşahı pek ziyade beğenmiştir. Şehinşah bu tablonun önünde uzun uzun durmuş ve: — Şaheser!... demiştir. Bunun üzerine bu tablo satı narak Haşmetlü misafire hediye edil miştir. Portreci Deri piyasası hararetlendi Deri piyasası çok hararetlenmiştir. Fiatler birdenbire 15 kuruşa yakın yükselmiştir..Bir çok yerlerden sipa» rişler vaki olmaktadır. Sovyet Rusya hesabına iş yapan tas cirlerin piyasada görünmeleri canlı hareketlere mi görülmektedir. oslovaklar daha ziyade koyun derisi alıyorlar. Keçi derilerine de 160 - 220 kuruştan epice müşteri vardır. Amerikalılar şehrimizde kesilen hayvanların derisini salmura halin de mübayad etmektedirler.

Bu sayıdan diğer sayfalar: