12 Eylül 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

12 Eylül 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

12 Eylüt 1937 2 — SİYASİ İCMAL: Niyon ve Cenevre toplantıları fe Alman) or. İtalya ve Almanya ar vapurlarının em- ademi müdahale komi- görüşülmesini ileri sürmüş- İng bu. işin tesinde lerdir. * konsey asıl müzakereleri: izmirin kurtuluş bayramı, bu seneki tezahürat çok parlak oldu İzmir kurtaluş bayramında toplanan halk, aşağıda Izmir S1 (Akşam) — İzmirin kur- tuluş bayramı, bu yıl, diğer senelere nazaran çok parlak tezahüratla tesid edilmiştir. Bu seneki kurtuluş bayra» mını kullamak için Ege mıntakasının muhtelif yerlerinden İzmire gelenlerin sayısı yüz elli bine yakındır. Bu kadar büyük bir kalabalık, İzmire dolunca şehrin nasıl bir vaziyet alacağı derhal gözönüne getirilebilir. Bütün oteller, lokantalar, o güne mahsus olmak üze- re dolup taşmıştı. Pek çok kimseler, otellerde yer bulamadıklarından Bele- diyece bir müsaadel mahsusa olmak üzere o gece sabahın kadar açık bıra- kılan kahvelerde sabahlamışlardır. 9 Eylül sabahı, zaferin kutlama me- rasimi yapılan yerler, kalabalık hakla dolmuştu. Sabahleyin Şehidler âbide- si ve kışla önündeki meydanlarda İz- dihama mani olmak için fevkalâde ted- birler alınmıştı. Şehidilkteki merasi- da postanenin deliğini çıkarıyor. ne rağmen müzakere | Iâkadar devletler | l | | ecek haftaya, asamblenin t0p- kn ler kışlaya merasimle bayrak çekilirken meydanda zafer alayına iştirak eden zeybekler a an riraya. — Dırakmıştır. zarlesi günü toplanacak- mede Akdenizdeki korsan- ti tarafın» ümet kendi gemilerini ba- tahtelbahirlerin. Frankonun bayrağını çeken İtalyan. hirleri olub doğrudan doği tıran desi mucibince buna ba iş ve keyfiyet ruznameye ko- mulmuş bulunuyor. Cenevredeki bu müzakereler gayet mühim. olub Av- rupa sulkü üzerinde müessir olacak- tar. Feyzullah Kazan mi mütcakip kışlaya ve hükümet ko- nağına merasimle bayrak çekildi, halk bu sırada coşkun tezahürat yaptı. On beş sene evvelki İzmirin kurtuluş hatı- raları tazelendi. Öğleden-sonra büyük bir zafer ala- yı tertib edildi. Halk, bu alayı coşkun tezahürat yaparak alkışladı. Alayın geçtiği yollardaki binaların pencere ve balkonları yüksek fiatlerle kiralan- mıştı. Zafer alayında en çok nazarı dikka- te çarpan varlık, Parti teşekküllerinin alaya fevkalâde parlak bir şekilde iş- tirakleri olmuştur. Her kazadan gelen Halkevi bandoları, Türkşpor kurumu, kalkan oynıyan ihtiyarlar, zeybekler ve ciritgiler zafer alayında yer almış- lardı. Halk, bunları durmadan alkış- lamıştır. 9 Eylül bayramı münasebe- tile İzmire gelen halk, Fuarı da ziya- ret etmiş, İzmir iktisadi bayramına 19 tirak etmiştir. AKŞAM Türk - Alman ticaret £ anlaşması Tüccar, iz izahnamenin gelmesini bekliyor Türk - Alman ticaret ve kler I sının imzalanması münasel Berlindeki Türk heyeti âzalarından İktisad Vekâleti iç ticaret umum mü» dürü B, Mümtaz Rek ile raportör B. Cabir dün sabahki ekspresle şehirimi- xe gelmişlerdir. ş tisad Vekâleti müste- doğlu; Türkofis reisi B. Bürhan Zihni ve diğer zevat tedkil- lerde bulunmak üzere Almanyada .kal- mışlardır. Bu tedkiklerin iki, üç gün- de bitirileceği ve müsteşarın en kısa zamanda Ankaraya döneceği haber alınmıştır. İzahname bekleniyor Diğer taraftan, Almanya ile yapılan yeni anlaşma hakkında piyasa bir izahname beklemektedir. Ajans-ile ve- rilen tebliğ alâkadarları kâfi derecede tenvir edememiştir. Ağleb ihtimal bu izahname, B: Fa- ik Kurdoğlu Ankaraya döner dönmez ihzar edilecektir. Daha evvel hazırlan- ması da muhtemeldir. Devletler arasındaki ticari münase: betler bazan iki taraftan birinin aley- hine inkişaf etmekte, bir taraf diğer tarafından alacaklı çıkmaktadır. Blo- kajlar anlaşmalârın işliyememesine .sebep olduğu cihğtle ehemmiyet kesbet- mektedir. Bunuğ önüne geçmek içini Triparti usulünğn kabulü ileri sürü- lüyor ve iki devlet arasında yapılan anlaşmaya bir üçüncü devlet iştirak ediyor. Bu suretle alacaklı tarafın pa» rası üçüncü devletin de iştirakile da» ha müsaid şekilde tesviye ediliyor. Türk - Alman ticari münasebetle rinde de bu şeklin kabul edildiği an- laşılmakta, fakat üçüncü devlet henüz bilinmemektedir. Bu usul blokajları azaltmak bakımından elverişli olduğu için piyasa memnundur. 'Triparli halen, Almanya - İngiltere - Amerika arasında tatbik edilmekte ve fakat tamamen serbes esasa İstinad etmektedir. Bisikletle giderken hendeğe yuvarlandı Birçok yerlerinden ağır surette yaralandı Evvelki gece yarısı Şişli - Büyükde- re yolu üzerinde bir kaza olmuş ve bir garson ağır surette yaralandığından söz söyliyemiyecek bir halde Beyoğlu hastanesine kaldırılmıştır. Vaka şöyle cereyan elinişlir: Garden barda garsonluk eden Ce- Iâl, gece saat ikide işini bitirmiş ve bir bisiklete binerek yola çıkmıştır. Celâl, Şişliden sonra Büyükdere yolunu ta- kib etmeğe başlamıştır. Tam Mecidi- ye köyünde 42 nci ilk mektebin önü- ne geldiği bir sırada uykusuzluğun te- sirile kendisinden geçmiş ve bu sırada bir hendeğe yuvarlanmıştır. Bu hen- değe yuvarlanış sırasında Celâlin, ka- fası, gözü ve yüzünün muhtelif yerle- Tİ bir ağacın gövdesine çarpmış ve gar- son çok ağır surette yaralanmıştır. Burada devriye gezen memurlar, iniltinin üzerine kaza yerini bulabil- mişler ve ağzından hiç bir söz alma- ğa muvaffak olamıyarak Okendisini arkasında güvercinler çoğalmıştır. Resmini inüz 3 yaşında, Mediha adındaki kız, bunun için yiyecek satarak gün | ralarmı gösteren fotograflar kanzan- Beyoğlu hastanesine kaldırmışlardır. Fotograf müsabakasında kazananlar Bu seneki festivalde açıları fotograf sergisi müsabakası neticelenmiş ve müsabakayi kazananlara mükâfatlar verilmiştir. Tarihi manzara ve resim- lerden birinciliği Süleymaniye cami- sinin iç görünüşünü gösteren fotograf kazanmış ve 100 lira ikramiye almış- İkinciliği Ayasofyanın iç görünüşü, üçüncülüğü Şehzade camisinin iç gö- rünüşü kazanmıştır. İkinciye 50, ü- çüncüye de 25 lira ikramiye verilmiş- tir. Tabit manzaralar müsabakasında birinelliği hiç bir resim kazanmamış. tır, İkinciliği Rumelihisarının, Üüçün- * ellüğü de Anadolühisarının mânza- mıştır, MEŞHURLAR SERİSİ: Aka Gündüz Aka Güdüz 10 gece 11 gün aç kalıyor - Romancı iki kere idamdan nasıl kurtuldu - Akanın EN Bugün 70 cild eseri olan romancı Aka Gündüzün hayatı hakiki bir r0- man, hattâ daha doğrusu birkaç ro- mandir. İki kere idama mahküm alar, iki defa ipten boynunu kurta- ran Aka hayatında birçok günler aç kalmıştır. Bu aç geçen günler pek fe- cidir. Aka Gündüz Selânikte, sürgün- de... Arkadaşı eski İttihad ve Terakki müfettişi Nesimi Sarımla beraber. Selânikte evi var amma sürgün diye kendisine kiracısı para vermiyor... İş- te bu zamanlarda Aka en azı iki gün sürmek üzere birkaç kere aç kalmış- tar. Bu açlık günlerinde Aka Gündü- zü Selânikte meşhur bir sima olan meyhaneci Tokli doyurmuş... Tokliyi bugün Aka daima: «Çok iyi adamdi» diye anar. (bu iyiliksever meyhaneci o vakitler birçok Türk mü- nevverlerine yardımlar ederdi... Komitecilik günlerinde ve bu açlık zamanlarında Aka Gündüze garip bir merak gelmiştir. Bir gün meşhur romancı şöyle dü- 10 gece 11 gün aç durabilmiştir. Bu müddet içinde «Bu toprağın kızı» mu- harriri sadece su ve sigara, bir bar- dak ta çay içmiştir. Nihayet Akanın bu müthiş tecrübe- sine nihayet vermek istiyen eniştesi bay Haydar: — Bu tecrübe değil, delilik... Artık perhizi boz... Başına ne belâ gelirse gelsin, insan 11 günden fazla aç kala” maz... Diye israr etmiştir. Bunun üzerine Aka Gündüz perhi- zini bozmağa karar vermiştir. Lâkin iyim bozarken de şöyle düşünmüş- — İnsan bir belâya uğrar da aç ka- nırsa bu açlık müddetinden sonra adama tavuk suyu, tavuk haşlaması vermezler ya... Ne bulursa onu yer... İ Ben de öyle-yapayımı.. Bukalım vü- cudümde ne tesir göreceğim?.. Diye- rek 11 günlük açlıktan sonra köşede- İ ki ahçıya gitmiş, kuru fasulye ile pi- lâv yemiştir. Maalesef Aka Gündüz meşhur bir romancı olduktan sonra da aç ve ışik- sız kalmıştır. Böyle günlerinde Kendi. si gibi parasız bir arkadaş Akaya bir mum ve yarım okka. ekmek gönderir- miş... Aka Gündüz bu yarım okka ek- meği katıksız yer ve mumun titrek ışığında Türk edebiyatına geçen en güzel yazılarını yazarmış. Aka Gündüz idam mahkümu Birinci Babıâli baskını... Fakat bas- kın muvaffak olamıyor, Baskının ele- başları yakalanıyor. Bekirağa bölü- ğüne tikiliyorlar.. Bunların içinde ikisi idama mahküm oluyor... «Übey- dullak efendi», Aka Gündü: Kendilerine divanıharpte sorulu- yor: — Maksadınız ne idi?.. — Hükümeti devirecek, yerlerine geçecektik. — Onlar çekilmek istemezlerse ne yapacaktınız? İkisi de pervasız cevab veriyorlar: — Öldürecektik! Bu itiraf üzerine divamharp kara- rını veriyor: İdamt., Karar bugün, yarın infaz edilecek iken ikinci Babıâlt baskını patliyor ve Übeydullah efendi ile Aka Gündüz boyunlarını bu suretle ipten kurtarı- yorlar, Darağacından ikinci kurtuluş Darağacından kurtuluşunu Aka Gündüz kendisine mahsus güzel dili- le çok güzel anlatır. Der ki: — İkinci idam meselesi başıma Ya- kub Cemil işinden geldi. Halbuki be- nim Yakub Cemil işile hiçbir alâkam ve suçum yoktu. Yakub Cemil yaka- lanmış, verdiği ifadede: — Devleti devirmek fikri bana ma- yıs ayında geldi. demiş, Bunun üzerine düşünmüşler ve şöy. le bir karar vermişler: Yakub Cemil — — bu ay içinde mutlaka birsi kışkırt mıştar, Yakub Cemile sormuşlar: — Mayıs ayı içinde nerede idin? Bunun üzerine hemen karar ver- mişler: Yakub Cemili Aka Gündüz ! Beni yakaladılar, divanıharp relsi. ne «Turuncu paşa» derlerdi. benim arkadaşım.. beni bir köşeye çekti: — Yakub Cemil böyle böyle söy- ledi. Kendini iyi müdafaa et... Dedi. Sinirlendim: — Ben kendimi ne müdafaa edece- ğim? Dedim. Yakub Cemile tekrar sonrunuz: «Bu işte Aka seni kışkırttı mı? deyiniz. Eğer israr ederse ceza- ma razıyım. Divanıharp huzuruna çıktık. Bun- dan sonra beni höcreme kapadılar, Bütün gece uyuyamadım. Pencerem Beyazıd meydanına bakıyordu. Pen- cere önünde gözlerim açık düşünce- ye dalmışım... Birdenbire omuzuma bir şey dokundu. Başımı çevirdim. Bir gümüş kamçı sapı... Bu sefer göz- lerimi yukarıya kaldırdım: Divanı- harp reisi, yanında hapishane müdü- rü, Bekirağa bölüğünün gayet meş- hur kör gardiyanbaşısı ve maiyeti... Bu alayı görünce gayri ihtiyari göz“ lerim bu sefer pencereye çevrildi. Di- şarda mor bir sabah ışığı... Perde per- de şafak söküyor. Tam idam hüküm- lerinin yerine getirildiği zaman... Bu höcreme giren alayı hapishane mü- dürünü, kör gardiyanbaşıyı ve saire- yi gördükten sonra artık şüphem kal madı. Çünkü divanıharbın idam ka- rarları mahküma tebliğ edilmezdi. Beni de bu mor sabah ışığı içinde ida — Hazırım... dedim, müsaade edi- niz de ceketimi giyeyim. Divanıharp relsi bir daha omuzu- ma dokundu: — Uzun etme.. dedi, kefeni yırttın... 'Beraet ettiğini haber vermeğe gel- dim... Aka Gündüz ayı besliyor Akanın birçok hususiyetleri vardır. Bunların başında yaman bir avcı olması gelir. Sonra hayvanları son derece sever, Meselâ onun gözel bir ayısı vardır. Aka Gündüz bu ayıyı kendisine alıştırmıştır. Bu ayı sene lerce ilkmektebe gitmiştir. Evet hay- ret etmeyiniz. Akanın yakın tanıdık- larından bir çocuk ayıyı her sabah mektebe götürüp akşamları tekrar eve getirirmiş. Ayı bütün çocuklara, çocuklar da ayıya son derece alışmış» lar. Mektepte çocuklar ayıya çikolata, fıstık, findik verirlermiş... Artık bu Şe» ralt altında ayı nasıl mektebe devam etmesin... Portreci

Bu sayıdan diğer sayfalar: