22 Eylül 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

22 Eylül 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

22 Eylüt 1937 — — AKŞAMDAN AKŞAMA: Pastırmanın arkasından bir mersiye tecrübesi İ. Gazetelerde bir haber çıktı; Pas- tırma lâğvoluyormuş, Hayır, müba- lâğa etmiyelim. lâğıv değil, muvak- katen tatil... Zira bu mübareğin va- tanı olan Kayseride, gayet kötü, ga- yet gayri fenni pis şeraitle pastırma, Sucuk yapıldığı tahakkuk etmiş. Asri bir mezbaha tesis edilene kadar imalât paydos! Ramazan, bir buçuk ay sonraya... «Mahı gufran» da pastırmalı yumur- ta olmadan - tövbe - çekilmez. Bari © zamana kadar şu mezbaha bir hale yola sokulsa diyeceği geliyor insa- Bin. Zira, bu tedbir bir kriz yaratacak- tır: Yalnız mezeci dükkünlarında de- Eil; İstanbuldan tebid edilen ve bu yüzden revaçları azap itibarları gibi fiatleri de düşen «malüm: hayvanla- rın piyasasında... Artık zavallılar me- Tede kullanılacaklar bilmem. On- ları ki, - biz medeniyetsizliğe delil sa- yarak cemiyetimizden dehlemiştik ve ötedenberi boyuna küfüre vasıta eder 'dururduk - Profesör Pittard'ım dünkü nutkundan bir de öğreniyoruz, meğer iş tamamile aksine değil mi imiş7.. Asyalı medenilerin vahşi Avrupaya medeniyet diye götürdükleri ehli hay- vanlar arasında uzun kulaklıların da Adı sanı pek itibarda olarak geçiyor. Biz ise, şimdi onların en son ilticagâ- hı olan pastırmahane kapılarını bile kapatarak zavallıları tamamile Tü- zumsuz mahlükat mensilesine indiri- yoruz. ... Pastırma... Doğrusu hem severim, hem nefret ederim kâfirden! Bir de hatıram vardir: Renebi bir mem- leketteyken, fevkalâde içimiz çekmişti. O | zamanlar, harb darb, ihtüâl inkılâb, güm- | rük müşkilâtı filân da var. Binrien ve | minnetle, yalvararak, yakararak, mektup mektup üstüne yamp türlü türlü kombi- | nezenlar kurarak, bir iri parça pastırma | getiritik. Hem de Kuşgönü cinsinden ol- Eh efen- Ağzınız ni getizimiz- ir de eve geliyoruz, ne görelim?.. Bizim pastırma, bahçede, fe- Hikelzede bir sevgili ölüsü gibi, uppuzun yatıyor... «Aman bre» deteğe kalmadı. Bir kö- pek, birkaç kedi didiklediler, kapanın ağ- zinda kaldı. Bizimse ağzımız poyraza açıl- dı. Meğer evdeki kadın - ki, yerli idi, pas- tırmadan filin haberi yoktu - paketten kokulu mokulu bir şey çıktığını görünce: «Bizimkilere gönderilen hediye yolda bo- zulmuş! Bari evin havasını ifsad etmesin!» diye iğrene iğrene ucundan tutmuş, yal- Jah avluya... O gün, pastırmanın acisi, evlâd acısı gi- bi yüreğimize çökmüştü. Esasen pastırma, dalma böyle, leh- te, aleyhte tehassüsler yaratır. Ona karşı bitaraf olmak kabil değildir: Ya seversiniz, ya nefret edersiniz. Meselâ, mezeci dükkânlarının önünden ge gerken bumunuza «rayihasın çalınır, en güzel kadınm «parfüm» ü kadar zevkinizi okşar. Fakat ayni menşein tramvayda yanınızdaki zattan gelen taaffünü kadar da tahammülersa bir şey yoktur. Pastırma, acaba içki, ku- mar, kadın nevinden bir şey midir ki, irişinciye kadar son derece sayanı arzudur. Fakat aksi tesiri müthiş olur. Nerede meze sofrasında- ki hali, nerede yedikten sora mide- nizdeki muziblikleri.... Pastırma, işte böyle şahsiyetli bir mevcudiyeti, Aramızdan kalkmasına teessüf edilir, Gaybubetinm uzun sür- memesini dileriz. Bilhassa akşamer- lara pek lâzımdır! Akşamcı Iş kanunu Iş dairesireisi vilâyetlerde ted- kikler yapacak | İş dairesi relsi B. Enis Behiç, üçün- cü mıntaka dahilindeki vilâyetlerde tedkiklerde bulunacaktır. Bu münase- betle, B. Enis Behiç üçüncü mıntaka- nın merkezi olan şehrimize de yakında | gelecektir. i Reisin buradaki tedkikleri, bilhassa | gon defa çıkarılmış olan, iş yerlerine | aid dahili talimatname hakkındaki ni- zamnamenin tatbiki etrafında topla- nacaktır. İş dairesi relsi bundan sonra da ame- lenin deyam etmekte olan şikâyetleri- nin mahiyetini gözden geçirecektir Amele şikâyetleri devam etmekle be- raber, kanunun tatbikine başlanma- dan önce ve başlandığı ilk zamanlar- daki gibi pek çok değildir. Hattâ alâ- kadarlar bugünkü şikâyetler adedi- nin normal olduğunu söylemekte ve dolayısile iş kanununun tatbikine, müşkilâta tesadüf edilmeksizin devam edildiğini ilâve etmektedirler, Refiklerimize teşekkür (Akşam) ın yirminci yıldönümünü. tebrik eden Tan, Kurun ve Son Posta refiklerimiz ile mektup ve telgrafla tebriklerini bildiren okuyucularımıza samimi teşekkürlerimizi sunarız, . eg sü ün Polis enstitüsü Istanbuldan enstitüye gidecek başkomiserler Ankarada teşkil edilen ve bu sene faaliyete geçecek olan polis enstitüsü- ne şehrimizden gidecek olan başko- miserler şunlardır; Samatya nahiyesi başkomiseri Mu- zaffer, Eyüp nahiyesi o başkomiseri Hamdi, Fener nahiyesi başkomiseri İbrahim Feyzi, Eminönü kazası baş- komiserlerinden Şerif, Beşiktaş kaza- sı başkomiseri Nazmi, Emniyet dirök- törlüğü teftiş başkomiseri Halid, Mü- teferrika başkomiserlerinden Şevket, Ali, Nureddin, İbrahim ve Akil... Bunlar ây sonunda Ankaraya hare- ket edeceklerdir. Ameliyata ihtiyaç gösteren hastalıkların elektrikle te- davisi muhakemesi Apandisit ve saire gibi ameliyata :h- tiyaç gösteren bazı hastalıkları elek- trikle tedavi eden doktor Gorek üley- hinde, Sıhhiye Vekâleti tarafından, bu usul tedavinin gayri fenni olduğu ile- ri sürülerek, dava açıldığını evvelce yazmıştık. Dün asliye üçüncü ceza mahkemesinde bu davanın rüiyetine devam edilmiştir. Vekâlet tarafından gösterilen şahidlerden doktor bay Na- zım Hamdi ile doktor bay Rüştü mah- kemeye gelerek ifadlerini vermişler. dir. Üçüncü şahid gelmemiştir. Mahkeme, şahidlerin ifadelerinin tedkiki ve dosyanın mütalâası için ev- rakın müddelumumiliğe tevdiine ve muhakemenin 1 teşrinisaniye talikine karar vermiştir. | da hat üzerinde başı boş olarak dola- Haklı şikâyetler Telgrafta süratın mânası bu mudur?!... Muharrirlerimizden Cemaleddin Bildiğe, Haraççı imzasile Soğucak mahreçli, 20/9/937 tarihli bir tel- graf gelmiştir. Bu telgrafta İzmir- den Bandırma yolu ile İstanbula hareket eden yolcularm burada vapurdan alınması istenmektedir. İşin şikâyete haklı ve garip tara- f şurasıdır ki, yolcularla beraber Soğucak telgraf merkezinden yola çıkan bu telgraf, yolculardan tam altı saat sonra, yani 18 saatte S0- ğucaktan İstanbula gelmiştir. Tıp- kı hastaya çağırılan bir doktorun hastanın ölümünden sonra yetiş- mesi gibi, yolcuların bu telgrafı çekmelerinden"hiçbir fayda hasıl olmamıştır. Telgrafta süratin mânası bu mudur acaba?! Tren tekerleklerinde görülen et parçaları Ispartakulede çiğnenen bir ineğe aid olduğu anlaşıldı” Dün Edirmeden gelen trenin loko- motif -tekerleklerinde ve diğer bazı demir aksamında et parçaları takılmış olduğu görülerek nazarı dikkati cel- Betmiş ve bunun yeknazarda bir ka- zaya uğramış insan etleri olduğu şüp- hesine düşülmüştür. Bunun üzerine tahkikata girişilmiş, makinistin malümatına müracaat edi- 1ince, İspartakule İle Çekmece arasın- şan bir ineğe ras gelindiği ve buine- | ğin parçalanmış olduğu neticesine varılmıştır, Keyfiyet Çekmece jandar- masınca da tahkik edilmektedir. Kaçan mahkümlar Hapishaneden üç üç mahküm kaçmağa , muvaffak oldu M. Kemalpaşa (Akşam) — Ha. | pishanenin arka tarafındaki demir kar) pının kilidini açarak üç mahkfüm kaç-! mağa muvaffak olmuştur. Bunlar- | dan Çorumlu Hasan, hırsızlık suçun- | dan iki aya mahküm kırk gününü yatmış ve diğeri Arılık köyünden Şa- kir, iki sene 24 güne mahküm bir bu- | çuk senesini bitirmiş, ötekinin de; muhakemesi henüz “bitmemiş bulu- nuyordu, Firara sebebiyet veren jan- darma nöbetçisi hakkında tahkikat ve firariler arkasından şiddetli ta- kibat yapılmaktadır. Hırsız misafir Sultanahmedde Muhteremefendi. sokağında oturan bayan Naciyenin evine Saadet isminde bir kadın misa- fir olarak gelmiş, Naciye gece uyku- | da olduğu bir sırada Sandet, ahbabı- | nın yükte hafif pahada ağır nesi var- | sa toplayıp sırrakadem basmıştır. | Naciye, sabahleyin misafiri bulama- ynca, başına gelenleri anlamış, polise Şikâyet etmiştir. Şimdi polis, Saadeti aramaktadır. Mekteplere kabul Dünden itibaren ilk mekteplere kayıd başladı İlk mekteplerin talebe kayıd ve ka- bul muamelelerine dünden itibaren başlanmıştır. Lise ve orta mekteplere alınacak olan talebe miktarı vaktile -/ tahdid edilmişti. Bu”kaydin bu sene- | den itibaren ilk mekteplere de teşmil edilmesine ve her talebenin ancak ken- di mntakasındaki mektebe devam edebilmesine karar verilmiştir. Bu ka- rar Maarif müdürlüğünden ilk mek- | teplere tebliğ edilmiştir. Bir mektepten diğer mektebe nak- ledecek olan talebenin zaruri mazere- tini isbat edebilmesi için polis tarafın- dan tasdik edilen bir nakil ilmühaberi göstermesi lâzımdır. İlk mekteplerdeki kayıd müddeti 4 teşrinievvele kadar devam edeceğin- den O tarihe kadar müracaat edecek talebenin miktarına göre mekteplerde açılmasına ihtiyaç görülen şubglerin miktarı da tesbit edilebilecektir. Açılacak şubelere rağmen müracaat edenlerin miktarı, mektebin muayyen olan kadrosunu tecavüz ederse, fazla gelen talebe en yakın mektebe nak- ledilecektir. İlk mekteplere müracaat edecek talebenin lüzumundan fazla olacağı göz önüne alınarak sıra ihtiya- cını karşılamak üzere Maarif idaresin- den her mektebe yeniden sıra gönde- rilmiştir. Feci bir ölüm Güzide, kediyi kurtarırken kuyuya düşerek boğuldu | Dün Üsküdarda feci bir kaza ol- muştur. Sultantepede Küçük Yokuşta kâin bir evde bay Arif isminde birile karı- sı 30 yaşlarında Güzide oturmakta dırlar. Bayan Güzide; dün bir aralık bahçeye çıkmış, bir kediyi kovala- makta iken ağzı açık bulunan kuyu- nun farkına varmıyarak içine düş- müştür. Kuyu derin ve ayni zaman- i dada geniştir. Bayan Güzidenin kocası, bu hadi- seden ancak on dakika sonra haber- dar olabilmiş, şahsan hiç bir şey yapmağa muvaffak olamıyarak poli- si haberdar etmiştir. Zabıta memurları da itfaiyeden muavenet istemiş ve kuyunun suyu bir motopomp vasıtasile tamamen boşaltıldıktan sonra Güzidenin cese- dini çıkarmışlardır. "Tahkikat derin- ieştirilmektedir. . Beygir çarptı Beyoğlunda berberlik eden Ferdi- nand isininde biri atla Mecidiyeköyün: den geçmekte iken Saime isminde bir kıza çarparak yaralamıştır. Saime te- | davi altına alınmış, Ferdinand da ya- kalanmıştır, İncir ağacından düşmüş Beşiktaşta Kılıçali mahallesinde 0- turan Hayreddin isminde bir çocuk Yıldız caddesinde Agâh isminde biri- nin bahçesindeki incir ağacına çıkmış, bu sırada muvazenesini o kaybederek düşmüş ve ölüm derecesinde yarala- narak hastaneye kaldırılmıştır. , © — Radyo idaresi, abonelerinin di- leklerini anlamak için bir anket ya- pıyor bay Amca. «Radyonuzda neler dinlemek: istersiniz?.» diye sotuyor... / .. Almacak cevaplar ALİ karma» karışık olacak sarırım!., ' ie Amcaya göre... ü. Kimi «Radyoda yalnız alaturka musiki dinlemek istiyorumlu diye- , .. Kimi «Yalnız alafranga! Yal niz alafrangal..» diye cevap verecek, ia — İSTANBUL HAYATI İki karpuz bir kolliktal. Bir elinde büyük bir bohça, iki kol- | tağunda iki kocaman karpuz, dudak- larının arasına bilet parasını sıkıştır. muş, Bebek tramvayına girdi. Bohça- sını bırakmağa yer ararken biletçi karşısına dikildi. Yüklü adam, başt- mı biletçiye doğru uzatarak yumuk dudaklarının arasından mırıldandı: — Neyi alayım bayım, nereye gi- deceksin?, Adam hiddetlendi ve tahammül edemiyerek ağzım açtı, yirmilikler, onluklar sahanlığa döküldü: ” — Oğlum, sende hiç dirayet yok mu? Ağzımı uzatıyorum. Görmüyor musun paraları? Alıp ta biletimi kes- sene... Biletçi güldü: — Bayım, ben senin ağzının para çantası olduğunu ne bileyim?.. Adam homurdana homurdana, dö- i külen paraların bir kısmını topliya- Tak biletçiye uzattı: — Şunu al da kes bir Bebek Para- lar döküldü, bu kadar toplıyabildim. Gerisini de akşama sen bulursun... — Olmaz bayım. Bilet parasını ta- mam vereceksin... Adamın hiddeti gittikçe artıyor. ni değil ya, camım isterse dördünü bi- le taşırım... Gene biraz evvelki ses duyuldu: — İki karpuz bir koltukta taşın- — Taşırım işte... Beni inada sok. ma... — Taşıyamazsın... — Taşırım diyorum oğlum. Kızdır. ma kafamı... — Ta... şı... ya... mazsınn... bin ısrarı, karpuz sahibinin hakika- ten kafasını kızdırdı, büsbütün çile den çıktı. — Gel buraya da bak. Nasıl taşıdı- fırladı. Yandan bir çığlık koptu: — Ayyy... Ayağım ezildi... Karpuz, basamağın kenarına çar. parak caddeye düşüp parçalandı. İkinci karpuz da onu takib etti. Ada- mm benzi kül gibi oldu: — Terbiyesiz herif, başımı belâya sokacak... Diye homurdanarak bohçasını al- | dı ve karpuzların ardından © da at- Zabıta memurları, şehir içinde sey- rüsefer eden otobüslerin sıkı surette kontroluna devam etmektedirler. Bu kontrolun esaslı noktası otobüslerin mua) durak yerlerinde yolcu alıp indirmeleridir. Dün yapılan kontrolda durak ha- ricinde yolcu alan dört otobüs yaka- lanmış ve şoförlerine ceza kesilmiştir. .. Radyo idaresi böyle iki taraflı isteği acaba nasıl yerine getirecek? B. A. — Kolay, yalnız yerli tângo- e ini isi EB BEİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: