21 Kasım 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

21 Kasım 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ursa belediye meclisi toplantısını bitirdi Plân işi halledildi. Şehirde inşaat daha ziyade artacak Bursa (Akşam) — Belediye meolisi | teşrin toplantısını bitirdi. Bu devrenin en bellibaşlı vasfı, vekillikle idare edi- | len Belediye riyasetine yeni. bir reis getirilmesi ve daimi encümenin yeni- lenmes'dir. Yeni reis B. Neşet Kiper, sevimli ve | müteşebbis bir erkânıharp kaymakam mültekaididir. Bir iki hafta gibi çok kisa bir zamani içinde kendisini hö- 'men sevdirmeğe muvaffak oluşu, müs- takbel muvaffakıyetlerinin bir. . baş- Jangıcı sayılabilir. Bilhâssa“halkla çok Yâkından temas işine ehemmiyet yerdiği.ye şehrin i ihtiyaçlarını anlamağa çalıştığı görülüyor. Yeni Belediye heyeti İlk iş olarak Bürsâ şehir plânı İşini bilirmeğe ça- Jıştı. Bursanın değerli ve çalışkan vâ- Yisi B. Şefik Soyer'in başkanlığında yapılan bir toplantıda bu iş intaç edil- di ve plânın mimar mühendis Wan- denberg'e verilmesi tekarrür etti, Bursanın imar ve inşa işlerinde da- ima en büyük engel olarak karşılaş- tığı bu meselenin kati şekilde hallin- den sonra, şehirde yeni inşaatın bir inkişaf devresine gireceği muhâkkak- tır, Bursada, iki senedir yeni binalar, göze çarpacak kadar arlmışlır. Bil- hassa yeni açılan Atatürk caddesinin, Sedbaşına yakın kısmı kâmilen yeni apartımanla doluyor. Şehrin daha birçok yerlerinde bu tarzda inşaata mani olan, müstakbel şehir plânının yapılmamasıdır. Plânın kati surette ihalesi, bu endişelere yer bırakmamış- tr, i Bursa belediyesi, son zamanlarda gittikçe artmağa başlıyan et kaçak- çılığı ile mücadeleye karar vermiştir. Birçok hayvan hastalıklarının insan- lara geçmesine sebep olan et kaçak- çılığı üzerinde incelemeler yapılmak- tadır. Halk arasında dolaşan bir mü- talâaya göre, et kaçakçılığının bir se- bebi diye gösterilen mezbaha resmi- nin fazlalığı, iddia edilen mübalâğa- lı şekilden uzaktır, Çünkü mezbaha , masrafı kilo başına en çok altı ku- Tuşu geçmemektedir. Fevkalâde te- miz, fenni ve modern bir mezbahada en sıhhi şartlar içinde kesilen etler için bu para çok görülmüyor. Bununla beraber pahalılığa ve dola» yisile et kaçakçılığına bu resmin de sebep olduğu anlaşılırsa, hayatı ucuz- latma ve hastalıklara mücadele ba- kımlarından, bu fazlalığa mani ola- cak tedbirler arasında resim tenzili- C. — yazan: Perihan Parla — Buyurun efendim, diyebildim. Ve kendisini salona aldım. Evvelâ küçük teyzem içeri girmişti: — Beyefendi zannederim ilânımız üzerine gönderilen kartın sahibi ola- caklar, dedi. — Evet hanımefendi. Bendeniz Avukatım. Bu civarda mühim bir da- va deruhde etmiş bulunuyorum. Mü- ekkilime yakın olmak için bir müd- det köyünüzde kalacağım. Gazetede- ki ilânı görünce kendi şeraitime uy- gun bularak geldim. — O halde kızım size odayı göster- sin. Ben önden çıkıyordum. Müstakbel kiracımız da sessizce beni takib edi- yordu. Kapının önüne gelince biraz durdum, nefes aldım, Merdivenler be- ni yormuştu: — Yalnız merdivenimiz biraz çok- tur; yorulacaksınız. dedim. — Böyle bir evde kiracı olduktan sonra Eyfel kulesine bile çıkmağa ra- gıyım hanımefendi! Odayı, bilhassa hezaretini çok be- GÖNÜL HINCI ni düşünmek te bir vazife olur. Et pahalılığına ve kaçak et sürü- müne daha ziyade Bursada hakiki mânasile tüccar kasap bulunmayışı ve her birinin az miktarda hayvan kes- tiren az sermayeli kimselerden ibaret oluşu ileri sürüldüğü gibi, esasen et fiatlerinin ucuz olmadığı da iddia edili- yor. Bir hesaba göre, Bursa - dışındaki köylerde otuz kuruşa satılan etin, şehre getirilip satıldığı kabul edilse bile, nihayet kilo başına beş kuruştan fazla”bir'frk Has olmadığı isbat edilmektedir. * ; Çok ucuza satılan kaçak etler, ân- cak hastalıklı oldukları için O fiate veriliyor. Belediye, henüz bu yoldaki incelemelerini bitirmiş değildir. Bu- nunla berâber kaçakçılığa karşı şid- detli bir mücadele açılması esası ka- bul edilmiştir. Mücadeleyi kolaylaştıracak © ted- birler arasında, kaçak et ihbar eden- lere, alınacak nakdi cezadan üçte bi- rinin mükâfat olarak verilmesi dü- şünülmekte ve bu şeklin mücadele üzerinde müsbet bir tesiri olacağı mülâhaza edilmektedir. Muhtarlar kursu Balıkesir kursuna 168 muhtar i iştirâk ediyor Belkesir (Akşam) — Merkeze bağ- lı nahiye ve köylerin muhtarları için şehrimizde bir kurs açılmıştır. Kursa 168 muhtar iştirâk etmiştir. İlk top- lantıda vali B. Etem Aykut, köy kal kınmasının â&nâ hatları üzerinde kıy- metli bir söylev vermiş ve bundan son- ra Sıhhat müdürü B. Muhlis Suner tifo, kızıl, kızamık gibi bulaşıcı has- talıklar hakkında köylüyü tenvir et- miştir. Bu konferansı Nüfus müdürü B. Hikmet Çınarın, devletin nüfus siya- seti, nüfus çokluğunun ehemmiyeti, doğum, ölüm ve gizli nüfus ve evlen- meler hakkındaki dersi takib etmiştir. Kurs 15 gün sürecek ve muhtelif kimseler tarafından verilecek ders- lerle muhtarların ve dolayısile köylü- lerin terivirine çalışılacaktır, Balıkesirde zelzele Balıkesir (Akşam) — Geçen hafta şehrimizde çok şiddetli bir zelzele ol- muştur. Sarsıntı 3 saniye devam et- miştir, Hasar yoktur, Tefrika No. 9 — Sizi herhalde rahatsız etmiyece- gime emin olabilirsiniz. Akşamları geç gelir, sabahleyin erkenden çıka- rım. Sonra bir kız kadar da hamara- tımdır; göreceksiniz odayı tertemiz tutacağım... Si “ İkimiz de gülüyorduk. Genç adam birdenbire elini şakağı- na götürdü, bir şey hatırlamış gibi sor- du: — Şimdiye kadar galiba ismimi söy- lemeği unuttum, değil mi? Affedersi- niz. Bazan böyle dalgınlığım tutar, Bendeniz Ahmed Cemal.. sizin ismini- | zi de öğrenebilir miyim? — Banu Nizâmeddin, — Bu akşam galiba bir baloya gidi- yorsunuz? — Evet, Enisle beraber Himayei Et- fal balosuna gideceğiz. — Ne iyi tesadüf, ben de orada ola- cağım, İyi bir vakit geçireceğimizi ümid ederim, baş Yurddak! talebelerden ir grup İzmir (Akşam) — Türk Maarif Ce- miyetinin İzmirdeki Talebe yurdun- da 150 kız ve erkek talebe vardır. Halk, bu müesseseye büyük bir itimad ve gösterilihekte, çöcuklarını İzmir o- kulunda” okutmak için seve se- ve onun müşfik kucağına ver- mektedir, Talebe yurdunu beş yıldan- beri dirayet ve dürüsti ile idare eden yurd müdürü B, Şerif Andaç vazife- sinde hakikaten muvaffak olmuştur. 'Yurdda bulunan çocuklar arasın- da liseye devam edenler ekseriyeti teş- kil etmektedirler. Yemekler İkişer türlü ve muntazam verilmekte, haf- tada üç defa da tatlı yedirilmektedir, Yurddaki çocuklar her gün üçer sa- at ders çalışmaktadırlar. Mütalâa es- nasmda yurdun iki öğretmeni ve di- rektörü talebenin başlarından ayrıl- mamakta ve derselere çalışmalarını temin etmektedir. Cümhuriyet Halk Partisinin himaye etiği fakir doksan kadar çocuk, Yurdun himayesinde mekteplerine devam imkânmı elde etmiş bulunmaktadır. Partimizin yük- sek şefkat ve himayesi her.yerde tak- dirle anılmaktadır. İzmir Talebe yurdunu yaşatan ve yüksellen Türk Maarif Cemiyetile es- Ki ve erli bir öğretmen olan Yurd müdürü B. Şerif Andacı takdir ve teb- rik ederiz. Balıkesir şehrinin haritası Balıkesir (Akşam) — Geçenlerde Belediyeler imar heyeti fen bürosun- ca ihalesi yapılan, Balıkesir haritası- nın alınma işine başlanmıştır. Hari- tanın ikmalinden sonra müstakbel imar plânının tanzimine geçilecektir. Bu işler bir sene içinde ikmal edilmiş olacaktır. Zehirli gazlardan korunma Yozgad (Akşam) — Vilâyetimizde zehirli gazlardan korunma kursu ikinciteşrinden itibaren faaliyete baş- lamıştır. İlk devrede 57 erkek memur ve 6 bayan olmak üzere 63 memur devam etmektedir. Dersler İsmetpaşa okulunda verilmektedir. miren maddi üzüntülerim âdeta bir anda silinip gitmişti. Konuşarak merdivenleri . inerken yemek salonunda Enisin sesini duyar gibi oldum. Halbuki kapının çalındı. ğını işitmemiştim. Ben önden Cemal bey arkadan sa- Jona girdik. Enisin yüzü fırtınalı bir deniz gibi karışmıştı! Vaziyeti idare etmekten başka çare yoktu. İki erkeği tanıştırdım. Gayet barid selâmlaştılar, Zavallı teyzelerimin yüzlerinde renk kalmamıştı; Enisin fevkalâde hiddet- Jenmesinden adamakıllı ürkmüşlerdi. Hiç bir şey konuşmağa cesaret edem&- yip susuyorlardı. Bu gayritabii sahne- İ ye nihayet vermek istedim: | — Şu halde yarından itibaren nakle- | debilirsiniz, dedim, yalnız kaçta taşına- cağınızı söyleyiniz ki malümatımız ol- sun, Genç adam kalkmıştı: — Yarın bu saatte gelirsem müva» | fik mıdır? dedi. Cevap vermeğe hazırlanıyordum ki Enis benden evvel hiddetle atıldı: Cumhuriyet bayramında yapıldı Muğlada Atatürk anıtı Muğla (Akşam) — Atatürk ânit Muğlada Afatirk anıl | a2w<osEs/ Bu güzel anıtın açılış töreni Yüksek şapka Koyu yeşil dradan sade bir tayörle gi- yilecek ayni renkte fölrden yüksek şapka. Önünde koyu yeşil grogren kurdele "bağlanmıştır. «<a ( Sovyet Rusyada tevkifler Ban açılışı Cumhuriyet bayramında | Tevkif edilenler arasında büyük törenle yapılmıştır. Vali B, Recai Güreli heyecanlı bir nutuk söy- | lemiş, heykel açılırken büyük göste- riler yapılmıştır. Heykelin irtifa kai- de ile beraber 10 buçuk nfetredir, Yeni şehrin tam merkezini teşkil eden Cumhuriyet meydanına © dikilmiştir. Yalnız heykelin irtifal 3,5. metredir. Kaide .Bodrumda çıkan ve bir eşi başka yerde bulunmuyan kırmızı 50- maki mermerden yapılmış, son dere- ce musahnadır. Meydan daire şeklin- deve Muğladan dört tarafa giden yolların birleştiği yerdedir, Buraya ula- şan yollar açılmış, şehrin istikame- tini değiştirmiştir. Şehir vaktile Ay- dın yolu istikametinde yayılıyordu. Şimdi: yeni bir istikamete doğru ya- yılmaktadır, Balıkesire İyi su i 45 kilometre mesafede iyi bir memba suyu bulundu Balıkesir (Akşam) — Belediyenin su tedkikatı İyi neticeler . vermiştir. Şehre 45 kilometre mesafede (Biçki de- resi) denilen mevkide güzel bir su bu- Tunmuştur. Suyun mikyası ma derecesi 2 dir. En berrak zamanında saniyede 70 lit- re su verecek mahiyettedir. İstanbulun memba suları ayarm- da bulunan su, ayni zamanda şehrin kullanma suyu ihtiyacını da karşılı yacak derecede mebzüuldür. © Belediye, Vekâletle temas halinde- dir. Bu suyun şehre isalesi kabul edil- diği takdirde Belediyeler Bankasın- dan istikraz edilecek para ile faaliye- te başlanacaktır. tırdıktan sonra bizi böyle müşkül ve çirkin bir vaziyete sokması beni fena halde sinirlendirmişti: — Hay hay beyefendi, yarın saat s0- kizde taşınabilirsiniz; odanız hazır olacaktır, dedim ve dışarı çıktım. Kendisini kapıya kadar geçirip sa- Jona döndüğüm zaman onu başı elle- rinin arasında yalnız buldum. Teyzelerim birer birer çekilmişler, ihtiyar bacı da hazırladığı sofrayı ta- mamlamadan uzaklaşmıştı. İçeri girdiğimi görünce ayağa kalk- ha: — Benim geldiğimi bile duymadi- nız, Yukarıda fazla meşguldünüz zan- nederim?! Bu âni hücumdan o kadar afalla- mıştım ki ne cevap vereceğimi düşü- nürken o devam etti: — Bu züppenin gece vakti buralar da ne aradığını sorabilir miyim? — Evimize bir kiracı bulmak ıztıras rında idik, Talibin genç bir adam ol- duğunu ben de ancak şimdi öğren- dim. Hem bundan ne çıkar? — Bir dakika efendim. Galiba işte bir yanlışlık olacak! Sapsarı kesilmiştim. Düşüncesizli. Hin bu derecesi olurdu: — Ne çıkıp çıkmıyacağını senin gi- bi hayata henüz gözleri kapalı bir ço- cuktan farksız genç kızlar bilemezler! Hem buraya kiracı almaktaki mânayı da anlıyamıyorum?!. , Her taraım titriyordu. Bütün âsa- “bim -g i bazı Sovyet sefirleri de varmış 13 teşrinisani tarihli Petit Parisien gazetesi, Fournier ajansının Mosko- vadan aldığı şu telgrafı neşrediyor: Son günlerde Sovyet diplomasi me- murları arasında bir çok yeni tevkif- ler yapılmıştır. Bu suretle Sovyet Rus- yanın sabık Tokyo ve şimdiki Berlin sefiri Tureniey ve Türkiyedeki Sovyet sefiri Karski, Troçki ve Buharin ile teşriki mesai etmek suçile levkif edii- mişlerdir. Diğer taraftan Sovyet hü- kümetinin talebi üzerine Leningrad- daki Alman general konsolosu Som- mers geri çağrılmıştır, Sovyet Iarici- ye komiserliğinin elinde, Sommhersin bolşevik alehdarı sulkasdlere iştirâkl hakkında delilleri vardır. Gene Patit Parisien gazetesi ayni ajansın Varşovadan aldığı Şu telgraf- nameyi de neşrediyor: 'Moskovadan gelen bir habere göre Varşovada Sovyet sefiri Davlan ile sefarethanenin bir çok erkânı Rusya- da tevkif edilmişlerdir. Davtlian üç haftâ evvel Varşovadan (ayrılmıştı. Setirin Karısile Varşovadaki Sovyet sefarethanesi sabık müsteşarı ve hâ- len Lituanya elçisi bulunan Podolski de tevkif edilmiştir. Bunlar Troçkist ve mukabil ihtilâlcilik ( faaliyeti ile suçludurlar, Petit Parislen bu telgrafnamelerin altına şu mütaldayı İleri sürüyor: «Yukanki telgrafnameler, başka bir menbadan teyid edilmedikleri cihet- Je, bunları kaydı ihtiyatla naklediyo- ruz? bedbaht bir ânı tasavvur edemiyor- dum. Bu insafsız insana artık her şeyi açıkça söylemek zamanı geldiğini hissettim: — Çünkü gün günden fenalaşan mali vaziyetimiz bunu icab ettiriyor- du! diye haykırdım. Ve başka bir tek kelime ilâve etmeden kapıyı hızla çe- kerek odama çıktımi!.. Bütün vücudümü bir alev sarmış gibiydi. Üzerimdeki elbiseyi parçalıya parçalıya çıkardım ve bütün kuvve- timle yere fırlattım. Bu akşam her şeyden nefret ediyor- dum... 5 Kendimi bir yığın halinde yatağa attım ve bilemiyorum ne kadar zaman talihsizliğime, biçareliğime ağladım, ağladım... Sabahleyin küçük teyzem kahvaltı masasında beni neşe ile karşıladı. Ha- linde bir fevkalâdelik vardı, Oturun- ca: — Akşam senodana çekildikten sonra Enisle iki saat kadar konuştuk. Evvelâ şunu söyliyeyim Ki seni iste- miyerek incittiği için çok müteessir... Af dilemek için bu gece erkenden ge- lecek.. kendisini mümkün olduğu kas dar iyi karşılamanı rica ederim, — srrarransaine yi emye ray RAE

Bu sayıdan diğer sayfalar: