28 Kasım 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

28 Kasım 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKŞAM 28 Teşrinisani 1997 Tokyo Sovyet sefa-(Fransada gizli ihti- Fırtına ve yağmur ret erkânını çağırdı (Baş tarafı 1 nci sahifede) Hankeo, ecnebi memleketlerile olan il- tisakından dolayı Çin ordusunun silâh ve mühimmat temin etmesi hususun- da çok mühim bir merkezdir. Binaen- aleyh böyle mühim bir mevkii Çinin elinden almak esaslı bir hareket olur. İngilizlerin Çinlilere Hongonk yolu ile silâh ve cephane gönderdiği haber a- lanmaktadır. Japonyanın Çin ile müzakerede bu- Yunmak için şartlarının ne olduğu her kesce malümdur. Fakat bu müzakere- lere girişmek saati daha henüz çel- mamıştır. Binaenaleyh başka devletle- rin tavassut teşebbüsü de faydasız ola- cağından reddolunacaktır. Japonya Çin milletine karşı değil münhasıran şimdiki hükümete karşı harbettiğinden Çine ilânı harb etmek temamile lüzumsuzdur. Mamafih eğer Nankin hükümeti harbi uzatmakta israr ederse vaziyetin değişmesi ihti- mali vardır. Sonra, Şanghay meselesini şimali Çin meselesinden ayırmıya da imkân yoktur. Bu iki mesele birbirine bağlı- dır. Mamafih Japonya bu hususta he- nüz kati bir karar vermiş değildir. Mü- zakereler başladığı vakıt bu husus ted- kik'olunacaktır. Diğer taraftan Japonyanın dokuz- Jar muahedesini feshetmesi de muhte- meldir, Fakat zamanı iyi intihab et- mek lâzımdır. Şahsen benim kanaatim şudur ki, bu dokuzlar muahedesi şim- diye kadar çoktan fesholunmalı idi. Çünkü Uzak Şark meseleleri Avrupa devletlerinin mudahalesi olmaksızın münhasıran Asya memleketleri tara- m hal ve tesviye olunacak bir tir, Alman müstemle- kelerinin iadesi (Baş tarafı 1 inci sahifede) Şayed Versallles sulhunun müstem- lekelere aid hükümlerini değiştirmek için hususi bir konferans içtimaa da- vet edilecek ise Merkezi Avrupa dev- letlerinin ve ezcümle Çekoslovakya- nın bu konferansa iştirâki icab eder, Bu takdirde Çekoslovakya, Almanya tarafından tamamiyeti tanınmak şar- tile bu maddelerin değiştirilmesine muvafakat edecektir. İngilterenin Almanyaya eski müs- temlekelerinde açık kapı rejimini bahış ve iptidai maddeler almak için kredi temin eden bir şekil teklif ede- ceğine daha ziyade ihtimal verilmek- tedir, John Simonun bir nutku Londra 27 (A.A.) — Nottinghamda milli hükümet lehinde yapılan bir nümayiş esnasında söz alan John Simon ezeümle demiştir ki: — İngiltere Uzak Şarkta sulhun idamesile . pek slâkadardır. Fakat Yazan: Perihan Parla Çok hassas ve içli bir çocuktu. Ha- yatta hiç kimse ile samimi olmamış, daima yalnız yaşamağı tercih etmişti, O, bu devrin, bu asrın çocuğu değil- di, Düşüncelerimiz, hislerimiz biribiri- ne ne kadar uygundu.. Ne yazık ki buna rağmen aramızda çok mühim bir fark vardı. Ben istemi- yerek, anlamıyarak bütün hürriyeti- mi kaybetmiş, kendi düşüncelerimin, şahsi harekâlımın pazımı olmaktan çotan mahrum edilmiştim! Bu hür düşünceli, hür fikirli insanı dinledikçe geçen on senelik ömre büs- bütün lânet ediyordum! Muhakkak ki ben ondan çok talih- sizdim. z Konuşuyordu: — Bu kadar anlaşmak herkese na- #ib olmaz Banu hanım. Emin olun ki hayatta ilk defa size ısınıyorum ve kendime yakın buluyorum, Müsaade eder misiniz sizi isminizle çağırayım? Gözlerimde iki damla yaşla müva- fakat cevabı veriyorum. e ikimiz de susuyo- cuz ie ağı GÖNÜL HINCI lâl komitesinin esrarı (Baş tarafı 1 inci sahifede) Suikastçıların plânı, en ufak tefer- rüalına kadar tanzim edilmiş idi. Ya- pılan araştırmalar neticesinde sahte hüviyet vesikaları, silâh ve mühim-, mat nakline mahsus talimat, Seine'de, Seine et Oise ve Marne'de bulunan askeri kuvvetlerin miktarı, kuman- denlarının isimleri ve ahvali şahsi- yesi, askeri şubelerden çalınmış olan boş birçok evrak, birçk kapıları bulu- nan binaların listesi, Paris lâğımla- rının mezaretlere ye mebusan bine- sına kadar müntehii olan geçid yerleri, sol cenah fırkalarına mensup olan gazete binalarının ve sosyalist mebus- larm oturmakta bulunduğu apartı- manların dahili taksimatı, bazı na- zırların taklld edilmiş imzaları, ilk anda tevkif edilecek olan mebusların Tistesi, derhal vaziyed edilecek ölo- büs ve garajların yerleri ve isimleri, Mont Valerlen'den mühimmat ve si- lâbların nesuretle alınacaklarına da- ir bir plân bulunmuştur. Bütün bu hazırlıklar, hükümetin teyakkuzu sayesinde düşürülmüştür.» Tebliğ şu cümleler ile bitiyor: «Cümhuriyet müesseselerinin Suj- kastçıların bu teşebbüslerinden hiç- bir korkusu yoktur. Mesuller ve suç- lular şiddetle cezalandırılacaklardır. Bunun için fevkalâde kanunlara lü- zum yoktur. Cümhuriyet kanunu, rejimin emniyetini temine kâfidir. Hükümet, Cümhuriyete karşı müte- veccih caniyane her hareketi ezmeğe kadirdir. Fransız demokrasisine bu hususta teminat vermiştir.» Paris 21 (A.A) — Dük Pozzo di Lorgo, isticvabını müteakip Sante ha pishanesine sevkedilmiştir. Dük, is- ticvabı esnasında 1936 senesinde şim- di mevkuf bulunduğu general Du- seigneur'ün teklifi üzerine »Müda- Taa komiteleri birliği» nin ikinci re- isliğini kabul etmiş olduğunu itiraf etmiştir, Dük, bununla beraber vazifesinin birliğin kiralarını vermekten ibaret kaldığını ilâve etmiştir. ————— —— Brüksel konferansının . gayretlerine râğmen dünyanın bu kısmında sul- hun yakında avdet etmiyeceği anla- şılmaktadır, İngilterenin siyasi ve iktisadi va- siyetinin teşrihine tahsis edilen bir nutukta Sir John Simonun Uzak Şark hakkında söylediği sözler bun- dan ibaret kalmıştır. Nazır bundan sonra, Lord Halifax- ım Berline seyahati resmi mahiyette olmamakla beraber «kiymetli bir temas» teşkil ettiğini ve bu teması memnu- niyetle kabul edecek olan Fransız Nazırlarının ziyareti takib edeceğini söylemiştir. Tefrika No. 16 Nihayet kalkiyorum. Hava kararmış. Akşam sessizliği et- rafa sinmiş. Bahçe kapısına gelince elimi uzati- yorum. İki elimi yanan avuçlarının içine alıyor, hiç duymadığım müşfik bir sesle bütün benliğime hitab ediyor: > Banu, yarın gene gel! Ve ben ertesi günü gidiyorum. , — Cehdi bey'e tanıştığınız zaman nişanlınız İstanbulda değil miydi? — Bayır! — Nereye gitmişti? — Mühim bir ticaret işi için Ak manyada bulunuyordu. — Kendisi sizin evinize kaç defa gelmişti? — Hiç gelmemişti. — O halde nerede buluşuyordunuz? — Ben onun köşküne gidiyordum. — Demek nişanlmız maişet derdile uğraşırken onun yokluğundan bilisti- fade siz yabancı erkeklerin evlerine gitmekte bir mahzur görmüyordunuz? x — O sabah erkence buluşup bir kar (Baş tarafı 1 nci sahifede) Gene Zeytinburnunda metrük bir evin dami çökmüştür. Fakat evde kimse bulunmadığı cihetle yaralanan yoktur. Denizde fırtına devam ediyor Karadeniz ve Ege denizinde fırtına devam etmektedir, Denizde her han- $i bir kaza vukuuna dair liman ide resine henüz bir haber gelmemiştir, Yalnız Şahini Bahri adlı dört tonluk bir kayığın âkibetinden endişe edil- mektedir. Şehini Bahri, kum almak üzere demirlediği Kozlu derede ev- yelki gece demirini taramış ve denize doğru açılarak kaybolmuştur: Gece kayıkta uyumakta olan tayfa Hüse- yin de karaya çıkamıyarak kayıkla beraber sulara kapılmıştır. Şahini Bahı aranmasına başlanmıştır, Gemiler Boğazda bekliyor Posta vapurları, ticaret gemileri, yelkenliler ve-motörlü merakib Bey- koz, Büyükdere ve Kavaklar civarmı doldurmuşlar, Karadenize açılmak için fırtınanın dinmesini bekliyorlar. Boğaz medhalinde irili ufaklı iki gündenberi 40 kadar deniz nakil va- sıtası demirli bulunmaktadırlar, Fır. tina daha çok Karadenize açılanlara tesir yapmaktadır. Fırtınalardan ön- ce yola çıkmış olan büyük vapurlar- dan bir kaçı Karadenizde bir hayli hurpalandıktan sonra dün Boğazdan içeriye girebilmişlerdir, Hava vaziyeti Yeşilköy rasad merkezinden bildi- rildiğine göre dün hava tazyiki 757,5 milimetre, en fazla sıcaklık 7,9, en az 5,4 derece idi. 24 saat zarfında metremurabbama düşen yağmurun mikdârı 49 milimetredir. Ege denizile Yunanistan üzerinde fırtınalar devam etmektedir. Yurdu- muzda da dün her taraf tamemen kapalı geçmiştir. Orta, şimal ve gar- bi Anadolu yer yer yağışlıdır. İstan- bulda rüzgâr şimali şarkiden saniye- de 6 - T metre süratle esmiştir. Boluda ve Ş. Karahisarda kar yağıyor Bolu 27 (A.A.) — Dağlara Kar yağ- maya başlamıştır. Ş. Karahisar 71 (A.A) — İlçemiz. de bir haftadanberi sürekli yağmur ve fırtınd devam etmektedir. Kasa- banın çevresindeki bülün sırtlar kar- la örtülmüştür. Izmirde müthiş yağmur! İzmir 27 (Telefonla) — Sabah baş- Uyan yağmur gittikçe hızlanarak müdhiş bir hal aldı ve şehrin umumi hayatını sekteye uğrattı. Bazı semt- leri su bastı, “Yağmur yüzünden işçiler: fabrika ve mağazalardaki işlerine gidemedi- ler Bir çok ev ve mağazalara su gir- miş, caddeler göl halini almıştır. Bir çok zarar vardır. Çankırıda zelzele Çankırı 71 (AA) — Dün saat 13,50 de 5 seniye süren bir zelzele ol- muştur, Şehirde hasar yoktur, Mardin postası | KADI Köşesi Gece elbisesi Posta, telgraf ve telefon umum müdürlüğünün bir tavzihi Mardin postalarınm Ankara » Dİ- yarbakır yolile sevki lehinde geçen- lerde Mardin muhabirimizin bir te mennisini yazmıştık, Posta ve telgraf umum müdürlü- lüğü bu temennimize karşı şu tay- zihi göndermiştir: Posta, telgraf ve telefon umumi müdür- Yüğünden: 1 — 19/11/9817 tarihli gazelenizde (Mar- din postası) başlığı altında intişar eden yazı görüldü. ? — Bugünkü tren tarifelerine görü Mardin porsatları İstanbuldan pazartesi, çarşamba, cumu günleri sant dokuzda kalkan Toros katarlarile Adana - Derbe- siye yolundan; pazartesi, çarşamba, cu- martesi günleri saat 19 da da Haydar- pajadan hareket eden Ankara ekspresile Ankara - Sıvas - Diyarbakır (yolundan sevk edilmekle ve 'Torosia gönderilenler Huydarpaşıdan sevkinden İtibaren 4635 saatle ve Ankara - Diyarbakır yolundan sevk edilenler de 67,15 saatte Mardine varmtakta, ve vardıkları günlerde &shabi- na ievzi edilebilmekledir. Bu vaziyelle Mardin merkezi İstanbuldan haftada altı posta alabilmektedir. Ve buna nazaran İstanbulun > pazar, pazartesi (gazeteleri çarşamba günü sabah tevzistina; salı, çarşamba gazeteleri, cuma günü sabah tevzlatına ve perşembe, cuma (gazeteleri dö pazar günü sabah tevzlatına yetiştiril. mekte, yalnız cumartesi günü akşamı gönderilenler #alı günü öğleden sonrâ ter» zi edilmektedir. ç 3 — İstenildiği veçhile Torasla Adana - Derkesiye yolundan yapılan sevkiyattan sarfı nazarla Barin poslalarının her gün Ankara-Diyarkabır yolundan gevki halinde gerçi Mardine her gün birer pasta vermek imkânı hasıl olabilirse de şimdi pazmrte- 8i, çarşamba, cuma günleri Adana yolun- dan gönderilip çarşamba, cuma, pazap günleri sabahleyin eshabına tevzi edilebi- len müraselâ$ birer gün sonra yani per- şembe, cumartesi, pazartesi günleri öğle- den sonra 1415 de Mardine varacak ve bu suretle diğer yoldan sevk edilenler- den bir buçuk gün sonra tevzi edilebile- cektir. Bundan başka salı, perşembe, pazaf günleri Diyarbakırdan gönderilecek olan- İer da, ferdası çarşamba, cuma, pazarte- #i günleri Torosla sevk edilecek postalar- dan 6,52 saat sonra varacak ve tevzinti da gecikecektir. İzah edilen bu vaziyete göre teklif edilen şekil halk için faydalı değil, zararlıdır.” Ayni zamanda postalar- da gecikmeyi kabul etmek demek olan bu şekil idareye fuzuli bir masraf dahi tah- mil edecektir. 4— Keyfiyetin bu veçhile ic çıkacak nüshanısn eyni sülununda dercini rica ederim, Bayindırda bir cinayet İzmir (Akşam) — Bayındır kaza” ında zeytin çalmak yüzünden bir ci- nayet olmuştur. Cezmi adında biri, Bayındır civarında bir zeytinlikten zeytin çalarken kır bekçisi Mehmed oğlü Abdürrahman tarafından görül müş ve yakalanmıştır. Fakat Cezmi, Zeytinleri birakarak kaçmağa teşeb- büs etmiş, o vakit bekçi silâhını ateş ederek Cezmiyi yaralamıştır. Cezmi, aldığı yaradan ölmüştür. Hâdise tah- kikatına müddelumumilikçe el kon- muştur. gezintisi yapmağa karar vermiştik. Otomobille kapının önünde durdu- ğüm zaman onu hazır buldum. Elin- deki yiyecek paketlerini arkaya yer- du: — Nasılsın Banu? — Çok iyiyim Cehdi. Nereye gide- lim istersin? — İnsanlardan en uzak neresi ise tâ oraya! Bir saat sonra köyden uzaklaşmış, tenha ve ağaçlıklı bir tepeye yaklaş-” mıştık. w- Bürada inelim olmaz mı? dedi. Arabayı bir kenara çektik ve yem- yeşil bir yamaçtan tırmanmağa baş- ladık. Bir aralık yorulmuştum. Arka” da kaldığımı hissedince elini uzattı: — Biribirimize dayanarak çıkalım... dedi. Bir çocuk kadar lâkeyd ve şendim. O eski günlerim tamamile avdet et- miş gibi idi: Her şeyi unutmuş, yalnız, anlaştığım bir arkadaşla olmak saa- detinin zevkini hissediyordum... Bir ağaç dibinde oturduk. Gözlerini benden alamıyordu! aralık: — Bir şey söylersem inanır mısın Banu? — o... Bir eiaasananansan — Sana o kadar alıştım ki yalniz olduğum zamanlar bana ıztırab ver- leştirdikten sonra geldi, yanına otur- İ meğe başladı. Beraber olmak, seni dinlemek bende âdeta bir ihtiyac ha- line geldi, Bir kaç zaman sonra bu- rTadan ayrılmağa mecbur olunca ne yapacağım, bilmiyorum?.. Sustu. Benim de neşem birdenbire sön- müştü. Bu ihtimali şimdiye kadar hiç dü- şünmemiştim. Cehdi ergeç bir gün gidecekti. Git- mese bile Enis &vdet ettikten sonra belki de bir daha biribirimizi görmek imkânını bulamiyacaklar,. gene 0 12- tırablı hayat başlıyacak, esaret zin- cirleri her tarafımı Sımsıkı saracaktı! Ezeli yaram gene deşilmişti! Karanlık ve müphem bir hedefe koşan istikbal endişeleri sabahki ne- şemi kökünden söküp atmıştı. Renksiz hayatımı bol bir ziya ile aydınlatan, senelerdenberi gaybetti- dim neşemi iade eden bu arkadaşlığa birdenbire veda etmek bana çok güç gelecekti, Onunla hemen her mevzu da birleşen fikirlerimiz, biribirine uy- gun olan hislerimiz bir kaç gün için- de bu arkadaşlığı takviye edivermişti. Beraber geçen saatlerimizde bütün derdlerimi unutuyor, - muvakkat bir zaman için bile olsa - hakiki benliği- me kayuşüyordum... O kadar dalmi: şım ki sesinden âdeta ürktüm: — Ne kadar dalgınsın Banu? Siyah ipek kadifesinden gece elbi- sesi. Etekleri ve bluzun yukarısı ipek dantelden kesilmiş çiçeklerle süslen- miştir. Elbisenin biçimi prensestir. Bir delinin cinayeti İhtiyar analığını satırla başından vurdu İzmir (Akşam) — İzmirin Salihpa- şa mahallesinde Mehmed Emin adın- da biri üvey anası 65 yaşında Saliha- yı satırla başından ve muhtelif yerle- rinden parçalamıştır. Vakanın sebebi, Mehmed Eminin sinir hastalığından muztarib olmasıdır. Vaktile,İstanbul- da Bakırköy tedavi yurdunda bir müd- det tedavi gören Mehmed Emin son zamanda evine dönmüştü. Arasıra ol- mıyacak meselelerden analığı ile kav- ga ediyordu. Arada geçen bu gürül- tülerden sonra bir gün Saliha evdeki çeşmede bulaşık yıkarken Mehmed Emin bir satır bulmuş ve birdenbire hücum ederek analığını yaralamıştır. 'Ev halkı yetişerek hâdisenin daha fe- el bir şekil almasının önüne geçmiş- lerdir. Erzincanda bir idam Erzincan 27 (Akşam) — Beş sene evvel sevdiği kadının kocası hademe Yusufu taammüden öldüren ve ide- ma mahküm olan tenekeci Muhiddin bu gece sabaha karşı salben idam edi'- miştir. — Yok Cehdi sana öyle geldi.. — Tek ben yanılayım da senin bir üzünlün olmasın, — Iztırab insanlar için değil mi? — Belki öyle, Fakat senin gibi çok mesud olmeğa lâyık insanların ızti- rabı tahammül eğilir bir şey değil... 'Bu son cümleyi isyan eder gibi söy- lemişti. Dudakları titriyor, göz bebek- leri kıvılcımlanıyordu. Onu tçselli etmek istedim: — O halde müsterih EE Çok mesu- dum! — Cevap vermedi; takat gözlerime dalan gözlerinde «lnanmıyorumu de- mek istiyen bir mâna vardıl İki gün sonra köşkünün bahçesin- de akşam çayımı içiyorduk, Geleli bir saat olmuştu. Bana İsviçre &detlerinden behsedi- yor, bizim ananelerimizle mukayese ederek hasbihal ediyorduk. İkimiz de şen ve mesud görünüyorduk. Bir aralık meyzu nasıl değişti bil miyorum, çocukluğuma ait bir bahir açıldı. Cehdi sordu: — Kaç yaşında mektebe başlı Banu? — Pek iyi bilmiyorum ama herhal. de altı yaşında olacak. Çünkü WHseyi bitirdiğim zaman çök küçüktüm. — Dam dösyondan çıkınca ünivere siteye gitmek istemedin mi? (Arkası var

Bu sayıdan diğer sayfalar: