May 22, 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

May 22, 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Son mıknatis Geçen nisanın ortalarında Avrupa bir miknatis kasırgası altında kal mıştı. Daha evvel Şimali Amerikada gayet açık bir fecri şimali görülmüş- tü, Miknatis kasırgası İskandinavya da ve İngilterede telgraf ve telefonlar rı bir müddet muattal bırakmıştı. Os- 10'da telgraf merkezinin birçok sigor- talari yerinden oynamış ve İngiltere- de telefon zilleri kendiliğinden uzun müddet çalmıştı. Almanyada telsiz âhi- zeleri sekteye uğramıştı, | Bu hâdisenin tedkiki ile o zaman- danberi bütün dünya meşguldür, Pots-| dam rasathanesinin aldığı netice | lere göre, 1870 senesindenberi bu ka dar şiddetli mıknatis fırtınası görül- memiştir. Pusula ibreleri kasırganın sadmeleri ile 5 derece inhiraf göster- miştir, İngilterede ise inhiraf 7 dere- ceyi bulmuştur, Zürih rasadhanesinden, 15 nianda öğleden evvel güneşin büyük lekeleri grupunda müthiş müvellidülma indi- falarından neşet eden kızıl alevler gö- rülmüştür. 12 nisandaki mıknatis fır- tınasının başlangıcı itibarile güreşin elektronları 20 saatte arza gelmiştir. Alelâde zamanlarda 36 saatte geldi- ğine göre indifaın ne kadar şiddetli Ölümden sonra da kazak Her kadın kocasının az para verdi- ğinden şikâyet eder. Ev idaresinde az para yüzünden sıkıntı çeken ka dınların şikâyetleri toplansa cildler dolusu kitap yazılır. Bir Fransız, ka- rısının bu şikâyetlerini ölümünden Sonra da devam ettirmek istemiş ve karı kocalık hayatında öldükten son- ra da kazak olduğunu karısına hatır- latmak için tuhaf bir çareye başvur- muştur, Bordo'lu zengin bir tacir olan bu-adam, vasiyetnamesinde karısının mirasına konması için bir şart koş- muştur, Bu şart mucibince kadın on sekiz ây, her ay başı nolere gidelek muayyen bir maaş alacaktır. Bu maa- $1 almağa gideceği gün evde bir plâk çalarak dinliyecektir. Bu plâk müte- veffa kotanın karısına karşı savur- duğu küfürleri, tekdirleri ve ihtarları İhtiva eden bir plâktır.Kadın bu plâ- ği dinledikten sonra notere gittiği za- man plâklan işittiklerini notere an- latacak ve ondan sonra maaşa istih- kak kesbedecektir. Plâklar 18 tane- dir. Kadın her ay bir tanesini dinle- meğe mecburdur. Dinlemezse noter Parayı vermez. Çünkü noter de bu 18 Plâğın sıra ile muhteviyatı neden iba- ret olduğunu biliyor ve kadının onla- rı birer birer dinlediğine kanaat ge- tirdikten sonra çıkarıp parayı veri- yor. Nadir çiçekler İtalyanm Ca tania şehrinde çiçek meraklıla rından biri on bir senelik sabır ve emek sonun- da 82 yapraklı kamelya çiçeği €lde etmeğe mu- (ği vaffak © olmuş- tur, Şimdiye kadar mevcud kamelyala- rin en dolgunu 72 yapraklar fazla de- Eildi. Resmimiz amatörün çiçekle yük- lü kamelyasını göstermektedir. fırtınası olduğu hakkında bir fikir edinmek mümkün olmuştur . Güneşin elektrik şuaları arzın mik- natisiyetini değiştirdikten sonra can- Mı mahlükları da tabiati ile müteessir etmektedir. Bunun için bazı hastane- lerdo güneş safhasının orta nahiye- sindeki büyük bozukların bulunduğu, merkezde tahavvüller beklendiği gün- lerde nazik cerrahi ameliyat yapıl- maz. Çünkü güneşteki şiddetli ta- havvüllere karşı zayıf beşeri uzviye- tin mukavemeti olmadığı tahmin edil- mektedir. Güneşteki isyanın ve bundan ne- şet eden arzın miknatisi kasırgasının bals olduğu tedkikler garip bir mü- | şahedeye fen âleminin dikkatini cel- betmiştir. Birçok senelerdenberi meşhur kâ- şiflerden Beruhard tarafından yapi- lan tedkiklerde büyük şehirlerdeki günlük vefiyat vukualının muntaza- man yirmi yedi sayısında İstikrar ey- lediği görülmüştür. Güneşin kendi mihveri etrafında 27 günde bir devir yaptığı malümdur. Büyük şehirlerde- ki vefiyatın güneşin devri günlerine uygun olması güneş İle arzdaki fani- lerin hayatı arasında sıkı bir müna- sebet bulunduğunu anlatmıştır. Cam mezarda yatan kadın Niste bir Fransız baronu tarafından Plâj caddesinin müntehasında inşa ettirilen bir mezar vardır ki insanlar oradan geçerlerken tüylerinin ürper- diğini hissederler. Bu baron genç ka- rısile gayet mesud bir hayat sürü- yordu. Fakat karısı bir senelik bir iz- divaç hayatından sonra vefat etti. Ba» ron sevgili karısının cesedini kara toparağa tevdi etmeğe bir türlü râzi olmadı, Onun için ölüyü tahnit ettir- di ve camdan mamul bir tabuta yer- leştirdi. Ondan sonra mermerden bir türbe yaptırdı. Türbenin içini renkli camlarla aydınlattı. Şimdi baron her gün bu mezarı ziyaret ediyor, Bir elek- trik düğmesine basınca mezar taşı yerinden oynıyarak kalkıyor, sanki sihirli eller tabutu yukarıya doğru iti- yor, cam tabutun içinde yatan kadın renkli ziyalar içinde uyuyor gibi görü- nüyor. Tabutun görünmesiie beraber hazin bir musiki işitiliyor, Baron bu manzarayı gözyaşlarile seyrettikten sonra tekrar elektrik düğmesine ba- sınca tabut kayboluyor, musiki susu- yor, baron da aheste adımlarla türbe- nin içinden çıkıp gidiyor. Cenaze tayyareleri Amerikada bazı kimseler öldükten sonra naaşlarının yakılmasını ve hasıl olan külün büyük Okyanusa atılması- ni vasiyet ediyorlar. Vasiyetnameler- deki bu son arzuların adedi o kadar çoğalmıştır ki, büyük bir Amerika şehrinde bu iş için bir tedtin müesse. sesi teşekkül etmiştir. Bu müessese- nin bir tayyaresi ve bir de pilotu var- dır. Tedfin masarifi her bir naaş külü için beş dolardır. Tabi bu kadar 42 bir ücret mukabilinde bir uçuş yapı" lamıyacağı için tedfin müessesesi bir çok cesed küllerini bir araya topladık- tan sonra hepsi için birden bir uçuş yapmakta ve külleri tayyareden aşağı büyük Okyanusa serperek dökdükten sonra geri dönmektedir. Her uçuşta İngilterenin Glaskov şehrinde Ingiliz imparatorluk | teyyareye bindirilen bir rahip, küller | yavaş ş havada uçarak Okynusa dökülürken kül sahiplerinin istiraha, tı ruhları için dualar okumaktadır. Makarna rekoru Kırılacak rekor bulmakla insanlar | Güçlük çekiyorlar. Şimdiye kadar Kırıldığını işittiğimiz çeşid çeşld re Korlara ilâve olmak üzere o bu kere Mületler Cemiyetinin merkezi * olan Cenevrede makayna rekorunu kırmak için bir müsabaka âçıldığını haber Giyoruz; Bu müsabakaya birçok ma- | na yeyicileri iştirak etmiştir. Ko- nulan şart en çok makarna yiyenin | birinci ilân edümesiydi, Herkes en çok kimin makarna yiyeceğini anlar pak için bilyük bir merak içinde bek- Yordu. Midesi dolup tahammül ede- | miyenler birer birer müilsabakadan çıktılar, Rakiplerden ikisi karşı kar. şıya kaldılar. Bunlar porsiyon Üstü ne porsiyon makarnaları büyük bir iştiha ie mideye indirmekte devam orlardı. Nihayet bir lokantacı ga- lip geldi. 2 kilo 425 gram makarna yediği için birinci ilân edildi. İkinci gelen müsabakacı ancak #ki kilo 180 gram yiyebilmişti, Birinci gelen lo- rekoru artıracağını vadederek mükâ- Jatını akp gitti, | kantacı gelecek senekt müsabakaya | sergisi açıldı Geçen sene Pariste büyük bir ser- gi açılmıştı Bunun bu sene de de- vami düşünülmüştü. Lâkin sonra- dan vazgeğildi. Sebebi Avrupada ikin- ci bir serginin hazırlanmış olmasi- dir. Beş yüz milyon nüfusu olup dünyanın beşte birini teşkil eden İn- giliz imparatorluğunun memleketle- rini İngiltere halkına ve Avrupaya anlatmak için Glaskovda tesis edi- len sergi 200,000 kişinin ( iştirâki ile kral altıncı Core tarafından açılmıştır. Glaskov, Büyük Britanyayı teşkil eden üç parçadan O İskoçyanın mer- kezidir. İngilterenin Londradan son- ra en büyük şehridir. Seyirciler Pa- ris sergisi ile Gilaskov sergisi ara sında mukayese yapıyorlar. Çünkü bu sergiye gidenlerin çoğu Paris ser- gisini görmüştür. Verilen umum! hüküm yeni sergi lehindedir. Halbuki iki serginin gayeleri ara- sında büyük fark vardır. Paris ser- gisi bütün cihanı temsil eden bir meşherdi. Giaskov sergisi ise mün- hasıran İngiliz imparatorluğunun terakkiyatını ve inkişaf imkânlarını göstermek gibi-mahdud bir maksad- la hazıralamıştır. Geçen sene İngiltere kralı altıncı Core'un taç giyme merasimi yapıldı- İ ğı saman harice karşı her hangi bir harb gayesi istihdaf edilmiyerek im- paralorluğun parçaları arasındaki rabıtaların kuvvetlendirilmesi karar- laştırılmıştı. Glaskov sergisi bü ka- rarın mahsulüdür, Paris ve Glaskov sergileri arâsın- daki başlıca farkları kaydedelim: Paris sergisi evvelce - tayin edilen tarihte açılamamış ve açıldıktan son- ra da . bir çok şubeleri tamamlanın- caya kadar hayli vakit geçmişti. Hal- buki Glaskov sergisi muayyen gü- nünde her şeyi hazır ve tam olarak açılmıştır. Paris sergisinde muhtelif mimari tarz ve şekilleri görülmektedir. Hal buki. İngiliz -imparatorluğu serg'si tek bir mimarın, tek bir üslübu Üze- re meydana gelmiştir. Mimar Thomas Yeni sergiyi gezenler, bunun geçen seneki Paris sergisinden daha iyi hazırlandığını iddia ediyorlar 'Tait, Glaskovun Bellahonston pat- kında kurduğu sergiye kendi dam- gasını vurmuştur. Serginin merkezini muhteşem bir kule teşkil ediyor. Kaidesi gayet ge niş olan kulenin irtifa 90 metredir. Minare şerefesine benziyen üç sıra balkonları yüzlerce seyirci almak- tadır. Kulenin bulunduğu tepeye üç bü- yük cadde müntehi oluyor. Bu cad- delere dizilen İngiltere, İskoçya, do- minyonlar ve müstemlekeler pavi— yonlarının hepsi toplu bir halde bü- lunmaktadır. Maahaza fenni mimari cihetinden cazib bulunmasına ve binalar tepe ve kule etrafında grup halinde ol masına rağmen ilk nazarda sergi muhteşem bir manzara arzetmekte- dir. Paviyonların birer katlı olması Roma tarzı binalardaki şevket ve heybeti vermemektedir. Fakat serginin bu sadeliği seyirei- leri tekellüfsüz ve Jâubali bir tarz- da karşılamaktadır. İnsan kendisi- ni umumi bir sergide değil, samimi bir dost evinde zannediyor, İskoçyalı sanatkârlar misafirlerini ağırlamak için bu sade mimari tar- zını düşünmüşlerdir. Sergide tesis edilen İzciler nümü- ne karargâhına mensub İskoçyalı genç bir kızın size rehberlik teklif eylemesi ve kralın huzurunda bile lâ- tif köy şarkısını kesmiyen İskoçyalı kadınların . iplik iğirmeleri serginin samimiyetini bir kat daha arttırmak- tadır. İngütere bile #Britanya hükümeti paviyonuş namını verdiği şubesi ile İskoçyanın misafiri bulunuyor. Hal. buki Britanya namı altında İskoçya ye Gal memleketleri de anlaşılmak- tadır. Paris sergisindeki İngiliz şubesinin nazarı tırmalıyan sertliği Glaskov sergisinde hiç yoktur. Üç bloka ay- rlan serginin taksimatı birbirinden cam duvarlar ile â; e. Serginin güzel sanatlar şubesi İs- koçya ressamlarının €n ziyade ehem- miyet verdikleri kadın portreleri ve tabli manzaralar ile cazib olmuştur. Bu tabloların kıymeti bir mliyon İngi- liz lirasından fazladır. Cenubi Afrika sergisi zengin ok muş bir (Boer) İn kendi aklından uydurduğu kabasaba kâşanelere ben- zetilmiştir. Yalnız duvarların be- yaz siyah hatları seyircilere çok hoş görünmektedir. Dominyonlarla müstemlekeler ara sını rengârenk fiskiyeleri bulunan iki havuz ayırıyor. İskoçya şubesi baştanbaşa mavi dir. Bu lâlif memleketin yaz havası- nı temsil etmektedir. Ağır sanayi şu- besi mamulâlını teşhir etmek ile ik- tifa etmemişlir. Yerden çıkan de- mir cevherinin ustura oluncaya ka- dar geçirdiği bütün ameliyatı seyir- cilere hakiki bir fabrikada gibi gös- terilmektedir. Bir insan bu ameliyata baktığı zaman bir ton ham demirden kaç bin ustura, jilet bıçağı çıktığını der- hal anlar. Hoparlörlerie bu amli. yatın tarifi de yapılmaktadır. Sergide sıhhl cihete de ehemmiyet verilmiştir. Herkes grip ve nezle mikroplarını kendisine saklasın, baş- kasına mal etmesin diye gülünç lâv- halar asılmıştır. Makine dairesinin arkasındaki eğ- lence mahallinde makine ile idare edilen ne kadar eğlence usulü varsa hepsi teşhir edilmiştir. Öyle dolablar vardır ki insan fepesiaşağı geldiği halde müvazenesini muhafaza et- mektedir. — F. Akifin şiirleri | (Inhisarlar umum müdürü Vapur dumanları Veresesi bir kütüphane aley- hine tazminat davası açtı Merhum şair Mehmed Akifin da- madı B. Ömer Riza Doğrul ile diğer veresesi tarafından İnkilâp kütüpha- nesi sahibi aleyhine bir dava açılmış- tır. Davacılar istidalarında, İnkilgp kütüphanesi sahibi tarafından çıka- rılan «Mehmed Akif» isimli bir esre- de telif hakkı verilmeden merhumun safahat isimli eserindön ve daha di- ger şiirlerinden bir çok parçalar alın- dığını iddia ederek Matbuat kanunu mucibince kütüphane sahibinin ceza- landırılmasını ve tazminata mah- küm edilmesini istemektedirler. Dün asliye birinci ceza mahkeme- #inde yapılan muhakemede İnkilâp kütüphanesi sahibi B. Garbis: — Ben çıkardığım eserde merhu- mun tercümei halini yazdım ve neş- redilmiş bazı eserlerinden Kısa par- çalar aldım. Eserde hakkı telif iste- nilecek hiç bir şey yoktur. Dedi. Mahkeme evrakı teğkik için muhakemeyi başka güne bıraktı. Bir sabıkalı yakalandı Taşralı Osman isminde birinin 37 Hira parasını mayitacılık suretile al- mak suçundan aranmakia olan Sa bıkalılardan Vehbi zabıtaca tutulmuş, adliyeye verilmiştir . BERLITZ 373 Istiklâl caddesi Akşam Lisan kurları Fransızca - İngilizce vs. Haftada 3 ders B. Mitat Avrupadan döndü Yakında Ankaraya gidecek Uzun zamandanberi Avrupanın muhtelif şehirlerinde dolaşan İnhi- sarlar umum müdürü B, Mitat ted- kik ve temaslarını bitirerek dün-şeh- rimize dönmüştür. Umum müdür, tütün satışlarının arttırılması mevzuu üzerinde İngil- terede temaslar yapmış ve dönüşte de inhisar maddelerinin Avrupada tanınması İle meşgul olmuştur. Umum müdür dün sabah İnhisar- lar idaresinde şube müdürlerile te- maslar yapmış, Ankarada bulunan Gümrük ve İnhisarlar Vekiline Avru- padaki tedkikatı hakkında telefonla izahat vermiştir. Yakında Ankaraya da gidecektir. 700 seyyah geldi Jeneral Von Stanber ve Mil Veke vapurile dün şehrimize muhtelif mil letlere aid 700 seyyah gelmiştir. Sey- yahlar dün şehrimizde gezinti yap- mış, müzeleri, camileri dolaşmışlar- dır, Lovçen vapuru Geçenlerde limanımıza (o gelerek Romanyaya giden Lovçen adlı Yu- goslav vapuru dün Köstenceden i- manımızâ dönmüştür, Vapur bir kağ saat limanda kalm lmanımızdan ay Zelzele felâketzedelerine yardım Akşehir o (Akşam) — Kırşehir ve havalisindeki felâketzedelere yardım için açılan ianeye Akşehirliler hara- retle iştirak ediyorlar. Felâketzede- lere yardım faliyeti devam etmek- ştır, Şirketi Hayriye şikâyetlerin önüne geçmek için bir duman makinesi ısmarladı Galata köprüsüne yanaşan vapur- ların hareket halinde olmadıkları halde fazla duman çıkarmaları şikâ- yetlere sebebiyet veriyordu. Şirketi Hayriye bu vaziyetin önüne geçmek için bir duman makinesi sipariş et- miş ve bu makine Avrupadan gelmiş- tir. Bacalardan kesif dumanlar çık- masına mâni olacağı bildirilen bu makine 68 numaralı vapura konmuş” tur. Tecrübe iyi netice verirse Şirket bütün vapurlarına bu makinelerden koyacaktır. Ayrıca keyfiyet tamim edilecek ve limanda İşliyen bütün körfez vapurlarına bu makine mec. bur! olarak koydurulacaktır. Duman makinelerinin ekonomik hususiyetlere de malik odluğu ve du- manla beraber uçan kömür tozlarını tekrar yaktığı bildirilmektedir. Esrar ve eroin satanlar Kâzım ve Osman isimlerinde iki kk şinin şehirde, esrar ve eroin saticili- ğı yaparak bir takım gençleri zehir- ledikleri emniyet direktörlüğü kaçak» çılık bürosu memurları tarafından har ber alınmış, her ikisi de dün suç Üze rinde yakalanmışlardır. Haklarında- ki tahkikat derinleştirilmektedir. Yakalanan kumarbazlar Emniyet direktörlüğü Ikinci şube üçüncü kısım memurları, evvelki gece Taksimde bir apartımanda, Galata- da bir kahvede, Beyoğlunda bir gazi- noda üç kumar cürmü meşhudu yap- mışlar, kumarcıları mahkemeye ver. mişler, kumarhane ittihaz edilen yere leri de kapatmışlardır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: