1 Temmuz 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

1 Temmuz 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

p AKŞAM Dürüst bir insan mısınız? Herkesi düşündürebilecek o üç vicdan suali soruluyor Bu sualleri birer birer tedkik ediniz ve vereceğiniz cevaba göre birer işaret koyunuz. Bu işaretleri cemetikten sonra hasıl olacak neticeye bakarak hükmünüzü verebilirsiniz Yukardaki serlâvhayı okuyunca cevab olarak «Elbet te dürüst insa- mum» diyeceksiniz, Fakat dikkat edi- niz, düşünmeden taşmmadan, derin- den derine vicdanınızı yoklamadan, dürüst olup olmadığınızı iyice tahlil etmeden cevab vermeyiniz. Bu hu- #usta kendi kendinize bir karar ve- remiyeceğinizi ve tereddüdde kalaca- ğımızı nazarı dikkate alarak düdüsi- Yüğünüzün derecesini tayine yara- mak Üzere aşağıda yanlı olan sual- leri önünüze koyuyoruz: Binizi vicdamnızın üzerine key- duklan sonra kendinizi, olduğunuz- darı daha dürüst görmemeğe gayret ederek o sünlleri birer birer tedkik ediniz ve ondan sonra cevab veriniz. Hususile simdiden bu makalenin son- Jarma bakmıyarak ve her satırı birer birer okuyarak kendinizi bir tedkik süzgeçinden geçiriniz; neticeys o sü- zetle vasıl olunuz. Vicdamınıza hitab eden aşağıdaki sualleri okurken onlardan hangilerine müsbet cevablar o verebileceğinizi araştırmız ve bunlara kurşun kale- mile birer işaret koyunuz. Şaşed so- rülan süaâllerden her hangi birinin mevzuu sizce bir itiyad halini a wwş olduğundan aksinin bahis mev- zuu olamıyacağı kanaatini hasıl eder- seniz, o sualin yanma İki işaret te koyabilirsiniz, Fakat, eğer sualler- den birine menfi cevab vermek mec- buriyetinde kalacağınızı hissederse- “niz o şualin yanına hiç bir işaret koy- oMmayimz. Ne demek istediğimizi; misel ile izah edelim: Süallerden birinde, hak- kında iyi fikir beslemediğiniz bir in- sam diğerlerinin nazarında küçük düşürüp duşurmediğiniz. soruluyor. Şayed bunu yapmıyorsanız, o zaman #ualin yanına bir işaret koyunuz; şayed hayatmızda böyle birşey batı- xmızdan bile geçirmedinizse o zaman #vale ikinci bir işaret daha ilâve edi- niz. Üçüncü halde, yani bu fena iti- yada tutkun olduğunuz iakdirde o suali isaretsiz bırakınız, meselenin güysi basit olduğunu görürsünüz. Onun için, kurşun okaleminizi alı- Diz ve aşağıdaki suajleri birer birer teğkik etmek suretile vicdanımız deneyiniz: © 1 — Tramvaya bindiniz, biletçi si- zi gürmedi, kontrol da gelmedi. Bilet- çiyi kendiliğinizden çağınp bilet alır mısınız, yoksa meccanen seyahati ti mi tere'h edersiniz? 2 — Ödünç aldığınız bir kitabı, bir kurşun kalemini veya silgi lâs- tiğini gene sahibine igde etmek Mm. dınız mıdır? 3 — Arkadaşınızdan, cebinizde w- faklık para olmadığı için, beş kuruş ödünç alırsanız, bu parayı aynen iade eder misiniz? 4 — Kendinizi olduğunuzdan daha yüksek göstermek fırsatile karsılaşır- sanız, bu fırsattan islifade etinek hırsına kapılmaklan kendinizi kur- tarabilir misiniz, kurtaramaz mısınız? 5 — Birisi sizinle bahse tutuşmak ister. Bahsin nasıl neticeleneceğini tesadillen evvelinden biliyorsunuz, kazanacağımızdan yüzde yüz enin olduğunuz bu bahse girişmekten çe- nir misiniz, çekinmez misiniz? 6 — Bulduğunuz eşyayı, bir para- yı usulü dairesinde sahibine iade eder misiniz, etmez misiniz? 7 — Lonkatada yemek yedikten son- ra garson ikinci defa yediniğiz ekmek porsiyonunu hesaba yazmağa unu- tursa, ikinci ekmeğin de parasını ve- | rir misiniz, vermez misiniz? 8 — Kullanmak üzere ödünç aldı dnız birşeyin bir tarafmı kıracak olursanız, geri verirken evvelinden kırık olduğunu iddia edecek kader şeytana uymaktan kendinizi koruya- bilir misiniz? 9 — Hakkında iyi fikir beslemedi ğiniz bir kimseyi başkalarının naza- rında hiç küçük düşürdünüz mu? 10 — Yaşınız her defasında e- 11 — 'Tulamıyacağınızı evvelinden bildiğiniz vaadlarda bulunmaktan kendinizi koruyabilir misiniz? 12 Kimse farkına varmadığı va- man yabancı bir telefonu kullan- maktan kendinizi alabiliyor musu- nuz? rirken daima hakikati düşündünüz mü ve kendinizi olduğunuzdan daha iyi göstermeğe çalışmadınız mı? Bu sualler içinde en mühim olanı son sualdir. Ancak bu son suale müs- bet bir cevab verebildikten sonra ma- badini okumağa devam ediniz: Şimdi suallerin Ooyanlarına (koyduğunuz işaretleri cemedersiniz, bunu çok dikkatli yapmanızı tavsiye ederiz, çünkü hasıl olacak yekün dürüstlü- ğünüzün miyarı olacaktır. İşte, sizi tâbi tuttuğumuz seriye imtihanın ns- ticesi şudur: Çizdiğiniz işaretler sıfırla on ara- smda kalıyorsa halinize acmak lâ zımdır, size hemen yeni dürüst bir hayata başlamanızı tavsiye ederiz, elde ettiğiniz yekün on ile yirmi ara- sında kalıyorsa o zaman yeni hayata İ başlamanız için daha vakit var de- mektir. Eğer yekün yirmi ile yirmi beş arasında ise sizin gayet dürüst bir insan olduğunuzu elimizi vicda- nımıza koyarak tasdik edebilirz. Am- | ma, şayed yekün tam yirmi altıya çi- İ karsa o zaman muhakkak surette ya- Jan söylediğinizi kabul etmemiz lâzim gelir. Size o takdirde <Dürüst insane numarasını vermekte MAZUYUZ. Balıkesir (Akşam) — Merkez Gâzi lk okulunun son sınıf dört şubelik talebelerine diplomaları merasimle tevzi edilmiştir. Yukarıki klişede şehadet- name alan 130 talebeden bir kısım öğretmenlerile beraber görülüyor. Para Züzünden... Aşk ve macera romanı Nakleden: (Vâ-Nü) Annesinin marifetlerini Oöğrenir.. Mektuplarmızın niçin benden böyle kaçırAdığım anlamadım değil. Elim- de aleyhinize silâh bulunmaması İs- tenâi... Fakat namuslu bir kadının se- si ber zaman işililir... Hak dalma ye- rini bulur... Hâkimler, yıkılan ocağı- mı kuromak imkânım bana verecek- lerdir... Ve bugün kovulduğum evime belki dönüp otururum... Fakat siz... Biz... Bu sefil hayatınız içinde sürük- İenmeğe matiküm Kalacaksınız... Bedia gene ses çikartmıyordu. O, açılan bu mücadelede galebe çalmak istiyor ve çalacaktı, Pertevin bu maceraları duymaması için acaba ne yapmalıydı? Bütün mânialara rağ- men bu boşanmanın olması için de ne çâre bulmalıydı? Hadiye Bitab Kekeledi: » — Sizde, o da, bedduama uğrıya- , caksınız! Odudan çıktı. z Bedia, bir hıçkırık işitti. Sonra, esen rüzgâr, Suzarın sesini odaya kadar getirdi: —— Gel, anne, gel!.. Ağlama... Bahçede, uzaklaşan kadınların ha- ö Tarife No, 20 yalini, camekânın arkasından gördü- ler. Lütfi bey, ateşler içinde yanarak, boğuk boğuk: — Hicran!.. Karım olacaksın... Sa- na vaadediyorum! - dedi, - Mutlaka bir çaresini bulup boşanacağım!.. Ne Tâzımsa yapacağım!.. Paralar sarfe- deceğim... Hiç bir şey gözümü kor- | kutmıyacak!.. Asıl karım sensin... Nö- betim içinde hep senin ismini söyle- dim, Bütün hayatımda da ancak hu- zurunu ariyacağım... Bilmezsin: Ha- diyenin tahkir seni edişi beni ne ka- dar üzdü... Doğrusu pek iyi kalbli bir kadınsın!., Ve ben... İki elini alnına götürdü. Sendeliye- rek divana doğru yürüdü ve yıkıldı. Kafasını yastıklara sokarak kekeledi: — Korkma... Başım döndü... İyi ki mektublarını getirdim... Biraz kendi. mi toplar toplamaz buradan gidece gim... Zira aleyhine en ufak bir delil vermek istemem!.. Aramizda şimdi Amansiz bir muharebe başlıyor. Zorla olurmağa gayret etti. Bedia- nın ellerini çekerek hararetten kavru- Jan dudaklarını üstüne kondurdu, Bin zahmetle kalktı; — Hattâ hemen şimdi gitmeliyim! - dedi Kadın onun kalmasını yarım ağızla teklif bile etmedi, Zihninde mütema- diyen ayni muammayı hal için uğra- şıyordu. Belki Lütfi bey gittikten son- İ ra Lâzar efendi ona bir akıl öğretir... Sevgilisini kapıya kadar teşyi etti. Erkek büyük bir irade sarfile atına bindi. Serin hava, biran için, güzleri- nin üzerine $sis gibi çöken bulanıklık perdesini sıyırdı. Ayrıhrken seslendi: — Yarın... gene gelirim... Bedia salona döndüğü zaman, biraz evvel Lütfi beyin olurduğu yerde L.â- zarin kurulduğunu gördü. Kadın sor- du: — Muhavereyi işittiniz, değil mi? — Hepsini, — Ne dersiniz?.. Fikriniz ne? — Hadiye hanım... Haklı... Mahke- me huzurunda kuvvetli... Onu boşat- mak için aleyhine bulunacak hiç bir vesika yok. -— O cihet malâm... Fakat hani siz ustaydınız, bir çarc bulamıyacak mı- sınız? Herif, kaba bir kahkahayla güldü. Genç kadın telâşla: — Ne yaparsanız yapn... İstediği- niz kadar para veririm... Bu işin üste- sinden gelelim... Katiyen mağlüb oi- mak niyetinde değilim! 18 — Yukandaki suallere cevab ve- İ ler ihdas edilebilir... Abdül hamid ve Trablus 1902 senesi içinde İtalyanın Trab- lusgarbı işgale azmetmiş olduğu ve dördüncü kolorduya mensub zabitler- den bir takımının yola çıkmak üzere emir bekledikleri Cenovadaki konso- losumuz tarafından ve İtalya hükü- metinin Trablusu zahiren padişahın hâkimiyeti altında bir İtalya kolonisi haline koymak üzere İtalya muhacir- leri sevki için hükümetimiri <t0âfa davet etmek istediği de Roma sefare- | timizden bildirildiğinden İtalyanın muhtemel İccavüzüne karşı Fransa hükümetinin evvelce olduğu gibi ne derecede bize muavenette bulunacağı- nın İstifsarına ve bu hususta tekrar teminat almağa çalışmaklığıma dair padişahtan başkâtibin şifresile bir telgrafname almıştım. Ha rımızdan da &yni tebligatı teyiden bir telgraf gelmişti. Bu tarihten sekiz on sene kadar evvel Fransanın İtalya ile araları bo- zük idi O it İtalyanın Trablusgar- be taarruz edeceği hakkında bir kaç defa bazı şayialar çıkmasile Fransa sefiri Kont dö Montebellonun ve İki © sonra da halefi M. Kanbonun tasallutu vukubular ise muavenette bulunz- bahsetmiş olduklarım bili. yordum. Bunula beraber bu iki dev- etin son zamanlarda uzlaşıp biribir- lerine mütekabil menfaatler temin ettikleri ve ezcümle İtalyanın Trab- Tusgarb hakkındaki tasavvurlarma Fransanın mâni olmamasını ve İtal- yanında ona bedel Fransayı. Fasia serbest bırakmasını bir mukâvele ile kararlaştırdıkları meçhulüm değildi, Maamafih saraydan ve onu teyiden Babığliden aldığım emirleri tera et- mek için hariciye nazırı M. Delkaseye İtalyanın Trablusgarbe aid iasavvu- runa dair aldığımız malümatı hikâye etlikten sonra İtalyanın bu vilâyeti- mizi ele geçirmesinden Fransaya ta- allük edecek mahzurları da sayıp dök- tüm ve Trablusun bizim elimizden çıkmaması kendi menfaatleri iktizasın- dan olduğuna dair deliller irad ettim ve bize ne suretle muavenelie buluna- caklarını sordum. Nazır M, Delkase sözlerimi dikkat- le dinledi ve cevaben bana evvelâ: «Akdenizde obalihazınn değişmesi Fransanın faraziyesine muvafık değil- dir. Lâkin TTrablusgarb bizim snemle- ketimiz olmayıp, sizin mahnızdır. Mu- hafazası mal sahibi olan size düşer Hasılı oraya ecnebi her hangi bir dev- let tarafından taarruz vukubulur Ise onu defetmek, Fransaya düşmez» di- yerek İtalyamn korktuğumuz taarru- zu tahakkuk edecek olur ise men'i- ne kalkışmıyacaklarını yani bizim de- diğimiz ve istediğimiz gibi yalrız sötedenberi Fransa İle aramızda te- yemminen cari olan dostluğa binaen» bize maddi muavenette bulunmıya- caklarım anlattıktan sonra .çünkü size karşı muavenet hakkında taah- — Borcunuzu bir misli fazlasile — Şimdiden plânınız hazir m? — Eh, daha pek değil... Fakat bir kaç güne kadar bir şeyler buluruz... Mesele bulmaktan ziyade Hadiye hö- nim üzerinde tatbik edebilmekte... — Sahte şahid... Lâzar efendi, iki elini protesto ma- kamında sallıyarak: — Asla... - dedi. - Böyle şeylere te- nezzül eden adamlar, ekseriya çok aşağı seviyedendir. Hâkim bir bakış- ta ciğerlerini okur... Bilhassa Hadiye hanım gibi namuslu ve İyi intiba bi- râkan bir Kadının samimi müdafaası bizi büsbütüm fena bir mevkie düşüre | bilir, — O halde ne yapılacak? — Ne bileyim?,. Bir takım vaziyet- Meselâ... İnsan, lekelemek istediği bir adami kandıra- rak fena bir yere götürür... Oraya git- tiğini de, itibarı yerinde insanlara tesbit ettirebilir... Bu gibi bin bir do- Jab vardır. Hadiye hanım namusuna güvenerek bütün safiyetle yaşamakta | devam edecektir, Fakat bu kadar sat insanları kandırmak kolaydır. Herhaj- de bir şeyler becereceğimize katiyen kanilm... Siz rahat edin... İşl bana bı- rakım... büd altına girecek olur | fedakârlığı ve hattâ almaklığımız icab eder ve de sizin de Fransaya ne temin edeceğinizi bilmekliğ J gelir. demekle bedava olaji devletin maddi menfaat diğer bir devlete muavendi duğunun cihanda emsali İ tabattur ettirdi ğ “M. Delkasenin ifadesini Babıâliye bildirdim ve İtaiğ, dilerine gösterdiği menfa: c dil şartlar arzetmiyecek Fransadan müsbet bir cev; cağımızı ve mutlaka Fran Yas için bir mukavele yapılı Yiyor ise bahşettiğimiz me: saadatın enva ve mahiyeti Tiğim ve onları esas ittihaz kase ile. mükâlemeye lâzım geleceğini yazdım veİy tedim. Lâkin ne saraydan W âliden tattimat gelmedi. işi kurcalamadım, Yalnız s4 kukumuzun ve memleketim , ka suretle muhafazası esbe ik sül eylemekliğimizi sile Ancak bu tarihten bir vi, sonra İtalya tarafından tec, ketleri hanırlandığı şayi — ne saraydan evvelki defalar dı saya Trablusun İm devlet arasında eskidenberii dostluk». namına muavenet). tirilmesi hakkımda emirler de maddeten İvükmi olim Yuk nama. Fransa tarafıf ç znheret temin edilmiyeceğini den hariciye nazırına bu işi, - evvelee verdiği cevablara girişilemiyeceğini ve anc. evvel istediğim talimat geli sile konuşabileceğimi are! buki sefaretten infisalime lediğim talimat gönderiliniiz “8 5k Çiflik köyü kooper' a Çorlu (Akşam) — Tüleburlö Mik köyü kooperatifi ortaklariri sı her gün biraz daha fazla! dır. Köy kooperatifine kayıtlı sayısı iki yüz elliyi geçmişti Ni Aşı gül kalemlefi Çorlu (Akşam) — İlçemisi için fidanlıklarına dikilen yaf leri aşdamak için Trakya u: fettişi General Kâmm Dirifi kalemleri göndermişlerdir. F Gülün kıymetini yakındayfıs| takdir eden köylü halk bunği3j vinmiştir. Bunlar her köyünf olan yerlere dağılılmıştır. # Bugüne kadar köylerde 18* bani gül fidanı ekilmiştir. #* pıldıktan sonra çok yakını b da köylerimizin her biri gül ile süslenmiş olacaktır. büyülü” * hi ket edin... Benim en öğrendiniz, değil mi? - Evet... Söylemediniz Boşanma meselesi, Fakat ayni zamanda dö” hanım benim kabahatlerin bağır bağırdığı zaman, oğl! sözlerine İnanmasın! Bedia, keskin Nazarlarili iz elendiye bakıyordu. Âdeta bit rir gibi tekrarladı; " — En büyük arzum işte W ederim, asla unulmayınız.. cağınız harekelte bunu düşü, niz. Erkek, biran düşünerek: Pek âlâ... Pek âlâ... - deği, — Hadiye hanımı öyle bil zarfı içime koymalı ki, onun kadın sesi kısılsm, dinlenilm Bir çaresini bulacağız, yapacağım, merak etmeyin... sele şimdi onların nerede otul nı keşfetmek... Biran düşündü: — Büradan çıkıp İstasyor lerdir. Daha trene de vakit j halde onlara yetişirim, Peşlel $erim... Sonra takib etmek şey... İkinci mesele de, Lütfi K; işi bana tevdi etmesi... Malüni, hukuk mezunuyum... Fakat © leri yapıyorum... Buna rağrfı, kat arkadaşlarım vardır... BIf, bulurum, (Ark |

Bu sayıdan diğer sayfalar: