13 Kasım 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

13 Kasım 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

15 Teşrinlsani 1938 Izmir mektupları Kültür park yeniden çok genişletiliyor Burada birçok binalar yapılacak, suni gölün işletilmesine başlanacak İzmir (Aksam) — İzmir Kültürpar kının tanzimine başlanmıştır. İhata duvarları, Kültürpark etrafındaki 60 bin metre murabbalık arsaları da içi- ne alacak şekilde genişletilecektir. | Bu surele Kültürparkın çevresi bir murabba halini alacaktır. Suni gölün genişlötilmesine yakında başlanacak- tır, Kültür Bakanlığı tarafından Kül- türparkta Sıhhat müzesinin yamıba. sanda bir (Kültür paviyonu) inşasına başlarımıştır. Âtide Bü paviyon (Der- rim müzesi) ittihaz edileceği için, pa- viyonur: İnşaatı ona göre büyük tu- tulmuştur. İlk kısim için 24,000 lira sarfedilecektir. Bir taraftan inşaat, de- vam ederken, diğer Yaraftan müte- hassıs ressam ve kültürcülerden rmü- rekkep bir heyet,'müzenin tanzimi için faaliyete geçeceklerdir. Ziraat Vekâleti tarafmdan Kültür. parkta inşa ettirileti Ziraat müzesinin tanzimine başlanmıştır. Bunun için İzmir Ziraat mücadele istasyonu mü- dürü B. Nihad İğriboz'un reisliğinde vir heyet çalışmakladir. Ziraat müze- si, memleketin her yerinde yetişen mahsullerimizi en güzel şekilde gös- terecektir. Ayni zamanda muhtelif yıl- lara ait istihsal ve #hraç vaziyetlerini gösteren grafiklerle memleket iktisa- diyatının yüksekliği hakkında tam bir fikir verilebilecektir. Kültârparkın henüz tanzim edil memiş olan kısmının fanzimine de »aşlanmıştır. İnhisarlar idaresinin in- şa ettirdiği atış poligonu silâh ve malzemesi İstanbuldan henüz gelme- miştir. Bugünlerde gelecek ve mütca- kiben poligonun açılma töreni yapi- lacaktır MEŞ'UM 939 senesi fuarının daha zengin ve mükemmeli olması için işe başlanaca- “ından, plânlarının süratle hazırlan- masına devam cdilmektedir. Izmir hâli Haftalık köylü pazari sarfile inşa ettirilecek merkez hali. nin ihata duvarları yakında inşa edii- meğe başlanacaktır. Belediye reisliği, bu geniş saha üze- rinde toprak tesriyesi de yaptırdık. tan sonra burasını (haftalık köylü pazarı) için tahsis edecektir. Bundan maksat, hayat ucuzluğunu temin için haftamn muayyen bir gününde uzak ve yakın köylerden halkı İzmire cel- betmek ve köylünün hayvani ve ne bati istihsaldtını ucuz fiyatlarla İz- mir halkına satış imkânını hazırla. maktar. İzmir işçi ve esnaf kurumlari İzmir (Akşam) — İzmir İşçi ve Es. paf kuruları birliği tarafından işçi ve esnaf çocuklarından 200 kişiye yeni elbise dağıtılmıştır. Giydirilerek sevin- dirilen yavrulara erkek lisesi salo- nunda bir de öğle yemeği yedirilmiş- AKŞAM mM Iktisadi meseleler ler) | Hava parası Şehrin kalabalık ve işlek caddele- rinde gıda maddeleri neden pahalıya satılıyor? Tik hatıra gelen cihetler şunlardır; Fahiş dükkân kiraları, va bu kiralar üzerinden atınan vergiler... ! Sebepler yalnız bundan ibaret değil- dir. Hayat pahalılığına sebebiyet ve; ren bir akım anane haline gelen ha- va paraları da vardır, Bilhassa şehrin en kalabalık ve uğrak yerlerinde ha- va paraları o kadar yüksektir ki, bu para ile üç dört odalı bir ev yaptır- mak kabildir. Eminönü meydanının açılması üzerine, Balıkpazanndeaki bakkaliye mağazalarının yan $okak- Jara taşındığı malümdur. Bu sokak- lardan birinde, bir bakkaliye mağa- zası yalnız 2500 lira hava parası ver- mişlir. Hava parası, peştimallık gibi ! esnaf ve tüccar arasında teamül ve anane balinde deyam eden bir tica- | ret vardır. Bir dükkân bir başkasına devredildiği zaman, dükkânın yerine | ve yaptığı işe göre bir hava parası alınmaktadır. Bu para kimin sırtın- dan çıkıyor? Bu suali sormağa bile Tüzum yok. 2500 lira hava parası ve- ren bir bakkal, bu parayı halka sat- tığı yağlardan, zeytinden, peynirden çıkaracaktır. Hayat pahalılığına sebepler ara- dığımız ve hallü bu meseleyi tedkik ekmek için İsviçreden mütehassıs g& tirdiğimiz bir sırada, kötü bir anane halinde yaşıyan bu hava parasına da çok ehemmiyet vermeliyiz. Hava pa- rası, peştimallık, lonca devrinden kal- ir üsuldür. Bu üsulü kaldırmak asır H.A, Yerli konteplâklar Damgalama yüzünden Tica- ret odasile fabrikatörler arasında ihtilâf çıktı Yeri kontrplâkların sağlamlığını temin maksadile hazırlanan nizam- nameye göre, konirplâklar damgala- nırken Ticaret odası Sanayi şubesi ile fabrikatörler arasında ihtilâf çıkmış- tar Nizamname, kontrplâkların dam- galanması işine Sanayi müfettişliğini memur etmektedir. Fakat İstanbul Sanayi müfettişliği, işi çok olduğun- dan,“damgalama, Tifaret odası Sâna- yi şubesine havale edilmiştir. Sanayi Şubesi kontrplâkları damgalamağa başlamış, fakat beher kontrplâk için bir kuruş damga ücreti taleb etmiştir. Alâkadarların iddialarına göre, dam- ga işi sona erince 5000 liraya yakın bir para toplanmış olacaktır. Nizamnamede damga ücreti hak- kında bir kayde tesadüf edilmediğin- den, fabrikatörler bu paranın alın- masına İtiraz etmişlerdir. Bunun Üüze- rine Ticaret odası idare heyeti topla- narak vaziyeti tedkik etmiş ve dam- ga ücretini 20 paraya indirmiştir. Fa- kat alâkadarlar buna da itiraz etmiş- lerdir. -Piyanso talihlileri 40,000 liralık büyük ikramiyeyi Alman mürettip Hans kazandı Tayyare piyangosunun 26 ncı ter. tib birinci keşidesi dün nihayet bul- du ve piyango bu keşidede de birçok fakir aileleri sevindirdi. Bu keşidede 40,000 Mralık birinci “kramiyeyi: — Acaba kim kazandı? Hemen söytiyelim: Beyoğlunda, 'Tünel meydanında Univesun mat- baasımda mürettip Hans 40,000 lirâ- yı kazanan talihlilerden biridir. Al man mürettip günü gününe yaşıyan bir adamdır. Yevmiyesile ancak bir günlük maişetini temin edebilen Hans yüz paraya aldığı kumbarasına her ruş atmak suretile 30 gün- nedenberi bilet alıyordu. Her keşide de aynı bilete devam eden mürettip | nihayet bu keşide de büyük ikrami. | yeyi kazandığını duyunca sevincinden | ne yapacağını şaşırmış, elindeki harf- ! leri dağıtmıştır. Ankara emniyet umum müdürlüğü birinet şub şubede polis memuru B. Ah- med ve Çanakkalede müteahhid B. Tahir 150,000; Kasımpaşa Çürüklük sokak 23 numaralı hanede bayan Fst- ma, Karagümrük Melekhoea mahalle- Sİ $4 numarada bayan Saime ve orta» ğı kurşuncu Arif 12,000 lira kazan. | mışlardır. Karagümrüklü bayan Fatma dul! bir kadıncağızdır. Kimsesi yoktur. Çalışarak kazandığı paradan birikti. rebildiği 150 kuruşla senelerdenberi piyango bileti alan bayan Fatma bu keşidede komşusu kurşuncu B. Arife ortak bir bilet almalarını teklif etmiş-i tir. Kurşuncu: — Bizde talih nerede? Vazgeçi Demiş, bayan Fatma da: | — Gel, beni kırma; belki talih ku- şü bu defa yolunu değiştirir! Diye teklifinde israr etmiştir. An- İ laşılan kadıncağızın içine doğmuş... NE Kanun Bilgileri Ceza davalarında temyiz Ceza mahkemesinde görülen dava- | nın sonunda altı sene hapis cezası- na mahküm oldu. Yüzüne karşı oku | nup anlatılan kararın sonunda kâ- | Terin kabili temyiz olmak üzere ve- | rildiği yazılı bulunduğu cihetle, Hu- | kuk mahkemelerinde vekil, Ceza mahkemelerinde müdafi denilen avu- katile uzun uzadıya görüştükten son- ra mahkemenin kendisi hakkında verdiği hükmü temyiz etmeğe karar verdi, Ve kanunun emrettiği gibi hük- mün kendisine tefhimi tarihinden itibaren bir hafta içinde hükmü ve- ren mâhkemeye verdiği bir istidaya filân tarihinde Da tefhim edi- | de temyiz ettiğini ve temyiz sebeple rini ihtiva eden lâyihasını da bir haf ta İçinde vereceğini yazdı. Mahke- menin kalemindeki başkâtibe gö- | türdü. Adliye makamlarına verilen her evrak 20 kuruşluk kaydiye pulu | na tabi olduğu cihetle istidası kayde | havale edildi, ve pulu da yapıştırıldı. | Şimdi kanunda yazlı diğer bir şartı ifa etmek lâzımgeliyordu. Ka- nun temyiz talebini havi istidanın mahkemeye verildiği tarihten - bir hafta içinde temyiz edenin on lira temyiz depoziteosu yatırmakla mü- kellef tuttuğuna göre, gidip en yar kın malmüdürlüğüne parayı yatır dı, mukabilinde aldığı makbuzu mahkemeye getirerek dosyaya koy- durdu. KADIN Aşk ve macera romanı ———> Nakleden: (Vâ - Nü) Paşa: — Güliba sizin mesleğe mühim bir iş çıktı! - dedi. - Vazıh surette söyle- mediler amma, kulağımıza bir cinayet haberi çalındı. —— Öyleymiş efendim... Ben de ha- ber aldım... Buraya gelmemin sebebi de bu... Biraz sonra meselenin iç yü- rünü iyice öğrenirim, Leman, alâkayla: — Ya?... - dedi. - Simi bakacak- sınız bu işe? -— Henüz kati bir şey bilmiyorum amma, öyle olacağını umuyorum. Za» ten bence basit bir vaka olacak... Mu, hakkak ki hırsızlık gayesile yapılmış bir cinayettir... Zira, kadının elmas. ları varmış... Çok da para kazanıyor- muş. Sebebini bulunca katili de yaka- lamak kolay olur. Leman, kendini yenerek gülümse- meğe muvaffak oldu. — Tabii, sizin gibi üstadların elin. den hiç bir katil kurtulamaz! Vedalaştılar. Karı koca, dtomobile bindiler. Genç kadın, kendi kendine: 'Tefrika No, 64 «— Oh! Bu işde oldu bitti... di artık Raufu kendime celbetmekten başka bir derdim kalmadı!» diye dü- şündü. Gazinonun sahnesi arkasında tah- kikat devam edip duruyordu. Polisler, doktorlar, ünvanını söyliyerek O ta. rafa geçmeğe muvaffak olan Bedi bey resmi muameleye başlamışlardı. Gar- sonlar birer birer istintak ediliyordü. Bir aralık hizmetçi kız: — A... - dedi, - Hanımın kolunda bilezik yok! Almışlar. Komiser sordu: — Bu akşam taklığına emin mi. sin?... — İyice biliyorum. Hattâ elbisesini giyerken iliğe ilişmişti. Sol kolunda idi. — Nasıldı bakayım? — Gayet ince bir İş... Pırlantalarla yapılmıştı... Altın... Hanım pek sever. di... Her zaman takardı. — Çekmesine filân bakın bakalım... Belki çıkarmış, bir yere koymuştur. Hizmetçi kız, hanımın elmaslarını Şim- | koyduğu yere baktı ve birdenbire ba. | gırdı: — A... Çalmışlar... Hiç biri yok... Ve bir kere daha haykırdı: Çantası da yok... Neler eksik? — İnel gerdanlığı... Başka bir bile- zik daha... Paraları... Zaten bu cinayetin bir hursızlık se- bebile olduğuna kaniydiler. Şimdi ka» naatleri büsbütün kuvvetlenmişti. Komiser tahkikalına devam etti, Garsonlara birer birer sualler sorar- ken: — Bugün, Didar hanım geldikten sonra, buraya arasında en ziyade dikkatinizi kim celbetti? — Vallahi efendina, pek çok kimse. ler geldi: Satıcılar, gazinoya erzak ge- tiren adamlar.. — Onlar daima gelip gidenler, de. ğü mi0... — Evet efendim. Dekorlar için ame-! leler de geliyor... Komiser, gazino sahibine dönerek: — Adresleri sizee malüm, değil mi? — Tabit... Malüm. — Didar hanım geldiği zaman, per- de arkasında çalışan amele var mıydı? — Hayır, iş bitmişti. Kimse yoktu. — Artisti görmeğe gelen olmadı mı? Garsonlardan biri: —A... Evet efendim... Bir genç kız... Yanında da «amca» dediği yi bir adam vardı. — Kim olduklarını biliyor musun? — Hayır... Genç kız yukarıya Didar hanımı görmeğe çıktığı zaman ben ihtiyarla biraz çene çaldım. Saat altı buçuğa doğruydu galiba... Didar hanı- mm burada olup olmadığını sordu- ler... Mutlak görmek için israr etti- ler... «Mühim birşey söyliyeceğim des diler. — İkisi de yukarı çıkmadı, değil mi? — Hayır, işte söylüyorum efendim... «Amca» dediği aşağıda kaldı... Hatt& bir aralık sabırsızlandı... Yanıma gel- di... Galiba eski bir" zabit... İstiklâl madalyesi vardı. — Sana başka ne söyledi? Garson biran düşündükten sonra: — Ha... Efendim... Kızın hisst bir meseleden dolayı Didar hanımı gör- mek istediğini söyledi... Ben de o 7a- man şaka ederek «Kocası âşık mi ol- müş?» diye sordum O da «Hayır! Bir mektup yazmış. Bazı izahak vermek Mam!» dedi, — Çıktıkları gördün mü? — Evet etendim. — Ne haldeydi kız? — Gayet mesud, neşeli bir hali var- dı. Geldiği zamanki büznü kalmamış- tı. O arada Bedi bu konuşanların ya- nına yaklaştı. Yukarıki muhavereye dair malümat aldı. İstintak biraz daha devam oet- tikten son a a Bay avukat tam temi | ni ihtiva eden lâyinasını bitirmişti ki bir telgraf aldı, Müekkil kendi- sini acele tevkifhaneye çağırıyordu. Avukat tevkifhaneye gittiği za- man müekkili acelesinin sebebini bir nefeste söyledi, — Düşündüm, taşındım, dedi, bu- radaki arkadaşlara da sordum, ya temyiz ettiğimiz hüküm bozulup ge ri gelirse ve mahkeme de bana altı sene hapisten daha fazla ceza verir- se ne yaparım? Kararı isterseniz biç temyiz etmiyelim.» Müekkilinin bu endişesini gören avukat onu karşısındaki sandalyaya oturttu, ve ruha sükünet veren bir $esle anlatmağa başladı: «Ceza okanunumnzun munddel 326 ncı maddesine göre bir hükmün yalnız mahküm tarafından veya O- nun lehine Cümhuriyet Müddeiumu- misi tarafından temyizi taleb edil- mişse ve bu taleb üzerine Temyiz mahkemes. sebepleri kâfi bularak hükmü bozmuş ise asıl hükmü veren mahkemenin Temyiz mahkemesinin bozma kararına karşı wrar hakkı vardır. Yani, Temyiz mahkemesinin verdiği bozma kararına uymayıp mahkeme evvelki kararında rar edebilir. Şayet ısrar etmeyip Temyiz mahkemesinin bozma kararına uyar. sa o zaman yeni verilecek hü- kümde evvelki hükümde tayin edil. miş olan cezadan daha ağır bir ceza tayin edilemez. Avukat: Emeet Ağış — Yarın raporunuzu yazıp bâna verin. Bu ihtiyar adamla kızın da izi- ni buldurun. İsticvap edelim. Âmirler biribirlerile konuşup her. kese sualler sorarlarken polis memuru Şevki de ses çıkarmadan etrafı araştı- rıyor, cesedin yarasını muayene cdi- yordu. Ftihakika artislin parası, inci ger- danhığı ve iki bileziği çalınmıştı. Lâ- kin birkaç parça elması daha duru. yordu. Hırsız onları almağı unutmuş- tu. İşte bu hal Şevkiyi düşündürüyor- du. O, tanıdığı sabıkahlar arasında böyle bir unutkanlığı yapacak kimse tasavvur edemiyordu. Hırsızlık için ci nayeti göze aldıktan sonra, bu işi ya- pan adam, ortada Kıymetli ne varsa bulup alıp götürmesi Tâzımdı. Acaba bu katil başka bir maksadin yapılmış da elmaslar iz şaşırimak İçin mi aşırıl mış? Şevki çök zeki, çok kumaz bir po- lisli. Bunları düşünüyor, fakat işi in- celemeden birşey söylemek istemiyor- du. Komiser, memurunun kıymetini takdir ettiği için fikrin! sordu. — Ey bakalım Şevki, sen bu İşe ne dersin? — Vallahi efendim, daha birşey bek H değil. Bu cinayet zannettiğiniz gibi sabıkalılardan birinin de marifeti ola bilir, başka birisinin de... Maamafh bu pek bizimkilerin işine benzemiyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: