15 Kasım 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

15 Kasım 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Gazi köprüsü Jptida Unkapanı tarafındaki yollar görmektedir. Gazi köprüsünün inşaatı bitince, köprüyü her İki baştan “açılacak yok larla bağlayabilmek için ilk önce Azap- iki milyon irayı hükümetin yardı- mile temin ettikten sonra hemen işe başlıyacaktır. Bilâhare Meyit yuku- şundan İleriye doğru istimlik için ayrı tahsisat aranacaktır, ten gazoz ve dondurma- 207 ve dondurmaların yapılış v8 sü taş hususları hakkında Belediyenin tatbik ettirdiği talimatname hüküm- lerinden alınan neticeler Belediyece tedkik edilmektedir. Belediye zabıtası talimatnamesinin Şehir metlisinde yeniden müzakere edileceği şu sırada şerbet ve emsali hakkında da yeni bazı hükümler ko- nacaktır. MEŞ'UM Nakleden: (Vâ - Nü) Çok kurnaz bir katile çattığımızı sani- YORUM. Onlar bu tarzda hareket etmezler... — Fükât sence de vlnayetin mak- sadı hırsızlık değil mi? — Henüz birşey söyliyemem efen- | dim. Maamafih az zaman içinde me- sele anlaşılır. Hatil hırsızlık gayesi. ie yapıldıysa elmaslar sayesinde iz bu- Yunur. Aksi takâtrde iş değişir; güç- leşir... Müsaade ederseniz hizmetçi. den çalınan malların şeklini tahkik #deyim.» — Hay hay.. Polis memuru kıza dönerek Sor- du: — Hunımun çantasında kaç para vardı biliyor musun? — Yirmi, yirmi beş lira... Hiçbir zaman razlasını üstünde taşımazdı. dı. — Peki bileziklerin şekli nasıldı? — Biri demin tarif ettiğim gibi in- ve bir işçilikle yapılmış, altın üstüne . Mesken bedeli Birincikânundan itibaren mİ İsteribul ilk mekteb musilimlerine aid mesken bedellerinin bundan sonra bir ârızaya maruz kalmaksızın muntezam surette ödenebilmesi için vilâyetçe tedbir alınmıştır. Geçen ağustostan muteber olmak üzere 98 bin liralık bir tahsisat ayrılmıştır. Her ay beş bin lira verilmek sure- tile muajlimlerin wesken bedelleri ödenerektir. Bundan başka Ölüm, nakil, istifa, terfi gibi sebeblerle İs tanbul vilâyeti muallimler kadrosun- dan alâkasını kesen musllimlerin ve- ya ailelerinin alacakları olan on ye- di bin liranın da ödenmesine karar verilmiştir. Her iki mesken bedelleri birinci kânundan itibaren ödenecek- tir. İstanbul vilâyeti muhasâbedi maarif müdürlüğile beraber müşte- rek tedbirler almıştır. > Iki çırak Kadın yüzünden birbirlerini yaraladılar Evvelki gece Şehzadebaşında ik genç arasında kadın yüzünden ağır bir cerh vakası olmuştur. İkisi de tehlikeli surette yaralı olarak hnsta- neye kaldırılan bu iki genç, İki ka- Taycımın yanında çalışan iki çıraktır. 16 yaşındadır. İkisi de aynı kızı sev- mektedirler. Dün gece Şehzadebaşında karşı- aşınca aralarındaki bu meseleyi ta- * zelemişler, az yamanda da İşi kızış- tırmışlardır. da bıçağını Şükrünün vücudüne Tas gele saplamıştır. Vakayı gören zabıta memurları her ikisini de Cerrahpaşa stance ne nakletmişlerdir, . Iki kaza Tramvayın önünden kaçarken ayağı takıldı, yaralandı Beyoğlunda Ermeni kilisesi apar- tımanında oturan Andon isminde bi- ri, valman İbrahimin idaresindeki tramvay arabasının önünden kaçar- ken ayağı takılarak yere düşmüş, ha- fif surette yaralanmıştır. Galatada oturan Sıdıka isminde KADIN Aşk ve macera romanı 'Tefrika No. 65 birine raptediyor. Meselâ bir pırlanta, derken zincir, sonra bir damla züm- rüd yine zincir, bir d&mla yakut yine zincir Tlâh... — Anladım. Bu sırada Bedi bey de diğer artist. leri, memurları istintak ediyordu. Fakat İüçbirinden faydalı bir cevap alamıyordu: — Bitmiyoruz... — Görmeğdik... Artık Didarın evine gidip evrakı arasında araştırma yapmaktan baş- ka çare külmeadı. Belki mektupları arasında bir iz bulünabilirdi. Fakat Önce rakibe hissile görmeğe geldi- ği ve sonra büyük bir muhabbet ve minnetle bağlandığı Didardan ayrl- dıktan sonra Şermin, pürneşe, adeta koşancasına evine doğru yürüyordu. Yolda amca Malik bey: — Ayal, kiz deli mi oldun?,. Beni rüklüyorsun y haci : Yatı mektepleri Vilâyetin bütün kazalarında yatı mektebi açılacak İstnabulun bazı kazalarında köy yatı mektebleri vardır. Köy yatı mek- tebleri, köy çocuğuna ilk tahsili ver- mekle beraber, ayni zamanda ziraat usulünü de öğretmektedir. Çocuk, köyünden getirdiği muay- yen mikdardaki yiyecekle mektebde- ki iaşesini temin etmekte ve mekte. bin geniş arazisinde her türlü ziraat işlerinde çalışmaktadır. Bu ziraat iş- leri köy yatı mektebi muallimleri ta- rafından idare edilmektedir. mıntaka dahilinde birleştirerek her mantakanın mekteb ihtiyacını karşı- lamasıdır. İstanbul vilâyetinde açılan bu mekteblerden ber iki bakımdan da büyük neticeler elde edildiğinden mekteblerin bu sene, vilâyetin henüz yatı mektebi bulunmuyan kazâlarına da teşmil edilmesine karar verilmiş- tir. Bu münasebetle yatı mekteble- rinin talimatnamesinde de bazı tadi- Jât yapılması düşünülüyor. 'Tadilât, mektebin tedris ve terbi- ye usul ve sistemlerine değil, mual- Mmlerin ve talebenin mülekabil bazı wezifelerine taallük edecektir. Köy yatı mektebleri, köy kalkınma işlerinde mühim vazifeler görecektir. Bir çocuk su dolu bir varil Kızıltoprakta Selâmi Çeşme ma- hallesinde oturan ahçı Yunusun bir buçuk yaşındaki çocuğu Sevim; ayni sokakta B. Hüsameddinin bahçesinde oynarken su ile dolu ve derin bir va- ril içerisine düşmüş, fazla su yut muş, neden sonra farkına varılarak çocuk varilden çıkarılmış ve hasta- neye kaldırılmışsa da ölmüştür. Zabıta, çocuğun varile düşmesinde kimsenin sun'u taksiri olup olma diğırı araştırmaktadır. Spor hareketleri tatil edildi Memleketin bütün mıntakalarında devam etmekte olan lig maçları bü- yük matem dolayisile Türk spor ku- rumu tarafından verilen bir emirle Kâmilen tatil edilmiştir. Spor kurumu tarafından verilecek yeni bir emre kadar memlekette spor otomobile aflayalım! Adnan eve gel- miştir bilet... — Daha iyi olur.. Yoruldum zaten) Arabada genç kız, artistle geçen muhaveresini yavaş sesle anlattı ve Didarın hediye ettiği bileziği göster. di: — Çok güzel şey!.. Güle güle kul Jan, yavrum. Gönlüm istese bile böy- lesini almak haddime düşmezdi. Fev- kalâde bir düğün hediyesi! Sonra öz evlâdı gibi sevdiği genç kı- za şefkatla bakarak; — Gördün mü? üzülme dediğim elik mali a borsalarında vaziyet Avrupadan son gelen Tasli gazs- telerden öğrendiğimize göre Fran- sa hazinesi gene buhranlı daki- kalar yaşıyor. Vaziyet şudur: Mili gelir yani Fransızların bir senede ka» zandığı para 220 milyar #ranklır; Fransa bütçesinde masarif yekümu 102 milyar, varidat ise 66 milyardır; şu hesaba nazaran 84 milyarlık sterlin bir açık var, Buna, idardi hususiyelere,' şimendifer idaresine ve müteferrik borçlar için lâzım olan 17 milyar da ilâve edilecek olursa açık mikdarı 53 milyara baliğ oluyor. Bu içinden çi- kılmaz vaziyete nasıl çare buluna cak? Vehlel ülâdu vergileri iki mis- ine iblâğ etmek çaresi düşünülebi- Air. Fakat milli gelirin yüzde 25 i de- müstemlekeleri geri istemek üzere hamrlanmakta olduğunu yazmışlık. Alman devlet reisi, bu ayın 9 unda Münih'de irad ettiği bir nutukta ni. yetini açıktan açığa söylemiştir. Av- rTupa diplomasisi için yeni bir gaile mevzuu! Bafta zarimda İtalyanın, Süveyş ka- nalı şirketinin meclisi idaresinde âza- ik istemesi keyfiyeti de Lonüra ve Paris mali mahafilinde hayli telâşı mucib olmuştur. Ba havadisin şuyuu üzerine Süveyş kanalı aksiyonları 20250 franktan 19850 franga düşmüş- dJerdir, Amerika, intihabat mücadeleleri ile çalkandı. Demokratlar bir kaç yer kaybettiler, cümhuriyetçiler de ka- zandılar. Fakat halkın ekseriyeti bu İ meticeden gayri memnun görünmü. tefiktir; günkü bu haddi aşınca ver- gi kendi kendini kemirir, yani ço- alacak yerde azalır. İstikraz şıkkı var; fakat her sene durmadan O kadar çok ve büyük istikrazlar ya pıldı ki artık ne Fransa hükümetin- de yeniden para istiyecek cesaret, ne de millette bu parayı verecek ta- kat kalmadı. İngiltere ve Amerikadan büyük bir istikraz imkâm da var. Fakat bunun Fransa hazinesine tahmli edeceği bâr, vaziyeti daha ziyade vahimleş- tireceği gibi hinl iadede kambiyo fıkdanı da milli parayı yeniden kıy- metlen düşürmek tehlikesine maruz bırakabilir, Maamafih accoid tripor- kite denilen ve İngiltere, Amerika we Fransa arasında milli paraların korunması esası üzerine yapılan an- laşmaya nazaran Fransız parasının tutulmasında diğer âkiğ devletlerin menfaati bulunduğundan belki de tevessül olunacak yeğine çare gene onların muavenetini istemekten iba- ret kalacaktır. Vaziyeti tedkik eğen Times gazete- si diyor ki: «Maliye Nazırı bay Rey- naud yutulması zor mali projeler hazırlasa bile, bugünkü Taevkii © kadar kuvvetidir ki bunları kabul ettirmek hususunda Kabinede ciddi müşkülâta tesadüf etmesi memul değildir. Gerek Paris ve gerek taşra matbustı, bay Reynaud'un müşkü- Jâtı iktiham edebilecek yegâne adam olduğunu itirafta müttefiktirler ve kendisinden büyük şeyler bökliyor- Jar.» Hazırlanan projeler bir iki güne kadar kararname şeklinde isdar ve ilân edilecektir. Avrupa mali ve ikti- sadi mahafili bunları büyük bir ald- ka ile bekliyor. Geçen haftaki icmalimizde Alman- yanın, umumi herbde kaybettiği Delikanlı genç kızla Karşilaşınca | biran tereddütten sonra, samimiyet- le ona yaklaşarak: — Şermin! Her şeyi biliyormuşsun. Beni affet. Emin ol ki geçici bir çil gılıktı!.. Kalbim daima senin mu- habbetinle doluydu. Serabe kapıldım. Fakat şimdi artık ayıldım. Affet beni Şerminciğim! Kızcağızın gözleri yaşlarla dolmuş- tu. Cevap veremedi. Melik amca söze kalılarak: — Haydi, baydil Şermin kızım! Oğlana kafa tutma... Göz yaşları arasında Şermin müsü- mahayla gülümsiyerek Adnanın elini zaman kaklı değil mi iişim? Ben bi-| sıktı ve ona yaklaşıp yavaş sesle: liyordum, Adnan bir buhran geçiri. yordu. Seni sevmez olurmu hiç! — Evet amcacığım hakkınız var. miş... Lâkin şimdi bende Adnana hak veriyorum. İnsan Didar hanımı tanıdıktan sonra cazibesinin, güzel- liğinin tesiri altında kalmamanın ça- resi yok! Eve yaklaşırken, Şerminin kalbi hizh hızlı atıyordu. Deminki büyük sevinci şimdi endişeye çevrilmşiti. Ya Didar hanım sırf onu teselli için O sözleri söylediyse, ya nişanlısı eve gelmediyse? Araba durdu. Helecanis kapıdan içeri girerken, Adnanın kendisini bek. — Hain oğlan! - dedi. — Hakkın var. Seni çok üzdüm. Fakat bundan böyle bütün hayatım. da dalma seninle meşgul olacağım, geni lâyık olduğun derecede sevece- rut edeceğim! Kız sövinçle: — Sahi mi? - diye güzel gözlerini nişanlısına, çevirdi. — Eer şey üzerine yemin ederim | fim! Elimden geldiği kadar seni me i ki doğru söylüyorum. Delikanlıyı akşam yemeğine âali- koydular. Küçük yuvaya yine saadet Dm . Ertesi . sabah, genç kı yor. Wall Street'de bütün esham ve tahvilât ve bilhassa çelik sanayil kâ- Eıdlarında mühim tereffiller vardır. Almanyanın müstemleke talebi me- selesi olmasaydı, Londra borsası da Amerikayı *tekiben yüksek Tiatler “kaydeğebilecek idi; Yakat hâlen mü- tereddid bulunmuyor. Fransa da ayni haldedir. Memleketimizde esham ve tahvilât vaziyeti Milleti derin keğer ve eleme gark eden büyük ziya dolayısile haflanın son üç gününde ne Ankarada, ne de İstanbulda hiç bir iş yapılmadığını söylemeğe lüzum yoktur. Okuyucularımıza malümat kabi. dinden olarak bazı nominal kurları bildirmekle iktifa edeceğiz: Yüzde 7,5 Yalzli Türk borcu 1975iira İkramiyeli Ergani 1920 > Sıvas - Erzurum 20,30 » Anadolu grupu Hisse senedleri 'Tahviller Mümessiller Merkez bankası Aslan Çimento Bomonti Terkos Teefon Kredi Fonsiye 1903 Eredi Fonsiye 1911 Gayri mübudül bonoları Babasını taşla yaralamış! Sultarınhmeğde oturan Süleyman isminde biri, ayni semtte Zehra is- minde bir kadının evinde oturan oğ- lu Feridunu görmek üzere Zebranın evine gitmiştir. Fakat Feridun her ne- dense bu dyarete kazarak babasını taşla yaralamıştır. Polla, yaralı babayı tedavi altına aldırımş, suğlu evlâdı da yakalamış. tar, 'Şarkı söyliyerek merdivenlerden indi. Sokağa çikti. Bir adamın kendisini takip ettiği. İ ni farketmedi. Bu, polis memuruydu Şevkiydi. Vükit kaybetmemiş, akşamdanberi sormuş, araştırmış, Malik amcanın izini bulmuştu. Konu komşu, genç kızı ona son derece meğhetmişlerdi. O da şimdi Şerminin açık yüzünü, ne- eli gözlerini görünce: — Hayır, imkânsız... Yanlış bir iz üzerindeyim... Bu cinayeti bu kız ya- pamaz! - diye söyleniyordu. Fakat birdenbire, hiçbir teferruatı kaçırmadan tecrübeli gözüne, bilezik çarptı. Bu, Şermir âleyhinde müthiş bir delil olmakla beraber, insanların kal- bini okumağa alışmış olan Şevki, ki- zın kabahatli olmadığını hissediyor- du. Bu saf çehrenin, bu Lemiz bakış- ların, sahibi, imkânı yok, cinayet iş- Jiyemezdi. Hem de kabahatlı olsa, bu Pleziği âlenen nasıl kolunda taşırdı? Maarafih, kız vasılasile birçok iz. ler bulmak ihtimali olduğunu düşü- nerek onu sırasında isticvap etmek üzere tâkip etti. Şerminin fırmdan ekmek, kasaptan et aldığını gördü. Sonra kiz, dosdoğ- ru evine dönerken, bir de gazele alk

Bu sayıdan diğer sayfalar: