18 Kasım 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4

18 Kasım 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

28 sene evvel AKŞAM Sahife “Asıl asi ve bağiler Istanbuldaki padişah ile etrafındaki hanedanıdır,, ğı büyük inkılâp- lâfeti yet esasına dayanan Cümhuriyeti urmasıdır. Saltanat ve hilâfetin lâğvı, Atatür- kün büyük kurtuluş şı sıraların- da vermiş olduğu bir karar değildi. Atatürk Osm &nir DamAĞAN Türk ettiğini, saltanat sinin milletin. başından sökü- atılması lüzumunu çok zaman I anlamış, takdir etmiştir. 1908 inkılâpcılarından hepsi - Ata» türk müstesna olarak - meşrutiyetin ilânını ve Abdülhami: hal'ini mil- let için, vatan için kâfi bir saadet, ırlardanberi devam eden milli fe- #tler için deva olarak sanıyorlar- 1 lüp müessesesi âdeta ret olduğu! yetle ifade mdiye ş olari bu hâdise eden Ata kadar m bakınız türk olmuştur. hul kalm nedir: 326 (1910) Arnavudluktaki bastırmak için daha evvel gönde kumandanlardan hiç birisi tam ve üsbet bir muvaffakiyet elde edeme- rdi, O 744 arbiye olan Mahmud Şevket paşa, isyan sahasma gidip teni na e karar verdi. is hareket etmesin! lir bir erkânıharb reisi seçmek lüzumunu hissetti Harbiye Nazırının aradığı ancak ve ancak genç erkânıharb zabiti kol- ağası Mustafa Kemal bey olabilirdi. Paşa, Mustafa Kemal beyin liyaka- tine, askeri kudretine ve nihayet ted- erindeki şaşmaz bulu a hareket ordusu kuma an etmişti, Mahmud Şevket paşa, daha büyük rütbede yaşlı, başlı ku- mandaniar olduğu halde Mustafa Kemal beyin hareket ordusunun ha- reket plânını hazırlıyarak elde etti- ği muvaffakıyetlerden sonra Arna- vudluk harekâtı için de Mustafa Ke- mal beyden başkasını tercih ede- ordusunda , Mustafa gitmiş, hazırla- işe girişmişti: zaman içinde 24 saat gibi kısa bir bütün İsyan sahasında keti yapılmış, asilerin lâhlar b yumu ış bütü mebhut a, Mustafa şahsiyetine Arnavundluk hareketi bu zar man İçinde bittikten sonra Mahmud Şevket paşa ile maiyeti Selânik yoli- Je İstanbula dönüyordu. Mahmud Şevket paşanın Arnavudluğa götür- düğü maliyeti arasında yaveri İsmail Hakkı bey de yardı. (bilâhare Sinop ebusu olmuş ve İstanbul şehir mec- Misi âzası iken üç sene evvel vefat et- miştir.) "kârnıharb relsi Mustafa Kemal yolda Amavudluk tedib' hareket- lerinin neticeleri h arkadaş- larına izahat verirken bir aralık: « Arnavut asilerini, bağilerini te- derek döndük. Fakat ası) asi ve r İstanbuldaki padişah ile et- anedanıdır. İ iiyakatine bayran olduğu Mahmud Şevket paşayı İ ordunun başında bulunmuştu. Atatürkün gençlik zamanma aid bir resmi: Mustafa Kemal bey (ortada) ve iki arkadaşı Fakat İsmail Hakkı bey, zekâsına, Mustafa Kemel beyin bu sözlerini pek beğen- mişti, İsmali Hakkı bey, bir aralık görmüş ve Mustafa Kemal beyi işittiği söz- leri kendine mal ederek Harbiye Na- İ rma tekrarlamıştı, Mahmud vket adamı, gerçi o Abdül aşa, eski bir Fa- kat Abdülhamidi hal'etmekle beraber saltanatı lâğvetmek, padişah İle ha- nedanını savmak fikrinden telâşa düşecek kadar, uzaktı. Mahmud Şev- İ ket pasa, İsmail beyin bu sözleri üze- rine kaşlarını çattı ve yaverini tekdir eder bir tavırla: amidi hal'eden | — Bu senin fikrin ve lâkırdın de- ğil, Bir daha ağz le bir şey arırım! Bu fik- ri sana Mustafa Kemal bey mi telkin etti İsmail Hakkı bey, mukabelesi karşıs K ve hakikati itiraf etmeğe mecbur ol- muşt Yaverine karşı bü kadar sert dav- ranan Mahmud Şevket paşa, Musta- ia Kemal beye bir tek söz söyleme- miş, bundan bahis bile etmemişti. | İhtiyar general, Mustafa Kemal > yin bütün fikirlerine olduğu gibi, zaman için siyasi bir ihanet çişi İ telikki edilen, bu kanaatine de, sü- İ küt etmekle, hü e Suriye gazetelerinin makaleleri “Atatürk dünyanın nadir ... yetiştirdiğid: dahilerdendir,, “ O bütün bir tarihin seyrini seyrini değiştirmişti. Zülmün en büyük duşmanı, ebedi Kema- lizm rejiminin ilâhi oldu, diyorlar Antakya 17 (A.A) — Atatürkün ölümü dolayısile Lübnan ve Suriye matbuatında, Atatürkün büyük ese- rinden sitayişkârane bahseden yazı- lar çıkmaktadır. Beyrutta münteşir Loryan gazetesi, «Alatürk, insanlığın mucizesidir» başlığı ile neşrettiği bir makalede diyor ki: Kelimenin tam manasile bir yapıcı ve yaratıcı olan Atatürk, dünya haritasında memle- ketine yepyeni bir hudud çizmiş, onu yaşatmak için lâzım gelen membs- ları bulmuş müdafaa için silâhlan- dırmış, ona ayrıca bir dille bir de al. fabe temin etmiştir. O, Memlekete bir ideal nefhetmiş bir irade ve ruh aşılamıştır. Bütün bunları 1923 ten bugüne dara, son derece muvaffakiyele ba- rınıştır. Menileketi ecnebi ihtiras- larına karşı tahkim etmiştir. O ecni biler ki harpten galib çıkmışlar ve her istediklerini yaptırabilecek bir ıvwwete sahip bulunmuşlardır. İşte Boğaziçi kıyılarmda bir saray oda- sında gözlerini hayata ebediyen ka- yan bu rehber, tarihin her devresi in insanlığın bir mucizesidir. Yine Beyrutta çıkan Ennehar ga- zetesi Atatürk başlıklı yazısında di- yor ; bir Bütün dünyayı baştan başa sar- san bü büyük ölünün hayatını tas vire imkân yoktur. Atatürk dünya- nm çok nadir yetiştirdiği dahiler. dendir. O bütün iştirmiştir. Dünyanın en şerefli diktatörü önünde fazimle eğilir ve eşsiz bir acıya uğryan Türk milleti- ne derin taziyelerimizi sunarız.» Beyrutta çıkan Ri ulahrar taci bir tarihin seyrini | kıbeler asrın güç Yı ından dolayı için sahifeler ayırmakta ve ği Ulu Şefin ziya- milletini taziye resmini neşi ela ir Eşşebab gâz sonra iline çok muhtaç olan bütün Şark milletleri için en büyük kayıptır. tta çıkan Eba etesi de şunları yazıyor” «Sultanları koğ orduları taru- Çan; ale kahramanı, Sakaryanın bhaliki Mustafa Kemal öldü. Türkiyeyi yoktan var eden, onu, en küvvetli devletler mertebesine çi- karan, valam kölelikten hürriyete zilletten şerefe götüren Atatürk oldu. Zulmün en büyük düşmanı, ebedi Kemalizm rejiminin ilâhı oldu. Adı amılınca önünde her kahhar başın eğildiği “Gazi oldu. Kalplerimiz bu azim haile karşısında titriyor. Eibilâd gazetesi. Büyük Dahinin yirminci asrın yetiştirdiği en büyük bir kahraman, kudretli bir siyasi eşi bulunmaz bir dahi olduğunu kayde- K Büyük Şefin hayatını anlat- m, mar eden, Antakya 17 (AA) — kan Elifba gaze l yetiştirmekten a büyük ölü için diyor ki Vatanını muhakkak E maktan emin bir limana götürdükten sonra milletinden bir taht istemedi, O, ke- limenin bütün manasile bir insan, Şamda çi- azısında olduğu parça Güya DAM li ia | şerek Fr. İç tarih vesi tin tekâmül leri haizdirler, Bunlardan birisi — İngiliz milleti. nin bugün dahi fiili olarak ndüğü Charta Magna libertatum, yani «hür- ü bezatiz dır. Bu pall a vardır ki, beşeriye- inde hususi kıymete garp âlemi makamına hukuku © elde edilen mesidir; 1789 da açi Fransız inkılâbı esnasında tebşir ediyordu Üçüncüsü de Türk «Milli misakıudır. 1920 senesi kânununsaninin 23 ünde neşir veilân olunan bu vesika ile Yara- tacı Dâhi şark âlemine yeni bir dev- rin başlamak üzere olduğunu müjde- liyordu. Şimdi şu üç vesikanın Zuhurları es. nasında mevcud olan mütekabil şart- lar ve vasıtalar nazarı dikkate alındı- ğı takdirde -Türk misakının daha yük- sek bir kaynaktan ilham aldığı görü- Tür. Kuvvetli İngiliz feodall dini üz topl 3 etmemiş olan kral mından, mezkür n tayin olunan hukuku almaları fe lâde bir hüdise telâkk hakika LAN Simeria - hz. yet ve hukuk olilaeN mek şüphesiz ki büyük bir fazi Fakat bu fazilet mevcud iken, g nin istihsali, İ büyük gayret ve himmetlerin sarfını istilzam etmezdi. arsız inkılâbına gelince — Aya- ğa kalkmış bütün bir milletin k taraftarları tarafından bile terked miş olan Meaiye makamını yıkma, ilân etmesi güç bir iş deği #onları yani bütün Avrupanın birle- ıtanın üzerine yürüdüğü za- manlar, Fransız milleti olduğu canlılık ve mücadele kudreti sitayişe lâyıktır. Fakat «Hukuku be- şer» beyannamesi bu hâdiselerden da- ha evvel neşrolunmuştu. Türk milli misakına gelince — Onun xuhuru zamnındaki şartlar bambaşka idi. Bütün bir devlet yıkılm zam kuvvetleri dağıtılmış, © den alınmış; devletin başını nan idare edenler zümresi millete iha- net etmiş, düşmanlar ile birleşmiş, ga- Hpler müfarekename şartları ile, dev. lete nihayet vermek maksadlarını iz- har etmişler ve memleketin muhtelif nlarını işgal altına vaziyetten müteci ühimmi «son ? lâs çaresi olmak üzere ecnebi hima-. yesini - mandayı - düşünmektedirler; yeis, fütur, ümidsizlik her tarafı istilâ etmektedir. İşte bu munta- zi elin- rum olan bir avuç vatanperver bir Şe- fin etraf toplanarak Türk milli mi- sakını ediyor! Bu misakın muhteviyatı o zamanki vaziyet ve şartlar ile ne kadar geniş bir tezad ve ihtilâf halindedir! Misak şark âlemi için yeni bir hayat devri açıldığını haber veriyor ve bu hayatın çerçevesini kuruyor. Bundan sonra devlet milliyet esası üzerine kurulacaktır! Bundan sonra iradesi taallük etme- den en ufak parçası bile memleketten ayrılmıyacaktır, Bundan sonra - bu devletin hudu- du içinde yaşıyan İnsanlar - kim olur- sa olsun, adedleri ne olursa olsun - A eşsiz bir dahi, kahraman bir asker ve siyaset adamı idi. Hayatını m tinin saadetine vakfetti, bu uğurda genç yaşta hayata gözlerini kapadı. Yine Şamda çıkan İlkabes gazete- si de diyor ki: «Türk vatanının yâ; cısı Türkiye şevket ve azametir hâliki, insaniyetin en büyük hadi Atatürkün ölümü ile Türk milletinin duyduğu - kedere Suriyeliler bütün kalblerile iştirak ederler. Kardeş mil- dığı bu acı karşısında bi. zim en büyük tesellimiz Büyük Dahi- nin çizdiği yolu takibetmektir.> olunamaz. Fil. | braz etmiş | ki bir SÖZ İHayat 'kaynağ J | ğı bir örne! muhterem lardır ve hak kdr mra - Türk dev diğer devletler ile ayni ı haiz ol r. Ke ndi mukü deratın Jeti da leti » b müsa Bahsolunan devlet kılnış bir enkazdan, hükmü verilmiş ve dü: iâsı altında ezilen ve inliyen bir memleketi! O halde bu cüretkâr misak bir ya ve değil mi? Avare serserilerin bir he zeyanı sayılmaz mı? Eevet! Türk Mi dışta bu suretle karşı andı! Lojd C. Venizela: Depe i Kemalden Vahideddir kadar, hep birlikte bu misakı gülü semeler İle, dudak bükmeler ile & da - baldırı çıplakların m, İstanbulda - serserilerin cüret- kâr küstahlığı diye alındı. Londrw dan, Paristen Yunanlılara ileri ha keti emri verildi, Saraydan ve M hatten - tekfir ve idam rilerek - valilere ve rdest» emri verildi Ausibetin Türk yüre Giye fırtınalarından hemen «ü düşmanların başınd. Türki ardanberi n hiyaneti taşıdığ içinden sarsmış ve menfi unsurlam öirer birer söküp at- mıştı. Duyduğu acı o kadar derin * ya yor ve < veleri onu alâkadar et önü varlanmak veya onu Atlamak? nasıl? Ne ile? ri nefer duruyorlar. Ban: attılar muhteşem epopenin uzak pe yere gidiyormu nu biraz Yaver çantalardan ıputlardan da döş Büyük Ku başlangıcında ş. Yorulmuş, Bilmeliyiz ki biz şimdiden inde yorgunl nk, bu muazzam İşin altın- amayız!» taşlar kısmında kaynayıp cân bu büyük kalb- nı buldu ve İki sene evvel ı, baldırı çıplaklar yavesi denilen Mili Misak f sene sonra kendi hududunu bile taşarak tahakkuk etti ve önünde Lold Cocre dan lord Brays'a, Klemansodan Ve nizelosa, Ali Kemalden Vahideddine kadar herkes eğilmek mecburiyetinde kaldı Kalbin yaptığı mucizeler vardır ki akıl hi n kalır! İşte biz 'Ti mü- nevverierine ve Türk gençliğine Bü- yük yaratıcıdan kalma ebedi bir ör- nek! O ölmez yaratıcının yoluna devani etmek istiyor muyuz? Kalbimizin ta- şadığı cevheri yosunlarlırmayalım. Nefsimizi fazla düşü: im, hayalın manasız ve geçici alâka ve cazibeleri- ne fazla kıymet ver: Mim, koşalım, başkalarında yaşamağa, başkalarını yaşalmağa çalışalım! Bu- gün bize rahat ve rehavet temin eden varlık, taşlar üzerinde ilarak, çar murlar içinde yuvarlanılarak kazanıls mıştır! Onun temelleri başkalarını sevmek, başkaları için çalışmak, zah« met ve ıztıraba katlanmak, kanaat, azim ve sebat üzerlerinde kurulmuş tur. Bu bina yalnız bu temeller üze“ rinde durur, yürür ve açılır, Ey Türk münevverleri ve Ey Türk gençliği! Ahmed Ağaoğlu yi hi KR A

Bu sayıdan diğer sayfalar: