18 Kasım 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

18 Kasım 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kont Ciano yakında Londraya gidecek ingiliz, Afgan, Bulsar veYusoslav heyetleri sabah geldi Büyük Önder Atatürkün cenazesi» Başvekil bu | Iki memleket arasında bir iş birliği imkânlarını araştıracak Roma 17 (A.A) — Söylendiğine göre, kont Clano, iki memleket ara- sinda ileride bir iş birliği vücude ge- tirilmesi imkânları arâşlırmak üze- re yakında Londraya gidecektir. Times gezelesinin yazdığına göre, İngiliz - İtalyan itilâfının tekemmül etmesi iki memleket arasındaki mü- nasebetlerin mütemadiyen salâha doğru gittiğine bir delil teşkil etmek- tedir. e Şimdiye kadar “İtalya ile Fransa arasında ayni şekilde bir iti- Jâf imza edilmesi imkânı hasıl ol muştur, İngiliz nazırlarının gelecek hafta Parise ziyaretleri esnasında Fransız nazırlarile bu meseleyi görüşecekleri- ne ihtimal verilmektedir, İngiliz gazetelerinin makaleleri Londra 17 (AA) — İngiliz - İtak yan itilâflarnın meriyete girmesi hak- kında tefsirlerde bulunan Daily'Te- legraph gazetesi, bu itilâfların Ro- ma - Berlin - Tokyo müselleşinin vu- hunu değiştirmediğini ve Milletler Cemiyetine hiçbir veçhile bağlı olma- — dığını kaydetmektedir. Yahudiler için yurd aranıyor Hollandada bir komite teşkil lildi La haye 17 (A.A.) — Halıhazırda tedkik edilmekte olan yahudiler yur- du projesinin tahakkuku imkânları- ni araştırmak üzere bir milyon florin sermaye ile bir Hollanda komitesi te- şekktil etmiştir. Amerikanın Berlin sefiri Berlinden ayrıldı Berlin 17 (A.A.) — Amerika sefiri Wilson, Wasehington'a gitmek üzere dün akşam eBrlin'den hareket etmiş- tir, Eniştesini öldürdü İzmir 17 (Telefonla) — Kemalpaşa |: kazasında çarşı ortasında bir cinayet işlendi. Aleyhine açtığı alacak dava- sını kaybeden Ali Gül mahkemeden Şikarken eniştesi tüccar Azmiyi bıçak- la birkaç yerinden yaralamak sureti- de öldürdü. MEŞ'UM Bu gazete, İtalyanın harici siyase- inde bir değişiklik olmıyacağını, fa- kat iki memleket arasında şimdi ye- ni bir teşriki mesai devresinin açıla cağını ilâve etmektedir. Daily Express gazetesi, İtalyan - İngiliz itilâtının inkişafı Avrupada sükün ve asayişin teminine doğru bir devreye yol açacağını kaydetmekte ve Almanyanın yahudilere karşı bazı tedbirler ittihaz ettiği behanesile İn- gilterede sol cenah partileri tarafın- dan Almanya aleyhinde yapılan hü- cumların bu sükün ve asayişin ta- hakkukunu geciktirmesi doğru olmi- yacağını tebarüz ettirmektedir. Alman gazetelerinin eleri Berlin 17 (A.A.) — Alman atı, İnçiliz - İtalyan meriyela girmesi hâdisesine büyük bir alâka göstermektedir. Berliner Lokal Anzalger diyor ki: <İlalyada bu hâdise bihakkın kut- Tanıyor. Bu anlaşma Mussolininin azimkâr ve dürüst siyasetinin yeni bir muvaffakıyetidir. Bu münasebet- le Almanya dost milleti ve onun $0- fini samimiyetle tebrik edör» Kadir gecesi ve ramazan bayramı İstnabul Müfüliğinden: İkinciteş. rinin on dokuzuncu cumartesi günü ramazanın yirmi altısı olmakla ak. şamı (pazar gecesi) leylel kadir ve yirmi üçüncü çarşamba günü bayram olduğu ilân olunur. SADAKAİ FITIR Eniyi İyi 15 4 24 20 84 67 © 133 BAYRAM NAMAZI 8. D. Vasati saat: 7 35 Ezani saat: 2 s0 Ecnebi memleketlerde yaşıyan İtalyanlar Roma 18 — B. Mussolininin emrile ecnebi memleketrde yaşıyan İtalyan- ların İtalyaya nakli için bir komis- yon İeşkil edilmiştir. İtalyan ve ec- nebi mahafili, bu komisyonun teşki- matbu- Son 12 19 54 00 Buğday: Arpa: Üzüm; Hurma: Mine büyük bir ehemmiyet veriyorlar, | ederiz. KADIN Aşk ve macera romanı Nakleden: (Vâ - Nü -— Cenazeden sonra nişanlımla ağ- laşıp konuşuyorduk, ecinayeti işliyen alçak bir bulunsa» derken Şermin bir- — <denbire, istintak esnasında aklma gelmiyen bir teferrüatı hatırladı. — Ne imiş? — İşte efendim... Şermin Didar hâ- nımı görmeğe gittiği zaman bir er- 'keğin dekorları arasında gizlendiğini görmüş. © — Şevki «Nasıl?» demek isteyen bir nazarla doktora baktı, Rauf da hayre. te düşmüştü. Bu işi Lemanın yaptığı» “ma o kadar inanmıştı ki... Memur sordu: © o — Nişanlınız o adamı iyice gör- müş mü? — Görmüş... Hattâ Şermin geçerken o erkek kendini göstermek istemiyor- muş gibi başını çevirmiş. İlk önce te- essürün şiddetile aklına gelmemiş am- “ma şimdi iyice hatırlıyor. Şevki yerinden kalktı: — Hemen gidip nişanlınızı görmeli. yim. © — Evdedir, Tefrika No, 68 — Nasıl bir adammış bu gördüğü? — Amele kılığında... Buyurun bir- likte gidelim. Size izahat versin. Genç doktor helecanla Şevkiye yal. vardı: — Müsaade ederseniz ben de gele. yim... Yerimde duramıyorum... Telâ- şımı, sabırsızlığımı anlarsınız değil mi? — Tabii, tabii... Yolda yürürlerken polis memuru Raufa: — Görüyorsunuz ya? - dedi. - Ka- til amele kılığında bir adammış... Hır. sizlik gayesile bu iş yapıldığı belli! Delikanlı cevap vermedi. Bu işte Le- manın parmağı olduğuna emindi ve kendi kendine: — Kendi bilhassa yapmadıysa adam| 7 tutup yaptardı!.. diyordu. Eve varınca Şermin polise gördüğü. nü anlattı: — Yanılmadığınıza katiyyen emin misiniz? Genç kız enerjik bir sesle; — Doğru söylediğime yemin ede- rim. Gayet iyi hatırlıyorum, hattâ ga- ne Ankaraya nakli esnasında refakat &lecek olan Başevkil B. Celâl Bayar bu sabah saat 11,38 de trenle İstanbula gelecektir, a ae .” Eminönündeki Üstü kapalı tramvay istas- yonu yıktırılıyor Eminönü meydanındaki üstü ka- palı tramvay istasyonu dün öğleden sonra yıklırılmağa başlanmıştır. Ata- türkün cenaze alayı münasebetile, ala- yın serbesçe geçebilmesi için yol üs- tünde bulunan bumania kaldıni- mıştır. Bu itibarla Eminönünde yol- cularını bindirip İndiren tramvay arabaları dünden itibaren daha ileri- / de durmağa başlamışlardır. Eminönü meydanının açılması mü- nasebelile Eminönündeki bu istasyon esâsen kaldırılacak ve yeni istasyon yeri meydanın yeni vaziyetine göre tayin edilecekti. Eminönü meydanm- da kaldırılan bu istasyonun sahası bugün hemen tanzim ve tesviye edi- Jecektir, Diğer taraftan Sarayburnu ve Gül bane parkındaki yollar da düzellik miştir. Ankaradaki cenaze merasimi günü resmi matem günü olduğundan, bü- tün resmi daireler, hususi müe&sese- yük Atatürke son ihtiram vazifesini yapacağından, bütün müesseseler, dükkânlar kendiliklerinden kapana- caklardır. Dün de civar vilâyetlerden, bilhas- sa Trakyadan yarınki merasimde bu- lunmak üzere binlerce kişi gelmiştir. Bu yolculardan bir kısmı şehrimizde- KI merasimde bulunduktan sonra Ankaraya da gidecektir. Yeni Macar Kabinesi yemin etti Budapeşte 11 (A.A) — Yeni İm- redi Kabinesinin erkânı, kanunucsa- si mucibince yemin etmişlerdir. Merhum B. Halil Ethem İstanbul mebusu ve eski müzeler müdürü B, Halil Etemin vefatını dün teessürle haber vermiştik. Mer- humun cenazesi bugün saat on bir. de Şişlide Osmanbeyde Matbaacı Osman bey sokağında 44 numaradan kaldırılacaktır. Merhum çok kıymetli, âlim bir zattı. Uzun müddet müze müdürlü- ğünde bulunmuştu. Garb sanlarına tercüme edilmiş bir çok eserleri var- dır. Allesi erkânına taziye beyan zinoda olsak adamın saklandığı yeri tereddüdsüz size gösleririm. — Pekâlâ, şimdi birlikte gideriz. Fa- kat önce hissiyalımızı anlamak isti- yorum. Adamin gizlendiğini görünce ne zannettiniz? — Vallahi uzun uzadıya düşüneme- dim. Kendi derdimle o kadar meşgul- düm ki... — Ne boyda ve ne kılıkta olduğunu hatırlıyor musunuz? — Ufak, inee... — Ne yaşlarda?... — On sekiz, on dokuz... — Yüzü nasıldı? — Uçuk benizli, siyah saçlı, — Görseniz tanır mısınız? — Belkit... — Yüzünde dikkatinizi celbeden birşey var mıydı? — Bilmem... Sonra birdenbire ilâve etti: A... Evet gözleri! — Gözleri mi? — Simsiyah... Pınl pini pare yordu... /— Başka? — Başka birşey bilemem, hem orta) Tık Toştu, hem telâşım vardı. Rant öfke ile homurdandı: — Alçak, sefil herif! Şevki katiyetle kararını verdi: — Artık onü bulmak kolay olacak. tır... Tarif üzerine hayali zihnime nakş! oldu. Haydi şimdi gazinoya gidelim. İ bu sabah geldiler Bulgar Harbiye Nazırı büyüktür, hiz Atatürkün ihtiram vazifemizi ya Atatürkün cenaze merasiminde bu- | lunacak İngiliz heyeti erkânından Ak- deniz filosu Başkumadanı amiral Poond ile İngiliz askeri müfrezesini hamili olan Malaya dridnotu, bu sabah saat sekiz buçukta gelmiş, top atmak suretile şehri selâmlamıştır. Dridnot Selimiye açıklarında demirlemiştir. Cenaze merasiminde İngiliz kralı majeste Jorji temsil edecek olan he- yet reisi Seray Nazırı Feld mareşal Lord Birdwood ile yarbay Viteford bu sabah ekspresle şehrimize gelerek is- tikbal edilmişlerdir. Ayni trenle Afgan heyetinin reisi olan Şah Veli ban ile Paris sefarethanesi müsteşarı İslim bey han da gelmişlerdir. Büyük Önder Atatürkün cenaze merasiminde bulunacak olan Bulgar heyeti, 7 zabit, 72 asker ve 75 muzi- kacıdan mürekkeb bir askeri müfre- ze Jle beraber bu sabah saat yediye on kala hususi trenle İstanbula gelmiş, istasyonda askeri mihman- darları, Bulgar konsolosu ve bir çok halk tarafından karşılanmıştır. Bul- gar askerleri, rüküblarına hahsis edilen dört büyük otobüsle Harbiye- ye nakledilmişlerdir. Ankaraya gi dinceye kadar burada misafir edile- ceklerdir. Bulgar heyeti, majeste kra! Borisi temsil eden saray mazırı general Panof, hükümet mümessili ve Har. biye Nazırı general Daskalof ile general Müstemlike işi İngiltere Tangatcayı vermi- yeceğini kati surette söyledi Londra 17 (A.A.) — Avam Kama rasında Müstemlekât Nazırı Macdo- nald ;/Tanganica valisine, hükümetin manda altında bulunan araziden hiç birini terketmeği düşünmediğini bil- dirmeğe Başvekil tarafından memur edildiğini beyan etmiş ve şiddetle al kışlanımıştır. Maliye Nazırı Sir John Simon da Hükümetin müstemleke meselesini umumi sureti tesviyenin bir cüzü addetmeğe devam ettiğini söylemiştir. Bir taksiye atlayıp dördü birden ci- nayetin olduğu yere geldiler. «— Allah vere de herşey o günkü gibi yerinde olsa bir şeye dokunma- mış olsalar.» diye Şevki düşünüyordu. Merdivenlerden çıktıktan sonra Şer. mine sordu: « Nasıl, her şeyin vaziyeti ayni şe- kilde mi? — Evet efendim. — Demek bu yoldan geçtiniz?... — Öyle ve bahsettiğim dekorlar da işte burada! — Gördüğünüz amele burada mı gizleniyordu? — Tam burada, bakın... Ve parmağile bir noktayı işaret ede- Tek görmüş olduğu adamın vaziyetin. de durmak üzere o tarafa doğru yürü- mek isteği, Polis memuru kolunu tut- tu: — Yok, oraya basmayın yerde alçı tuzları var. Belki işimize yarar iz bu- Yurum. Cebinden bir pillilâmba çikardı. Yaktı ve dikkatle yeri muayene et- meğe başladı. Burası belli ki çoktan temizlenmemiş, kireç, alçı, ve toz ka- anı bir tabaka halinde duruyor üstün- de de bir ayak izi var, ufak bir erkek ayağı! Şevki kaşlarını çatarak homurdan- dı: — Bu kadar ine, zarif amele ayağı ömrümde görmedimi : “ Teesstirimüz çok manevi huzurunda son pmağa geldik ,, dedi Bokaçiyeften mürekkebdir. Heyet âza- si ile Bulgar müfrezesinin zabitleri Perapalasta misafir edilmişlerdir. Bulgar Harbiye Nazırı general Daskalof, istasyonda kendisile görü- şen bir muharririmize şu beyanatta bulunmuştur: — Atatürkün ölümünden teessürü- müz çok büyüktür. Çünkü biz Ala- türkü, Bulgaristanın çok iyi bir dos- tu olarak tanıyorduk. Bu Büyük Adam, Türklere ve Türkiyeye çok büz yük hizmetler ifa etmiştir. Biz onun yüksek manevi huzurunda son ihti. ram vazifemizi yapmağa geldik. Atatürk Sofyada ataşemiliter sıfa- tile bulunduğu zaman Bulgarlar arâ- nda bıraktığı intibalar, çok derin- dir. Atatürkün ölümile, Bulgaristan çok büyük ve iyi bir dost kaybelimiş- tir, Bulgarların bu elim, zıyadan duy- dukları acı ve teessürleri, Bulgar gö- zeteleri uzun uzadıya yazdılar. Ben de derin beessürlerimizi tekrar ifade et- mek isterim.» Yugoslav heyeti ve askeri müfreze- si bu sabah konvansiyonel trenile saat 1020 de Sirkeci garma gelmiş istikbal edilmiştir. Heyet erkân ve zabitleri Perapalasta misafir edilmiş. lerdir, Romanya heyeti de sdat on birde Transilvanya vapurile limanımıza gelecektir. Mısır Kraliçesi kız çocuk doğurdu Kahire 17 (A.A.) — Misir kraliçe. si Feride, bir kız çocuk doğurmuştur. anam mms Ölüm Denizbank Denizyolları direktörü Raufi Manyasın büyük kizı, Ticaret ve Zahire Borsası komiseri Feridun Manyasile Yalova kaplıcaları müdürü doktor Nihad Reşad Belgerin yeğeni Bilem Manyas henüz on «ti yaşında olduğu halde müessif bir kaza neticesinde terki hayat etmiştir. Cenazesi bugün Taksimde Siraselviler- de Hilmi bey apartımanından saat on dört buçukta kaldırılacaktır. Ve birdenbire aklıma bir fikir gele. rek gazinocuya seslendi: — Didar hanımın odasının anahta» rını gelirin, orayı da muhyene etmek istiyorum. Adamcağız polisin emrine derhal ilaat etti, Şevki, kendisile birlikte gir- mek isteyen Raufa: — Hayır, siz dışarda durun. Rahat rahat araştırma yapmak istiyorumü,. Dedikten sonra küçük odanın kapısını açtı. İki büklüm iğilmiş, dikkatle yer« lere bâkiyordu. Epey arâşlırdıktan sonra; — İşte, tamam!,. Burada da kireç ve alçı kırıntısı var, Dekorların arka- sında gizlenen adam odaya girmiş, Dışarıya çıktığı zaman birşey bu- lup bulmadığını merakla soran genç doktora: — Evet, küçük hanunin gizlendiğini gördüğü adam mutlak artistin katili- dir. Lâkin bence o bir amele değil, da- ha ziyade bir serseri genç olacak! Zi- ra çalışan bir erkeğin bu kadar ince ayağı olmaz. Maamafih şimdi hakkın- da bir fikrimiz olduğu için onu bul- mak daba kolaylaştı, Raul minnetle genç kızın elini sıka- rak: — Varol Şermin hanım... Katilin bus tunmasmı sana medyun olacağım. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: