28 Kasım 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

28 Kasım 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| | Kahvehanelerin grevine | dair bir tefelsüf | Gazetelerden birinde şöyle garib Dir havadis okudum: «Halebde kahvehaneler grev yap- mış...» Sebebi mühim değil: Kumar oy- hattıkları için bazı mal sahibleri ta- kibata uğratılmış, diğerleri de onlara mesleki muhadenet göstermiş ler... Kepenkleri indirmişler... Evvelâ insan gülüyor, alay ediyor: — Amma da ha... Zaten kahveha- ne demek, işsizlik demektir. İşsizli- ğin tatili faaliyeti!... Nakısın nakısla hasılı zarbı neticesi zaid çıkar!.. (Eyvahlar olsun! Bu riyazi formü- lü yeni terimlere göre nasıl söylemeli ki, bu seneden itibaren mekteblerde tahsil edenler maksadımı anlasın? yoruz) Bir heyet bir ay İ içinde yerlerini | Çocuk bahçeleri | | bir Gördünüz mü? dem Ne diyor Evet — Kahvehane müdürü kendi kendilerine belâlarını bulmuş... | yol Oh olsun!» diye de düşünüyor. Lâkin n Halebüe ki tesirini göster. klere başlaya, um? fen müdürü ilk önce, insan H tembelhaneleri, Ost tice te öyle olmamış... Bu tazyik ılaşmak nazla, hiblerile s2 | ço rureti duyulmuş... Patronlar eda ile kepenkleri açmışlar miş... M e tesbit edecektir. masrafı bugü lanacak olar tir hçelerin mühim Çinlinin hikâyesi malüm: «Demir yolu yapılıyor. Yirmi günde | a 2 bir kısmı gele ğin yere bir günde gideceksin!» de cek Idece kalan on doküz gü Ey ki medi mişler, «Geri hümde ne yapacağım?» cevabını ver. | K miş. konaca Şarklının pek çok boş zamanı var; Peykelerde pineklemekle Kahveler kapanınca da, döşeği altın- | bir zavallı gibi, acına. | fakir geçiriyor. oturan Ali ve Hal ki arkadaş bir etmi dan alınmış cak hal takınıyor Londrada hiç kahve olmadığını, | iş merkezlerindeki bir kaç müstesna kahvenin de ecnebilere yahub ran- mahsus olduğunu Demek ki de zaman - Çin- »en - maküsen ralamış devu verenlere görmüştür, arttıkça, bo: hayretl miryollar linin müte zannına e a Galatadaki hanın inşa bede- parasından in ada Bir zamanlar, bi öm dip gata kadar er yü- Bu Kahvede konuşu- | Yü Di 8 dereceye kadar açı. | alır Nafia Ve. nden sonra Tü. Ima müz; Ş yapmadı t masrafı da hesi tir. arda, gayretkeşlikle — Kahveleri mişti Halbuki veler, tariht #zri İcraaiçı kapatmalı! - den. düşünülmemişti ki, kah. kemendle | gene de | satırlarla, tehdid edilmesine rağmen tle iştira bedelinder yaşamıştır yapılacaktır Keza: koymak, kültür Islah Bina hakkında Vekâletçe karar verilecektir. Binanın sı şehir plânının alacağ tar. etmek, konferansçı «© meskenet yuvalarını bir merkezi haline getirmek» gi. bi kübik fikirler de zuhur etmedi | değil... L. elemanla b kadar çok müesseseyi canlandırabi. Jiriz? Bir.. İkincisi dö: Acaba, «fazla tıraş ediliyor! İskambil oyununa mâni olunuyor!» diye o kahve iflâş edip yerine başkası açılmaz mı? kati şekle | abi olaca İ kin, hangi tün bir devlet, iktisad, kültür siste. mini “topyekün koparıp atmak, ye- rine tamamile kitabisini koymak vo. luna. tutuyorlar... Ne casaret. Ve muvaffakıyetsizliklerini de böylece izah etmeli | esasen Ne düşündürücü bir v yatın yarat bir içtimai yor, kı edilemiyor. niz bu ka Grev iyet: Ha. bir kahvehane, yani | Doğru: Bir cemiyetten kahvehane. razit bile vi 2 dırılamı. | ler de kalkabilir, bambaşka bir çe, kolay başka Şevler ikame | miyet sistemi de kurulabilir! Fakat Halebi, Londra şernitine sokabilirgek, | Bütün içtimaiyatçıları, /ıslahatçı. ları, inkılâbçıları düşündürecek bahis olsa gerek Bir ıslah yapalım dese müşkülütla lıyor karşılaşı- Kendini dikte ediyor. | Halbuki bazı müfrit pa Yuruyor bir | yeler, bü- Alacak meselesinden kavga | e Aldığımız mektuplar Genişletilmesi hem kolay hem lüzumlu bir meydan olunacak bir k adece bu meydan: Zi buradan işliyor. ki göçler hep bu- radan. yepnliyor. Memleketimizde otomobil mik dilecek olursa (bahu- mevsimlerinde ve na çok olduğu sıralarda) tddia- doğruluk anlaşılacaktır. ç nda istimlâk ir şey yok gibidir. ir bir iştir Bahsi g edilecek h Feci bir kaza Bekçinin tüfeğinden çıkan kurşun bir çocuğu yaraladı ye girerek öğle ken ayağı bir taşa takılarak düşmüştü Bu düşme banca vaziyette duran kurşun ateş almış, © sırada tesadüfen oradan geçmekte olan Nedime İsminde bir çocuğu isa- et ederek başından ağır surette ya. lanmasına sebep olmuştur, Kurşun, başta 1 cihetle, ço- kaldırılarak sokakta düştü, yerlerinden ya- ralandı Zehra iş bir k mis f rinder Bir kadın muhtelif dün Tah. birdenbire | Nişantaşında | Bostanların | | den Dol de edilmed kabul etmiye Belediye bu sa de etmemi | dur tancı maddesine halle halin ması ve kaldı! Ebniye raber, ye İ lediye inşaata n dir. bir ikinel sebef tir: Şehircilik m | nâzım pi ilik h nülmek edildiği kald de edilmişt kabul üş bir | sinde müzakere edilm dir, Maamafih son zam rada bir lunapark yerinde inşaata izin verilmiyor bi şu- ı on ak m ma- için kle be anü- 16 ncı u line ge yapılmı Belediye zabıtası | Talimatne bir kre daha göz- | den geçirilecek İki otomobil kazası Şoför Niyazi, mobil köprü üzeri | birine, şoför Mer taksi de Tarlabaşında Muf parak yi lanmalarına daresindeki yakalan i alma aldırım | Bir kadının çantasını bir sabıkalı yakalandı sayan Reb 1l- buna m etmiş- muhtemel. oto- alih isminde edir resindeki sine çar. | ebebiyet ver. ı kapan benziyecek.., Geniş cadde, g Oh!... Düşün bir kı güzel şey. ş meydan!... bay Amca, ne En az konuştuğumuz şey: Edebiyat Biz ne geveze mliletiz, ne de duf yemiş bülbül gibi az konuşuruz. İcab | ettiği, keyfimiz istediği zaman pek | âlâ konuşuruz. - Fakat dikkat ediniz. En az konuş- edebiyattır. Meselâ futbol maçı olur. Yedi- ne kadar herkes bun- umuz bahis mühim bir sinden yeti dan bahseder Hele Galatasaray pek mühim, parlak vaziyetleri zama. nındaki maçları düşününüz. Sokak- larda maç münakaşaları yapıldığını, meşhur futbolcular geçerken çocuk- ların onların arkasından — Yaşa Âlâ. — Yaşa Zeki Fenerbahçenin diye bağırdıklarını pek iyi hatırlarsınız. Yahut esraren- giz bir cinayet olur, Meselâ Galata postahanesi veznedarının öldürülme- . Her tarafla bundan bahse | si gibi dilir Avrupada Kahvelerde: | o — Çekoslovak demiş ti.. Alman | demiş ki... diye hep bundan konuşu. | Tur. Sinemadan, spordan, ( eğlence İ l İ siyasi gerginlikler olur, den uzun uzun bahsederiz. Lâkin meselâ bir edebiyat eseri, bir roman filân çıkmış. Etrafa kulak kabartı | nız. Bunun hakkında konuşulan şey, İ konuşan ir | de azdır. İ Halbuki başka memleketlerde mü- him bir edebiyat eseri, mühim bir | yok denilecek derece- roman çıktığı zaman bu bir hadise Günlerce, haflalarca, aylarca bundan konu- olur, bundan bahsedilir, şulur. Bizde en az akis yapan şey edebi- yattır. Hayatımızda her dikkate şa- yan şey hadise yapar. Fakat cede- biyat hadisesi» diye “bir şey yoktur. Bir edebiyat meselesi, bir pehlivan güreşi kadar alâka uyandırmaz. Olsa olsa edebiyat hadisesi diye iki ede biyatçının bir lokanta masası etra- fında, k kadar ilerliyen şid- münakaşaları dedikodu uyan- | | | İ aya sany kavga müessif bir hadisedir. Fakaj ben bu hadiseden bir teselli ciheti çıkarıyorum. İyi, kötü, ne *de olsa edebiyatla alâkadar bir hâdisi De. mek edebiyat için şiddetli münaka pilir, hattâ kavga çıkartıla. Başka o memleketlerdeki edebiyat hadiselerihe ald bir kitab elime geçti. Bir roman etrafında iki cildlik bir “ser... Belli ki bu roman çıktığı za- man © memleketlerde günlerce ç «serden bahsedilmiş, haftalarca, ay. larca bu mesele hakkında konuşul. Muş, durmuş. Roman tam mânasile orada bir hadise olmuş. Buna mukabil; — Bizde mühim, dikkate, uzun uzun konuşulmağa değer eser çıkma” yor ki... denilebilir. Bu iddia doğrudur. Fakat skarın- ca kararınca.» diye de bir söz var. dır. Çıkardığımız eser pek mühim olmasa da, ehemmiyeti derecesinde onlara ehemmiyet ver. memiz lâzim değil mi konuşmamız. t Feridun Es mz bir mahzuru var; r artıkça meydan saatleri m

Bu sayıdan diğer sayfalar: