28 Ocak 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

28 Ocak 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Uyuşturucu maddeler kaçakçıhığile mücadele için bu lâzımdır! hangi bir gazete nüshasını açi ki şu havadise rast- Her i sanıyorum. Bakınız ne: “Hipsolmaks diyince akla iki şey | — Tenbelhane vaziyetindeki eski yan gelmek. He- A yan olursa, fakir mah- uşak gibi kullabilir. Hariçten İhtiyacını, zevkince, mi mübtelâsı değilse sıkıntı çek- ? T “it İz if ! i il rel fi 1 l # # ie £ ipa Ki rastladım bay Amca, sana Ey iki çift sözüm vardı!,. ip, — Hayrola, bir sulistimal Et meselesi Kasaplar Anka- raya bir heyet gönderdiler Şehrimiz kasaplarından mürekkeb bir heyet dün öğleden sonra Beledi- yeye gelerek Vali ve Belediye Reisi Dr. B. Lütfi Kırdarı ziyaret ederek şehrin et ihtiyaçları etrafında gö- rüşmüştür. Kasapların verdikleri izahata gö- re, şehrin et ihtiyacını karşılamak için günde 2500 - 3000 kasaplık hay- vana ihtiyaç vardır. Halbuki devlet ziraat kurumu günde ancak dört, beş yüz hayvan kesmektedir. Binaen- aleyh şehrin normal ihtiyacımı kar. $ılamak üzere hariçten daha iki bin hayvana ihtiyaç. vardır. Halbuki Be- lediyenin et satışını tanzim etmek üzere toptan koyduğu narh aşağıdır. Bundan dolayı eskisi kadar hayvan kesilmemektedir. Kasaplara göre Belediye; hayvan #atlerini ucuzlatmak isterse yalnız et flatlerine değil, celeplerin getirdi- Zi canlı hayvanlara da narh koyma- tıdır. Bu mümkün olmadığı takdirde etin normal olarak satışını temin ei- mek üzere satışın serbes bırakılması lâzımdır. Valiyi ziyaret eden kasaplar, nok- tai nazarlarını hükümet nezdinde ! müdafaa etmek üzere dün sekiz kişi- lik bir heyeti Ankaraya göndermiş- lerdir. Eminönü meydanı açılırken — — Bahçekapıda icar bedelle- rinin yükseldiği anlaşıldı Eminönü meydanında yapılan İs- timlâk dolayısile Bahçekapı tarafma nakleden bazı kimseler valiye müra- caat ederek icar bedellerinin ehem- miyetli nisbette yükseldiğinden şikâ- yet etmişlerdi. Belediye bu hususta tedkikat yaparken B, Lütfi Kırdar ticaret odasının da nazarı dikkatini celbetmiştir. Bunun üzerine ticaret odası alâ kadarlar arasihda anket açmış, ted- kiklerde bulunmuş ve istimlâk dolar yısile dükkân kiralarının yükseldiği- ni tesbit ederek neticeyi valiye arzet- miştir. Eminönü hanı yıktırılması müteahhide verildi Eminönü yanının yıktırılması dün daimi encümen tarafından ikinci defa olarak bir müteahhide ihale edilmiş. tir. Han, bir Iki güne kadar yıktırıl. mağa başlanacak ve bu iş bir ay için. de bitecektir, nenlerin dimağından doğmuş olsa gerek... Nerede kurulacağını bilemem amma, mutlaka o insanlara böyle çalıştırıcı, haşin disiplinli, hariçle Bir talebe bu vaziyette bırakılamaz Ben altı yedi senedenberi anasız ve babasızım. Üç buçuk sene evvel Ma- latyadan ayrılarak mektebe yerleş- mek üzere İstanbula geldim. müracaat ederek parasız yatılı okula girmek istedim. Yatılı ve parasız olarak kabul etmediler. Ben çüncü sınıftayım. Yeşildirek gece ba- nnma yurdunda yatmaktayım. Bura» da yemek, içmek yatak gibi geyler yoktur. Yalnız kuru bir tahta fzerin- de aç ve susuz yatmaklayım. Bir gün tok, iki gün aç olarak mektebime des vam ediyorum, Tahsilimi yapmakta Myeti ve belediyesi, bana iki üç ayda bir defa olmak üzere İki lira kadar yardımda bulunuyorlar. Bu para ile defter kalem gibi şeyleri mi alayım; akşam yemeği mi yiyeyim, sabahleyin ekmek peynir mi? Aç, billâç geziyo- rum. Tahsilimi bu suretle yapıyorum. Maarifin ve Vilâyetin benim ve be- nim gibiler üzerine dikkatini celbede- rim, İstanbul Birinci İlkokul üçüne sınıf A kısınında 345 Abdürrabman Kocada; Karısile kayınbabasını öldüren çırak Müddeiumumi dün Hüseyinin Bir müddet evvel Dizdariyede ka- rısı Haticenin, ustası Mehmedle alâ- ka peyda etmesinden : şüphelenerek geceleyin Hatice ile kayınbabası Hü- seyini öldüren ve ustası Mehmedi de yaralıyan ahçı çırağı Eminin muha- kemesine dün ağır ceza mabkemesin- de devam edilmiştir. Dünkü celsede müddelumumi id- dianamesini okuyarak Eminin, bir. den fazla adam öldürdüğü ve bu ci- nayeti de teammüden işlediği sabit olduğu cihetle Türk ceza kanununun 450 inci maddesine göre cezalandın!- masını istemiştir. Maznunun müda- faasını yapması için muhakeme baş- ka güne birakılmıştır. Müddeiumuminin, Emin hakkında tatbikini istediği maddenin gösterdi- gi ceza idamdır. Dört sarhoş yakalandı Sirkecide dökmeci Nazım, Galata- da Mehmed, Sarıyerde Ali ve Mehmed isimlerindeki şahıslar gece son dere- ce sarhoş olarak herkesin istirahatını temassız» bir hapishane sistemi lâ- | selbettiklerinden polisçe (Va-Nü) zamadır. — İstağfurullah, benim öyle bü- yük işlere aklım ermez, senin çocuk— tan bahsetmek istiyorum, küçük J Amcadan... deki gi ve mahkemey verilmişirdir. ... Diyorum ki senin mahdumu zâ yıflatıp inceltseki... B. A, — Kın deseydin, zayıflık modasına uymak için, pekâli der- dim i Taksim kışlası İstimlâk işi kati surette kararlaştı Taksim ( stadyomunun bulundu- ğu Taksim kışlası ile Dolmabahçe stadyomunun inşa edileceği eski Es- tabli &mlire binasının istimlâki kati olarak kararlaştırıldığından Vali ve Belediye reisi Dr. B. Lütfi Kırdar, deftardar vekili B. Şevketi nezdine davet ederek bu hususta görüşmüş- tür. Bundan sonra B. Şevket Beledi. ye fen işleri müdürü B. Hüsnü ile beraber istimlâk edilecek binaların yerlerinde tedkikler yapmıştır. B.Lütfi”Kırdar, bayramı müteakip Ankaraya giderek bu yerlerin istim- lâkini temin etmek üzere âlâkadar Vekületlerle temaslarda bulünacak- tar. , . Gümrük memurlarının yar- dım sandığı olacak Gümrük memurlarından ölenlerin cenazelerinin kaldırılması ve ailele- rine maaş bağlarıncıya kadar yar- dım yapılabilmesi için her memur- dan ayda 25 kuruş kesmek suretile bir yardım sandığı teşkili kararlaş- tarılmıştır. Randevucu kadınların muhakemesi Marika da şahitleri yalan söylemeğe teşvik suçundan tevkif edildi Randevuculuktan maznun Atina, Katina, Eleni ve Atinanını kızı Zizi- nin muhakemelerine dün asliye bi- rinci ceza mahkemesinde gizli ola- rak devam edilmiştir. Muhakemenin öğleden evvelki celsesinde bir aralık mahkeme salonunun kapısı açılmış ve maznunlardan Zizi baygın bir halde koridora çıkarılmıştır. Adliye doktoru tarafından tedavisi yapıldık- tan sonra tekrar mahkemeye gönde- rilen Zizi koridorda: — Ah, ne yaptık? Biz ne yaptık? Diye telâşlı telâşlı söyleniyordu. Bunların mühakemeleri yapılırken bu davaya ald şahidleri yalan söyle- meğe teşvik suçundan mâznunen yâ- kalanan Marika adında bir kadın da sine sevkedilmiştir. Marlka ifadesin- de suçunu inkâr etmişse de elde kuv- vetli deliller mevcud olduğundan bu- ni muhtelif şekillerde iğfale kalkışa- rak tevkif edilenler üçe baliğ olmuş- tur. Öğrendiğimize nazaran müddelu- mumilik daha üç kadının da bu de vanın şahidlerini iğfale kalkıştıkları- ni haber almış ve bunlar hakkında tahkikata girişmiştir. Bu üç kadınım da şu günlerde mahkemeye verilme- leri bekleniyor. Gel şunu — Senin şişmanlığınla onun zayif- ğı güzel bir tezad yapar, küçüğün tıpkı tıpkısına sana benzemesi göze pek hoş görünmüyor!... değiştirelim! SOHBET: - Derkenar HÜKÜM — Bir şairin, bir muhar. ririn eserini beğenmediniz mi? hemen itiraz, şu ilimden ve insaftan hiz ak dığını vehmeden itiraz hazır: «Sen onu kendi âlemi içinde düşün; onun ne yapmak istediğini ara, ona göre hüküm ver. Maksadına ermiş, söyle- mek istediklerini söylemişse ondan başka bir şey beklemeğe hakkın kal. maz!» Peki, onü kendi âlemi içinde düşü- neyim; fakat onun âlemini bayağı buluyorsam bunu niçin söylemiye- yim? Maksadına ermişse, söylemek istediklerini söyliyebilmişse... Ya mak- dı, söylemek istedikleri yavan, pesten- kerani şeylerse... Dikkat edin, bu yoldan gidilince çok garip neticelere varmak kabildir. Meselâ (misallerimi yabancı edebiyat- lardan almağı tercih ediyorum), Fran- siz muharriri Prosper Merimâe, kendi Âlemi içinde, maksadına ermek husu- sunda, bir Fielding'den bir Tolstoy- dan çok daha mükemmeldir. İngiliz romancısının da, Rus romancısının da yanıldıkları, acemilik ettikleri, ki- tabları lüzumsuz şeylerle doldur. dukları çok olur. Merimde gibi bir us- tadan ders görmeğe pek ihtiyaçları tercihi mi edeceğiz?... Hayır, münekkidin vazifesi bir ese ri tetkikten, tahlilden ibaret değildir; ©, bir hiörarehie gözetmekle mükel- leftir; sadece maksadı aramaz, o mak- sad hakkında hüküm verir. Bayağı bulduğunun bayağı olduğunu söyler. İnsaf... Şu insafın da ne olduğunu bir anlıyayım. Bir adamın, okuduğu kitabı beğenmediğini söylemesi insaf- sızlık da ona: «Hayır, sen beğenmedi. ğini söylemiyeceksin!. demek insaflı. hık!... İnsafsız olmağı tercih ederim. n İHTİSAS — Her iş gibi dil işinin de mütehassıslarına birakılması lâ zımmış. Dil, yani benim düşünceleri. (Devamı 13 üncü sahifede) Nurullah ATAÇ B. A, — Olmaz bayım, yapamaml,. — Peki bu benzeyişin ne faydası var?.., B, A, — Çok... Büyüdüğü büyük servet, yahut büyük

Bu sayıdan diğer sayfalar: