28 Ocak 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

28 Ocak 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TAVUKÇULUK: Kuluçka makinesinden çıka- rılacak civcivlere yapılacak ihtimam Kuluçka maki- nesinden çıkan civ- givleri derhal, ku- Taçka makinesinin ali tarafında bu- Tunan hususi civ- civleri kurulmağa mahsus olan çek- mecenin içine koyarak, 15-35 saat ka- dar burada bulundurarsk kurutulması te- min edilir ve bu müddet zarfında, bit- tabi, civcivlere katiyen bir şey veril- mez. Ondan sonra bilâhare izah edeceği- miz tarzda kıyılmış yumurta ve kıyılmış yeşillik verilir. Kurutucu mahallin hararet derecesi fa7- Ma olmamalıdır. Bunun gibi soğuk ta oi- mamasına itina etmek lâzımdır. Böyle kurutulmuş olan civcivler, ba mevsimlerde mak bir odada bulunan ana makineleri altına konarak muhafaza edilir ve buralarda beslenir. Kalukça ma- kinesinden alınan, böyle anaları bulun mıyan civcivleri behemeha! ana makine- lerinde beslemek, büyütmek faydalıdır. Ana makinesi; tıpkı kuluçka makinele- rinde olduğu gibi, ısıtılması lâzımdır. Bi- nasnaleh ana makineleri de ya sıcak ha- va veya weak su ve yahut elektrik eere- yanı ile mtılırlar, Ana makinelerinin hararet dereceleri tavukların tabii hararet dereceleri olan 39 - 4 dereceden aşağı olmamasına dik- kat etmeli. Maamafih bu hararet bida- yette lâzımdır, aynı zamanda geceleri te- min edilmiş olması icab eder. Gündüzleri daha az olabilir. Hele güneşli havalarda ana makinesini © kadar yakmamak Jâ- zamdır. Resmimiz, sıcak su ile sinan lâmbalı bir ana makinesini göstermektedir ki, bunların büyüklüğü kuluçka makinesinin cesametlerine göre olabilir. Resmini dercetiğimiz makine 65 - 70 piliç için el- verişi bir ana makinesidir. Daha farla eiveiy yetiştirmek için büyük ana maki- neleri istimal olunur ki, bumlar için de civcivleri muhtelif gruplara ayırmak ve kümeslerini, bulundurulacak yerlerini ona göre yapmak lâzımdır. Bu gibi ana makinelerinin hararet de- receleri birinci haftalarda 25 - 30, ikin- cl hafta 20- 25, üçüncü haftalarda da- ba az olabilir. Ondan sonra soğuk hava- larda makine yalnız geceleri yakılır, gün- düzleri yakılmaz. Yalnız pek soğuk he- valarda, güneş bulunmadığı zamanlarda, gündüzleri de, bazan yakılmasını tavsiye ederiz. Ana makinesine konulmuş olan civelv- ler bir müddet, yani 9 - 10 gün kadar dışarıya çıkarılmamalıdır. Ondan sonra matlup cesameti Iiktisab edeceklerinden ana makinelerinde serbes bırakılabilir. Esasen âna makineleri tel ile bölünmüş yerlere konacağından civcivlerin dışarı çıkmalarında bir mahzur yoktur. Ana makinelerinde yetiştirilmiş, beslen- miş olan civcivler 6 - 7 hafta sonra, mü- kemmel denecek bir şekilde piliç olurlar. Bu takdirde artık ana makinelerine Ihti- yaç ta kalmaz. Şayet, civcivler kânunusani nihayetle- rine doğru çıkarılmışlar ise, o takdirde ana makinelerinin sıcak odalarda bulun- durulması lâzım olduğu gibi, pülçlerin de bir müddet mümkün mertebe bu odalar- €a kalmalarma müsaade edilir, aksi tak- dirde soğuktan çok müteessir olarak mahvolmaları ihtimalleri vardır, Ana makineleri nerelere konmalı? Ana makinelerini kurak, rütübetsiz yerle; romanı CAkşam)ın edei Çiçekçili, Bahçelerimizi ve evlerimizin antrelerini süsliyen Resmimizde gö- rülen Japon cinsi, büyük top şekiinde örtancalar © funda ve en dayanıklıs- dır. Ortancaların en mühim (bassaları; ortancalar güneş ve kurağa katiyen da- © yanar mahvolurlar. Duvar diplerinden, gölgeli mahallerden, bilhassa havuz. başlarından çok hoşlanırlar. Bu- ralara “dikilirlerse büyük büyük fidanlar hasıl olur, Ortancâlaf funda toprağında mükem- mel yetişirler. Maamafih kestane çrün- tüsünde de iyi olur. Ortancaların çiçek açma zamanı dikil- 'dikleri mahallere göre ir. İstanbul- da ve memleketimizin İstanbul iklimine müşabih olan mahallerinde, lodosa karşı olan sicak yerlerde haziran ayında çiçek açarlar. Halbuki poyraza karşı olan serin yerlerd& ise, ancak bir buçuk ay sonrk siçek açarlar, yani ağustosta... Ortaneaların — yetiştirme, o çoğaltılma tarzları; ilkbaharda mart, nisan ayların- da 7 - 8 santim uzunulğunda dallar kesi- rek funda toprağında çelik usulile üre- tilirler. Çelikler iylee köklendikten sonra sonbaharda (saksılara alınırlar, yabut doğruca dikilecekleri yerlere dikilirler, Ortancalar suyu ziyade seven çiçekler- dendir. Kuru kalırlarsa sarılık denilen hastalık fidanları tamamile mahveder. hava cereyanlarının bulunmıyacağı ma hallere koymak lâzımdır. Civcivler, bidayette bararetli, güneşli yerleri sevdiklerinden ana makinelerini bahçenin en ziyade güneş gören, üzerleri örtülü yerlere koymalıdır. Yalnız fazla hararet ve fazla güneş ziyası, civcivlere dokunur, şu halde mevsime göre buu idare etmek lâzımdır. Bıcak ve güneşli mahallerde ana maki- pelerini üzerleri örtülü, daha gölgeli ma- hallere yerleştirmelidir. Bunun gibi, ana makinelerini behemehal &#el ile tahdid edlimiş mahallere koymalıdır. Bu suretle civcivler kaybolmazlar ve kendilerine 1a- rarlı olan yemleri yemezler, Bununla beraber, ana makinelerinin gayet temiz, tufeyli haşerelerden, meselâ: Bitlerden âri bulunmasına çok dikkat et- mek lâzımdır. Zira bitler civcivlerin en büyük düşmanlarıdır. Bunun için de ciy- civleri ana makinelerine koymazdan ön- ce makinelerin iyice temizlenmesi, içe- risinde (kükürt yakılması, ve yahut ta dezenfektan bir madde ile makineyi de- zenfekte etmek Hizımdır. Kulukça makinesinden çıkan ve ana makinesine kovan civcivlerin nasıl ve ne ie beslenmesi lizemgeldiğini ikinci bir yazımızla izah edeceğiz. Resmimiz, 66 - 80 civciv için küçük bir ana makinesini göstermektedir. Makine- nin yan tarafında küçük bir lâmbası, üze» rinde de camlı bir kapağı vardır. Kapa- ğın üzerinde lWimba cihetindeki küçük mahalli örtmek için üzerinde kesilmiş fa- nilâ parçaları vardır, ki, bu kısım civeiy- leri örter. Diğer tafında de civcivlerin çıkmasına mahsve bir kapısı vardır. (Ortancalar (Hortensia Gommun)lar nasıl yetiştirilir Bazan ortancaların Üzerlerinde sarar- mış yapraklar göze çarpar, her ne ka- dar bu manzara hoşa giderse de, bu hal bir nevi sarılık hastalığıdır. Bu takdirde © 25 - 2 nisbetinde su içerisine kibritiyeti hadid (kara boya) ka- rıştırmak ye bu su İle ortancaları sula- mağı tavsiye etmek isteriz. Ortanca saksılarının toprağını kasımda veya biraz daha sonraları değiştirmek lâ- zımdır. Bazı bahçelerde, bilhassa salonlarda gördüğünüz mavi veya diğer bir renkli ortancalar tabli renkte bir orlanca de- ğildir. Bunlar kimyevi müameleye tâbi tutularak elde edilmiştir. Bunun bir çok usvlleri varsa da, en iyi- 8i nisan ayında, daha koncalar görünme. den evvel yüzde bir nisbetinde Alım d'amoniague ile sulamalıdır. Bundan baş- ka funda toprağına © 10 nisbetinde kara taş - mekteplerde kullamlan, taş tahta denilen evlerin damlarında -örtü, kiremit makamında kullamlan arguız taşının ince tozuna yüzde üç nisbetinde kibritiyeti hadid karıştırarak yapılan mahlü$ toprakta dahi ortancalar mavi çi- çek açarlar, ki, bu gibi demirli topraklar tabii olarak ta bulunur. Ortancalara vaktinden evvel çiçek ag- tarmak için; bunun için de, saksılar için- deki ortancaları, sobalı, meak yerlere koy- mah. Bir veya iki senelik fidanlar son- baharda büyücek saksılara dikilmeli, göl- geli yerlere konmalı ve bilâhare vaktin- den evvel çiçek açtirmak için de, sicak yerlere koymalı ve sularına dikkat et- melidir. , Bu tarzda kânunusani veya şubata kadar dışarda ortancalar bırakılır, on- dan sonra, dalları, kuvvetlerine göre, 2-3 göz üzerinden yukarısı budanır ve hara- ret derecesi 20 olan bir mahalle konur. Böyle sıcak yerlerde toprak kurumağa ca tekrar sulanırlar, bulundukla- rı yerlerin ratıb olması ve hattâ bu mak- sadin da günde üç defa fiskiye ile fidan- ların sulanmaları faydalı olur. Böyle muntazam bakılan, sulanan fi- danlar güzel ve büyük dallar hasıl eder- ler ve koncalanırlar. Arasıra da suyu kesmek faydalı olur. Fidanlarda konca- lar görülünce, her gün muntazaman Sü- lamak lâzımdır. Çiçek açmıyacak bazı dalları kesmek lâzımdır. Vaktinden evvel çiçek açtırmağa en elverişli, müsald olan Japon cinsi ortan- calardır. Hydrangen (Hortansis rosân) çeşidi en makbulüdür. Fava şunlardır: I — Pembe ortancalar, H, Har rosa vâktinden evvel çiçek açarlar. 1 — Yaprakları alacalı ortancalar, H. Folliş Argentöe, çiçekleri beyaz, yaprakla- rı alacalı, gayet güzel bir çeşiddir. Bunla- rın fidanları güneşe de dayanırlar. MI — Jandark ortancaları, H. Janne D'Are, beyaz çiçekiidir. gayet makbul bir ortanca ise de yetiştirilmesi biraz güçtür. IV — Büyük çiçekli ortancalar, H. Peniculara grandiflora, bu çeşid en 2i- yade bir ağaç şeklinde olur. Bunların çi- çekleri de iridir, manzarası da gayet gü- zeldir. V — W. Steliata, bu da büyük beyaz çiçekli bir nevidir. Çiçeği sulanacağı va- kit penbeleşir Resmimiz, ortanca komnanı: Corumun'u göstermektedir. Hortansia 'Tefrika: No. 42 YAPRAL AŞISI BURHAN CAHID Bir gecenin alaca karanlık sabahın- da gene Semplon ekspresindeyim, Bir buçuk ay evvel bu yolda yalnız değildim. Şimdi ve artık hayatımın her yolu yalnız geçecek. Fakat meti- nim, sakinim. Yalnız Stresa istasyonuna geldiğim zaman kendime hâkim olamadım. O kadar gayret ettiğim halde uzüktan bir mavi cennet gibi görünen Major dan gözlerimi ayıramadım. Buna rağ- men gözlerime kadar gelen yaşları ku- rTUtmağa muvaffak oldum. Hayallerin hakikat olması büyük saadet, Fakat hakikatlerin hayal olduğunu görmek... Göz yaşları olmasa bunu ifade etme- ge imkân mı var? Milânoda kaldım. Scala'da büyük bestekâr, Mascagni- yi ziyaret edeceğim. Cavaileria Rusti- cana'rın yüksek ruhlu sahibinin eli- ni öpeceğim. Bu benim için bir yarım ibadet. Onun ruhumu yıkayan musl- kisine o kadar bağlıyım ki! Başının beyaz tellerile iftihar eden bir kadın olarak onun sanatını tak- dis ettim. Beni çalışma odasında ka- bul etti. Sadece eserine, sanatına hay- ran bir insan olaıak vazifemi yapma- ğa geldiğimi söylediğim zaman titri- yen elini bir daha uzattı, Bu dehakâr eli en masum ve temiz duygularımla dudaklarıma götürdüm. Bu beyaz saç- h ihtiyar bir çocuk neşesile bana mu- sikiden bahsetti. Ohu meşgul etme- mek için İzin istediğim zaman elile işaret etti. Duvari kaplıyan siyah renkli kü- tüphanesinden bir nota çıkardı. — Size bir hatıra olur madam. de- di. Bu Cavalleria'nın yen! notasıdır. Bunu hiç ümid etmiyordum. Sevinç- ten teşekkür bile edemedim, Bir tüy kalemle notayı imzaladı ve bana uzattı. Ayaklarım biribirine dolaşarak dı. şarı çıkarken sevinçten çıldıracaktım. , Socur Lidyanın bir cümlesi kulak- larımda çınladı: -- «Hayatta insanı mesud edecek aşklan başka çok şeyler vardır.» ... Dedikodulara meydan vermemek için İstanbula döneceğimi haber ver- memiştim. Kimseye görünmeden yu- vama çekilmek istiyordum. İçimde gıcıklayıcı bir sevinç var. Tehlikeli ameliyattan kurtulmuş has. ta gibiyim. Fırtına ve tipi de yolunu kaybedip ölümle pençeleştikten sonra ig ve ışık bulmuş bir yolcu gibi İstan- bula ve yuvama sığınmak için acele ediyorum. s5» Daha rıhtıma yanaşırken emektar bahçıvanımı gördüm. Geçen kışı da atlatan Yusuf ağa, güneşle canlanan böcekler gibi dirilmiş, elinde bahçe makası çalışıyor. Beni görünce rıhtı- ma koştu. Ellerime sarıldı, Bol entarisi içinde gayri tabii şiş- manlığını belli etmemeğe çalışan Nu- riye deli gibi eteklerime kapandı. Bu candan karşılanış, memleket hasreti, o hasreti çeken ruhuma İlk sükün ve emniyet müjdesini vermişti. Onların kolları arasında artık pen- cereleri gönül fırtınalarına kapalı ka- lacak yuvama girerken merdiven başı- na konmuş beyaz gül saksıları gözü- me ilişti. İrkildim. İçimden âni bir kin ve infial parladı. Yusuf ağaya dön- düm; — Bunları şimdi denize atacaksın Yusuf ağa, Bu bahçeye beyaz gül gi- recek değildir. see Değirmenderede nefis bir sonbahar devam ediyor. Bahçem bâlâ yeşil. Evi- SEBZECİLİK: Çok kıymetli ve pek mugaddi olan sebzelerden bezelyeler nasıl yetiştirilir? Bekaliye fasilesin- den olan ve Lâtince en iyi ve en mu- Büddisidir. Beselyelerin en- Konserveellikte ne ziyade aramlan tane bezeiyesidir. Bezelyeler, mevaddı azotiyesi itibarile zengin olmasından dolayıdır ki, sarfiyatı diğer sebzelere nazaran daha fazladır. Zira, bunun muhtelif o yernekleri yapılır. Taze iken, kabuklu tanelerile beraber etil yemekleri, mükemmel olur. Taneleri tereyağında kızartılarak, bir çok etli yemekler, kızartmalar için de mükemmel garitör olur. Bundan bağka, et suyu We yapilmiş, salçalı çorbası cidden enfes olur. Tereyağı ile kızartılarak, kuşbaşı et İle yapılan bilâvı da mükeminel olur, lezze- tine diyecek yoktur. Velhasıl bezelye, sebzelerin kralıdır. Kır bezlyesinin de, kuru olarak, etli yemeği mükemmel olur. Memleketimizde yetiştirilen sultani be- zelyeler de mükemmel olur. Bezelye ziraat, İngilterede, Almanya da, Fransada pek ziyade teammüm et- miştir. Resmimiz İngilterenin pek meşhur olan konserve bezelyesini göstermektedir. Ta- neleri iri, körpe, tereyağı gibi yumuşaktır. Bezelyelerin ekim mevsimi; bezelyeler, sonbaharda kânunlarda, en iyisi şubat veya mart bidayetinde ekilmelidir. Bezel- yenin daha erken ekilmesi faydalı olur. Masmafih kışı şiddetli olmuyan, fazla don bulunmıyan mahallerde bezelye, hemen her vakit ekilebilir. Bu mevsimlerde eki- Jen bezelyeleri mayıs nihayetinde, nisan- da bile toplamak kabil olur. Bezelyeler, o kadar müşkülpesend seb- zelerden değildir. Az Tütubetii, yumuşak, kabili nüfuz topraklardan çok hoşlanır- lar. Madeni gübrelerden yalnız fosforlu, potaslı göbreleri severler, Azotlu gübre- lere o kadar ihtiyaçları yoktur. Çünkü, a1otu kökleri vasıtasile havadan alırlar, Bezeiye nas! ekilir? Berelyeyi sıravari ekmek lâzımdır. Toprak iyice hazırlan- dıktan sonra, tesviye edilip çapa ile sıra- vari, muntazam çizgiler açılır, çizgiler arasında 40 - 45 santim aralık verilirse kâfidir. Yalnız sırık bezelyeleri aralarına daha fazla, meselâ: 70 - 80 santim srahık vermek lâzımdır. Açılan çizgiler üzerinde, bezelyeler 9 - 10 santim faslalarla ve 4 - 5 santim de- rinliğinde dikilirler ve üzerleri biraz taz- yik olunur, bir mikdar da çürüntü veri- Mirse faydalı olur. Bezelyeler ekilip çimlendikten sonra, 6 -7 santim olunca bir çapa,keza 25-30 santim buylanınca da ikinci bir çapa vu- rularak bezelyelere çalı konmağa başla- çalıların dallı, budaklı min bu kadar sevimli olduğunu şim- di daha iyi görüyorum. Yalnız Nuriye, © şeytan bakışlı kız çok değişmiş. Ya- kında ana olacağa benziyor. Aşkın meyvalısı bile bir kadını Arabistan fıs- tığı gibi çarpuk çurpuk yapıyor. Re- cep aslan gibi daha serpilmiş, geliş. miş. Artık piyanom, kitaplarım ve çiçek- lerim srasındayım. Hikmet bey kış bahçesini çok güzel yapmış, kar ya- ğarken bu yeşil yuvada bir bahar ha- yatı geçirebileceğim. Artık kıştan ve karşı dağlarda kümelenecek kâra bu- İutlardan korkmuıyacağım. #ş Bugün bahçeyi gezerken Yusuf ağa yetiştirdiği kış armudlarını gösterdi: — Elinizle koparırsınız diye sakla dım hanımefendi. İlk mahsuldür. Hatırıma geldi. — Yusuf ağa, dedim. Hani geçen yaz şuradaki eriklere yaprak aşısı yapmıştın. Ne oldu? Feri sönmüş mavi güzlerile o tara- fa baktı. Başını salladı: — Tutmadı hanımefendi. Erikler karttı. Emeklerimiz boşa çıktı. Gözlerim yere indi. İçimde gizli bir yer sızladı. Ayaklarım biribirine dola. şarak eve doğru yürüdüm. Burhan Cahid Emirgin 25/1/9899 Not: Bazı kadın karilerim romanın YENİ NEŞRİYAT: Halk ziraati Gazetemizde çiçek, meyva, seb2& bağ, kümes namı altında ötedenbefi neşretmekte olduğumuz zira yazılâf her tarafta büyük bir alâka uyandı” mış ve bu yazıların kitap şeklinde tab'ı istenilmiş odulğundan, zirmat muharirimiz profesör bay ŞükTÜ Aker tarafından mühim ilâyeler yö” pılarak mükemmel bir kitap halin€ sokulmuştur. Bu kitap güzel bir kıtö” da nefis bir surette resimli olarak bör silmiş ve satışa çıkarılmıştır. (Hslk ziraati) ismini taşıyan bu kitap İS tanbulda Ankara caddesinde Hilmi Kitabevinde (100) kuruş fiatle satir maktadır. Okuyucularımızdan ricamız: On, on beş mal sorarak, zarf içe risine bir de pul leffederek mektup" la cevap istiyen okuyucularımıza, tahiiren cevap vermek imkân bari cinde olduğu gibi, gazetemiz mark fetile de sorulacak zirai meselelerin, azami 2-3 den fazla olmamasına dikkat edilmesini rica ederiz. Ziraat sahitemiz Okuyucularımız her hafta bu sütunlarda zirante ait müteaddit yazlar ve mütehassısımıza sor- dukları meselelerin cevaplarım bulacaklardır. Gazetemizde İntişar eden ziraat yanlarının iktibası ve kitap, risale şeklinde neşri hakkı mahfuzdur. ması şarttır. Konacak çalıların, dalların boyları 1 - 15 metre olursa kâfidir. Ko“ nacak çah veya sırıkların içeriye doğrü biraz meyili konması, bezelyelerin Ko”. laylıkla sarılmasını temin eder. Ekilmiş olan bezelyelerin sulanması Jâ“ gmdir. Suyu da salma vermek daha fay” dalı olur. Bir çok yerlerde bezelyeleri ocak usulü ide ekerler ki, bu da fena bir usul ör” Bildir. Beseiyeler kemale gelince köklerini 2“ delemeden, üç dört günde bir toplamal'” dır. Toplarken bezelyeleri çekmemeli, tir- nakla koparmalıdır. Toplama müddef 1-15 ay kadar devam eder, ondan sonra artık kururlar, Şayet bezeiyeler, Kuru bezeiye olarak sarfedilecek İse, sararıncaya kadar sak lan, dalları üzerlerinde bırakılırlar. On dan sonra bütün nebat sararınca kökler! ie beraber çıkarılır, bir mahalle yığıbı. iylee kuruduktan sonra sopalarla döğüle- Yek taneleri çıkarılır, kalburdan geçiri- bir, tefrik edilerek temizlenir. Dönümden alınacak yeşil bezelye mik- darı; bir yeni dönümden vasati olarak 50 - 55 kilo yeşli bezelye alınabilir. Bezelyelerin düşmanları; o sümüklübö- ceklerdir. Bunün için bezelyelerden sr bahları ipler geçirilerek sümüklünöcekler alikilir, toplânır, ezilir ve yahut ta bah- geye ördekler getirilerek otoplatılır. Ör dekler, sümüklüböceklerin tabli düşman intişar ettiği günlerde telefonla W mektupla bana müracaat ettiler. Kır- mi aşmış bir kadına aşk yüzünden bu kadar iztırap çektirmekte haksız- hk ettiğimi söylediler. Aşkın yeri, zamanı ve mevsimi Ok madığına göre kırkını âşmış bir k& dının da sevmesi imkânı vardır. BU sevgi mutldk bir saadetle bağlanma dan kalmışsa günahı onun değildir. En taze ruhların ne hümmalı sevgileri ayni akibete uğramıştır. Zaten ıztıra- bi olmasa aşkm da ne mânası kahr? B.C. (Kurban derisi) deyip geçmeyiniz. Göstereceği - niz ufak bir alâka hava or- dumuza birkaç tayyare, Kızılay'danimdat bekli- yenlere ve sokakta kalmış yavrulara yardım, temin edecektir. İZMİR ve mülhakatı için AKŞAM gaze- tesinin tevzi yeri münhasıran İz- mirde İkinci Beyler sokak 52 nu- marada Hamdi Bekir Gürsoylar mağazasıdır. A

Bu sayıdan diğer sayfalar: