4 Nisan 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

4 Nisan 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ee > > Sahife 13 er BİR HİKÂYE altındaki gizli definelerden, e ine ne aryılarınan bahsödiyorlar- dı. iri rinden bi i u ağ arayıcılarına şaş&- .. dedi, bir hayal uğrunda ne ka- is didiniyörlar, ne kâdar uğraşıyor- lar, ne kadar heyecan geçiriyorlar... a ye gp Selim ük dilek bu etine aramak merakı “ende de var erakla ona! bikere Se- eid evam biR ençtim, peldedim. ö ayal bir ço- okumuştum. Si lala ge definelerden biri- nı z süretle kolayca zen- gin ol uştur yer- de define olması ihtimalinden şüp- lenir, zamı m'orladan kay- bolur, araştırmalar dım. bu garib merakım ar! arım âra- — ... Yeni bir ar il zengin oluyor mu- un? gibi bir takım Mi 1 S0- orlardi. Fakat Tuyo lardan ii yilmiyor, azli de dili ediyordi le çü esi itaplar; satan bir gi vi kapım kem Al ışlar zi retime gelmiş EN sa bizim Maci dd e çok muzip oğlandır. simi in gö- rürse alay edeceğini b ir nun için kitabı ii emen. kapadı kenara attım. Biraz Ori sak an buzlu getirmek iç lan çıktım. e e Yeni aldığım kitap adi . Gülerek bana: — aa sen bu defineler ire den EEE dedi, sonra ala si linden kitabı ak am. Bu define dahli de kap yi ler yazılmış, garib üs enbeler Tşlm Si ai Okumağa, sonra bu pl varisim olsun. Ar sakladığım defineyi arayıp bulsun.» iv Bu satırları okudukça gözle faltaşı iner kada Simi yer Benim turduğum in dört EE mahalle linda bir Şi gösteriyordu. Bulduğum kâğıdin bir «köşesinde 1891 senesinde yaşamış.meçhul adam azılmış şöyle bir cümle ie lefineyi el ele leri kia ii i zi e e nl yaklaş GEREDE ik eyi zaman pir horoz keş- melidir.» Bunu ie. kendi a; —o .. dedim, Hele bir de- 7 yer gidip görmeli... yecan | DEFİNE Yi ki yeşil pancurlu köşkün yanındaki d lemen daha ogün ev sal ahibini . Defineden o istifade eder.» di- yordu. Binaenaleyh kâğıdı bulduğu- p ip zaran definenin biricik sahibi Belki ihtiyar kadınla bu buna ie olabilirdim. t bu kadın e aksi insandı ki eğer ben kendisin: “i ie şe der işi var. Arayar de “payımızı min a. de e pey veririz, de- saydım mut yn ydi deli is . Senin işin diye ovardı. Bu su- olduğu yerde kalırdı. ipini luktan dim. a belki ola ge ir 2 es e hafta, geceleri gayet sessiz bir muştım. Deliği açtık ari sonra bitişikteki köşkün bod duyulacak ta iye ödüm a mun duvrları ka- eli ve ein? Sonra ranların üst katta yattıkalrını öğrenmiştim. Plânda gösterilen tarz- da bodrumun ra köşkte otu- tim. Fakat bıçağı horozun Keme de- risine a sürter sürtmez hınzır ha can havlile elimden fırladı. san deği- altından kaçan ho- , kıyametler e TU ağu bod- rdına kadar açılmaz ? iv al Tüm, 8 onun kasında güzel, kız... psi durmuş, elimdeki bıçakla roza saldı: , hi bir iki tane yapıştırdı. Bereket içinde soka- a mik mağ ik iz ma, | Sirada köşkte oturan ihtiyar Ebi malleye geldim güzel kızı n ettim. Plâna'n: fine ye- tardı. Ben de onlara maksadımı an- TAG T.A'P, 3iom. 9465 Kes, 20 KW. : Salı 4/4/939 S 1286: Türk müziği -PI, »ket, saat ayarı, ajans ve meteo- 13,15: Müzik (Operet ve - PL), 1345 - 14: Ko- 1814 4 m 1230: Program, 13: Memlel ai EL BULMACAMIZ i LI : LI pa b 2 abii Ra, Arina, 8 — — Alâim, İz, 10 — Uskurlu, tm, » Aşı, 9 5 aç he pancar “kasın- / benimle alay eden Macid: — Selim, dedi, bodrumdaki defi- RA RİHİ TU TA O Yazan: İSKENDER-F. SERTELLİ e — . KINA MAN Tefrika No. 101 Güzel prenses, kardeşinin akıbetini düşünüyord Prens Ma-Çi af mı, idam mı edilecekti? belli değildi. Atsu, ilk li lee yavaş e ar birini yakalayıp - prens diye - etir. Diyordu. Sinvurun yanını ar- Deni ve biri aa aile iç kişi, gece yarısı, prens ie ni m, tılsımlı köşke girdik. iie il bir ok atarak, prensi kolundan yaraladık. vi Eli denbire uyuşm dan sarıp iple Köşk üst kai dan ormana (indirdik... Sunglaı eline düşmemek için, günlere dağ lerda kaldık... Geceleri yürüdük. rında oğullarına kalmış bir emere malik olmayan bir Direne; memleketinde hâkim ola- ei e se prensin be- iindeki bra e Bakını: — ye görünce özleri kamaştı. vE — kemerinden A gökan emini işa gi G5 e ya- Gri meşhur ei a di Artık meyus ri Şehri, yaktığım için de ke- aşi boşaltmıştın? Prens ilk defa Atsuya sem verdi: düşmemek için... — — Şimdi elimizde açi insin? ir kişinin eli ar ne Miletim yaş ike sizin zulm e urtardım. gi Biz size zuli yapmağa gel- m sizi tedip SEE istiyorduk. — Suçumuz 'ne idi? atıldı: — Kubilây hana ve Moğol bu; ! Bundan da- e sesimizi dık. Zine, İp as tahammülü. müz yoktu Dedi. Beni, kolları ve ayakları bağlı olan bir da bu EN ser- bes konuşmasına hayret etmiş! Tekrar sordu: — Senden sonra, Sung prensliğine kim ii dm yok. Fakat, evlâdlı- ön var.. da damarlarında Sung kanı aşiyan bir YE ee Beni araf- mıyacağındaı — Dr ona sa eğecekler yaparlar, eyaleti daima Sungların ola- — Bir esirin bu kadar atıp .tut- masına ben de tahammül edemem! Atsu, Samodan fazla kızmıştı. — Bu herifi neden söyletiyoruz? Bir esir çadırına atalım. Sonra tek- rar sorguya çekeriz. Dedi, elimi sollama mış on iki nöbetçi dik. ni me yur nd geçi a ağda EN li inlay Kubilâyın sarayında Prenses Ti - Vong, zenci hizmetçisile konuşuyor: — mi muzaffer gelmiş diyorlar, doğru — İİ Sunglardan ancak bir bilmiş. Buna muzafferiyeği — Kuülyln görüştü mü? — Bira; ce Kul ii ha nn yö nında dl ni çikmi Ga şehre girmi izi — Hayır. Şehir am konak- er — O halde mi ordusu mağ- Jüb olmuş demektir. Belli ki, şeh girmek için — Sam: seslerini neden duy- m0! — Bu sabah uykudan geç pe nız. Borular çalınırken siz dunuz. — Han beni bu sabah aratmadı Hayır. Çünkü, Samo geldiği zar man sn Kbly da yeni ec — Zafer borularının kim emretti. — Han emretmiş olacak. Onun emri ei e bir nöbetçi zafer borusu Ti vene ey. Si eek mağlüb elemi ledi, önce bu zaferin içyüzünü çalışırsan, sana âyrıca bahşiş te ve- receğim. Zenci ari gözleri açıldı. Prensesin parmağındaki yüzüğü se- ve aldı. Dizini öperek teşekkür Hiç merak etmeyin! Ben şimdi gidip hakikati anlarım. “Ti - Vong, hizmetçisini bu işi an- - lamağa sevkettikten sonra düşün- ui ea itün Sunglar, Moğollara esir e bile, ka eri esir olma- sına imkân yoktur. O, iy yıllar. danberi şehrin altını ka: rarak, yer rmuş. On kemmel x Köşk. yaptırmşıt lerini babamız aldığı me bir gi le yatırmadı. Ma - Çi, Sı bütün vahşi hayvanların: hir ve pısında bir mahzene a i ha; rum. Şimdi gökten bir melek gelse de, bana: «Kubilâyın ölümünü mü mi mı?» dese, düşünmeden derim ki: (Arkası var) 11) Moğollar, harbten muzaffer dönem

Bu sayıdan diğer sayfalar: